sumeyye
Tue 14 June 2011, 01:54 pm GMT +0200
KADER BAHSİ
1445- İmran bin Husayn (Radıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e biri (yani kendisi) sordu:
— Ya Resûlallah! Cennet ehli cehennem ehlinden (dünyada) ayırt edilir mi? Cevab verdiler: «Evet!»
— O halde (cennet için) çalışanlar neden çalışsınlar? dedi. Haz-reti Peygamber: «Herkes, hangi şey için yaratilmışsa veya kendisine hangi şey takdir edilmişse ona çalışır.» buyurdu.
(Bir kimse cennetlik ise, ömrünün sonuna kadar salih amel işler. Böylece iyi bir hal üzere ahirete göçer ve cennetlik olur. Cenem-nemlik olan kimse de küfür ve inad üzere bulunur ve çeşitli günahlar işleyerek o hal üzere ahirete göçer ve cehennemlik olur. Her ne kadar bir kimsenin cennetlik veya cehennemlik oluşu ezelde mukadder ve Levh-i Mahfuz'da yazılı ise de, bunlar onun dünyada yapacağı işlere uygun olarak takdir edildiğinden amelleri iradesi ile yapılmış olur. Kul, ezelde kendisi için takdir edilen durumu bilmediği için daima hayırlı işlere koşmak ve sorumlu olduğu işleri yapmak zorundadır.)
1446- Ebû Hüreyre (Radıyallahu Anhî'den rivayet edilmiştin
«Adak, insan oğluna takdir etmediğim bir şeyi sağlayamaz. Ne var ki kader o kimseyi adak yapmaya sevkeder. oysa ben onu (ezelde) kendisine takdir etmişimdir. Fakat bu adak sebebiyle (fukaraya çıkar cağlarım.» (Çünkü adak yapmamış olsa, fakire hiç b*ir şey verecek değildi.)
Mütercim:
Bir kimse: Falan dileğim olursa, falan musibet benden kalkarsa, ALLAH rızası için fakirlere şu kadar para vereceğim yahut ALLAH rızası için bir kurban keseceğim, diyerek adak yaparken her şeyin ALLAH'ın takdiri ile olacağına inanır. Bu inançla yapılan adaklar meşru olup sonunda fakirlerin faydalanmasına sebep olur. Aslında adaklar ALLAH Tealâ Hazretlerinin takdirini değiştirmez. îşte nezirler (adaklar) bu inanç ile yapılmalıdır.
1447- Ebû Saîd (Radıyallahu Anh)'dan rivayet edilmiştir:
«İktidar mevkiine getirilen bir şahsın mutlaka iki çeşit sırdaşı vardır. Bunlardan biri, ona iyiliği tavsiye eder ve onu hayıra teşvik eder. Diğeri ise kötülüğü tavsiye eder ve onu kötülüğe teşvik eder. Masum, ALLAH'ın koruduğu kimsedir.» (ALLAH'ın himayesinde olan bir idareci daima hayırlı işi kabul eder ve onu yapar.)
1448- Abdullah bin Mes'ud (Radıyallahu Anh) der ki:
Peygamber Sailallahu Aleyhi ve Sellem, çoğu kez: «Kalbleri 'çeviren hakkı, için, hayır!» diye yemin ederdi.[60]
[60] Ömer Ziyaeddin Dağistâni, Zübdetü’l-Buhari, Hisar Yayınevi:957-959