- Kuranda Rab kelimesinin kullanılışı

Adsense kodları


Kuranda Rab kelimesinin kullanılışı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sidretül münteha
Tue 18 January 2011, 07:21 pm GMT +0200
KURAN'DA RAB KELİMESİNİN KULLANILIŞI


Rab kelimesi Kuran'da, az önce zikrettiğimiz bütün mânâlarda kullanılmaktadır. Bazı yerlerde bu mânâlardan biri veya ikisi, bazı yerlerde de, daha fazla mânâ kastedilebilir. Bir üçüncü yerde, kelime aynı anda beş mânâda birden kullanılabilir. İşte bu mânâda kullanılan Kuran âyetleri:

Birinci mânâda...


 "(Yusuf:) "Allah'a sığınırım. Doğrusu o benim rabbimdir. Beni en güzel şekilde barındırmıştır."(Yusuf,23) (Müfessirlerden bazısının yaptığı gibi, âyette Yusuf (a.s.)'un rabbi kelimesi ile Mısır Azizini kastettiği zannına kapılınmamalıdır. Zira daki zamir, Yusuf (a.s.)'un meazallah sözü ile sığındığı Allah'a aittir. Allah lâfzı, işaret zamirine yakın iken, hangi ihtiyaca binaen yakında zikredilmemiş bir şahsa ait olduğu kabul ediliyor? Eseri Arapça’ya çeviren M. Kâzım Sebbak şöyle diyor: "Üstad Mevdûdî'nin  deki zamirin Mısır Azizine raci oluşunu yanlış bulduğu şık, Taberî Tefsiri (V, 108)'nin Mücâhid ve İbn İshak'tan nakledilmeyen rivayetlere dayanıyor. Doğru gördüğü şık ise, et-Taberî'nin Mecmeu'l-Beyan (V, 223)'da rivayet ettiği "Denildi ki, zamir Allah'a racidir." Mânâ: "Allah rabbimdir, bana iyilik etti, beni peygamber kıldı, O'na ebediyyen isyan etmem" şeklindeki ibaresine dayanmaktadır.)

 İkinci mânâda...


 (Birinci mânâdaki tasavvurlarla beraber)

"İşte o taptıklarınız benim düşmanımdır. Fakat alemlerin Rabbi böyle değil. O (Rab) ki, beni yaratan ve bana doğru yolu gösterendir. Bana yediren, bana içiren O'dur. Hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur" (Şuara, 77-80).

"Size ulaşan her nimet Allah'tandır. Sonra size her hangi bir keder ve musibet dokunduğu zaman ancak O'na tazarru ve feryat edersiniz. Nihayet O, sizden bu keder ve musibeti açıp giderdiği vakit ise içinizden bir takımları, bakarsınız ki Rabblerine eş tutuyorlar"(Nahl,53-54).

"De ki: O her şeyin Rabbi iken, ben Allah'tan başka bir Rab mı arayacağım?" (En'am,164).

"O, doğunun da batının da Rabbıdır. O'ndan başka hiç bir ilâh yok. O halde güvenecek ve dayanacak olarak O'nu tut" (Müzzemmil, 9)

Üçüncü mânâda...

 "O sizin Rabbinizdir. Ve nihayet ancak O'na döndürüleceksiniz." (Hûd, 34).

"Nihayet hepinizin dönüp gidişi, ancak Rabbinizedir" (Zümer, 7).

"De ki: Rabbimiz hepimizi bir araya toplayacak" (Sebe,26)

"Yerde yürüyen hiç bir hayvan ve iki kanadı ile uçan hiç bir kuş hariç olmamak üzere, hepsi sizin gibi ümmetlerdi. Biz o kitapta hiç bir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet hepsi de ancak Rablerine toplanıp getirilirler" (En'am, 38).

"Sûra üfürülmüştür. Artık bakarsın ki, onlar kabirlerinden kalkıp Rablerine doğru koşup gidiyorlar" (Yasin, 51)

 Dördüncü mânâda...

 (Üçüncü mânâdan bazı tasavvurlarla beraber)

"Onlar, Allah'ı bırakıp bilginlerini, rahiplerini Rabler edindiler" (Tevbe, 31)

"...Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi Rabler edinmeyelim. (Âl-i İmran, 64).

Bu iki ayette Rablerden amaç, genellikle ümmet ve toplulukların önder ve rehber edindikleri kimselerdir. Onlar emir ve yasaklarına boyun eğerler, şeriat ve kanunlarına tabi olurlar, Allah'ın gönderdiği hiç bir delile dayanmaksızın haram ve helal dediklerine inanırlar, bütün bunlardan öte, kendiliklerinden emir ve yasak koyabileceklerine imân ederler.

"İkinizden biriniz efendisine (rabbine) şarap içirecek" (Yusuf- 41).

"Bu ikisinden kurtulacağını bildiği kimseye dedi ki: Beni efendinin (Rabbinin) yanında an. Fakat şeytan efendisine (Rabbine) hatırlatmayı ona unutturdu" (Yusuf 42). "Yusuf’a elçi gelince -Efendine dön de, ellerini kesen o kadınların zoru ne idi? Kendisine sor. Şüphe yok ki benim Rabbim onların fendini hakkıyla bilicidir- dedi" (Yusuf, 50). Yusuf, (s.a) bu ayetlerde Mısırlılara hitaben, Mısır Azizini rab, efendi kelimesi ile isimlendiriyor. Çünkü Mısırlı'lar onun yüce otoritesine ve merkezi kişiliğine inanıyorlar, emir ve yasak koymaya sahip olduğuna îman ediyorlardı. O günkü pratik hayatta O, onların rabbi durumunda idi. Yalnız Yusuf’un (s.a) Rab kelimesini kendi nefsine nispetle Allah'tan başkası için kullanmıyordu. Zira O, Firavun'un (bu anlamda) Rablığını kabul etmiyordu. En üstün Kudret sahibi, emir ve nehyin gerçek maliki olan Allah'a inanıyordu.

Beşinci mânâda...

 "Şu beytin Rabbine ibâdet etsinler onlar. O Rab ki onları açlıktan kurtarıp doyuran, kendilerine korkudan eminlik verendir." (Kureyş, 3-4)

"Galebe sahibi Rabbin, onların isnat etmekte oldukları vasıflardan yücedir, münezzehtir" (Saffat, 180).

"Arşın Rabbi olan Allah,onların vasfedegeldikleri her şeyden yücedir,münezzehtir"(Enbiya, 22).

"De ki: Kim o yedi göğün Rabbi ve o büyük Arşın sahibi?" (Müminûn, 86).

"O, göklerin ve yerin ve bunlar arasında ne varsa hepsinin Rabbidir. Doğuların da Rabbidir O." (Saffat, 5)

"Hakikat şu: Şi'ra yıldızının Rabbi de O." (Necm, 49)



ceren
Fri 26 June 2015, 06:55 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim.Rab kelimesinin kur an da hangi ayetde ve neden kullanıldığını öğrenmiş olduk...

[Muhammed]
Fri 26 June 2015, 09:05 pm GMT +0200
Ve Alleykümselam Ve Rahmetullah Ve Berekatuh.Kuran-ı kerimde Rab kelimsinin kulanışını öğrenmiş olduk.Rabbim idrakımızı artırsın İnşaAllah.Allah razı olsun.