neslinur
Thu 29 July 2010, 05:17 am GMT +0200
Hastalara Yardımcı Olmak, Yaralıları Tedavi Etmek ve Benzeri Hizmetlerde Bulunmaları İçin Kadınların Da Savaşa Katılmaları
Kadınların cihadı haccetmektir. Düşmanla savaşmak erkeklere farz kılınmış, kadınlara farz kılınmamıştır. Ancak sabırlı, cesur, dayanıklı kadınların savaşta geri hizmetlerde bulunmalarında bir sakınca yoktur. Şüphesiz bu geri hizmetlerin başında hemşirelik gelir. Cephe ve karargâhlarda hastalarla meşgul olmak, yaralıları toplayıp tedavi etmek de bir anlamda cihad sayılır. Ancak bu onlar hakkında farz değil müstehabdır.
Böylece islâm, kadınları dört duvar arasında sıkıştırıp hayattan tecrîd etmemiştir. Onların ruhsal ve fiziksel, aynı zamanda cinsel yapılarına uygun birtakım iş ve hizmetlerin kapısını açık tutmuştur. Zira maksat, korumak, onun annelik duygusunu zedelememek, iffet perdesine leke sürmemek ve böylece aile yuvasını her türlü şaibeden uzak tutmaktır.
Hatta belde veya bölgeye düşman saldırısı vuku' bulduğu taktirde kadınlar da nefsi müdafaa için silaha sarılıp müdafaaya geçerler. Düşmanın kirli ayaklarını harim-i ismetlerine sokmamak için gerekirse savaşıp mücadelede bulunurlar. [82]
İlgili Hadisler
Rübeyyi bint Muauviz_ (r.aj dan yapılan rivayette, adı geçen şöyle demiştir:
"Biz kadınlar Resûlüllah (s.a.v.) Efendimizle birlikte savaşır, savaşanlara su verir, hizmet eder, ölü ve yaralıları Medine'ye alıp götürürdük..." [83]
Ummu Atıyye el-Ensarîyye (r.a.) dan yapılan rivayette, şöyle demiştir:
"Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz'le birlikte yedi savaşa katıldım. Onların malzeme ve nevalelerine halef olup bakar, onlara yemek pişirir, hastalarını tedavi eder, kötürümler üzerinde durup yabancı olurdum." [84]
fr.aj cfett yapılan rivayette adı geçen diyor ki: "Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz Ummu Süleym ve ensardan onunla birlikte bazı kadınlarla savaşa çıktı ki bu kadınlar (geri hizmetlerde bulunup) savaşanlara su verir ve yaralıları tedavi ederlerdi." [85]
Hz. Aişe (r.a.) dan yapılan rivayette, adı geçen şöyle demiştir: "Ya Resûlellah! Biz cihadı en üstün amel olarak görüyoruz. Biz de cihad edelim mi?" Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Ama (kadınlar için) en üstün cihad, şartlarına uygun helâl kazançla yerine getirilen haçtır." [86]
İlim Adamlarının İstidlal ve Yormları
İlim adamları ve müctehid imamlar kadınların savaşa katılmalarının farz olmadığında birleşmişlerdir. Ancak tesettüre riâyet edip tahrîme yol açmamak kaydıyle kadınların savaşta geri hizmetlerde bulunmasına, yaralıları tedavi etmesinde, öldürülenleri belirlenen bir yere taşımasında bir sakınca olmadığı görülmemiştir. Bu da daha çok hemşirelik hizmetleri kapsamında tezahür eder. -
Böylece bugünkü anlayış, davranış ve ihtilattan uzak, tesettür kaidelerine riâyet şartıyla ve tahrîme yol açmayacak davranışlardan kaçınmak suretiyle cesur, metin, becerikli ve tecrübeli kadınların -ihtiyaç hissedildiği takdirde- savaşa katılıp geri hizmetlerde bulunmalarına, kendilerini herhangi bir tecavüzden koruyabilmek için yeterli derecede hazır ve uyanık olmakla beraber silah taşımalarına cevaz verilmiştir.
Ancak bu durumda savaşta elde edilen ganimetten kadınlara da erkeklere tahsis edilen nisbetten pay verilip verilmeyeceği ihlilâf konusudur.
a) İmam Mâlik, İmam Şafiî, İmam Sevrî ve Saîd b. Müseyyeb'e göre kadınlara ganimetten bir.şeyler verilir. Ancak baştaki yetkili zat isterse kadın erkek ayırt etmeden hepsine eşit biçimde pay ayırıp verir, isterse kadınlara, erkeklere nisbetle daha az birşey takdir edip verebilir,
b) İbn Abbas da aynı görüş ve ictihaddadır.
c) İmam Evzâî'ye göre, kadına da sehim ayrılır. Nitekim Cerîr b. Ziyad'm rivayetine göre şöyle haber verilmiştir: "Ninem Hayber fethinde savaşa katılmıştı. Resûlullah (s.a.v.) ona da ganimetten pay ayırıp verdi, erkeklerle eşit tuttu. Yermuk savaşında da kadınlara er-keklerinkine denk pay verildiği rivayet edilmiştir.
Ayrıca Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz Huneyn savaşında Sehle binti Asım'a pay ayırıp vermiş, bir ayrım yapmamıştı. [87]
d) Hanefîlere göre, ihtiyaç hissedildiğinde kadın tedavi, su dağıtma, ekmek hazırlama gibi geri hizmetlerde bulunabilir ve kendisine sehim değil de az birşey verilebilir. [88]
Tahliller
Yukarıda naklettiğimiz dört hadîs de sahihtir. O bakımdan ilim adamları ile müctehid imamlar bu hadîslerle istidlal etmişlerdir. İmam Buharı bu konuda kendi Sahîh'inde "Babu Gazvi'n-Nisâi ve Kıtalihinne" diye bir bab ayırmış bulunuyor.
Böylece sıkıntılı zamanlarda, zarurî hallerde kadınların mahremleri olmayan erkekleri tedavi etmelerinin caiz olduğu anlaşılıyor.
îbn Battal'm "kadın ancak mahremi olan erkekleri tedavi edebilir, yabancı erkekleri tedavi etmesi caiz değildir. Nasıl ki kadın yabancı bir erkeğin cenazesini yıkayamıyorsa..." görüşü pek sıhhatli değildir. Zira cenaze yıkamak ibâdet kapsamına girmekte, tedavi ise zaruret kapsamına girmektedir. Birini diğerine kıyas etmek farklı kıyas olur. [89]
Çıkarılan Hükümler
1- Allah yolunda zarurî bir hal olmadığı takdirde kadınların savaşa çıkması vacip değildir.
2- Zarurî bir durum meydana geldiğinde, meselâ düşman bir beldeyi veya bölgeyi istilaya yöneldiğinde, o belde ve bölgede eli silah tutup savaşabilen ve nefsini müdafa edebilen erkek ve kadın, herkesin düşmanı defetmesi için savaşması farz olur.
3- Kadınlardan becerikli olup; tedavi, su taksimi, yemek hazırlama gibi ihtiyaçları yerine getirebilenlerin savaşa katılmasında bir sakınca yoktur. Çünkü birçok durumlarda ihtiyaç da vardır.
4- Ancak ihtiyaç olmadığı takdirde kadınların geri hizmet için bile olsa savaşa katılmaları mekruhtur, bazısına göre caiz değildir.
5- Sözü edilen ihtiyaçlardan dolayı savaşa iştirak eden kadınların hem tesettüre riâyet etmeleri, hem de tahrîmi gerektiren davranışlardan kaçınmaları vaciptir.
6- Savaşta elde edilen ganimetten erkeklere verilen eşit payın kadınlara da verilmesi caizdir.
7- Müctehidlerin bir kısmına göre, eşit pay verilmez, az bir şey verilmek suretiyle ganimetten mahrum edilmezler. [90]
Kadınların cihadı haccetmektir. Düşmanla savaşmak erkeklere farz kılınmış, kadınlara farz kılınmamıştır. Ancak sabırlı, cesur, dayanıklı kadınların savaşta geri hizmetlerde bulunmalarında bir sakınca yoktur. Şüphesiz bu geri hizmetlerin başında hemşirelik gelir. Cephe ve karargâhlarda hastalarla meşgul olmak, yaralıları toplayıp tedavi etmek de bir anlamda cihad sayılır. Ancak bu onlar hakkında farz değil müstehabdır.
Böylece islâm, kadınları dört duvar arasında sıkıştırıp hayattan tecrîd etmemiştir. Onların ruhsal ve fiziksel, aynı zamanda cinsel yapılarına uygun birtakım iş ve hizmetlerin kapısını açık tutmuştur. Zira maksat, korumak, onun annelik duygusunu zedelememek, iffet perdesine leke sürmemek ve böylece aile yuvasını her türlü şaibeden uzak tutmaktır.
Hatta belde veya bölgeye düşman saldırısı vuku' bulduğu taktirde kadınlar da nefsi müdafaa için silaha sarılıp müdafaaya geçerler. Düşmanın kirli ayaklarını harim-i ismetlerine sokmamak için gerekirse savaşıp mücadelede bulunurlar. [82]
İlgili Hadisler
Rübeyyi bint Muauviz_ (r.aj dan yapılan rivayette, adı geçen şöyle demiştir:
"Biz kadınlar Resûlüllah (s.a.v.) Efendimizle birlikte savaşır, savaşanlara su verir, hizmet eder, ölü ve yaralıları Medine'ye alıp götürürdük..." [83]
Ummu Atıyye el-Ensarîyye (r.a.) dan yapılan rivayette, şöyle demiştir:
"Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz'le birlikte yedi savaşa katıldım. Onların malzeme ve nevalelerine halef olup bakar, onlara yemek pişirir, hastalarını tedavi eder, kötürümler üzerinde durup yabancı olurdum." [84]
fr.aj cfett yapılan rivayette adı geçen diyor ki: "Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz Ummu Süleym ve ensardan onunla birlikte bazı kadınlarla savaşa çıktı ki bu kadınlar (geri hizmetlerde bulunup) savaşanlara su verir ve yaralıları tedavi ederlerdi." [85]
Hz. Aişe (r.a.) dan yapılan rivayette, adı geçen şöyle demiştir: "Ya Resûlellah! Biz cihadı en üstün amel olarak görüyoruz. Biz de cihad edelim mi?" Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Ama (kadınlar için) en üstün cihad, şartlarına uygun helâl kazançla yerine getirilen haçtır." [86]
İlim Adamlarının İstidlal ve Yormları
İlim adamları ve müctehid imamlar kadınların savaşa katılmalarının farz olmadığında birleşmişlerdir. Ancak tesettüre riâyet edip tahrîme yol açmamak kaydıyle kadınların savaşta geri hizmetlerde bulunmasına, yaralıları tedavi etmesinde, öldürülenleri belirlenen bir yere taşımasında bir sakınca olmadığı görülmemiştir. Bu da daha çok hemşirelik hizmetleri kapsamında tezahür eder. -
Böylece bugünkü anlayış, davranış ve ihtilattan uzak, tesettür kaidelerine riâyet şartıyla ve tahrîme yol açmayacak davranışlardan kaçınmak suretiyle cesur, metin, becerikli ve tecrübeli kadınların -ihtiyaç hissedildiği takdirde- savaşa katılıp geri hizmetlerde bulunmalarına, kendilerini herhangi bir tecavüzden koruyabilmek için yeterli derecede hazır ve uyanık olmakla beraber silah taşımalarına cevaz verilmiştir.
Ancak bu durumda savaşta elde edilen ganimetten kadınlara da erkeklere tahsis edilen nisbetten pay verilip verilmeyeceği ihlilâf konusudur.
a) İmam Mâlik, İmam Şafiî, İmam Sevrî ve Saîd b. Müseyyeb'e göre kadınlara ganimetten bir.şeyler verilir. Ancak baştaki yetkili zat isterse kadın erkek ayırt etmeden hepsine eşit biçimde pay ayırıp verir, isterse kadınlara, erkeklere nisbetle daha az birşey takdir edip verebilir,
b) İbn Abbas da aynı görüş ve ictihaddadır.
c) İmam Evzâî'ye göre, kadına da sehim ayrılır. Nitekim Cerîr b. Ziyad'm rivayetine göre şöyle haber verilmiştir: "Ninem Hayber fethinde savaşa katılmıştı. Resûlullah (s.a.v.) ona da ganimetten pay ayırıp verdi, erkeklerle eşit tuttu. Yermuk savaşında da kadınlara er-keklerinkine denk pay verildiği rivayet edilmiştir.
Ayrıca Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz Huneyn savaşında Sehle binti Asım'a pay ayırıp vermiş, bir ayrım yapmamıştı. [87]
d) Hanefîlere göre, ihtiyaç hissedildiğinde kadın tedavi, su dağıtma, ekmek hazırlama gibi geri hizmetlerde bulunabilir ve kendisine sehim değil de az birşey verilebilir. [88]
Tahliller
Yukarıda naklettiğimiz dört hadîs de sahihtir. O bakımdan ilim adamları ile müctehid imamlar bu hadîslerle istidlal etmişlerdir. İmam Buharı bu konuda kendi Sahîh'inde "Babu Gazvi'n-Nisâi ve Kıtalihinne" diye bir bab ayırmış bulunuyor.
Böylece sıkıntılı zamanlarda, zarurî hallerde kadınların mahremleri olmayan erkekleri tedavi etmelerinin caiz olduğu anlaşılıyor.
îbn Battal'm "kadın ancak mahremi olan erkekleri tedavi edebilir, yabancı erkekleri tedavi etmesi caiz değildir. Nasıl ki kadın yabancı bir erkeğin cenazesini yıkayamıyorsa..." görüşü pek sıhhatli değildir. Zira cenaze yıkamak ibâdet kapsamına girmekte, tedavi ise zaruret kapsamına girmektedir. Birini diğerine kıyas etmek farklı kıyas olur. [89]
Çıkarılan Hükümler
1- Allah yolunda zarurî bir hal olmadığı takdirde kadınların savaşa çıkması vacip değildir.
2- Zarurî bir durum meydana geldiğinde, meselâ düşman bir beldeyi veya bölgeyi istilaya yöneldiğinde, o belde ve bölgede eli silah tutup savaşabilen ve nefsini müdafa edebilen erkek ve kadın, herkesin düşmanı defetmesi için savaşması farz olur.
3- Kadınlardan becerikli olup; tedavi, su taksimi, yemek hazırlama gibi ihtiyaçları yerine getirebilenlerin savaşa katılmasında bir sakınca yoktur. Çünkü birçok durumlarda ihtiyaç da vardır.
4- Ancak ihtiyaç olmadığı takdirde kadınların geri hizmet için bile olsa savaşa katılmaları mekruhtur, bazısına göre caiz değildir.
5- Sözü edilen ihtiyaçlardan dolayı savaşa iştirak eden kadınların hem tesettüre riâyet etmeleri, hem de tahrîmi gerektiren davranışlardan kaçınmaları vaciptir.
6- Savaşta elde edilen ganimetten erkeklere verilen eşit payın kadınlara da verilmesi caizdir.
7- Müctehidlerin bir kısmına göre, eşit pay verilmez, az bir şey verilmek suretiyle ganimetten mahrum edilmezler. [90]