sidretül münteha
Sun 9 January 2011, 03:53 pm GMT +0200
Kıskançlık, Kadınlarla Başbaşa Kalmak, Kadınlara Bakmak
4338- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Şüphesiz Allah kıskanır. Mü'min de kıskanır. Allah'ın kıskanması, mü'minin Allah'ın haram ettiği şeyi yapmasıdır (onun haram işlemesini hiç istemez)."[278]
4339- İbn Mes'ûd radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Allah'tan daha kıskanç kimse yoktur. Bunun içindir ki açık ve kapalı tüm hayâsızlıkları yasaklamıştır. Övgüden Allah kadar hoşlanan kimse de yoktur. Bunun içindir ki, kendini övmüştür."
[İkisi de Buhârî, Müslim ve Tirmizî'ye aittir][279]
4340- Ebû Hureyre radiyallahu anh'dan: Sa'd bin Ubâde dedi ki:
"Ey Allah'ın Resulü! Bir adamı ailemle görürsem, dört şahit bulup getirmedikçe ona dokunmayacak mıyım?"
"Evet" buyurdu.
"Hayır. Seni Hak ile gönderene yemin ederim ki, dört şahit bulmadan hemen onun kılıcımla başını uçururum" dedi. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem şöyle dedi:
"Efendiniz ne diyor, iyi dinleyin. O çok kıskançtır. Ben ondan daha kıskancım. Allah ise benden daha kıskançtır." [Müslim][280]
4341- Onun ve Buhârî'nin Muğîre bin Şu'be'den yaptıkları rivayet:
"Allah'tan daha kıskanç kimse olamaz. Özrü Allah'tan çok kimse sevemez. Bunun içindir ki müjdeleyici ve korkutucu peygamberler göndermiştir. Övülmeyi, Allah'tan daha çok kimse sevemez. Bunun içindir ki cenneti va'd etmiştir."[281]
4342- Âişe radiyallahu anhâ'dan:
"Bir gece Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, Âişe'nin yanından çıkmıştı. (Onun nöbetinde) hanımlarından birinin yanma gitmiş olabilir diye içine kıskançlık düştü. Geri
dönünce hâlini anladı ve «Kıskandın mı?» diye sordu.
«Benim gibi kadın, senin gibi erkeği kıskanmaz mı?» deyince, şöyle dedi:
«Şeytanın sana gelmiş.»
«Benimle şeytan mı vardır?»
«Beraberinde şeytanı olmayan hiç kimse yoktur.»
«Seninle de mi vardır?»
«Evet. Lâkin Allah bana ona karşı yardım etti de o, müslüman oldu» buyurdu."
[Müslim ve Nesâî][282]
4343- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "O ve Hafsa bir seferinde Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ile beraberdiler. Gece olunca Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onunla (Âişe) ile beraber konuşarak yürüdü. Bunun üzerine Hafsa, Âişe'ye şöyle demiş:
«Sen benim deveme bin, ben de senin devene bineyim. Sen de bakarsın, ben de bakarım.» Kabul etmiş ve öyle yapmış.
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem gelince, Hafsa'yı Âişe'nin devesinin üstünde görmüş. Hafsa'ya selâm verip, konaklayınca-ya kadar onunla beraber yürümüş. Âişe, bu suretle Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i kaybetti ve kıskandı. (Hırsından) ayağını izhir otu arasına koyup Allah'a şöyle dua etmeye başladı:
«Ya Rabbi! Beni bir akrep ya da yılan soksun da Resulün gelsin ve ona hiçbir şey söyleyemiyeyim»." [Buhârî ve Müslim][283]
4344- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Safiyye kadar güzel yemek yapan görmedim. O, evimdeyken Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e yemek yaptı ve gönderdi. Aşırı kıskançlığımdan beni bir öfke aldı ve titremeye başladım. Tabağı kırdım, sonra pişman oldum ve dedim ki:
«Ey Allah'ın Resulü! Yaptığımın keffâreti nedir?» Şöyle buyurdu:
«Tabağa karşı bir tabak, yemeğe karşı da bir yemek verirsin, olur biter» buyurdu. [Ebû Dâvud ve Nesâî][284]
4345- Âişe radiyallahu anhâ'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem
bir seferde idi; biz de onunla beraberdik. Safiyye'nin devesi hastalandı; Zeyneb'de fazla deve vardı. Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem ona şöyle dedi:
«Safiyye' nin devesi hastalandı, sende fazla deve var, onu ona versen olmaz mı?»
Buna şu cevabı verdi:
«Bu Yahudi kadına mı vereceğim?»
Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ona kızdı, ZilHicce'nin kalan günleri dahil, Muharrem, Safer ve Rebi'den birkaç gün ondan uzaklaştı. Hatta Zeynep eşyasını ve yatağını kaldırdı. Artık onun kendisine hiçbir ihtiyacı kalmadığını sandı. Birgün öğle üzeri otururken gelmekte olan bir gölge gördü, hemen eşyasını ve yatağını da yerine koydu." [Taberânî, Mıt'cernu'l-Evsafte.][285]
4346- Ebû Dâvud, "Onu Zi'1-Hicce, Muharrem (aylan) ve Safer'den de birkaç gün terk etti" kavline kadar aynı hadisi nakletti.[286]
4347- Ukbe bin Âmir radiyallahu anh'-dan:
(Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Sizleri (yanlarında mahremleri bulunmayan) kadınların yanlarına girmekten sakındırırım."
Bunun üzerine Ensâr'dan olan bir adam:
"(Kocanın babalan ve oğullarından başka olan) erkek akrabalarına ne dersin?"
"(Kadının) onlarla yalnız kalması ölümdür" buyurdu. [Buhârî, Müslim ve Tirmizî][287]
4348- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Yanında mahremi olmaksızın hiçbiriniz bir kadınla sakın başbasa kalmasın."
Bir adam dedi ki:
"Ey Allah'ın Resulü! Hanımım hacca gidiyor, ben de falan orduya yazıldım."
"Dön; hanımınla hacca git!" buyurdu. [Buhârî ve Müslim][288]
4349- İbn Amr bin el-Âs radiyallahu anh'-dan:
"Hâşimoğullarından bir grup insan Esma bint Umeys'in yanına girdiler. Ebû Bekr de girdi. O zaman Esma bint Umeys onun (Ebû Bekr'in) nikâhlısı idi.
Ebû Bekr bundan hoşlanmadı, canı sıkıldı. Gidip durumu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e bildirdi ve «hayırdan başka bir şey de görmedim» dedi. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
«Şübhe yok ki Allah onu bundan (kötü davranıştan) berî kılmıştır» buyurdu.
Sonra minbere çıkıp şöyle hitap etti:
«Bugünümden sonra kimse, yanında bir veya iki adam olmadan, kocası evde olmayan kadının yanına girmesin»." [Müslim][289]
4350- Amr bin el-Âs'm azatlısı radiyallahu anh'dan:
"Amr bin el-Âs, Ali'ye birini gönderip kendisi için Esma bint Umeys'in yanma girmek için izin istedi. Ona (Ali) izin verdi. İşi bitince, Amr bin el-Âs'in azatlısı bu tutumunu Amr'a sordu; şu cevabı verdi:
«Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem, kocalarının izni olmadan kadınların yanına girmemizi yasakladı»." [Tirmizî][290]
4351- Enes radiyallahu anh'dan: "Aklında (zekâsında) bir şeyler olan bir kadın Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e «Seninle bir işim var» dedi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
«Ey falanını annesi! Hangi sokakta istersen beni orada bekle, gelip senin işini göreceğim» dedi ve yolun birinde kadının işini görünceye kadar onunla yalnız basma kaldı."
[Müslim ve Ebû Dâvud.][291]
4352- Cerir radiyallahu anh'dan: "Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem'e (kadınlara yönelen) ani (gayr-ı iradî, kasıtsız) bakıştan sordum; şöyle buyurdu:
«Gözünü hemen çevir!» [Müslim, Tirmizî ve Ebû Dâvud][292]
4353- Bureyde radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Ey Ali! Bakışına bakış ekleme! Zira ilk bakış sanadır (günah olmaz); ama ikinci bakış ise aleyhinedir (günahtır)."
[Tirmizî ve Ebû Dâvud.][293]
4354- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, kızı Fâtıma'ya ona hibe ettiği bir köle ile geldi. Fâtıma'nın sırtında öyle bir elbise vardı ki, başını örttüğü zaman ayaklan; ayaklarını örttüğü zaman başı dışarda kalıyordu. Fâtı-ma'nm karşılaşacağı (manzarayı) görünce, şöyle buyurdu:
«Senin için bunun bir sakıncası yoktur. Bu senin baban, öbürü de kölendir»." [Ebû Dâvud][294]
4355- Ümmü Seleme radiyallahu an-hâ'dan:
"Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, onun yanındaydı. Evde muhannes (kadın kılıklı erkek) vardı. (O muhannes) Ümmü Sele-me'nin kardeşi Abdullah bin Ebî Ümeyye'ye dedi ki:
«Ey Abdullah! Allah yarın Tâif'in fethini nüyesser kılarsa, sana Ğaylân'ın kızını göstereceğim. O (kız semizlikten dolayı karnı) dört büklümle karşılar, sekiz büklüm ile arkaya döner.» Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
«Bunlar sizin yanınıza girmesin»."
İbn Güreye dedi ki:
"Sözkonusu muhannes Hiyt'tir."
[Buhârî, Müslim, Muvâtta ve Ebû Dâvud.][295]
4356- Onun (Ebû Davud'un) ayrıca Âişe'den rivayeti: "Onu (muhannesi) Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem evden çıkardı. O, Beydâ'da idi (yani oraya sürüldü). Peygamber sallallahu aleyhi-ve sellem'e denildi ki: «Bu takdirde o, açlıktan ölür.» Bunun üzerine her cuma iki kere gelip eve girmesine izin verdi. İhtiyaçlarını ister, sonra dönerdi.[296]
4357- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, erkekten muhanneslere (kadın kılıklılara), kadınlardan da kendilerini erkeklere benzetenlere lanet etmiş ve şöyle buyurmuştur: «Onları evlerinizden çıkartın.» Bunun üzerine o, falan kadını çıkarttı. Ömer de falan erkeği çıkarttı." [Buhârî, Tirmizî ve Ebû Dâvud.][297]
4358- Ümmü Seleme radiyallahu anhâ'dan:
"Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sel-lem'in yanındaydım. Yanında Meymûnede vardı. İbn Ümmi Mektûm geldi. Bu bize hicâb (örtünme) emri geldikten sonra idi. İçei> ye girdi. Bize şöyle buyurdu:
«Haydi ikiniz de kapanın!» Dedik ki:
«Ey Allah'ın Resulü! O, âmâ değil mi? Bizi ne görür ve ne de tanır»." Şöyle buyurdu:
«Siz ikiniz kör müsünüz? Onu görmüyo1 musunuz?»" [Tirmizî ve Ebû Dâvud.][298]
4359- Ebû Üseyd radiyallahu ana dan: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, mescidin dışındayken erkeklerin kadınlarla karışmış vaziyette olduğunu gördü. Onlara (kadınlara) şöyle dedi:
«Siz biraz geriden gelin. Yolun ortasında durup yolu kapatmanız doğru değildir.»
Bundan sonra kadınlar neredeyse duvara yapışacak kadar kenardan yürürlerdi. Hatta şiddetli yapışmasından dolayı elbisesinin nerdeyse duvara takıldığı olurdu."
[Ebû Dâvud][299]
4360- Enes radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem yolda yürürken önünde bir kadın belirdi. Ona:
«Haydi sen biraz kenara çekil!" dedi. Kadın şu cevabı verdi:
«Yol geniştir.» Bunun üzerine şöyle buyurdu:
«Bırakın onu o zorba bir kadındır»." [Rezîn][300]
4361- İbn Ömer radiyallahu anh'dan: "Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, bir adamın iki kadın arasında yürümesini yasakladı." [Ebû Dâvud][301]
4362- Enes radiyallahu anh'dan: "Bulûğa erdiğimin (ihtilam olduğumun) sabahı Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in yanma girip durumumu bildirince, şöyle buyurdu:
«Kadınların yanına girme!» O günkü kadar şiddetli (zoruma giden) bir gün görmedim." [Taberânî, Mu'cemu'l-Evsat ve's-Sağîr'de.][302]
4363- Ammâr bin Yâsir radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Üç kimse vardır ki asla cennete giremezler: Deyyus, erkek kılıklı kadın ve devamlı içki içen kimse."
"Deyyus kimdir?" diye sordular; şöyle buyurdu:
"Evine kimin girdiğine aldırmayan kimse." [Taberânî, Mu'cemu'l-Kebir'de daha uzun bir metinle.][303]
4364- İbn Abbâs radiyallahu anh'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:)
"Birbirini sevenler için nikâh (evlenmek) kadar güzel bir şey görülmemiştir." [ibn Mâce][304]
[278] Bu hadisi Buhârî (nikâh 107/4, VI, 156), Müslim (tevbe no. 36, s. 2114) ve Tirmîzî (no. 1168), Yahya b. e. Kesîr an Ebî Seleme an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/276.
[279] Bu hadisi Buhârî (nikâh 107/2, VI, 156; tefsîr A'râf 1, V, 196; tefsîr En'âm 7, V, 194; tevhîd 15/1, VIII, 171), Müslim (tevbe no. 32-34, s. 2113-4) ve Tirmizî (no. 3520), Ebû Vâil an İbn Mes'ûd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/276.
[280] Bu hadisi Mâlik (akdiye 17, s. 737), Müslim (liân no. 14-6, s. 1135) ve Ebû Dâvud (no. 4532-3), Süheyl b. e. Salih an ebîhî an Ebî Hureyre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/276.
[281] Bu hadisi Buhârî (nikâh 107, VI, 156; hudûd 40, VIII, 31) ve Müslim (liân no. 17, s. 1136), Abdülmelik b. Umeyr an Verrâd Kâtibi'l-Muğîre ani'l-Muğîre asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/276.
[282] Bu hadisi Müslim (münâfikîn no. 70, s. 2168) ve Nesâî (işretu'n-nisâ 4, VII, 72), İbn Vehb an Ebî Sahr an İbn Kusayt an Urve an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/276.
[283] Bu hadisi Buhârî (nikâh 97, VI, 154) ve Müslim (fadâ-ilu's-sahâbe no. 88, s. 1894-5), Ebû Nuaym an Abdihâ-hidb. Eymen an İbn e. Müleyke ani'l-Kâstm an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/276-277.
[284] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 3568) ve Nesâî (işretu'n-nisâ 4, VII, 71), es-Sevrî an Füleyt el-Âmirî an Cesre binti Decâce an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Abdihâ-hidb. Eymen an İbn e. Müleyke ani'l-Kâstm an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/277.
[285] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 4602), İbn Mâce (no. 1973) ve Taberânî (Mu'cemu'l-Kebîr XXIV, 70-71; M. el-Evsat I, 145a), Hammâdb. Seleme an Sabit el-Bünâ-nî an Sümeyye an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Sümeyye'nin hâli bilinmemektedir.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/277.
[286] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 4602), İbn Mâce (no. 1973) ve Taberânî (Mu'cemu'l-Kebîr XXIV, 70-71; M. el-Evsat I, 145a), Hammâdb. Seleme an Sabit el-Bünâ-nî an Sümeyye an Âişe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler. Sümeyye'nin hâli bilinmemektedir.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/277.
[287] Bu hadisi Buhârî (nikâh 111/1. VI, 158-9), Müslim (selâm no. 20, s. 1711) ve Tîrmizî (no. 1171), Leys b. Sa'd an Yeztd b. e. Habîb an Ebri-Hayr an Ukbe asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/277.
[288] Buhârî (nikâh 111/2, VI, 159; cezâu's-sayd 26, II. 219) ve Müslim (hacc no. 424, s. 978), Amr b. Dînâr an Ebi Ma'bed an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/277-278.
[289] Bu hadisi Müslim (selâm no. 22, s. 1711), İbn Vehb an Amr b. el-Hâris an Bekr b. Sevâde an Abdirrahman b. Cübeyr an İbn Amr asl-ı senedi ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/278.
[290] Bu hadisi Tîrmizî (no. 2779), Süveyd an Abdillah an Şu' be ani'I-Hakem an Zekvân an mevlâ Amr b. el-Âs senedi ile tahrîc etti ve isnadı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi.
Cübeyr an İbn Amr asl-ı senedi ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/278.
[291] 'îu hadisi Müslim (fadâil no. 76, s. 1812-3), EbûBekrb e. Şeybe an Yezîd b. Hârûn an Hammâd b. Seleme an Sabit an Enes; Ebû Dâvud (no. 4818), Mervân an Humeyd an Enes senedleriyle tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/278.
[292] Bu hadisi Müslim (âdâb no. 45, s. 1699-700), Ebû Dâvud (no. 2148) ve Tirmizî (no. 2776), Amr b. Saîd an EM Zür'a an Cerh- b. Abdillah asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/278.
[293] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 2149) ve Tirmizî (no. 2777), Şertk an Ebî Rabîa el-lyâdî an İbn Büreyde an ebîhî senedi ile tahrîc ettiler.
İsnadı hakkında "hasen garîb" hükmü verdi.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/278.
[294] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 4106), Muh. b. îsâ an EbîCü-mey Salim b. Dînâr an Sabit an Enes senedi ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/278-279.
[295] Bu hadisi Mâlik (vasiyyet no. 5, s. 767), Buhârî (nikâh 113, VI, 159; libâs 62/2, VII, 55), Müslim (selâm 32, s. 1715) ve Ebû Dâvud (no. 4929), Hisâm b. Urve an ebîhî an Zeyneb binti Ümmi Seleme an Ümmi Seleme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/279.
[296] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/279.
[297] Bu hadisi Buhârî (hudûd 33, VIII, 28; libâs 62/1, VII, 55), Ebû Dâvud (no. 4930) ve Tirmizî (no. 2785-6), Yahya b, e. Kesîr an Ikrime an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/279.
[298] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 4112) ve Tirmizî (no. 2778), Yûnus ani'z-Zührî an Nebhân mevlâ Ümmi Seleme an Ümmi Seleme asl-ı senedi ile tahrîc ettiler.
Tirmizî, isnadı hakkında "hasen sahîh" hükmü verdi.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/279.
[299] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 5272), Abdullah b. Mesleme an Abdilazîz b. Muh. an EbYl-Yemân an Şeddâd b. e. Amr b. Hammâs an ebîhî an Hamza b. e. Useyd el-En-sârî an ebîhî senedi ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/279.
[300] Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/280.
[301] Bu hadisi Ebû Dâvud (no. 5273), Muh. b. Yahya b. Fara an Ebî Kuteybe Selm b. Kuteybe an Dâvud b. e. Salih el-Miizenî an Nâfi' an İbn Ömer senedi ile tahrîc etti.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/280.
[302] Râvilerinden Züfer b. Süleyman tevsîk edilmiştir, ancak ondaki bir miktar zaaf zararsızdır. Diğer râvileri güvenilir kimselerdir (Mecma' IV, 326).
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/280.
[303] Râvilerinden Musâtîr'i taz'îf eden kimse mevcut değildir (Mecma' IV, 327).
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/280.
[304] Bu hadisi İbn Mâce (no. 1847), Muh. b. Yahya an Saîd b. Süleyman an Muh. b. Müslim an Ibr. b. Meysere an Tavus an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti. Zevâid'de isnadının sahîh, ricalinin ise güvenilir kimseler olduğu söylenmiştir.
Rudani,Büyük Hadis Külliyatı, Cem’ul-fevaid, İz Yayıncılık: 2/280.