- Kayda değer diyaloglar 2

Adsense kodları


Kayda değer diyaloglar 2

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Rüveyha
Sun 2 November 2014, 02:11 pm GMT +0200
Kayda değer diyaloglar

Serhat Albamya | Aralık 2013 | TENCERE   

Urfa’da görev yapan arkadaşım çiğ köfte gecesi yapmak isteyince, şube müdürünün bu işlerden anladığını, onu aramasını söylemişler. Arkadaş hemen arayıp adamın müsait olup olmadığını öğrenmek istemiş ve şöyle bir diyalog yaşanmış:

– Abi güzel çiğ köfte yaptığınız için sizi tavsiye ettiler, müsait olursanız işten sonra gidip bir yerden malzemeleri alalım.

– Eve gitmeye gerek yok, malzemelerin hepsi var ofiste. Çıkışta hemen gidebiliriz.

Arkadaş bu nasıl bir çiğ köfte sevdasıdır ki, malzemelerini her an yanında bulunduruyorsun?
“Her an pikniğe gidebiliriz” düşüncesi ile bagajında mangal bulunduranları biliyorum da, ofisinde çiğ köfte için gerekli malzemeleri bulunduranı ilk kez duyuyorum.

* * *

Bulgaristan’dan gelen, yokluk görmüş bir misafire karpuz ikram edilmiş. Adamcağız memleketinde pahalı olan karpuzun burada da çok pahalı olduğunu düşünerek geri çevirmiş:

– Siz yiyin, ben geçen hafta yemiştim…

Bu olay bana çocukken bisküvi ikram ettiğim bir arkadaşımı hatırlattı. Çocuğa paketi uzattığımda verdiği cevabı hâlâ unutmuyorum:

– Ben istemiyorum, sünnetimde yemiştim!

Çocuğun yıllar önce sünnet olduğunu da belirteyim. Tok gözlülük müdür, gurur mudur anlayamadım…

* * *

Sosyal ağların yaygınlaşması ile insanların ilgiye ve sevgiye ne kadar muhtaç olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Herkes her yaptığının diğerleri tarafından bilinmesini ve beğenilmesini bekliyor. Birinin fotoğrafını beğenmeyince gücenmeler, yorum yapmayınca darılmalar oluyor.

Birçok insan anlatacak derin bir hikâyesi olmayınca, yediği yemeğin, çay içmeye gittiği kafenin resmini çekip çekip sosyal ağda paylaşıyor. Durmadan fotoğraf paylaşan birine, başka bir arkadaşımızın yaptığı yorum oldukça dikkat çekici;

“Fotoğraf paylaştığınız kadar ekmek paylaşsaydınız, dünyada aç insan kalmazdı!”

Kapatıyoruz!


Uzun zaman önce bir vatandaş kapatmak zorunda kaldığı dükkânına kocaman bir “kapatıyoruz” tabelası asınca satışları öyle bir yükselmiş ki, değil dükkânı kapatmak, ikinci şubesini açmış. Tabii bu sefer dükkânın ismi farklı: “Kapatıyoruz 2”. Bu taktiğin prim yaptığını gören diğer vatandaşlar da hemen dükkânlarına tabelalar asmaya başladı:

“Kapatıyoruz, zararına satışlar”

“Son günler, 15 gün içinde kapanıyor”

“Zararına satıyoruz, dükkanı boşaltıyoruz”

Böyle ilanlar sizin de dikkatinizi çekiyordur. “Maliyetine veriliyordur, aman kaçırmayayım!” duygusunun istismarına dayalı bu yöntem, bazen de komik uygulamalar şeklinde kendini gösterebiliyor:

“Küçük oğlanı askere yolladık, dükkâna bakacak kimse de kalmadı, ben desen hepten sıkıldım, büyük indirime giriyoruz, ardından indireceğiz kepengi.”

“Dükkân kirası artınca taşınmaya karar verdik ama uygun bir yer bulamadık. İyisi mi kapatalım dedik, zararına satışları başlattık.”

Bazıları gerçek olabilir ama siz siz olun böyle ilanlara pek yüz vermeyin. Üç aydır “15 gün içinde kapatıyoruz” ilanı ile açık duran bir halıcı biliyorum!