- Kabir herkese daralır

Adsense kodları


Kabir herkese daralır

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Sun 28 March 2010, 02:52 pm GMT +0200
Kabir Herkese Daralır


İmam Ahmed, Hakim-i Tirmizi, Beyhaki, Huzeyfe (r.a)´den rivayetlerine göre söyle demistir:Bir cenazede Resûlullah ile beraberdik, kabre vardığımızda Resûlullah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) kabrin kenarinda oturdu, sık sık kabrin içine bakmaya basladi ve sonra söyle buyurdu: Burada mümin öyle sıkıştırılır ki damarlari ve kasları şiddetten kopar. Kâfir ise üstü atesle dolar.İmam Ahmed, Ibn-i Cerir, Beyhaki (Radiyallahû anhâ)´dan vâyet ettiklerine göre Resûlullah (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) Söyle buyurdu:

Kabrin öyle bir sıkıştırılması vardir ki, eğer kimse ondan kurtulabilseydi Sa´d ibn-i Muâz da kurtulurdu.


îmam Ahmet, Hakim-i Tirmizi, Taberani, Beyhaki, Câbir bin Abdullah, dan rivayet ettiklerine göre:

Sa´d bin Muâz defnedildigi zaman peygamber tesbih getirdi. Millet de uzun uzun tesbih getirdiler. Sonra tekbir getirdi Millet de tekbir getirdi, «ya Resûlallah neden tesbih getirdin» dediler. Buyurdu ki:

Bu salih adama kabir çokça sıkıştı. Sonra Allah sıkıntısını giderdi.


Said bin Mansur, Hakim-i Tirmizi, Taberani, Beyhaki, ibn-i Ab-bas (Radiyallahû anhüma)´dan rivayet ettiklerine göre;

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Seilem) Sa´d bin Muâzi defnettigi zaman kabrinin başında durdu.

«Eger kabrin sıkıştırmasindan bir kimse kurtulsaydi Sa´d kurtulurdu. O bir sefer sıkıştırıldı sonra gevsetildi» diye buyurdu.


Nesai ve Beyhaki Abdullah bin Ömer (Radiyallahû anhüma) tarikiyle Resûlullah (Sâllallâhû Aleyhi ve Seilem) ´den rivayet ettiklerine göre:

Sai´d bin Muâz (Radiyallahû anh)´in ölümü için Ars sevincinden titredi, semânin kapilari ona açildi. Ve yetmis bin melek cenazesine hazir bulundu. Bunun beraber o da kabir sikintisini çekti. Sonra genislenerek ona ferah verildi.


Hâkim-i Tirmizi, Ibni Ömer (Radiyallahû anhüma)´dan rivayet ettigine göre söyle demistir:

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Seilem) Sad bin Muâz´in kabrine girdi ve içinde biraz durdu. Çikinca:

«Yâ Resûlullah niye kabirden geç çıktın?» dediler.

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Seilem) cevaben:

«Kabir daraldi. Genislemesi için Allah´a dua ettim» diye buyurdu.


Hakim-i Tirmizi ve Beyhaki, ibn-i îshak yoluyla Ümeyye bin Ab dullah´dan rivayet ettiklerine göre;

Sa´d´in bâzi akrabalarindan, Resûlullah´in «Sa´d için kabir daraldi» sözünden ne anladiniz diye sorulmus.

Onlar cevaben:

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Seilem)´e ne kastettigi soruldu, küçük taharetten kusurlu davrandigindan dolayi kabir ona sikisti diye buyurdu, demisler.

Taberani, Enes (Radiyallahû anh) ´den söyle rivayet etmisti :

Resûlullah´in kizi Zeynep vefat edince Resûlullah´a vardik. Mah zun oldugunu gördük. Kabrin yaninda oturdu ve göge bakmaya basladi. Sonra kabrin içine indi. Mahzunlugu devam ediyordu. Kabirden çikinca sevinçli oldugunu gördük. Hemen sebebini sorduk.

Cevaben, kabrin darligini ve Zeyneb´in zayif oldugunu düsünüyordum. Hafiflenmesi için dua ettim. Kabul oldu. Amma yine de ins ve cinnin haricinde her seyin duyacagi bir bagirmaya sebeb olan kabir daralmasindan kurtulamadi» buyurdu.


Yine sahih bir senedle Ebû Eyyub´dan rivayet edildigine söyle demistir:

Küçük bir çocuk defin edildi. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi Seilem) :

«Eger kabir daralmasindan kimse kurtulsaydi bu çocuk kurtulacakti dedi.


Saîd bin Mansûr ve Ibn-i Ebi Dünya Za´zan´dan rivayet ne göre, Ibni Ömer (Radiyallahû anhüma) dedi ki:

Resûl-i Ekrem kizi Rûkiye´yi defin edince kabrin yaninda oturdu. Yüzünden sevinçli olmadigi belirleniyordu. Sonra sevinmeye basladi. Bunun üzerine Ashabi Kiram´dan bâzilari sebebini sordular. Cevaben «Kabrin sikintisi ve Rukiye´nin zayifligini hatirladim. Kolaylasmasi için dua ettim, kabri genisledi. Allah´a yemin ederim kabir onu öyle sikistirdi ki yer ve göklerin arasindaki her sey isitti, diye buyurdu.


Hennad bin Sirri Zühd´de Ibn-i Ebi Melike´den rivayete göre söyle demistir:

, Kabrin sikistirmasindan hiç kimse kurtulmaz. Sa´d bin Muâz Cennette, bütün dünyadan daha hayirli mendillere sahip oldugu halde yine kabrin ilk sikismasindan kurtulamadi.[1]


Yine Hennâd´in, Hasan (Radiyallahû anh) ´dan rivayet ettigine göre:

Resûlullah Sallailâhû Aleyhi ve Sellem Sa´d bin Muâz defin edilince söyle buyurdu:

Sa´d kabirde öyle sikistirildi ki, bir kil kadar înceldi. Allah´dan bu sikistirilmanin kolay geçmesi için dua ettim. Ve bu sikismanin sebebi de bevl´den kendini korumadigindandir.


îbn-i Saicl, Saîd´el Makberi´den rivayet edip dedi ki:

«Eger kabrin sikistirmasindan bir kimse kurtulsa idi Sa´d, de kurtulacakti. O kabirde öyle sikistirildi ki kaburgalari birbirinden geçti. Bunun sebebi ise küçük abdeste dikkat etmedigidir.


Abdürrezzak ...Mücahid´den rivayet edip dedi ki, peygamberden duydugumuz en siddetli hadis, Sa´d ile ilgili hadis ve kabir durumunu bildiren hadistir.



Ali bin Mabed «Taat ve Isyan» kitabinda îbrâhim el-Ganeyi tarikiyle bir adamdan rivayet ettigine göre söyle demistir:

Ben Âise (Radiyallahû anhâ) ´nin yanmda idim. O anda oradan bir çocugun cenazesi geçiyordu. Âise (Radiyallahû anhâ) agladi, Ömer bin Seybe, Enes (Radiyallahû anh)´den rivayet ettigine göre;

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) :

Kabrin siddetinden Esed´in kizi Fâtima´dan baska hiç kimse kurtulamadi, diye buyurdu. Oglun Kasim da mi kurtulmadi? diye sordular :

Hayir oglum Ibrahim de kurtulmadi, diye buyurdu. Ibrahim ogullarinin en küçügü idi.

| Baska bir rivayette Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) Sa´d´in kabri basinda ayakta iken söyle buyurdu:

«Sa´d öyle bir sikistirildi ki, eger ameliyle biri kurtulsa idi Sa´d kurtulacakti.


îbn-i Asakir ve ibn-i Ebi Dünya, Abdulmecid bin Abdülaziz´den, o da babasindan rivayet ettiklerine göre söyle demistir:

Ibn-i Ömer´in kölesi Nâfi sekerâta girince aglamaya basladi, niye agliyorsun? diye sorulunca:

«Sa´d bin Muâz´i ve kabir siddetini hatirladim» dedi.


Zübeyr bin Bekkâr «Münkiyat» adli kitapda îbrâhim bin Muhammed bin Ishak´dan rivayet ettigine göre Abdullah bin söyle dedi:

Sa´d bin Muâz vefat etti. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) de cenazeye hazir bulundu. Cenazeyi kabre tasirlarken Resûlullah geride gecikti. Bunun üzerine (sahabeler) durdular ve Resûlullah onlara kavustu.

(Ashap) neden geride geciktigini sordular.

Resûlullah cevaben: «Sa´d´m kabirde sikistirildigini isittîm de onun için geciktim.»

Onlar:

«Yâ Resûlullah, Ars Sa´d için sallandi. Bu durumda olan bir kim se kabir sikintisini çeker mi?» diye sordular.

Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) :

«Evet. Sa´d mi efdal, yoksa Zekeriya Peygamber mi efdaldir? Allah´a yemin ederim ki, Zekeriya arpa ekmeginden bir defa doyuncaya kadar yedigi için o da kabir daralmasini çekmisti,» dedi.

Ben diyorum ki bu hadis Münkerdir. Senedinde iki halka kopukluk var ve meshur olan odur ki, peygamberler kabir cezasini çekmezler.

Ebu´l-Kasim es-Sadi «Ruh» kitabinda demis ki:

Ne salih, ne de salih olmayan hiç kimse kabrin daralip sikistirmasindan kurtulmaz. Mümin ile kâfir arasindaki fark ise, kâfirin sikistirilmasi devam eder, müminin ise basta daralir, sonra ferahlanir.

Hakim et-Tirmizi demistir ki:

Kabir sikistirilmasinin sebebi kullarin mutlaka bir hatayi islemeleridir. Kabrinde sikistirilmasi bu hatâya keffârettir. Sonra rahmet imdada gelir.

Sa´d küçük abdestten taksirat yaptigi için sikistirildi.

Peygamberler hakkinda ise kabrin sikismasini bilmiyoruzve masum olduklari için onlara sual de yoktur.


îmam Sübki, «Bahr´ül-Kelâm»da dedi ki:

«Muti» kullara kabir azabi yoktur, ancak kabrin sikismasi vardir. Kul, bunun siddet ve korkusunu hisseder. Çünkü gerektigi gibi nimete sükür etmemistir,

ibn-i Ebi Dünya, Muhammed et-Teymi´den rivayet ettigine göre söyle denilmistir:

Kabir azabinin sebebi kabrin insanlarin anasi olmasindandir. Ve insanlar ondan yaratilmislar. Uzun zaman analarindan uzakta kaldiklarindan kabir, ananin kucaklamasi gibi, onlari kucaklar. Tip ki çocugunu bulmus ana gibi... Iste kim ki, Allah´a itaat etmisse, bir onu sefkat ve yumusaklikla kucaklar. Kim ki, isyan etmisse kabir bir onu kizginlik içinde kucaklar. Kabir bu isi Allah için yapar. [2]


sumeyye
Sun 28 March 2010, 02:52 pm GMT +0200
Faidelî Bir Mesele

Bâzi âlimler demisler ki;

«Kim bir günahi islese o günahin cezasindan on seyle muaf bilir. Tevbe edip istigfar ederse... o günaha bedel iyiliklerde bulunup günahin yok olmasina çalisirsa... Ve dünyada musibete düçâr olup, günahina kefaret olursa.

... Veya kabirde sikistirilip günahina kefaret olursa... , Mümin kardesleri onun için duada bulunsa... veya onun için istigfarda bulunsalar... veya amellerinin sevabini ona hediye etseler... veya kiyamette siddetlere düçâr günahina kefaret olursa;... veya peygamberin sefaati imdadina yetisirse... Bu on sekilde kurtulabilir.


Beyhakî, ibn-i Mende, Deylemi, ibn-i Necar, Saîd bin Müseyyib (Radiyallah´û anh)´ dan rivayet ettiklerine göre, Hz. Âise (Radiyal-lahû anhâ) Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)´a söyle demistir:

.? Yâ Resûlullah; Bana Münker-Nekirin sesinden ve kabrin sikistirmasindan söz ettiginden bu yana hiç bir seyden yararlanamiyorum.

? Ey Âise! Münker-Nekir´in sesi, müminler kulaginda gözdeki sürme gibidir. Kabrin sikistirmasi ise sefkatle ananin kucaklamasi gibidir. Çocugu basinin agridigini ona anlatir. O da yumusaklikla basini oksar. Fakat Ey Âise, ne yazik o kimselere ki, Allah´dan sikâyet ederler. Tas, yumurtanin üstüne düsüp onu ezdigi gibi kabirlerinde ezilirler.


Ebû Nuaym´in «Hüye»de Abdullah bin es-Sagir´den rivayet etti gine göre, Resûluliah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) dedi ki:

«Son hastaliginda kim Ihlâs sûresini okursa kabir fitnesinden emin kalir ve kabrin daralip sikistirilmasindan da emin kalir. Kiyamet gününde melekler onu avucuna alarak Sirattan geçirip Cennete korlar.


îbn-i Ebi Dünya, «Kabirler» kitabinda demis ki:

Ölünün kabirde ilk olarak hissettigi sey, ayaklarinin yaninda bir kimildanmanin varligidir. O zaman meyyit bagirip o seye «necisin diye sorar, cevaben:

«Ben senin amelinim» diye söyler.


îbn-i Ebi Dünya, Yezid, er-Rakkas´dan rivayet ettigine göre O demis ki:

Ölü kabre konulunca amelleri onu sarar. Cenab-i Hak (Celle Celâlühü) onun amellerini konusturur. Onlar;

«Ey bu çukurda dostlarindan ayrilip yalniz kalan kul! Bugün bizden baska dost ve arkadasin yoktur» derler.


Ata bin Yesar´dan rivayet edildigine göre Meyyit kabre birakilinca ilk olarak ona varan sey amelidir. Sol baldirina dokunup, «senin amelinim» der.

Meyyit kendi amelinden sorar:

? Benim ehlim, çocuklarim, asiretim ve nimetlerim nerde kaldilar?



Ameli cevaben:

? Onlar seni unutup terkettiler. Benden baska seninle kabre giren olmadi, der.

Meyyit o zaman:

? Keske dünyada seni ehlime, evladlarana ve asiretime tercih etseydim, der.

Baska bir rivayette de ölü kabre girince dünyada Allah´dan baska neden korkmussa o seyle korkutulur. O sey ona temessül eder.

Tirmizi, Hasen gördügü bir rivayetle Ebû Said (Radiyallahû anh)´ dan nakline göre, Resûluliah {Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurdu :

«Lezzetleri yikan ölümü hatirlayiniz. Zira kabir, her gün konusarak söyle der:

´Ben gurbet ve yalnizlik eviyim. Ben topraktan bir evim. Ben böcekler eviyim.´ Mümin kul defin edilince´ kabir ona «enlen merhaba» diyerek «üzerimde yürüyenlerin en sevimlisi sensin. Benimle basbasa kaldiginda sana ne yapacagimi göreceksin,» der. Sonra, gözü kestigi kadar kabir ona genisleyip Cennete bir kapi açilir.

Zâlim veya kâfir ise, defin edilirken kabir «merhaba olmasin. Üzerimde yürüyenlerden en nefret ettigim can sensin. Benimle bas basa kaldiginda sana ne yapacagimi göreceksin.»

Kabir, onu öyle sikistirir ki kaburgalari birbirine geçer.

(Ravi dedi ki, Peygamber (Sallallâhû´Aleyhi ve Sellem) parmaklarini birbirine geçirerek böyle olur, buyurdu.)

Kabirde ona pis koku salan yetmis ejderha eslik edecekler, eger birisinin üfürügü yere isabet etseydi, yer yüzünde bitki bitmezdi.

Hesaba çekilinceye kadar onu rahatsiz edip, kendisini parçalayacaklardir.

Râvi dedi ki: Resûluliah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem)

«Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçe veya Cehennem çukurlarindan bir çukurdur,» diye buyurdu.

Taberani, «Evsat»da Ebû Hüreyre CRadiyallahû anh)iden rivâyet ettigine göre söyle dedi:

«Bir cenaze ihtifalinde Resûlullah Sallallâhû Aleyhi ve .Sellem ile beraber gittik . Kabrin yanina oturdu ve söyle dedi:

«Her gün bu kabir anlasilir bir lisanla söyle çagirir:

´Ey Âdem oglu! Nasil beni unuttun, benim yalnizlik ve gurbet diyari oldugumu bilmiyor muydun?. Ben, vahset ve kurt diyariyim, dar bir menzilim. Ancak Cenâb-i Hak (Celle Celâlühü) benim genis olmami emrettigi zaman genislenirim.´

Sonra Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) dedi ki:

«Kabir ya Cennet bahçelerinden bir bahçe veya Cehennem çukurlarindan bir çukurdur.»

Ebu Hacâc-es-Semâli´den rivayet edildigine Raszlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle ferman etti:

Ölü kabre konulunca, kabir ona der ki:

«Yaziklar olsun, benim fitne, zulmet, yalnizlik Ve kurtlar diyari oldugumu bilmiyor muydun? Ey Âdem oglu üzerimde neseyle gezdigin zaman beni nasil unuttun.»

Eger ölü salih birisi ise kabre karsi söyle sorulup:

«Bu adam emri marufu islemisse, münkerden kaçmissa yine liii ona öfkeleneceksin»

Kabir cevaben, «Öyle ise yesillige dönüsürüm.! Cesedi nura dönüserek ruhu öylece Allah´a dogru yükselir» der.


Ibn-i Mendeh «Ruhlar» babinda Mucâhid tarikiyle Berâ bin Azip (Radiyallahû anh)´den o da Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ´den naklettiklerine göre:

«Mümin sekerâta girince, güzel surette, güzel kokuyla ona bir melek gelir. Ruhunu kabz etmek için yanma oturur. Cennetten bir tabut ve kefenle iki melek daha gelir. Bunlar biraz uzakta otururlar. Ölüm melegi ruhunu çikarinca uzakta duran o iki melek acele ile onu alirlar, onu ilaçlarlar. Ve iyice kefenlerler. Sonra semaya yükseltirler. Semanin kapisi ona açilir. Melekler onun semaya çikmasiyle birbirlerine müjde verirler:

«Bu güzel ruh kimindir ki semanm kapisi ona açildi» derler. Ve dünyada iken en güzel ismiyle onu isimlendirirler.

Öylece semadan semaya yükselterek Cenâb-i Hakk´m huzuruna eristirirler. Ve ameli Âla´yi Illiyine birakilir. Cenâb-i Hak (Celle Ce lâlühü) o meleklere:

«Siz sâhid olun ki ben bu amelin sahibini affettim.» der. Kitabi mühürlenir ve illiyuie (en yüksek makama) konulur.

Sonra Cenâb-i Hak «kulumun ruhunu yere götürün» der. «Zira onlara öyle söz vermistim.»

Kabre konulunca kabir der: «Üstümde iken en sevimli idin. Simdi içime düstün. Sana yapacagimi göreceksin.» Gözünün kestigi kadar ona genislenir. Ayaklari tarafindan Cennete bir kapi açilir. «Allah´in sana hazirladigi mükafati gör» denilir. Sonra bas ucunda bir pencere açilir. Cehennemi de gör. Allah seni nasil kurtarmis, uykuya dal» denilir. Bundan sonra meyyit için en sevimli sey kiyametin kopmasidir.



Ibn-i Ebi Dünya, Abdullah bin Ebi Ubeyd (Radiyallahû anh) ´dan rivayet ettigine göre Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle ferman etti:

«Ölü kabirde oturur, kabri basindakilerin ayak sesini isitir, onunla ilk önce kabri konusur ve söyle der:

´Yaziklar olsun sana ey Âdem oglu! Acaba darligimdan, siddetimden, korkulu ve kurtlu olusumdan dünyada iken hiç uyarilmadin mi? Sen buraya hazirlandin. Bana ne hazirladin?


Ibn-i Ebi Seybe Musannaf adli kitapta Abdullah bin Ömer diyallahû anh) ´den rivayet edip dedi ki:

Kul kabre konulunca kabir onunla konusur:

«Ey Âdem oglu yalnizlik, karanlik ve hak diyari oldugumu bilmiyor muydun? Seni kandiran neydi ki, sevinçli olarak etrafimda gezerdin.»

Eger ölü mümin ise kabir ona genislenir, yesillige dönüsür ve ruhu Cennete yükselir.



Yine Ibn-i Ebi Seybe, Yezid bin Secere´den rivayet ettigine göre kabir kâfirlere der ki:

«Karanlikli oldugumu, vahsetli, yalnizlik ve dar bir yer oldugumu düsünmüyor muydun? Gam ve kederli olacagimi hatirlamiyor muydun?»

Yine ibn-i Ebi Seybe, Ubeyd bin Ömer´den rivayet ettigine göre kabir insana söyle der:

«Ey Âdem oglu! Bana neyi hazirladin. Yalnizlik, gurbet ve kurtlarin menzili oldugumu bilmiyor muydun?»

îbn-i Ebi Dünya, Ubeyd bin Ümeyr´den rivayet ettigine göre; içinde defin edilen çukur (kabir) kendisine varan herkesle mutlaka söyle konusur:

«Ben karanlik, yalnizlik menziliyim. Eger dünyada Allah´a itaat edenlerdensen, sana rahmet mekâni olurum. Allah a isyan edenlerdensen ben sana bir bela bir musibet olacagim. Ben mutîlerin sevi necegi, âsilerin helak olacaklari bir mekânim.»


Câbir´den merfûan rivayet edildigine göre: Kabir konusacak bir lisana sahiptir. Ve söyle der:

«Ey insan oglu! Beni nasil unuttun? Vahsetli, gurbetti, kurtlu bir mekân oldugumu bilmiyor muydun?


Ebû Bekir bin Abdülaziz bin Cafer el-Hambeli, «El-Mesâni» kitabinda müttesil bir sened ile Berrâ ERadiyallahû anh) ´dan rivayet ettigine göre;

Bir cenaze merasiminde Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) ile beraber çiktik. Kabir henüz tamamlanmamis idi. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) oturdu. Biz de onun etrafinda oturduk. Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) dedi ki:

«Meyyit kabre birakilinca yer onunla konusur:

«Vahset, gurbet, ve kurtlar diyari oldugumu bilmiyor muydun? Bana ne hazirladin» diye sorar.

Beyhaki Suab´de Bilal bin Sa´d´dan rivayet edip dedi ki:

Hergün kabir söyle sesleniyor:

«Ben gurbet, kurt ve vahset diyariyim. Ben Cehennem çukurlarindan bir çukur veya Cennet bahçelerinden bir bahçeyim.»

Mümin kabre konulunca kabir onunla konusur:

«Vallahi üstümde gezerken bana en sevimli idin. Simdi içime düstün. Sana ne yapacagimi bundan böyle göreceksin, der ve gözünün kestigi kadar ona genislenir.

Kâfir kabre konulunca, kabir ona da söyle seslenir:

«Vallahi üstümde gezerken bana en fazla nefret veren kisi se din. Simdi ise, içime düstün. Sana ne yapacagimi göreceksin» der ve onu öyle sikistirir ki, kaburgalari birbirine geçer.


Deylemî, ibn-i Abbâs (Radiyallahû anhüma) ´dan rivayet ettigine göre Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) söyle buyurmustur:

«Kabirleriniz için hazirlaniniz. Çünkü kabir hergün yedi sefer söyle der ki

´Ey zayif olan insanoglu! Bana gelmeden önce, kendine aci ki, ben de sana aciyayim.»


Ibn-i Ebi Dünya «Kabirler» kitabinda ve ibn-i MendeZer´den rivayet ettiklerine göre demis ki:

Mümin kabre konulunca kabir ona söyle seslenir:,

«Allah´a itaat edenlerden misin, yoksa isyan edenlerden misin?» Eger salih biri ise, kabir kösesinden biri kabre, «yesillige dönüs, ona rahmet ol» emrini verir, «Sana gelen en iyi bir kuldur. Çok sevimli biridir» der. Toprak da «iste simdi ikrama müstahak oldu» der.


Ibn-i Ebi Dünya «Kabirler» kitabinda Muhammed bin Subayh´den rivayet edip söyle demistir:

Ölü kabre konulup azaba (iskenceye) verilince, ondan daha önce ölen komsulari ona:

«Ey bizden sonra dünyada yasayan komsu! Bizim ölümümüzden sana ibret olabilecek bir sey olmadi mi? Senden önce ölümümüz sana bir fikir vermedi mi? Isimizin sona erdigini görmedin mi? Tüm bunlara ragmen isini ciddiye almayip erteliyordun ve yapman gere kenleri ifâ etmeye özen göstermiyordun» derler.

Kabir dahi, ona söyle der:

«Ey üstümde magrurcasina dolasan insan! Daha Önce içime dü sen akrabalarindan ibret almadin mi? Onlarinda gafil dolasip ergeç bana vardiklarini görmedin mi? Ecelleri onlari kabre götürürken, dostlari onlari tesyi* ederken görmedin mi?»


Süfyân es-Sevri demistir ki:

«Kim dünyada, kabirden çok bahsederse, kabir ona Cennet bah çelerinden bir bahçe olur. Kim kabirden habersiz ve gafil olursa kabir ona Cehennem çukurlarindan bir çukur olur.»


Hatip el-Bagdad «Tarihi»nde Yezid er-Rekkas´dan rivayet edip dedi ki:

Ölü kabre konulunca amelleri onu sararlar. Allah onlari söyle konusturur:

«Ey bu çukurda yalniz kalan! Dostlarin ve ehlin seni yalniz biraktilar; bizden baska bugün herhangi bir dostun yoktur.»

Ravi dedi ki: Yezid bunu derken, aglamaya basladi. Ve söyle devam etti:

«Müjdeler olsun o kimseye ki, amelleri salih olup ona eslik eder.

Meyi olsun o kimseye ki, amelleri kötü olup ona eslik eder.


Beyhaki «Suab-i Iman»,da Enes bin Mâlik (Radiyallahû) ´dan rijvâyet ettigine göre söyle demistir: .

«Size duymadiginiz, bilmediginiz çok önemli iki gün ve iki ge ceden haber vereyim mi? Bu iki günden biri, Allah taraf indan elçinin ya beraat veya cezayi getirdigi gündür. Ikinci gün ise Allah´in huzurunda kisinin hesaba çekilecegi gündür. O gün kitabi ya sagma veya soluna verilir. Iki geceden ilki ise, kabre ilk misafirlik gecesidir. ikincisi de Hasir arefesi olan gecedir.» [3] -------------------------------------------------------------------------------- [1] Bu, Müslim ve Buhari´nin Sahih bir senedle rivayet ettikleri hadise Isaret tir. Berra´ (Radiyallahû anhl´dan rivayet edildigine göre Resûlullah (Salla llâhû Aleyhi ve Seli em)´e Ipek bir kaftan hediye edildi. Sahabeler, giyip güzellik ve yumusakligindan hayrette kaldilar. Bunun üzerine Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) «Neden hayrette kaliyorsunuz. Allanin Cennet teki mendiller) bundan daha güzel ve daha yumusaktir» buyurdu. den agladigim sorunca, kabrin daralmamasi için, çocuga sefkatden agladim» dedi [2] Imam Celaleddin Es-Suyuti, Kabir Alemi, Kahraman Yayinlari: 193-199. [3] Imam Celaleddin Es-Suyuti, Kabir Alemi, Kahraman Yayinlari: 199-207.

Mustafa Yasin
Mon 26 March 2018, 12:24 pm GMT +0200
Selamun Aleyküm.Allah için iyilik yaparsanız kabriniz size güzel gelir. Ama eğer kötülük yaparsanız o kabir size dar gelir.

ceren
Mon 26 March 2018, 03:00 pm GMT +0200
Aleykumselam.ıslam yolunda iman yolunda yaşayan ve kabir azabından kurtulup kabri nur içinde olan kullardan olalim inşallah. ..

sedanurr
Mon 26 March 2018, 07:40 pm GMT +0200
Ve aleykümselam Rabbim bizleri kabir azabından muhafaza etsin

Bilal2009
Mon 26 March 2018, 07:48 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri kabir hayatımızda azap ile değil nimetler ile tanistirsin Rabbim paylaşım için razı olsun

Sevgi.
Tue 27 March 2018, 12:27 am GMT +0200
Aleyküm Selam.  Bu dünyada ne yapar isek. Mahşerde ona göre karşılığını alıcağız.  Oyüzden herzaman bunun bilincinde olup Rabbimizin emir ve yasaklarına uymaya gayret edenlerden olalım inşaAllah

Sevgi.
Tue 27 March 2018, 12:28 am GMT +0200
Mevlam bizleri kabir azabından muhafaza eylesin inşaAllah