- Kadının emân vermesi

Adsense kodları


Kadının emân vermesi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Mon 10 January 2011, 11:30 am GMT +0200
Kadının Emân Vermesi


656. İbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor:

Mekke'nin fethi gününde Resûlullah (s.a.v.) (amcasının kızı) Ümmü Hâni binti Ebî Tâlib'in evine girdi. Karnı açtı.

Ümmü Hâni Resûlullaha şöyle dedi:

"Ya Resûlallah, eşim tarafından akrabam olan bâzı kim­seler bana sığındılar. Ali bin Ebî Tâlib ise "Allah yolunda hiçbir kınayıcının kınamasına kulak asmaz. Ali'nin bunların yerini öğrenip onları öldürmesinden korkuyorum. Ümmü Hâni'nin evine sığınanlara, Allah'ın kelâmım dinleyip Re­sulüne iman edinceye kadar eman verdiğini açıklasan."

Resûlullah (s.a.v.),

"Ümmü Hâni'nin eman verdiğine biz de eman verdik" buyurdu.

Sonra da,

"Yanında yiyebilece­ğimiz birşey var mı?" diye sordu.

Ümmü Hâni: "Kuru kırıntılardan başka birşey yok! Onu da size takdim etmeye utanırım" dedi.

Resûlullah (s.a.v.),

"Onları getir" dedi.

Onları suyun içine ufaladı. Tuz da getirdi. Sonra da,

"Ekmeğin yanı sıra biraz katık var mı?" dedi.

Ümmü Hâni, "Sirkeden başka birşey yok" dedi.

Resûlullah,

"Getir onu" buyurdu.

Sirkeyi kuru ekmeğin üzerine döküp yedikten sonra Allah'a hamd etti ve,

"Ey Ümmü Hâni, sirke ne güzel katıktır! İçinde sirke bulunan ev yoksul sayılmaz" buyurdu.[733]

 

Resûlullahın Yatarken Okuduğu İki Sûre
 

657. Câbir (r.a.) rivayet ediyor:

Resûlullah (a.s.m.) Secde ve Tebareke Sûresini okuma­dan uyumazdı.[734]

 

Oturarak Namaz Kılmak
 

658. Abdullah bin Amr (r.a.) rivayet ediyor:

"Oturarak namaz kılmanın sevabı, ayakta namaz kılmanın sevabının yarısıdır."[735]

 

İzah

 

Zikrettiğimiz kaynaklarda hadis şöyle geçer:

"Bir kimsenin ayakta kıldığı namaz daha faziletlidir. Oturarak kıldığı namazın sevabı, ayakta kıldığı namazın yarısı, uzanarak kıldığı namazın sevabı da, oturarak kıldığının yarısı kadardır."

Hasta oturarak, buna gücü yetmezse yatarak namaz kıldığın­da, sevabından bir şey eksilmez. Hasta olduğu için oturarak na­maz kılan kimse ayakta namaz kılanların sevabını, hattâ o halde dahi namazını bırakmadığı için daha fazlasını kazanabilir. Ancak ayakta kılmaya gücü yeten birisi oturarak namaz kıldığında ayakta namaz kılanın aldığı sevabın yarısını alır. Çünkü oturarak kılınan namazda kıyam ve rükû terk edilmiş olmaktadır. Yatarak namaz kılanın sevabı da oturarak namaz kılanın sevabının yarısıdır.[736]

 

Kişinin Anne Ve Babasının Kabrini Ziyaret Etmesi
 

659. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:

"Kim her Cuma gününde anne ve babasının veya onlar­dan birisinin kabrini ziyaret ederse, affedilir ve kendisine bir iyilik sevabı yazılır."[737]

 

İzah


 

Daha önce de izah ettiğimiz gibi, dinimizde kabir ziyareti caiz kılınmıştır. Peygamberimiz bu hadislerinde de kişiyi anne ve ba­basının kabrini ziyarete teşvik etmektedir. Konu ile ilgili başka bir hadis şu mealdedir:

"Kim Cuma günü anne ve babasının veya onlardan birisinin kabrini ziyaret eder ve orada Yâsîn Sûresini okursa günahları bağışlanır."[738]

 

Hz. Ali'nin İlmi

 

660. Abdullah bin Abbas (r.a.) rivayet ediyor:

Biz kendi aramızda şöyle konuşurduk:

"Resûlullah (s.a.v.), Ali'ye başka hiç kimseye söylemediği yetmiş ko­nuda bilgi vermiştir."[739]

 

Rüzgar Allah'ın Me'murudur

 

661. İbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor:

Resûlullahın (s.a.v.) yanında adamın birisi rüzgara lanet okudu. Resûlullah ona,

"Rüzgara lanet okuma. Şüphesiz o Allah'ın bir memurudur. Muhakkak bir kimse lâyık olma­dığı halde bir şeye lanet ederse, o lanet tekrar sahibine dö­ner."[740]

 

İzah

 

Toprak, yağmur, güneş, hava, su, bulut gibi Cenâb-ı Hakkın birçok memuru vardır. Ancak Allah bunlara muhtaç olduğundan değil, hikmeti gereği bu memurları çeşitli vazifelerde kullanmak­tadır. İşte Allah'ın memurlarından birisi de, rüzgardır. Rüzgar da Allah'ın diğer memurları gibi emir dâiresinde hareket eder, emirle eser, emirle sakinleşir. Dolayısıyla rüzgara söven biri, Allah'ın iradesine itiraz etmektedir. İşte Peygamberimiz yukarıdaki hadis­lerinde bu gerçeği hatırlatmakta, lâyık olmayan bîrine yapılan lanetin geri lânetçiye döneceğini ikaz etmektedir. Allah'ın emri ile hareket eden rüzgar ise kesinlikle lanete müstehak değildir.[741]

 

Meleklerin Çokluğu

 

662. Ebû Said el-Hudrî (r.a.) rivayet ediyor:

"Muhakkak gök yüzünde yetmiş bin meleğe başkanlık eden İsmail isminde bir melek vardır. Her bir melek de yet­miş bin meleğe başkanlık eder."[742]



Hasan Ve Hz. Hüseyin'in Fazileti

 

663. Ali (r.a.) rivayet ediyor:

Resûlullah (s.a.v.) Hasan ve ve Hüseyin'in elinden tuttu ve şöyle buyurdu:

"Ben bu ikisini, bunların babasını ve annesini seviyo­rum. Bunlar kıyamet gününde benim derecemde olacaklar."[743]

 

İzah

 

"Derecemde olacaklar" ifâdesi kinayedir. "Benim yakınımda olacaklar" mânâsındadır.[744]

 

Arefe Gününde Ve Muharrem Ayında Oruç Tutmak
 


664. İbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor:

"Kim Arefe günü oruç tutarsa iki senelik günahına keffâret olur. Kim de Muharrem ayında bir gün oruç tutarsa, her bir günü için otuz gün sevabı yazılır."[745]

 

İzah

 

Hadiste geçen Arefe günü, Kurbân bayramından bir gün öncedir.

Muharrem ayı, içinde aşure gününün bulunduğu Hicrî aylar­dan biridir. Aşure gününde bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile oruç tutmak sünnettir. Arefe ve Aşure gününde oruç tutmakla ilgili tafsilat için Hanefî Ve Şâfiilere Göre Oruç Zekat isimli ese­rimize bakılabilir.

Aşure gününde oruç tutmak sünnet olduğu gibi, Muharrem ayında oruç tutmak da sünnettir. Hadis bunu ifâde eder. Muhar­rem ayı orucu ile ilgili bir başka hadis ise şöyledir:

"Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah'ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiştir. O günde başka bir kavmi de affedebilir."[746]

Muharrem ayı orucu için gün belirtilmediğinden, Aşure günü tutulan oruçla da bu sünnet yerine getirilmiş olur.[747]

 

Dile Sahip Olmak
 

665. Enes (r.a.) rivayet ediyor:

"Kul dilinin söyleyebileceği bâzı şeyleri tutmadıkça, ima­nın hakikatine ulaşmış olmaz."[748]

 

Peygamberimizden Beş Öğüt
 

666. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:

"Allah kime bir nimet giydirirse, Allah'a hamd etmeyi ço­ğaltsın. Kimin günahları çoğalırsa Allah'tan bağışlanma di­lesin. Kimin rızkı gecikirse "Lâ havle velâ kuvvete illâ billah=Güç ve kuvvet ancak Allah'tandır" demeyi çoğaltsın.

Kim bir topluluğa misafir olursa, onların izni olmadan nafi­le oruç tutmasın. Kim bir topluluğa uğrarsa, onların göster­diği yere otursun. Çünkü onlar evlerinin mahrem yerlerini daha iyi bilirler."[749]

 

İzah

 

Hadisin,

"Kim bir topluluğa misafir olursa, onların izni olma­dan nafile oruç tutmasın"

kısmı Tirmizî'de de yer alır.[750]

Nafile oruç, farz veya vacip olmayan, Allah'ın rızâsını kazan­mak için tutulan oruçlardır. Dinimizde bu orucu tutmak tavsiye edilirken, bâzı kayıtlar da getirilmiştir. Bu kayıtlardan birisi de hadiste ifâde edilen misafirin ev sahibinin iznini almadan nafile oruç tutmamasıdır.

Hadiste "Tutmasın" buyurulması "haramdır" demek değildir. Misafir birisinin izin almadan oruç tutması, helâle yakın mekruh­tur. Bu, kişinin ev sahibine zahmet vereceği içindir. Çünkü mi­safirliğin adabı ev sahibine uymaktır. Kişi oruç tuttuğunda ev sa­hibini kendisine uymaya zorlamış olur. Zira oruç, sahur yemeği hazırlamayı, iftar için vaktinde hazırlık yapmayı gerektirir.

Hadisin son kısmı da mühim bir adabı ders vermekte, misa­firin mahremiyetin korunması açısından, ev sahibinin gösterdiği yere oturması istenmektedir.[751]

 

Allah'ın Koyduğu Cezaları Uygulamak
 

667. Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet ediyor:

"Bir yerde, suçları kesinleşmiş kimselere Allah'ın koydu­ğu bir cezayı vermek kırk sabah yağmur yağmasından daha hayırlıdır."[752]

 

İzah

 

Hadis, hırsızın elinin kesilmesi, katilin kısas edilmesi gibi Al­lah'ın tayin ettiği cezaların uygulanmasının önemini ifâde eder. Resûlullah (s.a.v.) bir başka hadislerinde de Allah'ın tayin ettiği bu cezaları, akraba olsun yabancı olsun, güçlü olsun güçsüz ol­sun herkese uygulamayı emretmiş ve bu yolda kınayanın kınama­sından korkulmamasi gerektiğini bildirmiştir.[753]

İzahını yaptığımız hadiste, Allah'ın tayin ettiği cezaların uygu­lanmasının kırk günlük yağmurdan daha hayırlı olduğu bildiril­mektedir. Çünkü yağmur, insanın dünya hayatı için faydalıdır. Hadlerin uygulanması ise âhiret hayatına bakar, insanları günah işlemekten alıkoyar. Diğer taraftan günah işlenmemesi ise semâ kapılarının açılmasına, bol bol yağmur yağmasına sebep olur. İlâ­hî cezaların uygulanmaması veya bunda gevşeklik gösterilmesi ise, mes'uliyet sebebi olmasının yanı sıra, günahların, suçların çoğalmasına sebep olur. Bu da kıtlık, kuraklık gibi âfetlere yol açar.[754]

 

Sahabîler Ümmet İçin Teminat İdi
 

668. Muhammed bin Münkedir babası Münkedir'den (r.a.) rivayet ediyor:

Resûlullah (s.a.v.) bir gece yatsı namazını son vakte ka­dar geciktirdi. Yanımıza geldiğinde,

"Neyi bekliyorsunuz?" buyurdu.

"Namazı" dediler.

Resûlullah (s.a.v.),

"Dikkat edin! Siz, namazı beklediği­niz süre içerisinde namazdaymış gibisiniz" buyurdu.

Sonra gözünü semaya kaldırdı ve şöyle buyurdu:

"Yıldızlar semâ ehli için teminattır. Yıldızlar gittiğinde semâ ehli için vaad edilen şey gelir. Ben de Ashabım için te­minatım. Ben gittiğimde de Ashabım için vaad edilen şey gelir. Ashabım da ümmetim için teminattır. Ashabım gittiği zaman da ümmetim için vaad edilen şey gelir. Ey Bilal! Kalk kamet getir."[755]

 

İzah

 

Müslim'de, bu hadis Ebû Bürde (r.a.) tarafından rivayet edil­miştir. Hadisin baş tarafı şöyledir:

"Resûlullah ile birlikte akşam namazını kıldık, sonra kendi aramızda "Beklesek de onunla beraber yatsı namazını da kılsak ya!' dedik ve oturduk. Derken yanımıza çıktı ve,

"Siz halâ burada mısınız?" buyurdu.

Biz, "Ya Resûlallah, seninle beraber akşam namazını kıldık, sonra oturup yatsıyı da kılalım diye düşündük" dedik.

"İsâbet ettiniz" buyurdu.

Hadisin birinci kısmı, Sahabîlerin Resûlullah (s.a.v.) ile na­maz kılmaya verdikleri ehemmiyeti gösterir. İkinci kısmın mânâsı ise şöyledir:

"Yıldızlar kaldıkça semâ da kalacaktır. Kıyamet başlayıp yıl­dızlar saçılınca, semâ da bozulup yarılacak ve yok olacaktır. Ben Ashabım için bir emniyetim. Ben gittikten sonra Ashabıma vaad olunan fitneler, savaşlar ve ihtilaflar gibi önceden haber verilen şeyler gelecek. Ashab gittikten sonra da ümmete vaad edilen bid'atlar, fitneler, kıyamet alâmetleri zuhur edecektir."

Hadis aynı zamanda Peygamberimizin (s.a.v.) mûcizelerindendir.[756]



[733] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/362-364.

[734] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/364.

[735] Ebû Dâvud, Salât: 174; Tirmizî, Salât: 157; İbni Mâce, İkame: 141; Müslim, Misafirin: 16. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/364.

[736] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/365.

[737] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/365.

[738] Suyûtî, Câmiü's-Sagîr, 6:141. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/365-366.

[739] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/366.

[740] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/366.

[741] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/366-367.

[742] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/367.

[743] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/367-368.

[744] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/368.

[745] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/368.

[746] Câmiü's-Sagîr, 6:141

[747] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/368-369.

[748] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/369.

[749] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/369-370.

[750] Tirmizi, Savm: 40.

[751] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/370.

[752] İbni Mâce, Hudud: 3. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/370-371.

[753] İbni Mâce, Hudûd: 3.

[754] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/371.

[755] Müslim, Fezâilü's-Sahabe: 207. İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/371-372.

[756] İmam Taberâni, Mu’cemu’s-Sağir Tercüme ve Şerhi, (İsmail Mutlu), Mutlu Yayınları: 2/372-373.



ceren
Thu 7 June 2018, 01:48 am GMT +0200
Esselamu aleykum. Rabbim bizleri peygamber efendimizin ogutlerine sünnetine tabi kalan ve ıslami hakkiyla yaşayıp kurtuluşa erişen kullardan eylesin inşallah. Rabbim razı oldun bilgilerden kardeşim. ..

Bilal2009
Thu 7 June 2018, 03:40 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun Rabbim bizlerin ilmini artırsın

sedanurr
Thu 7 June 2018, 03:41 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamber efendimizin sünnetlerine tabi eylesin

Sevgi.
Fri 8 June 2018, 03:54 am GMT +0200
Aleyküm Selam. Rabbim bizlere her yönüyle güzel örnek olan Peygamber Efendimizin sünnetlerine hakkıylâ uymamızı nasip etsin inşaAllah