sumeyye
Tue 22 February 2011, 02:08 pm GMT +0200
Kesilmiş Başları Valilere Taşımak
105- Ukbe b. Âmir el-Cühenî (r.a.) den rivayete göre kendisi Patrik Yenak'ın kafasını Hz. Ebû Bekir'e getirmişti de Ebû Bekir (r.a.) bu işi yadırgamıştı. Orada hazır bulunanlar: "Ey Rasulullah'ın halifesi! Ama onlar bunu bize yapıyorlar?" dediklerinde, şöyle cevap verdi: "Fars ve Rumun yaptıklarına mı uyacaksınız? Bana hiç kimsenin başını getirmeyin. Bana bir mektup yazmanız ve haber göndermeniz yeter."
Başka bir rivayete göre, onlara: "Haddinizi aştınız" diyerek
bu davranışlarım kınamıştı.
Diğer bir rivayete göre de Şam'daki valilerine haber gönderen Hz. Ebu Bekr" bana kimsenin başım göndermeyin. Mektup ve haber gönderin yeter," demiştir.
Bazı alimler, hadisin zahirine dayanarak, kesik başları valilere taşımak caiz değildir, çünkü o başlar, birer cife (kokuşmuş ölü)den ibaret olup, insanları rahatsız eden birşeydir, bu yüzden onun gümülüp yok edilmesinden başka bir yol yoktur, derler. Ayrıca şunu da eklerler: Başı vücuttan ayırmak, (Kulak ve burnun kesilmesi, gözün çıkarılması gibi) organ kesmektir. Rasulullah (s.a.v.), kuduz köpeğe bile bunun yapılmasını yasaklamıştır. Hz. Ebû Bekir (r.a.), bunun, cahiliye halkının adetlerinden olduğunu belirterek onlara benzemekten bizi
sakındırmıştır.
Ancak alimlerimizin çoğu, şayet başlarını kesip getirmekte müşrikleri moral bozukluğuna uğratıp tahkir etmek yahut müslümanlann gönlünü hoş etmek söz konusu ise, mesela müşriklerin komutan yahut büyük kahramanlarının başını getirmek gibi, bunda bir sakınca yoktur, görüşündedirler.
Nitekim Abdullah b. Mes'ud (r.a.), Bedir günü Ebû Cehl'in başını Rasulullah (s.a.v.)'e getirip orta yere atmış ve: "îşte bu, düşmanın olan Ebû Cehl'in başıdır," demişti. Rasulullah (s.a.v.) de şöyle buyurmuştu :
AUahu Ekber! Bu, benim ve ümmetimin Firavunudur. Bunun bana ve ümmetime kötülük ve zararı, Firavunun Musa ve ümmetine kötülük ve zararından daha çoktu."
Böyle davranmak caiz olmasaydı, Rasulullah (s.a.v.) bunu yasaklardı.
106- İmam Zührî'nin naklettiği şu sözün manası da yu-kardaki gibidir: Peygamber (s.a.v.) e sadece Bedir günü kesik baş getirildi. Hz. Ebû Bekir (r.a.) a getirildiğinde ise bunu hoş görmeyip reddetti. İlk olarak kendisine kesik başlar getirilen kimse İbnü'z-Zübeyr (r.a.) dır.
Rasulullah (s.a.v.), Abdullah b. Üneys'i Süfyan b. Abdullah'ın üzerine göndermişti. Abdullah der ki: "Onun boynunu vurdum ve başını alıp kaçtım. Bir dağa tırmanıp orada saklandım. Nihayet beni aramaya gelenler geri dönünce gizlendiğim yerden çıkıp başını Rasulullah (s.a.v.) e getirdim."
Rasulullah (s.a.v.), Muhmmed b. Mesleme (r.a.) ı Ka'b b. Eşrefi öldürmek üzere gönderdiğinde, Ka'b'm başını getirmişti ve Rasulullah (s.a.v.) bunu kmamamiştı.
Bu rivayetler, bunda bir sakınca olmadığım gösteriyor. Başarı Allah'tandır. [69]
[69] İmam Serahsî, İslam Devletler Hukuku, Şerhu’s-Siyeri’l-Kebir, Eğitaş Yayınları: 1/127-128