- Kara çarşaf giyinmek tesettür için zorunlu mu?

Adsense kodları


Kara çarşaf giyinmek tesettür için zorunlu mu?

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
selsebil
Fri 19 June 2009, 01:18 pm GMT +0200
Bizim anlayabildiğimiz kadarıyla İslâm’da elbisenin ismi ve resmi mühim değildir. Mühim olan vasfıdır. Yâni, el yüz dışındaki bütün bedeni örtüyor mu, vücut hatlarını belli etmeyecek genişlik ve uzunlukta bedeni kaplıyor mu? Aranan vasıf budur.

Bir elbise böyle ise, yâni eşarp saçın telini dahi göstermiyor, manto vücudun hatlarını dahi gizliyor, kalın çoraplar diz üstlerine kadar çıkıp teni kapatıyorsa farz olan giyim hâsıl olmuştur. Siz bunun adına ne derseniz deyin.

İşte bu giyim bir (fetva) gereğidir. Yâni mecburi olan kısımdır.

Ayrıca bu giyimin üzerine bir de çarşaf ilâve eden olursa, elbette bu da bir (takvâ) gereğidir, tebrike şayân bir titizliktir. Kendini bütünüyle gizlemektir.
Ne var ki (fetva) mecburi, (takvâ) ihtiyarî olduğundan çarşafa herkesi zorlamamız mümkün değildir. İlgi duyanlar, gönülden alâka hissedenler tercih eder, istemeyenlere ısrar olunmaz. Zira takvâsını zorlamak, bazan fetvasını da kayba sebeb oluyor, başka mahzurlar da tevlid edebiliyor.
Hem fetva gereği olan giyime herkes alâka duyabilir. Ama, henüz fetvayı göze alamayanlara takvâyı gösterecek olursak büsbütün zorlanır, iyice alâkasızlığa sebeb olabilir.

Demek ki, geniş bir eşarp, vücud hatlarını belli etmeyecek bolluk ve uzunlukta bir manto, yahut pardesü, kalınca çorap, topukları kapalı ayakkabı, (fetva) gereği olan bir tesettürü temin etmektedir. Bunu hemen herkes benimseyip tatbik edebilir. Bunun yanında ayrıca çarşafa da alâka duyup ilâve etmek, bir takvâ gereği olduğundan itirazı mümkün olmayan yüce bir fazilettir. Ancak ısrarla değil, sevdirmekle, içinden ilgi duymakla hâsıl olacak bir tercihtir bu.
En iyi, iyinin de icrasına mani oluyor bazan. O takdirde pişmanlık zuhur ediyor, keşke sadece iyiyi yapsaydık da, en iyiyi sonraya bıraksaydık denebiliyor.

Ayrıca bugün muhafazakâr giyimi sevdirmek zorunda olduğumuz da bir vakıadır. Çarşaf gibi nihaî noktaya herkes talip olamaz. Ancak güzel bir manto, yahut zarif bir pardesü, geniş ve zarif baş örtüsü, kalın ve sağlam bir çorap, hemen her hanımefendinin dikkatini çekip alâka duymasına sebeb olabilir. Giyenler bunun içinde çevrenin baskısına mâruz kalmayacakları gibi, görenlerin de imrenme ve gıbtalarına sebeb olabilir. Böylece muhafazakâr giyimin lehte bir örneği verilmiş olunur, aleyhte bir manzara bahismevzu olmaz. Nasibi olanların da böyle bir giyim içinde olmanın huzur ve saadet getireceğine aklı keser. Tercih ettiği bu fetva gereğinde huzur bulduktan sonra, takvâ gereği düşünülebilir, içinden duyacağı alâkayla tekamül bahismevzu olabilir.

Şurası bir gerçektir ki, bugün kim gibi giyinip, kim gibi yaşayacağını bilemez hale gelmiş mütereddid ve mütehayyirler pek çoktur. Onlara güzel örnek olmak, beğenecekleri bir giyim içinde görünmek, İslâm’ın emrini tatbik edebilecekleri hissini vermek çok mühim bir hizmet ve irşadî bir fazilettir. Yâni muhafazakâr giyimli bir hanımefendi böyle mütereddid ve mütehayyirlere birer vaiz ve mürşiddirler. Sevimli giyimleriyle onlara örnek oluyor, ikaz ve tembihte bulunmuş oluyorlar. Nasibi olanlar bu makul ve mantıkî giyimden nasiblerini alır, duymaları gereken alâkayı hissedebilirler. Yeter ki muhafazakâr giyimli hanımefendilerimiz örnekliklerini güzelce yapsınlar, giyimi çirkin ve kötü göstermekten uzak bir temizlik ve zarafette bulunsunlar.

Peygamberimizin hadisinden aldığımız şu ölçü tesettürlü hanımlarımıza pek güzel ikaz ve irşadda bulunmaktadır:

— İyi giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar sebeb olduklarının sevabına lâyık olmaktalar. Kötü giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar da kötü giyimin vebaline mâruz kalmaktalar.

Demek ki, asıl mes’ele, iyi giyim örneği verip, sevaba lâyık olmak; kötü giyimin örneğine bürünüp de günaha sebeb olmaktan uzak kalmaktır.


Ahmed Şahin

monarozam571
Fri 11 March 2011, 07:46 pm GMT +0200
Esselamünaleyküm,
bazen eşarp bazen ''türban''...Ama farkında değilizki türban rahiplerin bonesi...
Efendimiz asm kızı Hz Fatma annemiz siyah çarşaf giyermiş yani siyah çarşaf giymek sünnettir..
Hadi sahabe efendilerimizin eşleride giyerlermiş...onlardan aktarma sözleri vardır...hatta peçe takarlarmış..ihrama girdiklerinde Efendimiz asm peçelerini çıkarmalarını söylermişl günümüzde eşarplar rengarenk ve erkeğin dikkatini dağıtacak kadar göz kamaştırıcı diye bilirim...

Ahzâb Sûresi 59. Âyet-i Kerîme
Tefsirli Meâli



img197.imageshack.us/img197/1254/ayet.jpg




Ey Nebî(yy-i Zî Şân)! Eşlerine, kızlarına ve inananların kadınlarına söyle ki; cilbâblarından (bir kısmına dolanıp, diğer) bir kısmını (da uzuvlarının şeklini belli etmeyecek vaziyette) üzerlerine sarkıtsınlar. İşte sana! Bu (örtünmeleri), onların(, câriyelerden ve İslâm'ın yasakladığı bazı aşağılık işleri yapan kadınlardan seçilip) tanınmalarına ve (kötü insanlar tarafından) eziyet olunmamalarına daha yakın (bir davranış)dır. Allâh dâima (çokça bağışlayan bir) Ğafûr ve (kullarına çokça acıyan bir) Rahîm olmuştur.



(Bu yüzden evvelce hicâb âyeti indiği halde, bu hususta dikkatli davranmayarak işlemiş olduğumuz günahlarımızı bağışlar ve bundan sonra emir tuttutğumuz için mükâfatınızı veririz.)





------------------------------------------------




Bu Âyet-i Kerîme'de geçen "Celâlib" kelimesinin müfredi olan "Cilbâb" kelimesine sahâbe ve tabi'în (Radıyallâhu anhüm) birkaç manâ vermiştir..:



a) İbni Abbas'tan(Radıyallâhu anhümâ) rivayet edildiğine göre; baştan aşağı örten dış elbisedir.



b) İbni Cübeyr ve bazı ulemâ'ya göre; "Milhafe" ve "Mikne'a" dır. Bu da yüzle birlikte bütün bedeni örten peçe ve çarşaf anlamındadır.



Diyânet eski reislerinden Ömer Nasûhî Bilmen; Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Konyalı Mehmet Vehbî Efendi ve İzmirli İsmâil Hakkı (Rahimehullah) gibi son devrin en büyük müfessirleri cilbâb kelimesine önce "ÇARŞAF" sonra da "Ferace" manâsını vermişlerdir. Dolayısıyla burada örf de nazâr-ı itibara alınacak olursa, şehir kıyâfeti olarak, özellikle de Osmanlı kültürümüzde çarşaf öne çıkmaktadır. Nitekim Elmalılı merhûmun: "Bizler yetiştiğimiz zaman memleketlerimizde vâlidelerimizin tesettür tarzı çarşaftı. Bin üçyüz onda İstanbul'a geldiğim zaman, İstanbul hanımlarının bir peçe ilave edilmek ve elde açık bir şemsiye bulunmak şartı ile tesettür tarları da bu idi!" şeklindeki beyanları bu örfü bize anlatmakta yeterlidir. Ancak Âcem yurdunda ferace ve çarşaf kullanıldığı gibi, Anadolu'da atkı-şalvar, Erzurum yöresinde ihram ve Karadeniz bölgesinde peştamal-dolaylık isti'mal edilmiştir. Şu kadar var ki; bu örflerin her birinin İSLÂM'da kabul görmesi şu şartlara bağlıdır..:



a) Tepeden tırnağa tüm bedeni örtmesi,
b) Hiçbir uvzun şeklini belli etmeyecek derecede bol olması ki; bu iki şart dikkatle düşünülecek olursa; günümüzde gelenek olarak bilinçsizce giyilen atkı-şalvar ve peştamal-dolaylığın bu şartlara hâiz olmadığı ortadadır. Hatta bazı yörelerin uyguladığı dize doğru çekilmiş çarşaflarda uygun değildir.

Dolayısıyla isim takıntısından ziyâde, burada zikredilen şartların aranma zorunluluğu vardır. Ama şu demek değildir ki; "Örtün de, nasıl örtünürsen örtün!", zira burada "Örtünsünler!" buyurulmamış, bilâkis "Cilbâblarını üzerlerine çeksinler!" buyurularak, cilbâb namında bir isim belirtilmiştir. Demek ki; Allâh-u Te'âlâ'nın kadınlara emri, bu şartları barındıran çarşaflara bürünmeleridir.



c) İçindeki şahsı süslü ve cazip göstermemesi,
d) İçini gösterecek şekilde şeffaf olmaması,
e) Yüz avret değilse de, zamanımızın fitnesi göz önünde bulundurularak çene altından değil de burun altından bağlanması,
f) Allı-pullu ve gösterişli renk ve şekillere sahip olmayıp, erkeklerin nazarlarını bertaraf edecek bir özellikte olması ki; bu yüzden siyah renk kullanılmalıdır. Nitekim Ümmü Seleme (r.anha) Vâlidemiz'in:" 'Üzerlerine çarşaflarını çeksinler!' âyet-i kerîmesi inince Ensâr Hanımları dışarı çıkarken sanki başları üzerinde kargalar varmış gibi siyah kisvelere büründüler."
(Abdürrezzak, el-Musannef: 2/123; Ebû Dâvûd, Libâs: 32, No: 4101,2/459; İbn Ebî Hâtîm, No: 17784,10/3154; İbni Kesîr: 6/471; Suyûtî, ed-Dürru'l-mensûr; 12/141; Âlûsî: 22/89) şeklindeki beyânı, bu hususta yeterli bir delildir.

Bu şartlar göz önünde bulundurulduğu takdirde; günümüz MÜSLÜMAN Kadınlarının giydikleri; abâye, manto, etek-bluz, pardösü gibi kıyâfetlerin İSLÂM'la uzaktan yakından alâkası olmadığı açıkça ortaya çıkar. Zirâ bu tür kıyafetler ve üzerlerine atılan süslü-püslü başörtüler, tepeden tırnağa tüm bedeni örtmemekte, örtse de şekli belli etmekte, şekli belli etmese de giyeni cazip göstererek dikkatleri üzerine çekmektedir. Halbûki İSLÂM'ın istediği tesettür şekli; giyenin genç mi yaşlı mı, güzel mi çirkin mi olduğunu belli etmeyecek bir örtünmedir



MAHMUT EFENDİ HAZRETLERİ

Esila
Thu 16 June 2011, 10:28 am GMT +0200
Aleyna ve Aleykümüsselam..sevgili monarozam571 kardeşim gayet güzel açıklamışsınız Allah razı olsun ...

Halis_52
Thu 16 June 2011, 01:13 pm GMT +0200
         Esselamu aleyküm kıymetli kardeşim. Yazınız dikkatimi çekti ve istifade ettim. Yazınıza ek fayda temin hem de katkı açısından bir şey de ben eklemek istiyorum. Sevgili peygamberimiz" Fitne uykudadır. Fitneyi uyandırana ALLAH lanet etsin!) [İ.Rafii]" buyurmaktadır. Evet kardeşim bu hadisten yola çıkarak sizlerin de belirttiği gibi sadece İslami ölçülerde tesettüre bürünmek yeterli olmayıp, günümüz ortamını da hesaba katarak çok rengarenk ve dikkat çekici bir şekilde allı-pullu giyinmek de fitneyi uyandırmak olsa gerek. En uygunu sizin de dediğiniz gibi, ya hiç dikkat çekmeyecek çekilde siyah renk (başarabilirsek) ve ya daha sadece ve süsten uzak elbiselerin tercih edilmesi sanırım hem örfi, hem İslami, hem akli olması açısından çok daha munasip olacaktır. Bütün bunlara rağmen yine de İslami olmak şartıyla giyim tarzımız ve modamız fitneye ve çevremizin olumsuz tutumlarına sebeb olacaksa uygun ortam ve yörede ifrad ve tefritten uzak İslami kurallara riayet şartıyla değişik tarzlar olabilir. Çizgimiz İslami bir kimlik ve kişilik ... Rabbim sizlerden razı olsun. Böyle güzel yorumlarınıza ihtiyacımız olduğunu bildirir, sizleri Rahaman'a emanet ederiz. Selam ve dua ile...

Halis_52
Thu 16 June 2011, 01:17 pm GMT +0200
Bizim anlayabildiğimiz kadarıyla İslâm’da elbisenin ismi ve resmi mühim değildir. Mühim olan vasfıdır. Yâni, el yüz dışındaki bütün bedeni örtüyor mu, vücut hatlarını belli etmeyecek genişlik ve uzunlukta bedeni kaplıyor mu? Aranan vasıf budur.

Bir elbise böyle ise, yâni eşarp saçın telini dahi göstermiyor, manto vücudun hatlarını dahi gizliyor, kalın çoraplar diz üstlerine kadar çıkıp teni kapatıyorsa farz olan giyim hâsıl olmuştur. Siz bunun adına ne derseniz deyin.

İşte bu giyim bir (fetva) gereğidir. Yâni mecburi olan kısımdır.

Ayrıca bu giyimin üzerine bir de çarşaf ilâve eden olursa, elbette bu da bir (takvâ) gereğidir, tebrike şayân bir titizliktir. Kendini bütünüyle gizlemektir.
Ne var ki (fetva) mecburi, (takvâ) ihtiyarî olduğundan çarşafa herkesi zorlamamız mümkün değildir. İlgi duyanlar, gönülden alâka hissedenler tercih eder, istemeyenlere ısrar olunmaz. Zira takvâsını zorlamak, bazan fetvasını da kayba sebeb oluyor, başka mahzurlar da tevlid edebiliyor.
Hem fetva gereği olan giyime herkes alâka duyabilir. Ama, henüz fetvayı göze alamayanlara takvâyı gösterecek olursak büsbütün zorlanır, iyice alâkasızlığa sebeb olabilir.

Demek ki, geniş bir eşarp, vücud hatlarını belli etmeyecek bolluk ve uzunlukta bir manto, yahut pardesü, kalınca çorap, topukları kapalı ayakkabı, (fetva) gereği olan bir tesettürü temin etmektedir. Bunu hemen herkes benimseyip tatbik edebilir. Bunun yanında ayrıca çarşafa da alâka duyup ilâve etmek, bir takvâ gereği olduğundan itirazı mümkün olmayan yüce bir fazilettir. Ancak ısrarla değil, sevdirmekle, içinden ilgi duymakla hâsıl olacak bir tercihtir bu.
En iyi, iyinin de icrasına mani oluyor bazan. O takdirde pişmanlık zuhur ediyor, keşke sadece iyiyi yapsaydık da, en iyiyi sonraya bıraksaydık denebiliyor.

Ayrıca bugün muhafazakâr giyimi sevdirmek zorunda olduğumuz da bir vakıadır. Çarşaf gibi nihaî noktaya herkes talip olamaz. Ancak güzel bir manto, yahut zarif bir pardesü, geniş ve zarif baş örtüsü, kalın ve sağlam bir çorap, hemen her hanımefendinin dikkatini çekip alâka duymasına sebeb olabilir. Giyenler bunun içinde çevrenin baskısına mâruz kalmayacakları gibi, görenlerin de imrenme ve gıbtalarına sebeb olabilir. Böylece muhafazakâr giyimin lehte bir örneği verilmiş olunur, aleyhte bir manzara bahismevzu olmaz. Nasibi olanların da böyle bir giyim içinde olmanın huzur ve saadet getireceğine aklı keser. Tercih ettiği bu fetva gereğinde huzur bulduktan sonra, takvâ gereği düşünülebilir, içinden duyacağı alâkayla tekamül bahismevzu olabilir.

Şurası bir gerçektir ki, bugün kim gibi giyinip, kim gibi yaşayacağını bilemez hale gelmiş mütereddid ve mütehayyirler pek çoktur. Onlara güzel örnek olmak, beğenecekleri bir giyim içinde görünmek, İslâm’ın emrini tatbik edebilecekleri hissini vermek çok mühim bir hizmet ve irşadî bir fazilettir. Yâni muhafazakâr giyimli bir hanımefendi böyle mütereddid ve mütehayyirlere birer vaiz ve mürşiddirler. Sevimli giyimleriyle onlara örnek oluyor, ikaz ve tembihte bulunmuş oluyorlar. Nasibi olanlar bu makul ve mantıkî giyimden nasiblerini alır, duymaları gereken alâkayı hissedebilirler. Yeter ki muhafazakâr giyimli hanımefendilerimiz örnekliklerini güzelce yapsınlar, giyimi çirkin ve kötü göstermekten uzak bir temizlik ve zarafette bulunsunlar.

Peygamberimizin hadisinden aldığımız şu ölçü tesettürlü hanımlarımıza pek güzel ikaz ve irşadda bulunmaktadır:

— İyi giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar sebeb olduklarının sevabına lâyık olmaktalar. Kötü giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar da kötü giyimin vebaline mâruz kalmaktalar.

Demek ki, asıl mes’ele, iyi giyim örneği verip, sevaba lâyık olmak; kötü giyimin örneğine bürünüp de günaha sebeb olmaktan uzak kalmaktır.


Ahmed Şahin

Böyle güzel bir konuyu bizlerle paylaştığınız için rabbim sizlerden binlerce razı olsun hocam. Çok hasas ve dikkat edilmesi gereken bir konu... Günümüzün bozuk ortamında bu konu daha da bir önem arz etmekte... Bu güzel paylaşımınıza ki ( Her paylaşımınız güzel) bir rep hediyem olsun. :)

cerendemir
Mon 11 November 2013, 02:40 am GMT +0200
Bir bayanın tesettürü onun vücüd hatlarını belli etmeyecek ,dikkat çekmeyecek şekilde olmalıdır.Buna da en uygun çarşaftır. Rabbim bizleri istediği ölçüde tesettüre girmeyi nasip etsin.

kardelen7d
Wed 5 March 2014, 02:29 pm GMT +0200
İnsanlar artık malesef böyle güzel şeyleri değil saçma batı giyisilerini örnek alıyor

Rabia nur kaplan 8.D
Wed 5 March 2014, 02:55 pm GMT +0200
Yeminler olsun sana! Ey çarşaflı kardeşim!
Emin ol! İffet sensin, haya sensin, ar sensin
O İslam nişanına, kurban olsun bu başım
Namusun timsalisin… Sapasağlam sur sensin

Bu çarşaf-ı şeriftir…Biçilmez ona paha
Onu aşkla giyen tam kul olmuştur Allah’a (c.c)
Geceyi aydınlatan, gökte ki aydan daha
Kutlusun! Gündüz dahi biiznillah nur sensin

Tarihde senin gibi Nene Hatun bu yurdu
İman ile savundu… Kafire karşı durdu
Yüce Rabbim (c.c) Kuran’da örtününüz buyurdu
Ne şereflisin ki sen! Ayete mazhar sensin

Velhasılı kardeşim; şayet sorarsan bana
Kör İblis çağdaşlardan, Rabbimiz (c.c) senden yana
Edep abidesisin, ne söylesem az sana
Bir yakutsun, bir mercan, yeni yağan kar sensin

Nefsini çiğneyeni elbette Allah (c.c) sever
Bu çarşafı giyenler bin erkekten daha er
Bu gardaşın ne desin, seni Efendi (k.s) över
Pek yiğit pehlivandır, buyrulan onur sensin

8/A
Mon 17 March 2014, 03:19 pm GMT +0200
Ve aleyküme selam...
Kuranda dinimiz ile ilgili her konuya yer verildiği gibi çarşafa da yer verilmiştir...
Bu zamanki kızlar daha doğru düzgün örtünmüyorlar çarşaf giyinmeleri beklenir mi?

yagmur_7-c
Mon 17 March 2014, 05:17 pm GMT +0200
Ve aleyküme selam...
Kuranda dinimiz ile ilgili her konuya yer verildiği gibi çarşafa da yer verilmiştir...
Bu zamanki kızlar daha doğru düzgün örtünmüyorlar çarşaf giyinmeleri beklenir mi?
selamünaleyküm;
İnsanlar giyinme konusunda gerçekten dinimizce çok bilgisiz bu yüzden kapanmıyorlar.
Allah tesettüre girmeyi nasip etsin...

gulbaharaktay
Thu 20 March 2014, 08:06 pm GMT +0200
Bizim anlayabildiğimiz kadarıyla İslâm’da elbisenin ismi ve resmi mühim değildir. Mühim olan vasfıdır. Yâni, el yüz dışındaki bütün bedeni örtüyor mu, vücut hatlarını belli etmeyecek genişlik ve uzunlukta bedeni kaplıyor mu? Aranan vasıf budur.

Bir elbise böyle ise, yâni eşarp saçın telini dahi göstermiyor, manto vücudun hatlarını dahi gizliyor, kalın çoraplar diz üstlerine kadar çıkıp teni kapatıyorsa farz olan giyim hâsıl olmuştur. Siz bunun adına ne derseniz deyin.

İşte bu giyim bir (fetva) gereğidir. Yâni mecburi olan kısımdır.

Ayrıca bu giyimin üzerine bir de çarşaf ilâve eden olursa, elbette bu da bir (takvâ) gereğidir, tebrike şayân bir titizliktir. Kendini bütünüyle gizlemektir.
Ne var ki (fetva) mecburi, (takvâ) ihtiyarî olduğundan çarşafa herkesi zorlamamız mümkün değildir. İlgi duyanlar, gönülden alâka hissedenler tercih eder, istemeyenlere ısrar olunmaz. Zira takvâsını zorlamak, bazan fetvasını da kayba sebeb oluyor, başka mahzurlar da tevlid edebiliyor.
Hem fetva gereği olan giyime herkes alâka duyabilir. Ama, henüz fetvayı göze alamayanlara takvâyı gösterecek olursak büsbütün zorlanır, iyice alâkasızlığa sebeb olabilir.

Demek ki, geniş bir eşarp, vücud hatlarını belli etmeyecek bolluk ve uzunlukta bir manto, yahut pardesü, kalınca çorap, topukları kapalı ayakkabı, (fetva) gereği olan bir tesettürü temin etmektedir. Bunu hemen herkes benimseyip tatbik edebilir. Bunun yanında ayrıca çarşafa da alâka duyup ilâve etmek, bir takvâ gereği olduğundan itirazı mümkün olmayan yüce bir fazilettir. Ancak ısrarla değil, sevdirmekle, içinden ilgi duymakla hâsıl olacak bir tercihtir bu.
En iyi, iyinin de icrasına mani oluyor bazan. O takdirde pişmanlık zuhur ediyor, keşke sadece iyiyi yapsaydık da, en iyiyi sonraya bıraksaydık denebiliyor.

Ayrıca bugün muhafazakâr giyimi sevdirmek zorunda olduğumuz da bir vakıadır. Çarşaf gibi nihaî noktaya herkes talip olamaz. Ancak güzel bir manto, yahut zarif bir pardesü, geniş ve zarif baş örtüsü, kalın ve sağlam bir çorap, hemen her hanımefendinin dikkatini çekip alâka duymasına sebeb olabilir. Giyenler bunun içinde çevrenin baskısına mâruz kalmayacakları gibi, görenlerin de imrenme ve gıbtalarına sebeb olabilir. Böylece muhafazakâr giyimin lehte bir örneği verilmiş olunur, aleyhte bir manzara bahismevzu olmaz. Nasibi olanların da böyle bir giyim içinde olmanın huzur ve saadet getireceğine aklı keser. Tercih ettiği bu fetva gereğinde huzur bulduktan sonra, takvâ gereği düşünülebilir, içinden duyacağı alâkayla tekamül bahismevzu olabilir.

Şurası bir gerçektir ki, bugün kim gibi giyinip, kim gibi yaşayacağını bilemez hale gelmiş mütereddid ve mütehayyirler pek çoktur. Onlara güzel örnek olmak, beğenecekleri bir giyim içinde görünmek, İslâm’ın emrini tatbik edebilecekleri hissini vermek çok mühim bir hizmet ve irşadî bir fazilettir. Yâni muhafazakâr giyimli bir hanımefendi böyle mütereddid ve mütehayyirlere birer vaiz ve mürşiddirler. Sevimli giyimleriyle onlara örnek oluyor, ikaz ve tembihte bulunmuş oluyorlar. Nasibi olanlar bu makul ve mantıkî giyimden nasiblerini alır, duymaları gereken alâkayı hissedebilirler. Yeter ki muhafazakâr giyimli hanımefendilerimiz örnekliklerini güzelce yapsınlar, giyimi çirkin ve kötü göstermekten uzak bir temizlik ve zarafette bulunsunlar.

Peygamberimizin hadisinden aldığımız şu ölçü tesettürlü hanımlarımıza pek güzel ikaz ve irşadda bulunmaktadır:

— İyi giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar sebeb olduklarının sevabına lâyık olmaktalar. Kötü giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar da kötü giyimin vebaline mâruz kalmaktalar.

Demek ki, asıl mes’ele, iyi giyim örneği verip, sevaba lâyık olmak; kötü giyimin örneğine bürünüp de günaha sebeb olmaktan uzak kalmaktır.

Böyle güzel bir konuyu bizlerle paylaştığınız için rabbim sizlerden binlerce razı olsun hocam. Çok hasas ve dikkat edilmesi gereken bir konu... Günümüzün bozuk ortamında bu konu daha da bir önem arz etmekte... Bu güzel paylaşımınıza ki ( Her paylaşımınız güzel) bir rep hediyem olsun.

ebu avane
Thu 20 March 2014, 10:55 pm GMT +0200
Bir çok zihinde merak uyandırmış fakat cevaplanmamış sorulardan biridir bu. Günümüzde makalede geçtiği gibi kimi örnek almamız gerektiğini  bilemiyoruz. Tesettür yada örtünme bazı cemaatler de ayırt edici simge haline gelmiş bu şu cemaatin, yahut bu bu cemaatin diyoruz. Ferahlamamıza oldu.

arife7d
Thu 20 March 2014, 11:09 pm GMT +0200
AYNEN BENDE BURADA BAHSEDİLDİĞİ GİBİ DUYMUŞTUM ŞİMDİ DAHA DA EMİNİM.

ALLAH RAZI OLSUN.

-merve-7d-
Sun 25 May 2014, 07:40 pm GMT +0200
bencede insanlar artık hak dini bırakıp moda denilen saçma giysilere hevesleniyorlar.... çok saçma allah akıl fikir versin...:(

cerendemir
Sun 25 May 2014, 08:13 pm GMT +0200
Rabbim hakkıyla tesettüre girmeyi,hak yolunda gitmeyi nasip etsin.

mevlüdekalınsaz
Sun 25 May 2014, 10:16 pm GMT +0200
Esselamü aleykum; amin ecmain inşAllah.. yaşadığımız şu dönemde gerçekten tesettüre bürünebilmek oldukça güç...dikkat edin örtünebilmek değil,İslami ölçüde kapanabilmek zor...Artık öyle bir hal aldı ki kendimizi gizleme değil ,etrafımıza güzel görünme ,beğenilme duyguları kapladı her yanımızı...
Mevlam bizi doğru yoldan ayırmasın..Her halimizle Müslümana yakışır bir vasfa bürünebilmeyi cümlemize nasip eylesin...Namaz aşkı olmayanlara namaz aşkı,tesettür aşkı olmayanlara tesettür aşkı ihsan eylesin.....

Rüveyha
Sun 25 May 2014, 10:31 pm GMT +0200
Ve aleykümüselam.Amiiin inşaAllah kardeşlerim..Allah razı olsun kardeşim paylaşım için..Mevlam tesettüre bürünenlerden kılsın bizleri inşaAllah.Hakkyla islamı yaşayanlardan oluruz inşaAllah..

saniyenur
Mon 26 May 2014, 02:41 am GMT +0200
Kardeşlerimin de dediği gibi günümüzde Allah rızası değil de insanlar tarafından beğenilme ön planda sanki. Rabbim gereği gibi örtünebilmeyi ve islamı gönülden yaşayabilmeyi nasib etsin inş bizlere.

Rüveyha
Thu 18 December 2014, 12:05 pm GMT +0200
Esselamu Aleyküm ve rahmetullah.Önemli bir konu..Paylaşımda da denildiği gibi, giysinin ismi ,şekli mühim değil, nitelikleri önem taşır..Pardesünüz vucüd hattınızı belli etmiyorsa, eşarpınız istenilen kalınlıktaysa, el ve yüzünüz hariç örtülüyse inşaAllah İslamın kast ettiği tesettüre girmişsinizdir..Mevlam bizlere hakkıyla tesettüre girenlerden kılsın.Rabbim razı olsun kardeşim.

ceren
Thu 18 December 2014, 01:54 pm GMT +0200
Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan.Kardeşlerim öyle bir zaman da yaşıyoruz ki,ahlaksızlığın ,günahın ,edebsizliğin vakılf olmuş bir haldeyiz.Çarşaf tüm bedeni örttüğü için,vücut hatlarını belli etmediği için,siyah olup dikkat çekmediği için alimler uygun görmüştür.Hz.Fatıma,Hz.Zeynep kara çarşaf giymiştir.

saniye
Fri 19 December 2014, 09:20 pm GMT +0200
Konuda örtünmenin sınırları ve çarşafın önemi ve hükmü çok güzel açıklanmış. Rabbim razı olsun.

elifbenal7a
Sat 20 December 2014, 11:27 am GMT +0200
Çok güzel açıklanmış TEŞEKKÜRLER :))

sultan aktay
Tue 7 April 2015, 02:41 pm GMT +0200
selamun aleyküm
eğer kapalıysan doğru bir şekilde kapancksn işte pantoln giyuip üzerine uzun birşey bile giymiyorlar dapdar şeyler giyiliyor ve vücut hatlarını belli edip erkeklern baksna neden olabilyr

Kevšer
Thu 30 July 2015, 10:08 pm GMT +0200
Allah hakkıyla tesettürlü olmamızı nasip eylesin inşaAllah.Amin ecmain. .

yagmur_7-c
Fri 31 July 2015, 01:33 am GMT +0200
essekamu aleykum,Rabbim adaba uygun olarak giyinenlerden tesetture girenlerden etsin insallah.....rabbim razi   olsun.....

halim
Fri 31 July 2015, 10:23 am GMT +0200
Esselamu aleykum;  Allahim inşaallah islami çerçevede yaşamayı bu daireden çıkmamayi nasip et ve ortunmeninde şeklinden çok  vasfı yani rabbimizin rızasına uygun olarak bedenin kapatılması olarak algilamaliyiz ayrıca erkeklerin de haram olan yerlerine dikkat etmeleri onlarında giyimine dikkat edip Cenabı hakkın rızasına uygun
giyinen kullardan olabilmek duasıylâ

ceren
Fri 31 July 2015, 11:51 am GMT +0200
Aleykümselam.Çarşaf giyme zorunluluğu yoktur.Ama vücudun bütün yerlerini örtüp,tesettürü sağladığı için dinen uygundur.Ama geniş ve dikkat çekmeyen kıyafet giyilmeside uygundur...

Rüveyha
Fri 4 September 2015, 05:44 pm GMT +0200
Çarşaf giyen kardeşlerimden öncelikle Mevlam razı olsun..Bu ahir zaman da nefislerine söz geçirip Rabbimizin emrini hakkıyla yerine getirmeye çalışıyorlar...İnşallah çarşaf giymeyen kardeşlerimizde bu konuda uyarılara dikkat edersek bizlerde İnşaAllah  tesettürü hakkıyla yaşamaya çalışıcağız.Rabbim razı olsun.

mevlüde06
Mon 14 December 2015, 06:18 pm GMT +0200
Peygamberimizin hadisinden aldığımız şu ölçü tesettürlü hanımlarımıza pek güzel ikaz ve irşadda bulunmaktadır:

— İyi giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar sebeb olduklarının sevabına lâyık olmaktalar. Kötü giyimin örneğini verip yayılmasına sebeb olan hanımlar da kötü giyimin vebaline mâruz kalmaktalar.

Demek ki, asıl mes’ele, iyi giyim örneği verip, sevaba lâyık olmak; kötü giyimin örneğine bürünüp de günaha sebeb olmaktan uzak kalmaktır.


Efendimizin bu hadisini ilk defa okuyorum.Rabbim hatalarımızı,günahlarımızı affeylesin inşaalh.
Rabbim emirlerini hakkıyla uygulayanlardan,en azındna bunun için gayret gösterenlerdne eylesin inşAllah.
Allah razıo lsun Reyyan abla paylaşımın için.