- Kan Bağı ve İman Bağı

Adsense kodları


Kan Bağı ve İman Bağı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
neslinur
Tue 13 July 2010, 01:27 am GMT +0200
Kan Bağı Ve İman Bağı
 


Akrabalık meselesinde Kur'ân'ın nazar-i dikkate arzettiği bir hususu daha belirtmede fayda var. Kur'ân-i Kerim'e göre, akrabalık bağının kemâl mânâda gerçek­leşmesi iman birliğine bağlıdır. Bu olmadığı takdirde arada gerçek akrabalık ve dostluk bağı teessüs etmez, mü'min kimse mü'min olmayan hakkında oğlu veya babası bile olsa Allah'tan mağfiret bile dileyemez.

Bu mevzuda Kur'ân'da yer alan pek çok âyetten Hz. Nûh ve oğlu, Hz. İbrahim ve babası ile alâkalı olarak gelen birkaç âyeti hatırlatmak yeterlidir:

Hz. Nûh, oğlunun gemiye binmeyerek boğulanlar arasında kalması üzerine, karaya indikten sonra:

"Ey Rabbim! Oğlum da benim âilemdendir. Senin va'din haktır" diyerek mağfiretini taleb eder. Ancak Cennb-ı Hak:Meâlen: "O senin ehlinden sayılmaz, çünkü kötü bir iş işlemiştir, öyleyse bilmediğin şeyi benden isteme" cevâbını verir.[44]

Keza babası için istiğfarda bulunan Hz. İbrahim de babasının "Allah'ın düşmanı olduğunu anlayınca on­dan yüz çevirir."[45]

Şu âyet, mü'minlere mutlak bir şekilde kâfirlerden dost edinmemeyi emrederken:

Meâlen: "Ey iman edenler! Mü'minleri bırakıp kâfir­leri dost edinmeyin. Allah'ın aleyhinize apaçık bir ferman vermesini mi istiyorsunuz?"[46]

Şu gelecek âyet, kan yönüyle en yakın olanın bile "dost edinmeyin" yasağına girdiğini sarîh olarak ifâde eder:

Meâlen: "Ey iman edenler! Babalarınızı, kardeşleri­nizi, -Küfrü imana tercih ediyorlarsa- dost edinmeyin. Sizden, onları kim dost edinirse onlar zâlimlerin ta kendileridir."[47]

Demek oluyor ki, inançlar ve dinî yaşayışlar birbi­rine zıt olunca kan yakınlığı fazla bir mânâ taşımıyor. Hz. Nuh'un inanmayan öz oğlunun onun ehlinden ol­madığını ilân eden âyet-i kerîmeye, hiçbir kan bağı olmayan Selmân-ı Fârisî'yi Ehl-i Beyt-i Nebevî'den sa­yan hadîs-i şerifi ilâve edebiliriz.[48] Gerçek akrabalığın teşekkülü için kan bağının yetersizliği sebebiyle, İslâm dini, -hısım ve akrabalık derecesi ne olursa olsun-farklı dine mensub olanların birbirlerine vâris olmalarını yasaklamıştır.[49] İslâm'da akrabalık te­lâkkisinin, sosyolojik yönden kavranabilmesi için, yukarda kaydettiğimiz durumların ve mirasla ilgili bu kaydın bilinmesi gerekir.

Mü'min olmayanlara "mağfiret dileğinde" bulunma­nın bile yasaklanması ile alâkalı örneği bizzat Hz. Peygamberle ilgili olarak gelen âyetlerden kaydedece­ğiz: Hz. Peygamber (a.s.m.) meşhur münafık Abdullah İbnu Übey ölünce, çok samimî bir Müslüman olan oğ­lunun ricası üzerine, Hz. Ömer'in itirazına rağmen, gömleğini kefen olarak verip namazını kıldırmış ve Münâfikün sûresinin altıncı âyetine atıfta bulunarak "Allah onlar hakkında istiğfar edip etmemekle beni serbest bıraktı" diyerek istiğfar etmeye devam edeceğini ifâde etmişti.

Arkadan gelen vahiy: "Onlardan ölen kimsenin na­mazını sakın kılma, mezarının başında da durma"[50] diyerek Hz. Peygamber’i (a.s.rn.) şiddetle bundan menetti.[51]

Yeri gelmişken kaydedelim ki, fukahâ, ehl-i zimmenin (gayr-i müslim vatandaşların) meskenlerinin, Müslümanların meskenlerinden, ilk bakışta tefrik edici bir alâmet taşıması şartını koşarken gerekçe ola­rak: "Dilenciler gelip, yanlışlıkla kapılarında durup mağfiret duasında bulunmasınlar" demişlerdir.[52]

ceren
Thu 10 May 2018, 02:22 am GMT +0200
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri ıslam yolunda giden ve iman kardeşliği ıslam bağı kuran ve allah dostları ile yolunu bulan kullardan eylesin inşallah. Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ..

Sevgi.
Wed 23 May 2018, 03:03 am GMT +0200
Aleykümüsselâm. Rabbim bizlere hak yolunda güzel kardeşlik ve dostluklar kurabilmeyi nasip etsin inşaAllah