Eslemnur
Wed 20 October 2010, 09:14 am GMT +0200
Kitabın Metodu Hakkında Birkaç Söz
Kitapta Peygamber'in (s.a.v.) sünneti temel prensip olarak kabul edilmiştir. Hiçbir şekilde yazar, düşüncesini desteklemek için sünnetten bir delil aramamış, aksine hadisler, fikirlerine kaynak olmuştur. Yazar çocuğun eğitimi konusunda batı kaynaklarını okumuş fakat bunlarda eksik tecrübe ve yorumlardan oluşan birbirinden farklı görüşlerin dışında bir şey görmemiştir. Ama konuyla ilgili ne zaman bir hadis görse, Allah'ın ihsan ettiği (ilim) nuruyla gönlü aydınlanmış ve hadisin, birbirinden farklı görüşleri ortadan kaldırıp neticeye bağladığını açıklayarak yol gösterdiğini, emir ve yasakları telkin ettiğini görmüştür. Böylece çocuklarla ilgili hadisler konusunda, bir yorgunluk ve bıkkınlık olmadan daha çok araştırma yapılmasının gereğine ve izlediği metodun sağlamlığına olan imanı artmıştır, işte bu durum, Rasûlüllah'ın (s.a.v.) doğrudan veya dolaylı talimatı, tasvibi veya tashihiyle çocuklarla olan münasebetini inceleme noktasında yazarın şevk ve heyecanını artırmıştır.
Hz. Ali, Peygamber'in (s.a.v.) sünnetinin esas alınmasını tüm ümmete tavsiye etmiş ve bunun sağlam bir yol olduğunu ifade etmiştir: "Size Rasûlüllah'tan bir hadis naklettiğimde, bunun en kolay, en doğru, en tutarlı ve en güvenilir bir yol olduğunu kabul edin."[30] Bundan dolayı bu kitap şu özellikleri taşımaktadır:
1- Hadis, bu kitabın temel kaynağıdır.
2- Bu demektir ki, diğer görüş ve ekollerin aksine bu kitap, sebat ve istikrarla nitelenen saf ve temiz kaynaktan (Rasûlüllah (s.a.v.)'den) beslenmiştir.
3- Rasûlüllah'ın (s.a.v.) şahsına uymak. Bu, Allah'a kulluk etmek ve emrini yerine getirmek demektir. Zâhidlerden Saîd b. İsmail şöyle der: "Söz ve davranış itibariyle sünneti yaşayan kimse hikmet konuşur. Heva ve hevesine göre yaşayan kimse ise bid'at konuşur. Çünkü Allah şöyle buyurur:
"Eğer ona (Peygamber'e) itaat ederseniz, doğru yolu bulmuş olursunuz."[31]
4- Çocuğun dünyasında birçok meçhuller vardır. Bu varlık, gizli şeyleri/tarafları bilen kâmil bir şahsa ihtiyaç duyar. O da, çocuğun söz konusu bilinmeyen dünyasını aydınlatacak olan Rasûlüllah'ın (s.a.v.) zâtıdır.
5- Bu kitap, babaların ve çocuklar için zahmetini çekip göğüs gerdikleri sıkıntılara veya bizzat çocukların kendi problemlerine değinmemiştir. Sadece söz konusu sıkıntı ve problemleri kökten çözebilecek prensipler koymuştur. Herhangi bir problem meydana geldiği takdirde, bu demektir ki nebevi reçetenin uygulanmasında bir aksaklık vardır. Böyle olunca, eğitimcinin, bu kitapta geçen ölçü ve prensibleri en güzel şekilde çocuğa sunmaktan başka yapacağı bir şey yoktur. Böyle yapılırsa, tüm sıkıntı ve problemlerin üstesinden gelinebilecektir.
6- Herhangi bir eğitimcinin, sorumlunun veya ana babanın, bu kitaba göre hareket ederek, çocuklarını içinde bulundukları halden daha iyi bir duruma getirmeleri mümkündür.
7- Yazar, batı veya doğu eğitim ekolleriyle karşılaştırma yoluna gitmemiştir. Bunun birkaç sebebi olup en önemlileri şunlardır:
a) Batılı araştırmacının içinde bulunduğu ve sıkıntısını çektiği inanç boşluğu. Bu durumda onun, fikirleri işlemesi eksik olacaktır.
b) Batılı araştırmacının, çelişki sınırına varan birçok farklı görüşten hoşlanmaması. O halde, önder bir peygamberi olduğu sürece müslüman çocuğun, kâfirlerin laboratuarı/kobayı olmaya ihtiyacı yoktur.
c) Batılı akademisyen, laboratuar deneylerine güvenir. Bu deney ve verilerin kendilerine has şartları vardır. Ayrıca denenen örneklerin ve inceleme yapanın da kendine has şartları vardır.
8- Bu kitabın çocuklara hitap ettiği doğrudur. Ama aynı şekilde ana babaları ve eğitimcileri de eğitmekte, onların taşkınlıklarını frenlemekte ve görevlerini yerine getirmedeki ihmallerini hatırlatmaktadır.
9- İlmiyle âmil bir hocanın nasihati dikkate alınarak, kitapta hadis veya uygulamalı örneklere geniş olarak yer verilmiş, yazarın söz ve yorumu imkan nisbetinde aza indirilmiş ve bunun yerine selefin söz ve tavsiyeleri bahis mevzuu edilmiştir.
10- Yazar, selef-i sâlihin hayatından uygulamalı örnekler vermiştir. Böylece fikirler daha da vuzuha kavuşacak ve eğitimcinin elinde hazır malzeme olacaktır. Artık eğitimci bunu çocuğun yapı ve psikolojisini dikkate alarak uygun bir vakitte kullanır. Nitekim "Salih kullar anıldığı zaman, rahmet (ve bereketler) iner." denilmiştir.
11- Her nakil ve alıntının kaynağı gösterilmiştir.
12- Kitap altı bölüm olarak hazırlanmıştır:
Birinci Bölüm, ana baba ve eğitimciler;
İkinci Bölüm, doğumundan iki yaşma kadar çocuk;
Üçüncü Bölüm, iki yaşından bulûğa kadar çocuğun şahsiyet yapısı;
Dördüncü Bölüm, ana babaya iyilik etmeye teşvik ve onlara karşı gelmekten korkutmak;
Beşinci Bölüm, nebevi eğitim yolları
Altıncı Bölüm, çocuğun cezalandırılması ve disipline edilmesi hakkındadır.
13- Bunlara ilave olarak kitap şu ilkeleri de taşımaktadır:
a) Kapsamlılık: Kitap, çocuğun ihtiyaç duyduğu hayatın tüm alanlarına temas etmektedir.
b) Gerçeklik: Rasûlüllah'ın (s.a.v,), çocuklarını eğitme konusunda sahabe ve doğrudan çocuklara yaptığı tavsiye ve telkinler, yani realite bu kitabın temeli olmakta; batı eğitiminde olduğu gibi laboratuvar deneylerine ya da istatistiki verilere dayanmamaktadır.
c) Evrensellik: Kitap, yeryüzünün hangi bölgesinde ve hangi çağda yaşarsa yaşasın müslüman çocuğa hitap etmektedir.
d) Eşitlik: Kitap bütün çocuklar arasında eşit davranmakta, her çocuğu muhatap kabul etmekte; zengin ile fakirin, güçlü ile güçsüzün, beyaz ile siyahın arasında fark gözetmemektedir.
e) Denge: Kitap, çocuğun yapısını ele aldığı gibi, tüm ihtiyaçlarına da cevap vermekte ve onun şimdi ve gelecekte istikrarlı ve dengeli bir şekilde yaşamasına zemin hazırlamaktadır.
f) Vahdet: Müslüman çocukların aynı kaynaktan, yani Rasûlüllah'tan (s.a.v.) beslendikleri nazarı itibara alınırsa, bu kitap onlar için duygu, davranış, ahlak ve düşünce birliğini gerçekleştirmektedir.
14- Araştırmanın yazıya geçirilmesi birkaç aşamadan geçmiştir: Toplama, bölümlere ayırma, yazma ve matematik denklemlerine benzeyen bir takım temel kaide ve esaslarla tesbit edilmiş metodik formül. Bütün bunlar -Allah'ın izniyle- müslüman bir çocuk şahsiyetinin oluşması için altyapı hazırlayacak, çocuğu inşa edebilecek ve problemlerini çözebilecektir.
Çocuğun yetiştirilmesi konusunda, bu metoda göre hareket eden ve kitabın Beşinci Bölümünde açıklanan nebevî yol ve yöntemleri tatbik eden ana baba görevini yapmıştır. Nihaî durum ise Allah'ın elindedir; neticeyi O'na havale etmek gerekir. Böylece ana baba sorumluluktan kurtulmuş olur. Çünkü onlar, kendilerine düşen vazifeyi yapmışlar, Rasûlüllah'a (s.a.v.) uyma noktasında Allah'ın vacip kıldığı yol ve yöntemi tatbik etmişlerdir: "Andolsun ki, Rasûlüllah'ta sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanları ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnek vardır."[32]
"Kim Rasûle itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Kim de yüz çevirirse, seni onların başına bekçi göndermedik."[33]
Kitabın sonunda ana baba ile ilgili kırk hadis, ezberlemeleri için çocuklarla da ilgili kırk hadis verilmiş, bu da ana babalara kolaylık sağlamıştır.
15- Son olarak şunu söylemek istiyorum: Okuyuculara arzettiğim bu çalışma, sekiz yılımı almış mütevazî bir denemedir. Bütün iyi ve doğru tesbitler Allah'ın tevfikinden, eksik ve yanlışlar ise bendendir. Tüm imkansızlıklar ve ilmi çalışmanın başında olmakla birlikte, benim vardığım sonuç budur. Eğitimle ilgili bu çalışmanın bütünüyle doğru olduğunu kesinlikle ifade etmiyorum. Ayrıca bunun Allah ve Rasûlünün hükmü olduğunu da iddia etmiyorum. Çünkü bu, benim yapacağım şey değildir. Bu hususta, Rasûlüllah'ın (s.a.v.) ordu veya seriye komutanına vasiyette bulunurken söylediği şu söz bana yeter:
"Bir kaleyi kuşattığında, orada bulunanlar senden kendilerine Allah'ın hükmünü uygulamanı isterlerse, onlara Allah'ın hükmünü tatbik etme! Fakat onlara kendi hükmünü tatbik et! Çünkü sen, onlar hakkında Allah'ın hükmüne isabet edip edemediğini bilemezsin!"[34]
Hikmet sahibi bilginler de şöyle demiştir:
"Bir eser ortaya koyan kimse, mutlaka birşeyi hedeflemiştir; eğer hedefi iyi olur ve güzel bir eser ortaya koyarsa hayırla yâdedilir, hedefi kötü olur ve güzel bir eser ortaya koyamamışsa bir kenara bırakılır."[35]
Bitirirken, yüce Allah'tan bana yardım ve destekte bulunan herkesi "temiz gönül (kalb-i selîm) ile Allah'a gelenler müstesna, mal ve evladın fayda vermeyeceği günde" ecir ve sevaba nail kılmasını içtenlikle niyaz ediyorum. Ayrıca, eksik ve yanlışlar için beni ikaz eden ve müslüman çocuğun inşasında katkıları bulunan herkese teşekkür ediyorum. Sanıyorum okuyucular gıyabımda bana, meleklerin "Amin" diyecekleri duayı yapmak suretiyle ahde vefa göstereceklerdir.
Allah niyetimizi bilmektedir ve O herşeyden haberdardır.
Muhammed Nûr SÜVEYD
Kuveyt - Sâlimiyye
12 Rabîulevvel 1404/15 Aralık 1983[36]