sumeyye
Tue 18 January 2011, 04:40 pm GMT +0200
Kur'ân'da Yenilmesi Haram Olan Şeyler:
Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır:
"Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanmış, boğulmuş, (küt bir şeyle) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, toslama sonucu ölmüş ile, canavarların yediği hayvanlar ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna-, dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkma (fısk)dır.[512]
Leş ve kan, pis oldukları için haram kılınmıştır. Domuz, gazaba uğramış bazı kavimlerin, şekline sokulduğu irnesh) bir hayvandır. [513]
Allah'tan başkası adına boğazlanmış ve dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanların haram kılınması, şirkin kökünün kazınması için bir önlemdir. Hem fiilin çirkinliği -daha önce de belirtildiği gibi o fiilin üzerinde işlendiği şeye de sirayet etmektedir.
Boğulmuş, boğazı sıkılmak suretiyle öldürülmüş hayvandır.
(Küt bir şeyle vurulup öldürülmüş, delici ve kesici bir âletle usûlü dairesinde boğazlanmamış, aldığı derbe sonucu ölmüş hayvan demektir.)
Yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, yüksek bir yerden düşme ya da yuvarlanma sonucu Ölmüş hayvandır.
Toslama sonucu ölmüş, boynuzlarla toslanmak suretiyle öldürülmüş hayvandır.
Canavarların yediği hayvanlardan maksat, onlardan arta kalan kısımdır.
Bütün bunların haramlığı, temiz ve helâl olan boğazlama usûlüne uymaması, canının çıkarılmasının kesici bir âletle, boğazdan (zebh) ya da boğazın göğüse birleştiği yerden (narh) yapılmaması yüzündendir. Hayvanın helâl olması için konulan bu usûl, yukarıda sayılan hayvanların haram olmasını gerektirmiştir.
Akıtılmış kan[514] necistir (onda mikroplar ürer ve) etrafa dağılır, yenmesi halinde bütün beden onunla pislenir.
"Ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna" ifadesi, sözü edilen hayvanların henüz canlı iken yetişilip kesilmesi halini hükümden istisna etmektedir.
"Fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı" ifadesinden maksat şudur: Cahiliye döneminde insanlar, kendileri için takdir edilen hayır ya da şerri, kullanmakta oldukları fal oklarıyla öğrenmek isterlerdi. Bu oklardan birinde "yap", diğerinde "yapma" yazılıydı. Üçüncüsü ise boştu. Bu fiil, yasaklanmıştır; zira Allah'a bir iftiradır ve cehalet üzere dayalı bir uygulamadır. [515]
Canlı Hayvanın Hedef Kılınması:
Rasûlullah (s.a.), bir hayvanın hedef dikilmesini ve bu şekilde öldürülen hayvanın yenilmesini yasaklamıştır. Cahiliye döneminde insanlar, hayvanları hedef dikerler ve onlara ok atarlardı. Bunda, hayvana verilen gereksiz bir işkence vardır. Çünkü bu yolla o hayvan, ne Allah'a bir kurban, ne de nimetin sahibine karşı şükür ifadesi olur.
Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz Allah Teâlâ, ihsanı (iyi davranmayı) her şey üzerine yazmıştır. Bu itibarla öldüreceğiniz zaman Öldürme işini güzel yapın! Boğazladığınız zaman güzel boğazlayın! Sizden biriniz, bıçağını keskinleştirsin ve boğazlayacağı hayvana acı çektirmesin![516]
Hayvanın acı çekmeden bir an evvel Ölmesini temin edecek bir yol tutmak, rahmet sâikine tabi olmanın sonucudur. Bu, âlemlerin Rabbinin razı olacağı bir meziyettir; ailevî ve medenî maslahatların pek çoğu bu haslet üzerine kuruludur. [517]
Canlı Hayvandan Yemek Maksadıyla Bir Organın Kesilmesi:
Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: "Canlı hayvandan kesilen bir organ murdardır. [518] Cahiliye döneminde insanlar, develerin horgüçlerinden et alırlar, koyunların kuyruklarını keserlerdi. Bu hayvana bir işkencedir ve Sâri' Teâlâ'nın meşru kıldığı 'boğazlama ameliyesine muhaliftir. Bu yüzden yasaklanmıştır. [519]
[512] Mâide 5/3.
[513] Bu hayvanın pis oluşu, hazmının zorluğu yanında etinde Şerit (tenya) gibi kurtçukları barındırdığı ve yenüniesinin tıbben de zararlı olduğu ortaya çıkmıştır
[514] Hayvan usûlü dairesinde kesildikten sonra damarlarda kalan kan haram değildir.(Ç)
[515] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/578-579.
[516] Müslim, Sayd, 57; Ebû Dâvûd, Edâhî, 11.
[517] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/579-580.
[518] Ebû Dâvûd, Edâhî, 24; Tirmizî, Sayd, 12.
[519] Şah Veliyyullah Dihlevî, Hüccetullâhi’l-Bâliğa İslâm Düşüncesinin İlkeleri, İz Yayınları: 2/580.