- Kıskançlık kadınlarla başbaşa kalmak

Adsense kodları


Kıskançlık kadınlarla başbaşa kalmak

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sidretül münteha
Sun 9 January 2011, 03:53 pm GMT +0200
Kıskançlık, Kadınlarla Başbaşa Kalmak, Kadınlara Bakmak

 

4338- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Şüphesiz Allah kıskanır. Mü'min de kıs­kanır. Allah'ın kıskanması, mü'minin Allah'ın haram ettiği şeyi yapmasıdır (onun haram iş­lemesini hiç istemez)."[278]

 

4339- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Allah'tan daha kıskanç kimse yoktur. Bu­nun içindir ki açık ve kapalı tüm hayâsızlıkla­rı yasaklamıştır. Övgüden Allah kadar hoşla­nan kimse de yoktur. Bunun içindir ki, kendi­ni övmüştür."

[İkisi de Buhârî, Müslim ve Tirmizî'ye aittir][279]

 

4340- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Sa'd bin Ubâde dedi ki:

"Ey Allah'ın Resulü! Bir adamı ailemle görürsem, dört şahit bulup getirmedikçe ona dokunmayacak mıyım?"

"Evet" buyurdu.

"Hayır. Seni Hak ile gönderene yemin ederim ki, dört şahit bulmadan hemen onun kılıcımla başını uçururum" dedi. Allah Resu­lü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dedi:

"Efendiniz ne diyor, iyi dinleyin. O çok kıskançtır. Ben ondan daha kıskancım. Allah ise benden daha kıskançtır." [Müslim][280]

 

4341- Onun ve Buhârî'nin Muğîre bin Şu'be'den yaptıkları rivayet:

"Allah'tan daha kıskanç kimse olamaz. Özrü Allah'tan çok kimse sevemez. Bunun içindir ki müjdeleyici ve korkutucu peygam­berler göndermiştir. Övülmeyi, Allah'tan da­ha çok kimse sevemez. Bunun içindir ki cen­neti va'd etmiştir."[281]

 

4342- Âişe radiyallahu anhâ'dan:

"Bir gece Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, Âişe'nin yanından çıkmıştı. (Onun nöbetinde) hanımlarından birinin yanma git­miş olabilir diye içine kıskançlık düştü. Geri

dönünce hâlini anladı ve «Kıskandın mı?» di­ye sordu.

«Benim gibi kadın, senin gibi erkeği kıs­kanmaz mı?» deyince, şöyle dedi:

«Şeytanın sana gelmiş.»

«Benimle şeytan mı vardır?»

«Beraberinde şeytanı olmayan hiç kimse yoktur.»

«Seninle de mi vardır?»

«Evet. Lâkin Allah bana ona karşı yardım etti de o, müslüman oldu» buyurdu."

[Müslim ve Nesâî][282]

 

4343- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "O ve Hafsa bir seferinde Allah Resulü sal­lallahu aleyhi ve sellem ile beraberdiler. Gece olunca Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onunla (Âişe) ile beraber konuşarak yürüdü. Bunun üzerine Hafsa, Âişe'ye şöyle demiş:

«Sen benim deveme bin, ben de senin de­vene bineyim. Sen de bakarsın, ben de baka­rım.» Kabul etmiş ve öyle yapmış.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ge­lince, Hafsa'yı Âişe'nin devesinin üstünde görmüş. Hafsa'ya selâm verip, konaklayınca-ya kadar onunla beraber yürümüş. Âişe, bu suretle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sel­lem'i kaybetti ve kıskandı. (Hırsından) ayağı­nı izhir otu arasına koyup Allah'a şöyle dua etmeye başladı:

«Ya Rabbi! Beni bir akrep ya da yılan sok­sun da Resulün gelsin ve ona hiçbir şey söyleyemiyeyim»." [Buhârî ve Müslim][283]

 

4344- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Safiyye kadar güzel yemek yapan gör­medim. O, evimdeyken Allah Resulü sallalla­hu aleyhi ve sellem'e yemek yaptı ve gönder­di. Aşırı kıskançlığımdan beni bir öfke aldı ve titremeye başladım. Tabağı kırdım, sonra piş­man oldum ve dedim ki:

«Ey Allah'ın Resulü! Yaptığımın keffâreti nedir?» Şöyle buyurdu:

«Tabağa karşı bir tabak, yemeğe karşı da bir yemek verirsin, olur biter» buyurdu. [Ebû Dâvud ve Nesâî][284]

 

4345- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem

bir seferde idi; biz de onunla beraberdik. Safiyye'nin devesi hastalandı; Zeyneb'de fazla deve vardı. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle dedi:

«Safiyye' nin devesi hastalandı, sende faz­la deve var, onu ona versen olmaz mı?»

Buna şu cevabı verdi:

«Bu Yahudi kadına mı vereceğim?»

Bunun üzerine Peygamber sallallahu aley­hi ve sellem ona kızdı, ZilHicce'nin kalan günleri dahil, Muharrem, Safer ve Rebi'den birkaç gün ondan uzaklaştı. Hatta Zeynep eş­yasını ve yatağını kaldırdı. Artık onun kendi­sine hiçbir ihtiyacı kalmadığını sandı. Birgün öğle üzeri otururken gelmekte olan bir gölge gördü, hemen eşyasını ve yatağını da yerine koydu." [Taberânî, Mıt'cernu'l-Evsafte.][285]

 

4346- Ebû Dâvud, "Onu Zi'1-Hicce, Mu­harrem (aylan) ve Safer'den de birkaç gün terk etti" kavline kadar aynı hadisi nakletti.[286]

 

4347- Ukbe bin Âmir radiyallahu anh'-dan:

(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Sizleri (yanlarında mahremleri bulun­mayan) kadınların yanlarına girmekten sa­kındırırım."

Bunun üzerine Ensâr'dan olan bir adam:

"(Kocanın babalan ve oğullarından başka olan) erkek akrabalarına ne dersin?"

"(Kadının) onlarla yalnız kalması ölüm­dür" buyurdu. [Buhârî, Müslim ve Tirmizî][287]

 

4348- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Yanında mahremi olmaksızın hiçbiriniz bir kadınla sakın başbasa kalmasın."

Bir adam dedi ki:

"Ey Allah'ın Resulü! Hanımım hacca gi­diyor, ben de falan orduya yazıldım."

"Dön; hanımınla hacca git!" buyurdu. [Buhârî ve Müslim][288]

 

4349- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'-dan:

"Hâşimoğullarından bir grup insan Esma bint Umeys'in yanına girdiler. Ebû Bekr de girdi. O zaman Esma bint Umeys onun (Ebû Bekr'in) nikâhlısı idi.

Ebû Bekr bundan hoşlanmadı, canı sıkıl­dı. Gidip durumu Peygamber sallallahu aley­hi ve sellem'e bildirdi ve «hayırdan başka bir şey de görmedim» dedi. Bunun üzerine Pey­gamber sallallahu aleyhi ve sellem:

«Şübhe yok ki Allah onu bundan (kötü davranıştan) berî kılmıştır» buyurdu.

Sonra minbere çıkıp şöyle hitap etti:

«Bugünümden sonra kimse, yanında bir veya iki adam olmadan, kocası evde olmayan kadının yanına girmesin»." [Müslim][289]

 

4350- Amr bin el-Âs'm azatlısı radiyalla­hu anh'dan:

"Amr bin el-Âs, Ali'ye birini gönderip kendisi için Esma bint Umeys'in yanma gir­mek için izin istedi. Ona (Ali) izin verdi. İşi bitince, Amr bin el-Âs'in azatlısı bu tutumunu Amr'a sordu; şu cevabı verdi:

«Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, kocalarının izni olmadan kadınların yanına girmemizi yasakladı»." [Tirmizî][290]

 

4351- Enes radiyallahu anh'dan: "Aklında (zekâsında) bir şeyler olan bir kadın Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem'e «Seninle bir işim var» dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:

«Ey falanını annesi! Hangi sokakta ister­sen beni orada bekle, gelip senin işini görece­ğim» dedi ve yolun birinde kadının işini gö­rünceye kadar onunla yalnız basma kaldı."

[Müslim ve Ebû Dâvud.][291]

 

4352- Cerir radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel­lem'e (kadınlara yönelen) ani (gayr-ı iradî, kasıtsız) bakıştan sordum; şöyle buyurdu:

«Gözünü hemen çevir!» [Müslim, Tirmizî ve Ebû Dâvud][292]

 

4353- Bureyde radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Ey Ali! Bakışına bakış ekleme! Zira ilk bakış sanadır (günah olmaz); ama ikinci ba­kış ise aleyhinedir (günahtır)."

[Tirmizî ve Ebû Dâvud.][293]

 

4354- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, kızı Fâtıma'ya ona hibe ettiği bir köle ile gel­di. Fâtıma'nın sırtında öyle bir elbise vardı ki, başını örttüğü zaman ayaklan; ayaklarını ört­tüğü zaman başı dışarda kalıyordu. Fâtı-ma'nm karşılaşacağı (manzarayı) görünce, şöyle buyurdu:

«Senin için bunun bir sakıncası yoktur. Bu senin baban, öbürü de kölendir»." [Ebû Dâvud][294]

 

4355- Ümmü Seleme radiyallahu an-hâ'dan:

"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, onun yanındaydı. Evde muhannes (kadın kı­lıklı erkek) vardı. (O muhannes) Ümmü Sele-me'nin kardeşi Abdullah bin Ebî Ümeyye'ye dedi ki:

«Ey Abdullah! Allah yarın Tâif'in fethini nüyesser kılarsa, sana Ğaylân'ın kızını göste­receğim. O (kız semizlikten dolayı karnı) dört büklümle karşılar, sekiz büklüm ile arkaya döner.» Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

«Bunlar sizin yanınıza girmesin»."

İbn Güreye dedi ki:

"Sözkonusu muhannes Hiyt'tir."

[Buhârî, Müslim, Muvâtta ve Ebû Dâvud.][295]

 

4356- Onun (Ebû Davud'un) ayrıca Âişe'den rivayeti: "Onu (muhannesi) Peygam­ber sallallahu aleyhi ve sellem evden çıkardı. O, Beydâ'da idi (yani oraya sürüldü). Pey­gamber sallallahu aleyhi-ve sellem'e denildi ki: «Bu takdirde o, açlıktan ölür.» Bunun üze­rine her cuma iki kere gelip eve girmesine izin verdi. İhtiyaçlarını ister, sonra dönerdi.[296]

 

4357- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, erkekten muhanneslere (kadın kılıklılara), ka­dınlardan da kendilerini erkeklere benzetenle­re lanet etmiş ve şöyle buyurmuştur: «Onları evlerinizden çıkartın.» Bunun üzerine o, falan kadını çıkarttı. Ömer de falan erkeği çıkarttı." [Buhârî, Tirmizî ve Ebû Dâvud.][297]

 

4358- Ümmü Seleme radiyallahu anhâ'dan:

"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'in yanındaydım. Yanında Meymûnede vardı. İbn Ümmi Mektûm geldi. Bu bize hicâb (örtünme) emri geldikten sonra idi. İçei> ye girdi. Bize şöyle buyurdu:

«Haydi ikiniz de kapanın!» Dedik ki:

«Ey Allah'ın Resulü! O, âmâ değil mi? Bizi ne görür ve ne de tanır»." Şöyle buyurdu:

«Siz ikiniz kör müsünüz? Onu görmüyo1 musunuz?»" [Tirmizî ve Ebû Dâvud.][298]

 

4359- Ebû Üseyd radiyallahu ana dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, mescidin dışındayken erkeklerin kadınlarla karışmış vaziyette olduğunu gördü. Onlara (kadınlara) şöyle dedi:

«Siz biraz geriden gelin. Yolun ortasın­da durup yolu kapatmanız doğru değildir.»

Bundan sonra kadınlar neredeyse duva­ra yapışacak kadar kenardan yürürlerdi. Hatta şiddetli yapışmasından dolayı elbise­sinin nerdeyse duvara takıldığı olurdu."

[Ebû Dâvud][299]

 

4360- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yolda yürürken önünde bir kadın belirdi. Ona:

«Haydi sen biraz kenara çekil!" dedi. Ka­dın şu cevabı verdi:

«Yol geniştir.» Bunun üzerine şöyle bu­yurdu:

«Bırakın onu o zorba bir kadındır»." [Rezîn][300]

 

4361- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bir adamın iki kadın arasında yürümesini ya­sakladı." [Ebû Dâvud][301]

 

4362- Enes radiyallahu anh'dan: "Bulûğa erdiğimin (ihtilam olduğumun) sabahı Peygamber sallallahu aleyhi ve sel­lem'in yanma girip durumumu bildirince, şöyle buyurdu:

«Kadınların yanına girme!» O günkü ka­dar şiddetli (zoruma giden) bir gün görme­dim." [Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat ve's-Sağîr'de.][302]

 

4363- Ammâr bin Yâsir radiyallahu anh'­dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Üç kimse vardır ki asla cennete giremez­ler: Deyyus, erkek kılıklı kadın ve devamlı iç­ki içen kimse."

"Deyyus kimdir?" diye sordular; şöyle bu­yurdu:

"Evine kimin girdiğine aldırmayan kimse." [Taberânî, Mu'cemu'l-Kebir'de daha uzun bir me­tinle.][303]

 

4364- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)

"Birbirini sevenler için nikâh (evlenmek) kadar güzel bir şey görülmemiştir." [ibn Mâce][304]

 

[278] Bu hadisi Buhârî (nikâh 107/4, VI, 156), Müslim (tevbe no. 36, s. 2114) ve Tirmîzî (no. 1168), Yahya b. e. Kesîr an Ebî Seleme an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc et­tiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/276.

[279] Bu hadisi Buhârî (nikâh 107/2, VI, 156; tefsîr A'râf 1, V, 196; tefsîr En'âm 7, V, 194; tevhîd 15/1, VIII, 171), Müslim (tevbe no. 32-34, s. 2113-4) ve Tirmizî (no. 3520), Ebû Vâil an İbn Mes'ûd asl-ı senedi ile tahrîc et­tiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/276.

[280] Bu hadisi Mâlik (akdiye 17, s. 737), Müslim (liân no. 14-6, s. 1135) ve Ebû Dâvud (no. 4532-3), Süheyl b. e. Salih an ebîhî an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc etti­ler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/276.

[281] Bu hadisi Buhârî (nikâh 107, VI, 156; hudûd 40, VIII, 31) ve Müslim (liân no. 17, s. 1136), Abdülmelik b. Umeyr an Verrâd Kâtibi'l-Muğîre ani'l-Muğîre asl-ı se­nedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/276.

[282] Bu hadisi Müslim (münâfikîn no. 70, s. 2168) ve Nesâî (işretu'n-nisâ 4, VII, 72), İbn Vehb an Ebî Sahr an İbn Kusayt an Urve an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/276.

[283] Bu hadisi Buhârî (nikâh 97, VI, 154) ve Müslim (fadâ-ilu's-sahâbe no. 88, s. 1894-5), Ebû Nuaym an Abdihâ-hidb. Eymen an İbn e. Müleyke ani'l-Kâstm an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/276-277.

[284] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3568) ve Nesâî (işretu'n-nisâ 4, VII, 71), es-Sevrî an Füleyt el-Âmirî an Cesre binti Decâce an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Abdihâ-hidb. Eymen an İbn e. Müleyke ani'l-Kâstm an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/277.

[285] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 4602), İbn Mâce (no. 1973) ve Taberânî (Mu'cemu'l-Kebîr XXIV, 70-71; M. el-Evsat I, 145a), Hammâdb. Seleme an Sabit el-Bünâ-nî an Sümeyye an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Sümeyye'nin hâli bilinmemektedir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/277.

[286] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 4602), İbn Mâce (no. 1973) ve Taberânî (Mu'cemu'l-Kebîr XXIV, 70-71; M. el-Evsat I, 145a), Hammâdb. Seleme an Sabit el-Bünâ-nî an Sümeyye an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Sümeyye'nin hâli bilinmemektedir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/277.

[287] Bu hadisi Buhârî (nikâh 111/1. VI, 158-9), Müslim (se­lâm no. 20, s. 1711) ve Tîrmizî (no. 1171), Leys b. Sa'd an Yeztd b. e. Habîb an Ebri-Hayr an Ukbe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/277.

[288] Buhârî (nikâh 111/2, VI, 159; cezâu's-sayd 26, II. 219) ve Müslim (hacc no. 424, s. 978), Amr b. Dînâr an Ebi Ma'bed an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/277-278.

[289] Bu hadisi Müslim (selâm no. 22, s. 1711), İbn Vehb an Amr b. el-Hâris an Bekr b. Sevâde an Abdirrahman b. Cübeyr an İbn Amr asl-ı senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/278.

[290] Bu hadisi Tîrmizî (no. 2779), Süveyd an Abdillah an Şu' be ani'I-Hakem an Zekvân an mevlâ Amr b. el-Âs se­nedi ile tahrîc etti ve isnadı hakkında "hasen sahîh" hük­mü verdi.

Cübeyr an İbn Amr asl-ı senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/278.

[291] 'îu hadisi Müslim (fadâil no. 76, s. 1812-3), EbûBekrb e. Şeybe an Yezîd b. Hârûn an Hammâd b. Seleme an Sa­bit an Enes; Ebû Dâvud (no. 4818), Mervân an Humeyd an Enes senedleriyle tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/278.

[292] Bu hadisi Müslim (âdâb no. 45, s. 1699-700), Ebû Dâ­vud (no. 2148) ve Tirmizî (no. 2776), Amr b. Saîd an EM Zür'a an Cerh- b. Abdillah asl-ı senedi ile tahrîc et­tiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/278.

[293] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2149) ve Tirmizî (no. 2777), Şertk an Ebî Rabîa el-lyâdî an İbn Büreyde an ebîhî se­nedi ile tahrîc ettiler.

İsnadı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/278.

[294] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 4106), Muh. b. îsâ an EbîCü-mey Salim b. Dînâr an Sabit an Enes senedi ile tahrîc et­ti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/278-279.

[295] Bu hadisi Mâlik (vasiyyet no. 5, s. 767), Buhârî (nikâh 113, VI, 159; libâs 62/2, VII, 55), Müslim (selâm 32, s. 1715) ve Ebû Dâvud (no. 4929), Hisâm b. Urve an ebî­hî an Zeyneb binti Ümmi Seleme an Ümmi Seleme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/279.

[296] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/279.

[297] Bu hadisi Buhârî (hudûd 33, VIII, 28; libâs 62/1, VII, 55), Ebû Dâvud (no. 4930) ve Tirmizî (no. 2785-6), Yah­ya b, e. Kesîr an Ikrime an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tah­rîc ettiler.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/279.

[298] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 4112) ve Tirmizî (no. 2778), Yûnus ani'z-Zührî an Nebhân mevlâ Ümmi Seleme an Ümmi Seleme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.

Tirmizî, isnadı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/279.

[299] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 5272), Abdullah b. Mesleme an Abdilazîz b. Muh. an EbYl-Yemân an Şeddâd b. e. Amr b. Hammâs an ebîhî an Hamza b. e. Useyd el-En-sârî an ebîhî senedi ile tahrîc etti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/279.

[300] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/280.

[301] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 5273), Muh. b. Yahya b. Fa­ra an Ebî Kuteybe Selm b. Kuteybe an Dâvud b. e. Sa­lih el-Miizenî an Nâfi' an İbn Ömer senedi ile tahrîc et­ti.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/280.

[302] Râvilerinden Züfer b. Süleyman tevsîk edilmiştir, ancak ondaki bir miktar zaaf zararsızdır. Diğer râvileri güveni­lir kimselerdir (Mecma' IV, 326).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/280.

[303] Râvilerinden Musâtîr'i taz'îf eden kimse mevcut değil­dir (Mecma' IV, 327).

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/280.

[304] Bu hadisi İbn Mâce (no. 1847), Muh. b. Yahya an Saîd b. Süleyman an Muh. b. Müslim an Ibr. b. Meysere an Tavus an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti. Zevâid'de isnadının sahîh, ricalinin ise güvenilir kimseler olduğu söylenmiştir.

Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/280.


ceren
Mon 20 November 2017, 05:42 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.rabbim bizleri şeytandan gelecek ve yolda saptıracak günaha sokacak tüm davranışlardan uzak eylesin .Kıskançlık gibi insanı yolundan saptıracak davranışlardan da uzak eylesin inşallah...

Sevgi.
Tue 21 November 2017, 07:05 am GMT +0200
Aleyküm Selâm Ve Rahmetüllahi Ve Berakâtühu 🌸

Mevlam bizleri Rızasına uygun yaşıyanlardan eylesin inşaAllah

Bilal2009
Tue 21 November 2017, 04:44 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri doğru yoldan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun