- Kardeşten kurtulma taktikleri

Adsense kodları


Kardeşten kurtulma taktikleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Mon 23 April 2012, 06:06 pm GMT +0200
Kardeşten kurtulma taktikleri

Ağustos 2007 23.SAYI

Bir evin tek evladı ve tüm sülalenin ilgi odağı iken, aileye katılan kardeşle hayatı değişen çocuklardan ve duruma alışma süreçlerinden daha önce bahsetmiştik… Alışma sürecini tercih eden çocuklar gerçekten iyi niyetli çocuklardır ve oldukça az görülür. Birçok ailede alışma süreci ya hiç olmaz ya da çok uzun sürer. Çünkü çocuklar kardeşli bir hayatı kabullenmek yerine, eve gelen küçük yabancıdan kurtulmak için kafa yorar ve ortaya kendince parlak olan, fakat dikkatli bakıldığında korku filmlerini aratmayan çözümler(!) çıkarır. Bu durumu yaşayan ailelere, “Gözlerinizi çocuklarınızın üzerinden ayırmayın” demek istiyoruz, zira birkaç saliselik bir dalgınlık bile korkunç sonuçlar doğurabilir…

İlk çocuk en saf ve temiz hislerle bekler minik kardeşinin eve gelmesini. Ancak kundak içindeki bebeğin daha odaya getirilir getirilmez tüm ilgiyi kendi üzerine çektiğini fark ettiği an, kardeş denen o yaratığa karşı hisleri değişmeye başlar. Sonuçta kendisi evin kıdemli çocuğudur; buna rağmen o minik ve daha altına yapan, konuşmayı bile bilmeyen niteliksiz bebek tarafından saf dışı bırakılmaktadır. Bir şeyler yapmazsa bunun hayatı boyunca böyle devam edeceğini anladığında kafayı çalıştırmaya başlar.

Kardeşle ilgili iyi niyetler yerini “yok etme planları”na bırakır

Kardeşinden kurtulmak isteyen büyük çocuk, önce kendi açısından avantajları gözden geçirir. Bebek küçüktür ve başkalarına bağımlıdır. Başına gelecekleri anladığında kaçabilecek durumu yoktur. Konuşamadığı için olanları anlatamayacaktır. Hafif olduğundan kolay taşınılabilirlik özelliği de vardır. Kendisi için hazırlanan tuzakları sezecek ya da karşı plan hazırlayacak beyin gücü yoktur… Bu veriler normal bir çocuk için yeterlidir. Dezavantaj ise sadece bir tanedir: Anne baba sürekli bebeğin etrafında olduğundan planı hayata geçirme zamanı çok kısıtlıdır, bu da ani manevra kabiliyeti istemektedir.

Kardeşten kurtulma planları çoğunlukla birkaç etaplı hazırlanır ve uygulamanın dozu zamanla arttırılır. Planın ilk etabı, “Kötü bir şey yapmamı istemiyorsanız benimle ilgilenin” taktiğine dayanır. Bu etabın başlığı “Kadir kıymet bildirmek!”tir. Çocuk sürekli hasta olduğunu iddia eder, özellikle de karnı sürekli ağrır. Anne ve babasının etrafında olduğunu görmesi mutluluk vericidir; ta ki hastalığının numara olduğu anlaşılana kadar…

Birinci turun kısa süren zafer sarhoşluğu sonrasında her şeyin eski haline dönmesi İkinci etabı gerektirir ki burada işler değişmeye başlar. Çünkü kardeşten kurtulma harekatının esas başlangıcı burada olur. İkinci etabın taktiği “Ben bu işe bulaşmak istemiyorum, yaptığınız gibi başımdaki sorunu kendiniz yok edin” anlayışından yola çıkılarak belirlenmiştir. Çocuk ailesine kendi üstün niteliklerinden bahsederek kardeşinin gereksizliğini, kendisinin ise her konuda onlar için yeterli olduğu fikrini savunur. En sevimli halini takınarak, güzellikle, kardeşini çocuğu olmayan birine vermeyi, cami avlusuna bırakmayı hatta kesin çözüm amacıyla balkondan atmayı önerir, gerekirse ısrar eder… Anne ve babasının bu fikre yanaşmaması, uzun uzun nutuklar çekip böyle bir şeyin olamayacağını ve kardeşini sevmesi gerektiğini anlatması sonucu, çocuk işin başa düştüğünü fark eder. Ardından üçüncü etaba geçiş süreci başlar…

Kardeşin evden gideceği yoksa çekeceği vardır


Üçüncü etap ise çok risklidir ama evin tekrar “paşası” olmayı kafaya koyan çocuk her şeyi göze alacaktır. Buradaki taktik “Siz yapmazsanız ben yapabilirim”dir. Bir önceki planda gerçekleşmeyen “kardeşi balkondan atma eylemi” için iş başa düşmüştür. Annenin mutfakta bulaşık yıkadığı ya da telefonla konuştuğu bir arada harekete geçen çocuğun bu eylemi Allah’ın yardımıyla başarısızlıkla sonuçlanır… Bazı durumlarda kardeşinin biraz büyümesini bekleyen ağabeyler, kardeşlerine onların aslında bir pokemon ya da süperman olduklarını, isterlerse uçabileceklerini hatta bunu hemen deneyip görebileceklerine inandırıp, azmettirici olarak olaya kaza süsü verebilirler.

Ne kadar uğraşırsa uğraşsın gelen kardeş gidecek gibi değildir, uzun zaman sonunda çıkan tek sonuç budur ve artık bu acı gerçeği kabul etmenin zamanı gelmiştir. Zaten geriye de son bir etap kalmıştır. Son etabın başlığı “Ben işimi bilirim”dir ve hayatın geri kalanında geçerli olacak şekilde geniş bir zaman dilimine yayılmıştır. Süreç içersinde iki kardeş oyunlar bile oynayacaktır. Fakat savaşçılık oynanacaksa mütemadiyen büyük kardeş “Türk”, diğeri “düşman” askeri olacağından küçük kardeşin hayatı sürekli hırpalanarak geçecek, ağabey ise hırsını yıllar boyunca bu şekilde alacaktır. Kızlarda ise bu durum prensesçilik oyununda kendini gösterecektir. Abla her zaman “prenses” olurken kız kardeş “prensesin kuaförü” ya da “hizmetçisi” olmaktan ileri gidemeyecek, “oyun gereği” her türlü aşağılanmaya göz yumacaktır.

Gelir kardeş, uçar papuç karşı dama.
Alışmak zordur bu duruma.
Kafanı attırırsa kardeşin arada sırada,
Sıkıştır tenhada, ba

Ayşenur USLU