MEHMET/8/A/ENES
Wed 11 February 2015, 01:43 pm GMT +0200
Kur’an’ın mucize oluşunun kanıtları nelerdir?
Kur’an, lafzı, üslubu ve içeriği bakımından akıllara durgunluk veren, hayrette bırakan büyük ve ebedi bir mucizedir. Diğer Peygamberlerin mucizeleri, dönemleri geçince bittiği, onları yalnız o dönemde yaşayanlar gördüğü halde, Kur’an mucizesi kıyamete kadar sürecektir.
Kur’an-ı Kerim hem söz hem de mana yönünden mucizedir ve eşsizdir. Onun söz yönünden mucize oluşu, Arap edebiyatının en üst noktada olduğu bir dönemde inmesine rağmen, Araplar’a kendisinin bir benzerini getirmeleri için meydan okumuş olması, onları bu konuda aciz bırakmasıdır. Nitekim bu husus Ku’an’da şöyle açıklanır: “Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sure getirin. Eğer iddianızda doğru iseniz Allah’tan başka şahitlerinizi (yardımcılarınızı) çağırın. Bunu yapamazsanız -ki elbette yapamayacaksınız- yakıtı, insan ve taş olan cehennem ateşinden sakının.” (Bakara, 2/23-24; Hud 11/13; Tur, 52/33-34) Kur’an’ın bu meydan okuması karşısında hasımların en kolay bir yol olarak bunu yapmak yerine, en zor bir yol olan kılıca davranarak savaşı tercih etmeleri aciz kaldıklarının kesin kanıtıdır.
Öte yandan Kur’an-ı Kerim mana yönüyle de mucizedir. Hz. Muhammed (s.a.s.)’in okuma yazma bilmeyen bir kimse iken, Allah’tan aldığı vahiy ile insanlara bildirdiği Kur’an, en yüksek gerçekleri de kapsamaktadır. İster pozitif ister sosyal bilimler alanında, insanlığın asırlar sonra ulaştığı gerçekler, asırlar önce Kur’an tarafından haber verilmiş, hiçbir buluş, onun getirdiklerinin aksini ortaya koyamamıştır. Aksine bilimsel gelişmeler, Kur’an’ın anlaşılmasını kolaylaştırmıştır.
Ayrıca ilgili kaynaklarda genişçe açıklandığı üzere, Kur’an’ın ses uyumu, dinleyenleri sıkmaması, her asırda yüz binlerce insan tarafından ezberlenmesi vb. açılardan da onun mucize olduğu açıktır.
Kaynak: Dini Soruları Cevaplandırma Platformu
Rabbim (c.c.) bize vesile olan hocamıza rahmet eylesin.
Kur’an, lafzı, üslubu ve içeriği bakımından akıllara durgunluk veren, hayrette bırakan büyük ve ebedi bir mucizedir. Diğer Peygamberlerin mucizeleri, dönemleri geçince bittiği, onları yalnız o dönemde yaşayanlar gördüğü halde, Kur’an mucizesi kıyamete kadar sürecektir.
Kur’an-ı Kerim hem söz hem de mana yönünden mucizedir ve eşsizdir. Onun söz yönünden mucize oluşu, Arap edebiyatının en üst noktada olduğu bir dönemde inmesine rağmen, Araplar’a kendisinin bir benzerini getirmeleri için meydan okumuş olması, onları bu konuda aciz bırakmasıdır. Nitekim bu husus Ku’an’da şöyle açıklanır: “Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sure getirin. Eğer iddianızda doğru iseniz Allah’tan başka şahitlerinizi (yardımcılarınızı) çağırın. Bunu yapamazsanız -ki elbette yapamayacaksınız- yakıtı, insan ve taş olan cehennem ateşinden sakının.” (Bakara, 2/23-24; Hud 11/13; Tur, 52/33-34) Kur’an’ın bu meydan okuması karşısında hasımların en kolay bir yol olarak bunu yapmak yerine, en zor bir yol olan kılıca davranarak savaşı tercih etmeleri aciz kaldıklarının kesin kanıtıdır.
Öte yandan Kur’an-ı Kerim mana yönüyle de mucizedir. Hz. Muhammed (s.a.s.)’in okuma yazma bilmeyen bir kimse iken, Allah’tan aldığı vahiy ile insanlara bildirdiği Kur’an, en yüksek gerçekleri de kapsamaktadır. İster pozitif ister sosyal bilimler alanında, insanlığın asırlar sonra ulaştığı gerçekler, asırlar önce Kur’an tarafından haber verilmiş, hiçbir buluş, onun getirdiklerinin aksini ortaya koyamamıştır. Aksine bilimsel gelişmeler, Kur’an’ın anlaşılmasını kolaylaştırmıştır.
Ayrıca ilgili kaynaklarda genişçe açıklandığı üzere, Kur’an’ın ses uyumu, dinleyenleri sıkmaması, her asırda yüz binlerce insan tarafından ezberlenmesi vb. açılardan da onun mucize olduğu açıktır.
Kaynak: Dini Soruları Cevaplandırma Platformu
Rabbim (c.c.) bize vesile olan hocamıza rahmet eylesin.