sidretül münteha
Fri 19 November 2010, 05:52 pm GMT +0200
Kalp Gözü
Bakmak ayrıdır, görmek ayrıdır.
O bakımdan mü'minin isabetli bir bakış melekesi kazanması lazımdır.
Cenab-ı mevlamız Habibine hitaben Buyuruyor ki...
"Onları, sana bakar görürsün; halbuki onlar görmezler.(Araf 98 ) Ayet-i Kerimede, "bakmak"la "görme"nin farklılığına dikkat çekilmektedir.
Yine bir başka Ayet-i Kerimede, "Göklerde ve yerde (ALLAH'ın varlığını birliğini ve kemal-i kudretini isbat eden) nice Ayetler(Deliller İbretler Harikalar) vardır ki, İnsanlar bunlardan yüz çevirici olarak üstüne basar geçerler" (Yusuf 105) Buyurulmuştur.
Pek çok insan, zahire; yani görünüşe müpteladır.
"Onlar, sade bu dünya hayatından bir zahir (görünen yüzünü) bilirler.
(Bugün kim galip gelir yüze çıkarsa ona bakar onu bilirler. Ahiretten ise,
onlar tamamen gafildirler.
Dünyanın sonunun nereye varacağını düşünmez ilerisinin ne olacağının farkında olmazlar".(Rum 7) Ayet-i Kerimesi oldukça düşündürücüdür.
Halbu ki zahire takılan bir göz, hakikatı gerçeği göremez.
Mesela, zahirde yağmur buluttan, meyva ağaçtan gelir.
Hakikatte ise her şeyin yaratıcısı olan Rabbimiz teala ve tekaddes Hazretleri tarafından, yağmur; bulut vasıtasıyla indirilir.
Meyva'da ağacın dalları ile gönderilir.
"İki Adam hapishane penceresinden dışarıya baktı.
Biri çamuru gördü, diğeri yıldızları.(Dale Carnegie)
Gerçek mahküm,
"Demir parmaklıklar arkasındakiler değil, "zahir"in hapishanesinde maddeye takılıp kalanlardır.