neslinur
Fri 30 April 2010, 04:53 am GMT +0200
KUR'AN-I KERİM'İ ÖĞRENİP OKUMAK VE DİNLEMEK
VAZİFELERİ
Her müslüman için namazı caiz olacak miktar Kur'an-ı Kerim'den
ezber etmek, bir farz-ı ayndır. Fatiha sûresi ile diğer bir sûreyi ezber
etmek de vaciptir ki, bununla farz da yerine getirilmiş olur. Kur'an-ı
Mübin'in diğer kısımlarını ezberleyip hafız olmak da ehli İslâm için bir
farz-ı kifayedir.
Kur'an-ı Kerim'i namaz dışında Mushaf-ı şerif'ten bakarak okumak,
ezber okumaktan daha faziletlidir. Çünkü bu takdirde okuma ibadeti ile
Mushaf-ı şerif'e bakma ibadeti toplanmış olur.
Kur'an-ı Azim'i namaz dışında da kıbleye yönelerek ve güzel
elbiseler giyinmiş bulunarak taharet üzere okumak müstehaptır. Evvelinde
"eüzü" ile "besmele"yi okumak da müstehaptır.
Kur'an-ı Mübin'i ayda bir kere hatim etmek daha iyidir. Senede bir,
kırk günde bir, haftada bir hatim edilmesini tercih edenler de vardır. Üç
günden az bir müddette hatim edilmesi müstehap değildir. Çünkü böyle
az bir müddette okunacak bir Kur'an-ı Azîm'in yüksek mânalarını
düşünmek mümkün olamaz, tecvidine de belki riayet edilemez.
Kur'an-ı Kerim'i dinlemek bir farz-ı kifayedir. Bununla beraber
başka işler ile uğraşan kimselerin yanlarında Kur'an âyetlerinin seslice
okunması uygun değildir. Bu halde Kur'an-ı zişan'ı dinlemeyenler değil,
okuyanlar günaha girmiş olurlar.
Kur'an-ı Hakim'i okumak, nafile ibadetten ve aşikâre okumak,
sessizce okumaktan ve dinlemek, okumaktan daha faziletlidir. Yeter ki
riyadan uzak olsun.
Bir kimse, yürürken veya bir iş görürken Kur'an-ı Kerim'i
okuyabilir. Yeter ki bu hal, Kur'an'ın gafletle okunmasına sebebiyet
vermesin.
Namaz kılınması mekruh olan vakitlerde dua ile, tesbih ile,
Peygamber Efendimiz'e salât-ü selâm ile meşgul olmak, Kur'an-ı Kerim'i
okumaktan daha faziletlidir.
Kur'an-ı Kerim'i güzel ses ile tecvid üzere okumak müstehaptır.
Nitekim bir hadis-i şerif'te:
لكل شيئ حلية وحلية القرآن حسن الصوت
"Her şeyin bir süsü vardır, Kur'an'ın süsü de güzel sestir."
buyrulmuştur.
Fakat tecvide aykırı şekilde telhin ile, terci' ile, nağmeler ile
okumak caiz değildir. Kelimeleri değiştiren bir lâhn (hata), ihtilafsız
haramdır. Lâhn ile Kur'an okuyan kimseye doğrusunu ihtar etmek, işiten
kimse için yapılması gerekli dini bir vazifedir. Ancak bu yüzden
aralarında bir düşmanlık, bir kin meydana geleceği bilinirse, o müstesna.
Kur'an-ı Azîmüşsan'ı okuyup öğrenmiş olan kimse, daha sonra
Mushaf'ı şerif'ten okuyamayacak derecede unutacak olsa, günahkâr olur.
Kur'an-ı Kerim'i okumak gibi başkasına okutmak da pek büyük bir
ibadettir. Bir hadîs-i şerifte:
خيرآم من تعلم القرآن وعلمه
"Sizin en faziletliniz, Kur'an'ı öğrenip başkalarına öğreteninizdir."
buyrulmuştur. Diğer bir hadisi şerifte de:
القراء عرفاء اهل الجنة
VAZİFELERİ
Her müslüman için namazı caiz olacak miktar Kur'an-ı Kerim'den
ezber etmek, bir farz-ı ayndır. Fatiha sûresi ile diğer bir sûreyi ezber
etmek de vaciptir ki, bununla farz da yerine getirilmiş olur. Kur'an-ı
Mübin'in diğer kısımlarını ezberleyip hafız olmak da ehli İslâm için bir
farz-ı kifayedir.
Kur'an-ı Kerim'i namaz dışında Mushaf-ı şerif'ten bakarak okumak,
ezber okumaktan daha faziletlidir. Çünkü bu takdirde okuma ibadeti ile
Mushaf-ı şerif'e bakma ibadeti toplanmış olur.
Kur'an-ı Azim'i namaz dışında da kıbleye yönelerek ve güzel
elbiseler giyinmiş bulunarak taharet üzere okumak müstehaptır. Evvelinde
"eüzü" ile "besmele"yi okumak da müstehaptır.
Kur'an-ı Mübin'i ayda bir kere hatim etmek daha iyidir. Senede bir,
kırk günde bir, haftada bir hatim edilmesini tercih edenler de vardır. Üç
günden az bir müddette hatim edilmesi müstehap değildir. Çünkü böyle
az bir müddette okunacak bir Kur'an-ı Azîm'in yüksek mânalarını
düşünmek mümkün olamaz, tecvidine de belki riayet edilemez.
Kur'an-ı Kerim'i dinlemek bir farz-ı kifayedir. Bununla beraber
başka işler ile uğraşan kimselerin yanlarında Kur'an âyetlerinin seslice
okunması uygun değildir. Bu halde Kur'an-ı zişan'ı dinlemeyenler değil,
okuyanlar günaha girmiş olurlar.
Kur'an-ı Hakim'i okumak, nafile ibadetten ve aşikâre okumak,
sessizce okumaktan ve dinlemek, okumaktan daha faziletlidir. Yeter ki
riyadan uzak olsun.
Bir kimse, yürürken veya bir iş görürken Kur'an-ı Kerim'i
okuyabilir. Yeter ki bu hal, Kur'an'ın gafletle okunmasına sebebiyet
vermesin.
Namaz kılınması mekruh olan vakitlerde dua ile, tesbih ile,
Peygamber Efendimiz'e salât-ü selâm ile meşgul olmak, Kur'an-ı Kerim'i
okumaktan daha faziletlidir.
Kur'an-ı Kerim'i güzel ses ile tecvid üzere okumak müstehaptır.
Nitekim bir hadis-i şerif'te:
لكل شيئ حلية وحلية القرآن حسن الصوت
"Her şeyin bir süsü vardır, Kur'an'ın süsü de güzel sestir."
buyrulmuştur.
Fakat tecvide aykırı şekilde telhin ile, terci' ile, nağmeler ile
okumak caiz değildir. Kelimeleri değiştiren bir lâhn (hata), ihtilafsız
haramdır. Lâhn ile Kur'an okuyan kimseye doğrusunu ihtar etmek, işiten
kimse için yapılması gerekli dini bir vazifedir. Ancak bu yüzden
aralarında bir düşmanlık, bir kin meydana geleceği bilinirse, o müstesna.
Kur'an-ı Azîmüşsan'ı okuyup öğrenmiş olan kimse, daha sonra
Mushaf'ı şerif'ten okuyamayacak derecede unutacak olsa, günahkâr olur.
Kur'an-ı Kerim'i okumak gibi başkasına okutmak da pek büyük bir
ibadettir. Bir hadîs-i şerifte:
خيرآم من تعلم القرآن وعلمه
"Sizin en faziletliniz, Kur'an'ı öğrenip başkalarına öğreteninizdir."
buyrulmuştur. Diğer bir hadisi şerifte de:
القراء عرفاء اهل الجنة