sidretül münteha
Thu 2 June 2011, 05:15 pm GMT +0200
Kur'an'dan Belirli Bir Şeyi Özel Olarak Değerlendirip Geri Kalanı Terk Etmek Caiz Değildir
Kur'an'dan bir sûreyi tekrar tekrar namazda bir rek'at içinde veya namaz dışında okumak, Kur'an'dan belli bir parçaya özel işlem yapıp gerisini bırakmak kabilindendir. Zira Kur'anı okumak böyle meşru olmamıştır. Ne namaz içinde ne de namaz dışında hususî surette Kur'an'dan bir parçanın okunması söz konusu değildir. Bu özel uygulamayı yapan kimse Allah'a ibadet etme görevini kendi görüşüne göre düzenlemiş olur. ibn Vaddah, Mus'ab[126] dan şu rivayeti nakletmiştik "Süfyan'a[127] Kulhuvellâhü ahad (ihlas) suresini başkalarını okumadığı kadar çok okuyan bir kimsenin durumunu sordular. Süfyan bundan hoşlanmadı ve şöyle dedi:
Sizler ancak (başkalarına) uyan kimselersiniz. O halde (dinde) ilk kimselere uyunuz. Bu ilklerden bize böyle bir şey ulaşmamıştır. Kur'an ancak okunmak için indirilmiştir. Ondan herhangi bir şey (bir suresi veya âyeti) hususi bir tarzda işleme tabi tutulamaz."
İmam Mâlikten İbnu'l Kâsım'ın[128] işitmesi yoluyla Utbiyye'de rivayet edildiğine göre İmam Mâlik'e namazın bir rek'atında tekrar tekrar "Kul hüvellahu Ehad" okumanın durumu sorulduğunda, o bundan hoşlanmamış ve şöyle demiştir:
Bu (insanların) sonradan ortaya çıkardıkları işlerdendir. İlm Rüşd'e göre bunun yorumu şöyledir:
Her ne kadar sahih rivayetlerde bildirildiği gibi îhlas suresi Kur'anın üçte birine denk ise de selefden onun namazda tekrar tekrar okunması gibi bir uygulama gelmemiştir. Bu meselenin açıklamasında, bu husus iyi düşünülmelidir. İbn Rüşd'ün söylediğine göre ihlas ile ilgili hadiste, onu tekrar tekrar okumanın aslı meşru ise de sonradan çıkarılmış bir iş olduğuna işaret vardır. Arefe günü akşamı camide toplu olarak Kur'an okuyup Arafat'takilere benzemek için dua etmek de sonradan çıkarılmış şeylerdendir.[129]
[126] Bu zât. Mus'ab b. Sabit b. Abdullah h. Zübeyr b. Avvam el'Esedî'dir. Babasından ve bir gurup alimden rivayette bulunmuştur. İbadetine düşkün ama hadis (rivayetin)de özensiz biridir. İbn Main onun (hadis rivayetinde) zayıf olduğunu bildirmiştir. Yedinci tabakadan olan Musalı hicri 157 de vefat etmiştir. Bakınız: Takrib. 2/251; Şezerât, 1/242.
[127] Bu zât. İmam Ebû Abdullah Süfyan b. Said b. Mesrûk es-Sevrî'dir. Küfeli olan Süfyan’i Sevri sıka olup müctehid imamlardan biridir. Süfyan takva sahibi, ibadetine düşkün, (hadisde) hafız, fıkıh bilgini, imam ve hüccettir. Nadiren (rivayetlerinde) karıştırırdı. Süfyan, yedinci tabakanın önde gelenlerindendir. Hicretin 161. yılında 64 yaşında vefat etmiştir. Bakınız: Takrib.1/311: Tezkire, 1/203; Mizan, 2/169
[128] Bu zât. Ebu Abdullah -bir başka deyişe göre Ebu Ubeydillah- Abdurrahman b. Kasım b. Halid el-Uteki el-Mısrîdir. İmam Mâlikin arkadaşı, güvenilir bir fıkıh bilginidir. Onuncu tabakanın büyüklerinden olan îbn Kasım, hicri 191 yılında vefat etmiştir. Bakınız: Takrib, 1/495: Şezerat. 1/329. Ayrıca Muvatta'ın mukaddimesine de bakınız.
[129] Birtakım kimselerin belirli günlerde ve özel münasebetlerde toplanarak "Samediyye" adını verdikleri şeyi ve (Kur an hatmi dışında) hatimler okumaları da böyledir. Özellikle yaygın olarak gördüğümüz, yolculuğa çıkılarak düzenlenen mevlütlerle yapılan merasimler de böyledir.
İmam Şatıbi, el-İ’tisam Kitap Dünyası Yayınları: 2/20.