saniyenur
Fri 13 January 2012, 08:04 pm GMT +0200
Kudret Sıfatına İlişkin Hususlar
Bu sözleriyle mahlukatı yaratmadan önce ezelde sıfatlarının sabit olduğuna işaret etmektedir. Burada "herşey (kül)" sözü ile bunun kapsamı hakkında açıklamada bulunmamız gerekmektedir. Bu tabirin herbir konumdaki kapsamı ilgili karine’ler ışığında o makama uygun olarak anlaşılmalıdır. Bu da Yüce Allah’ın izniyle ileride "Kelâm Meselesi" ile ilgili açıklamalar esnasında gelecektir.
Mutezile Yüce Allah’ın: "Allah herşeye gücü yetendir". (el-Bakara, 2/284) buyruğundan anlaşılan manayı tahrif ederek şöyle demişlerdir: O kendisi için kudreti çerçevesinde olan herşeye kadir’dir. Kulların fiillerine gelince Mutezile’ye göre onlara kadir değildir. Kendi aralarında: Bu fiillerin benzerlerine muktedir midir, değil midir? hususunda ise görüş ayrılığına düşmüşlerdir.
Ancak durum onların dedikleri gibi olsaydı, o zaman o iddialarının şu sözlerine benzemesi gerekirdi: O, bildiği herşeyi bilendir. Yarattığı herşeyin yaratıcısıdır... ve buna benzer anlamsız diğer ifadeler onların da bu iddialarını andırırdı. Onlar bu sözleriyle Yüce Allah’ın herşeye kadir olması demek olan kudretinin kemal vasfını reddetmiş olmaktadırlar.
Ehl-i sünnet’e gelince, onlara göre Yüce Allah herşeye kâdir’dir. Mümkün olan bütün varlıklar bunun kapsamına girmektedir. Zatı itibariyle muhal (imkânsız) şeylere gelince bir şeyin aynı anda ve aynı durumda hem var, hem yok olması gibi böyle bir şeyin de hakikati yoktur ve bunun varlığı da düşünülemez. Akıl sahibi kimselerin ittifakı ile de buna "şey" dahi denilemez. Yüce Allah’ın kendi zatının bir benzerini yaratması, kendi zatını yoketmesi ve buna benzer imkânsız şeyler de bu kabildendir.
İşte bu esas Yüce Allah’ın umumi ve eksiksiz rububiyetine iman etmektir. Bütün bunlara kâdir olduğuna iman etmeyen bir kimse, Yüce Allah’ın herşeyin Rabbi olduğuna iman etmiş olmaz. O’nun herşeye kadir olduğuna iman etmedikçe de O’nun rubûbiyyetinin eksiksizliğine ve kemaline iman edilmiş olmaz.