Hadice
Thu 7 October 2010, 10:04 am GMT +0200
Îzin İsteme Ve Emir Vermesini İstemenin Değer Bakımından Aynı Oluşu:
Burada emir vermesini isteme, izin istemeden başka birşey değildir. Zahire göre birinci rivayette şöyle denilmesiydi: "Susacak olursa, emretmiş demektir." Diğer rivayetlerde de buna benzer denilmesiydi.
Ancak emir vermesini isteme ile izin vermesini isteme aynı olunca "emir vermiş demektir" yerine "izin vermiş demektir" denilmiştir. Böylece her ikisinin aynı anlama geldiği, öz ve muhteva yönüyle her ikisinin aynı olduğu ifade edilmektedir.
Kaldı ki her ikisini eşit tutma, yukarıda da işaret ettiğimiz yetim kızla ilgili rivayette açıkça ifade edilmektedir. Nitekim, Dârekutnî'nin, Ibnu Abbas'tan naklettiği iki rivayette bu husus açıkça ifade edilmiştir.
Birinci rivayet, Peygamberin (s.a.v.) şu sözüdür:
"Dul kadın, kendisi hakkında karar verme hususunda velisinden daha hak sahibidir. Yetim kızdan da kendisi hakkında izin vermesi istenir ve izin vermesi susmasıdır.[308]
ikinci rivayet ise, Peygamber'in (s.a.v.) şu sözüdür:
"Dul kadın konusunda velinin herhangi bir şeyi yoktur. Yetim kızdan ise izin istenir ve susması kabul etmesi anlamına gelir. [309]
işte bu nedenle alimlerden birçoğu, birinci hadiste geçen "Eyyim" le dul kadının ve hadislerin ikisinde geçen "yetime" ile de bekâr kızın kastedildiğini söylerler. Çünkü "eyyim" ve "yetime" hakkında sabit olan "seyyib" ve "bikr" hakkında da geçerlidir. Onların bu görüşleri doğrudur. Çünkü, "eyyim" sözcüğü her ne kadar bekâr kız olsun, dul olsun kocası olmayan hakkında kullanılırsa da hadiste bekâr kızın karşıtı olarak kullanılmıştır. "Yetime" sözcüğüne gelince bununla bekâr kız kastedilmektedir. Çünkü, susması, izni anlamına gelir denilmektedir. Susma ancak bekâr için izin ve rıza anlamına gelir.
Belki şöyle denebilir: Burada "yetime" ile kastedilen sadece bekâr değildir, ancak babası ölmüşse ona yetime denir. Yani her bekâr yetime değildir. Bu, doğrudur.
Biz bu meseleyi, kadının emir vermesini isteme ile izin vermesini istemenin aynı olduğunu, aynı muhtevayı kasdettiğini, bekâr kız ile yetim bekâr kızın durumlarının da aynı olduğunu anlatmak için ele aldık.[310]
Burada emir vermesini isteme, izin istemeden başka birşey değildir. Zahire göre birinci rivayette şöyle denilmesiydi: "Susacak olursa, emretmiş demektir." Diğer rivayetlerde de buna benzer denilmesiydi.
Ancak emir vermesini isteme ile izin vermesini isteme aynı olunca "emir vermiş demektir" yerine "izin vermiş demektir" denilmiştir. Böylece her ikisinin aynı anlama geldiği, öz ve muhteva yönüyle her ikisinin aynı olduğu ifade edilmektedir.
Kaldı ki her ikisini eşit tutma, yukarıda da işaret ettiğimiz yetim kızla ilgili rivayette açıkça ifade edilmektedir. Nitekim, Dârekutnî'nin, Ibnu Abbas'tan naklettiği iki rivayette bu husus açıkça ifade edilmiştir.
Birinci rivayet, Peygamberin (s.a.v.) şu sözüdür:
"Dul kadın, kendisi hakkında karar verme hususunda velisinden daha hak sahibidir. Yetim kızdan da kendisi hakkında izin vermesi istenir ve izin vermesi susmasıdır.[308]
ikinci rivayet ise, Peygamber'in (s.a.v.) şu sözüdür:
"Dul kadın konusunda velinin herhangi bir şeyi yoktur. Yetim kızdan ise izin istenir ve susması kabul etmesi anlamına gelir. [309]
işte bu nedenle alimlerden birçoğu, birinci hadiste geçen "Eyyim" le dul kadının ve hadislerin ikisinde geçen "yetime" ile de bekâr kızın kastedildiğini söylerler. Çünkü "eyyim" ve "yetime" hakkında sabit olan "seyyib" ve "bikr" hakkında da geçerlidir. Onların bu görüşleri doğrudur. Çünkü, "eyyim" sözcüğü her ne kadar bekâr kız olsun, dul olsun kocası olmayan hakkında kullanılırsa da hadiste bekâr kızın karşıtı olarak kullanılmıştır. "Yetime" sözcüğüne gelince bununla bekâr kız kastedilmektedir. Çünkü, susması, izni anlamına gelir denilmektedir. Susma ancak bekâr için izin ve rıza anlamına gelir.
Belki şöyle denebilir: Burada "yetime" ile kastedilen sadece bekâr değildir, ancak babası ölmüşse ona yetime denir. Yani her bekâr yetime değildir. Bu, doğrudur.
Biz bu meseleyi, kadının emir vermesini isteme ile izin vermesini istemenin aynı olduğunu, aynı muhtevayı kasdettiğini, bekâr kız ile yetim bekâr kızın durumlarının da aynı olduğunu anlatmak için ele aldık.[310]