sidretül münteha
Fri 17 December 2010, 04:53 pm GMT +0200
(495) İzin İstemek, Göz Harama Değmemek İçindir
1070— Sehi ibni Sa'd haber verdiğine göre, bir adam Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in kapısındaki bir delikten içeriye baktı. Peygamberde kendisiyle başını kaşıdığı bir çalı vardı.
— Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) o adamı görünce, şöyle buyurdu :
— «Eğer maksatlı olarak bana baktığını hileydim, bunu gözüne sokardım.»[867]
Göz harama değmesin, evin mahremiyetine vakıf olunmasın ve böylece haram işlenmesin diye, yabancı- evlere-girmekte izin almak meşru kılınmıştır. Bunun için hiç kimseye, kapı deliğinden veya aralığından içeri bakmak delâl değildir. Israrla bu haramı işleyenlerin cezası da, göz oyulması kadar ağırdır. 1086 sayılı Hadîs-i Şerîf açıklamasına bakılsın.[868]
1071— Peygamber (Sallalhhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
«— Göz (harama değmesin) için izin almak meşru kılındı.»[869]
1070 sayılı Hadîs-İ Şerife bakılsın.[870]
1072— Enes'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«— Bir adam, Peygamber (Sav) 'in -hücresindeki (evindeki) aralıktan içeriye baktı da. O (Sav) bir okla ona karşı durdu. Adam da başını çıkardı; (savuşup uzaklaştı).»[871]
1069 ve 1070 sayılı Hadîs-İ Şeriflere bakılsın.[872]
(496) Bir Adam Bir Adama Evinde Selâm Verince
1073— Ebû Musa'dan haber verildiğine göre, şöyle demiştir:
— Ömer'in yanma varmak için (kapıda) izin istedim —üç kerre — de bana izin verilmedi. Ben de geri döndüm. (Arkamdan Ömer adam gönderip) beni çağırttı ve dedi ki:
—" Ey Abdullah! Kapımda beklemek sana zor geldi. Şunu bilmiş ol ki, insanların senin kapında beklemeleri aynı şekilde onlara zor geliyor. Ben de:
— Hayır, ben senin yanma girmek için üç defa izin istedim, bana izin verilmedi. Ben de geri döndüm. «Biz böyle hareket etmekle emrolunuyor-duk, (Peygamberin bize emri bu idi).» dedim. Bunun üzerine Ömer:
— Bunu kimden işittin? dedi de ;
— Bunu Peygamber (Sav) 'den işittim, dedim. Buna karşı Ömer şöyle dedi:
— Bizim işitmediğimizi, Peygamber (Sav) 'den sen mi işittin? Bu hususta bana bir delil getirmezsen, seni azaba sokacağım.
— Ben de çıktım, Mescid'de oturmakta olan Ensar'dan ibaret birkaç kişinin yanına kadar gittim. Onlara (izin İstemeye dair Hadîs-i Şerifi işiten olup olmadığını) sordum. Onlar dediler ki:
— Bundan şüphe eden mi var?
Ben de Ömer'in söylediklerini onlara haber verdim. Onlar:
— Sen ancak en küçüğümüz kalkıp gidebilir, dediler. Bunun üzerine Ebû Saîd El-Hudrî —yahut Ebû Mes'ûd— Ömer'e gitmek üzere benimle kalktı. (Ebû Saîd, Ömer'in huzurunda şu Hadîs-i Şerifi) anlattı:
— Sa'd ibni Ubade'yi ziyaret etmek isteyen Peygamber (Sav) (yola) çıktık. Nihayet Peygamber onun yanma vardı da selâm verdi, fakat içeri girmeye kendisine izin verilmedi. Sonra ikinci defa selâm verdi, sonra üçüncü defa verdi. Yine kendisine izin verilmedi. Bunun üzerine Peygamber:
«— Biz, üzerimizdeki borcu ödedik» buyurdu. Sonra geri döndü. Arkasından Sa'd, Peygambere yetişip, dedi ki:
. — Ey Allah'ın Resulü! Seni hak olarak gönderen Allah'a yemin ederim ki, sen selâm verdiğin her defa, ben işitiyordum ve selâmına karşılık veriyordum, (ve aleyküm selâm ve rahmetullah diyordum). Ancak istiyordum ki, bana ve ehlime çok selâm veresin, (bunun için sizi bekletmiş oldum). Bundan sonra Ebû Musa, (Hazreti Ömer'e hitaben) :
— Vallahi, benim Resûlüllah (Sav)'in Hadîs-i Şerifine güvenim vardı, (bunu kesin olarak biliyordum), dedi.
Hazreti Ömer de:
— Evet, doğrusun. Ancak ben işi gerçekleştirmek (ve şüpheden kurtarmak) istedim, buyurdu.[873]
Daha önce 1066 sayılı haberde İzin almak, selâmdan başka şey olduğu bildirilmişti. Bununla beraber izîn isteme, kapı çalınması, öksürme ve seslenme gibi-hareketlerle yapıldıktan sonra, içeri girerken selâm vermek de şart kılınmıştı. Şimdi buradaki Hadîs-i Şeriften öğreniyoruzki yalnız selâm vermek :suretiyle içeri girme müsaadesi alınabilir. Sesin, ve selâmın duyu-labildiği yerlerde yalnız selâm vererek içeri girme izni alınabilir. 1065 sayılı Hadîs-i Şerife bakılsın.
(Sa'd ibni Ubade'nin hal tercemesi İçin 846 sayılı hadîse bakılsın.).[874]
[867] Buharı: (19) Kitabu'l-îstizan, (11.) Bab, Hadis: 2300. Müslim: (38) Kitabu'I-Adab, Hadîs : 41. Nese'î; Babu'l-Kaved, Cüs : 8. s. 54, 55. Titmizî: Kttabu'l-İstizan, Hadîs : 2710. Ebû Davud : Kitabu'1-Edeb, Hadîs : 5174. Fadlu'llah: C. II, s. 507.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/436.
[868] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/436.
[869] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/437.
[870] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/437.
[871] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/437.
[872] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/437.
[873] Buhârİ; Kitabu'KBuyu', (9.) Bab. Müslim: Kitabu'I-Adab, Hadîs : 36.
A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/437-439.
[874] A. Fikri YAVUZ, İmam Buhari’nin Derlediği Ahlak Hadisleri (Edeb-ül Müfred), Sönmez Neşriyat: 2/439.