- Lügatca Harfi - H

Adsense kodları


Lügatca Harfi - H

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafız_32
Mon 6 September 2010, 07:37 pm GMT +0200
Lügatca Harfi - H


Habbe: Ufak ve yuvarlak taneler.

Hacamat: Boynuz veya şişe ile vücudun bir organına kanı topladıktan sonra neşter ile kan alma.

Hadim: Hizmet eden.

Hadis: Meydana gelen.

Hâîb: Korkak.

Hâile: Trajedi.

Hakâyik-i amîk: Derin hakikatlar.

Hakâyık-ı dîn: dinin hakikatları.

Hakâyık-ı diniyye: dînî hakikatlar.

Hakk-ı sarih: Açık, belli, bilinen hak.

Hâlât: Haller.

Hamaset: Cesaret, kahramanlık.

Handan: Gülen.

Hanuman: Ev bark.

Harb-î umümi: Birinci cihan harbi.

Harîm-i aile: Aile ocağı.

Harim-i irfan: İrfan ocağı.

Harîm-i namus: Namus dâiresi.

Harîm-i pak: Temiz ocak.

Hâsir: Hasret çeken.

Hasise: Fena huy.

Haşiye: Bir kitabın sahife kenarlarına yazılan yazı.

Hatime: Son, nihayet.

Hatt-i hareket: Hareket çizgisi, davranış.

Hatve: Adım.

Hâvi: İhtiva eden, içine alan.

Hayfâ: Heyhat!

Hazain-i servet: Varlık hazineleri.

Hazele: Yüzsüzler, adiler.

Hazık: İşinin ehli, usta.

Herc ü merc: Altüst, karışık.

Herze-vekil: Her işe karışan, boşboğaz.

Hey´et-i mficmuâ: Toplanmış heyet.

Heykel-i camit: Cansız heykel

Hezeyan: Saçma sapan konuşmalar.

Hezeyan-nâme: Yazılı saçmalıklar.

Hezl: Latife, alay, şaka.

Hezz: Diretme, tahrik.

Hırmân: Mahrumluk, ümitsizlik.

Hicrân-ı müebbbed: Ebedi ayrılık.

Hikmet-i Huda: Huda´nın hikmeti.

Hirmân: Nasipsizlik, mahrum olma.

Hiîsse-i şâyîâ: Hissedarların bölünmemiş maldaki hisseleri.

Hisseyâb-ı tenevvür: Nurlanmadan hisselenen, nurlu olan.

Hissiyât-i âşıkane: Aşıkane hisler.

Hissiyât-i garam: Şiddetli aşk duyguları.

Hissiyât-i ulviyye: Ulvî hisler.

Hukûk-i düvel: Devletler hukuku.

Hulefâ: Halîfeler.

Hulf: Verdiği sözü tutmama.

Hûn: Kan.

Hurûf: Harfler.

Hurûş: Coşma.

Huşunet: Kabalık; inatçılık.

Hutebâ: Hatipler.

Hutût-ı müthişe: Müthiş hatlar, çizgiler.

Huzzar: Huzurda bulunanlar.

Hüccâc: Hacılar.

Hüccet: Vesika, delil.

Hücre-i mesai: Çalışma odası.

Hücre-i sa’y: Çalışma odası.

Hükemâ: Hakimler, hikmetli söz söyliyenler.

Hükemâ-i islâm: İslâm hakimleri.

Hüküm-ferma: Hüküm süren.

Hüsn-i lâ-yezâl: Zevalsiz, bitimsiz güzellik.

Hüsrân-ı uuibin: Görülen, meydanda olan kayıp, ziyan.