sumeyye
Sat 10 September 2011, 12:06 pm GMT +0200
İzahat
Hadîsi ş'erifae beyan edilen dört adet münafıklık alâmeti hakkında izandan evvel «Münafık» Kelimesinin tarif ve îzahı ile buradaki manasını ve hükmünü izah edelim.
Münafık : nifak kelimesinden gelmiştir. Nifak, tüğatta; iki yüzlülük manasınadır.
Şeriatda nifak, teinde gizli olanın muhalifini izhar etmektirki, içi dışına uymayan, içi başka dışı başka, oluşu başka görünüşü başka demektir. Olduğu gibi görünmeyen ve göründüğü gibi olmayan amel ve hareketin şeklidir.
Bu hadisi şerif dek i dört hasleti veya dört hasletten birini taşıyan, ışie-yen kimseye «Münafık» denmesi, münafık amelli kimse manasınadır. İçi Kâfir dışı rr.üslüman manasını taşıyan münafık manasına değildir. Zira is-:ârmn hükümlerini kabul etmiş bir kişinin bâzı fenalıkları işlemesi, o hakikat-farı inkar manasını taşımaz. Bu hususda bazı görüşleri şöyle sıralaya biliriz :
a) Buradaki nifak, îtîkad ve imanı yok ederek islamı inkâr mânasını raşıyan nifak değil, içi dışına uymayan, gizlediğinin zıddına inanan mânasında olmayıb sâdece amel bakımından asıl münafıkların amelini işlemek manasınadır.
b) Yahut buradaki münafıklık, münafıkların amellerini kendilerine iîi-yad edinmiş demektir. Bir nevi âdet edinip san'at ve hünermiş gibi nifak amellerini işler.
c) Kâdi beydâvi hazretleri, «Bütün nifak amellerinden men etmenin sebeb ve hikmeti cenabu hakkı eğlenip maskaraya alarak istihza şekli görülebileceğinden küfre varan nifakla birleşme ihtimalıda vardır. Çünkü şüphelinin etrafında dolaşmak harama sokulma tehlikesini ortaya kor ve en tehlikeli olan küfre varmak olabilir.» demiştir.
d) Yahut örf ve adette bilinen «içi dışına zıd olan, sözü özüne uymayan gibi..» mânayı ifade eden nifak şeklidir.
e) Yahut münafık amellerini kendilerine meslek edinmeleri için, o kötü amelleri işlemkten tahzir ve tekdir içindir.
f) Yahut buradaki nifak, itikadı nifak olmayıp, amelî nifakdır. Yani küfre varmaytp ancak kâfir olan münafıkların amellerini işlemektirki, bu şekildeki amelin kötüfüğüde aşikârdır. Zira nifak, şer'an küfrü gizleyip hükümleri açık-iamak, demektir.
Örfde nifak ise, mâsiyet ve günahları gizleyip taât ve iyi amelleri aleni işlemektir, yani münafık amelini işlemektir. Buradaki nifak ve münafıklık, cmelî oian bu nifak oinsindendir.
Fakat bu kötülükleri iyi ve helal itikat ederek işlerse, bu takdirde kâfir oları îtikad ye îmanda münafık olur.
Hadisi şerifde beyan edilen dört adet münafık ameli, ehemmiyetine binaen beyan edilmiştir. Yoksa münafık ameli dört adetten ibaret değildir. Veya başka 'münafık amelleri bu dördünün içinde toplandığından dört adet beyan edilmiştir.
Burada münafık amellerinden bazılarımda Kur'anı kerimden okuyalım :
«Elbet münafıklar (dilleri ve amelleri ile îman ve islâmı aşikar edip kalplerinde küfrü gizleyenler), Zanlarınca Allaha hile yaparlar. Halbuki Allah onların hilelerini başlarına geçirir. Onlar namaza kalktıkları zaman, istemiye istemiye kalkarlar. İnsanlara gösteriş yaparlar ve Allahı pek az hatıra getirir anarlar.» Nisa sûresi( 142
Diğer âyeti kerime meali şöyledir :
«İnsanlardan bir kısım kimselerde vardır, biz Allaha ve âhiret gününe inandık, derler. Halbuki, onlar iman edenlerden değildirler.
— (Güya kalblerindeki küfrü örtmekle) cenabu hakkı ve müminleri aldatırlar. Bilmezler ki, onlar ancak kendilerini aldatırlar.
— Onların kalblerinde nifak ve hased hastalığı vardır. Cenabu Allah (kitabı ilahisini indirmekle) onların kalblerindeki hastalıkları artmıştır. Yalan söylemeleri sebebiyle onlar için şiddetli bir azab vardır.
— Onlara, yer yüzünde (küfür ve nifaklarımızı gizleyerek müminleri aldatıp) fesadltk yapmayın, denildiği zaman, bizim gayemiz ancak ıslah etmektir, derler.
— Dikkat edin ve bilinki, onlar {münafıkiar( ortalığı ifsad edenlerin ta kendileridir. Fakat şuurları yok, farkında değillerdir..»Bakara sûresi, 8-12
Bu Âyeti kerimelerdeki hükümlere işaret eden Peygamberimiz, münafık amelli insanlar konuştuğunda yalan söyleyeceklerini, emânete hiyanetlik edeceklerini ve verdikleri sözlerinden dönen kimselerden olacaklarını beyan buyurmuştur.
Verdiği-sözünden dönen, namaza hiyanetlik eden ve ağzından yalan üğüden adamlar, elbet münafık amelli müfsit insanlardır.
Hadisi şerifde dördüncü madde olan şiddetli husûmet ve düşmanlığı söylemeklede Resulü Ekrem efendimiz şu mealdeki âyeti kerimelere isârefc buyurmuştur :
«İnsanlardan bir kısmıda vardırki (Habibim) onun dünya hayatına dit oîan zarif sözü senin hoşuna gider, ve o sözü kalbindeki olana uygundur, diye yemin ederek Allâhı şahid tutar. Halbuki o (içi dışına uygun olmayan münafık), düşmanların en şiddettisidir.
— O (münafık) senin yanından ayrildımı, yer yüzünde fesad çıkarmaya, ekini (bağı bahçeyi v.s.) ve nesli (koyun, deve, sığır ve emsali nesli olan hayvanları) helak etmeye koşar. Allah (c.c.) fesad çıkarmaya ve fenalık yapmaya razî olmaz.» Bakara sûresi, 204-205
Bu âyeti kerimeler üzerinde de çok ve çok düşünmek lazımdır. Zira günümüzde gelip insanın yüzüne gülüp arkasından kuyusunu kazan iki yüzlü, adamların, bu münafıkları taklid ettikleri gayet açıkdır. Allanın Resulünün huzuruna geliyor, dizini Resulü Ekrem efendimizin dizine dayayor, gözleri yaşlı halde içden bağlı olduğuna Aflahıda şâhid koşuyor. Resulü Ekrem efendimizin huzurundan aynlıncada, müslümanlann otlarını ekinlerini, bağ ve bahçelerini, hurmalılkarını tahrip edip perişan ediyorlar. Hayvanlarının ku-iak ve kuyruklarını kesiyorlar veya tamamen öldürüyorlardı. Tabiiki bu işleri gizli ve sakh yapıyorlardı.
İşte münafık amelli adam, insanın yüzüne karşı güler, yaltaklanır. Ayrı-iıncada arkalayı olmadık kötülükleri yapar, arkadan kuyu kazmaya çalışır veya kazar, [193]
Tercümesi :
57 - (9) İbni Ömer (R.A) den mervidir, demiştir : Resûlullah (S.A.V) buyurdu :
«Münafikin misâîi, döllemek (aşmak) maksadiyle kâh bu ve kâh şu ko-yunc cşmak için iki koyun arasında koşan koç gibidir.» [194]
İzahat
Bu hadisi şerifde münafık amelli kişilerin iki yüzlülüğü, iki koyuna aşmak isteyen döliük koça teşbih edilmiştir. Şehvetinin icrası için gözü dönmüş ve kızmış bir koçun oradan oraya koşması gibi, münafık adamlarda, bir bakarsın müslümanlarla, birde bakarsın kâfirlerle beraber olurlar.
Münafık, kimin yanına varırsa ondan olur. Rüzgâr nereden eserse o tarafa dönen yelpaze gibidir. Hangi kurup, fırka ve zümreyi görürse, onlardan olur ve fırsatı, kollar, yeri gelince bu gün ak dediğine, görülür ve bilinir bfc aybı olmadığı halde yarın kara der.
Hadisi şerifde şu mealdeki âyeti kerimeye işaret vardır ; «O münafıklar, küfürle îman arasında tereddütdedirler. Ne müminlere ve nede kafirlere bağlıdırlar. Allah (c.c.) kimi dalaletde bırakırsa, artık (habi-bim sen) ona kurtuluş yolu bulamazsın.» Nisa sûresi, 143
Diğer âyeti kerime meâii ;
«(O münafıklar) birde müminlerle karşılaştıkları zaman : Bizde (sizin gibi) îman ettik, derler. Halbuki şaytaniarıyla (kâfir ve fasık dostlariyle) yalnız başınc; kaldıkları zaman : Biz (dinde) sizinle beraberiz, biz ancak (müminleri) alay et- v-lorlz, derler.» Bakara sûresi, 14
Bu âyeti kerirne ve hadisi şeriflere çok dikkat etmek lazımdır. Zira insan, bilmeyerek veya bilerek bu fenalıkları bir marifetmiş gibi işleyebilir. Çe-şıdii menfaatine , dolayı bu kötülüğü işler, ondan sonrada «işin bitinceye kadar kâfire days nemek vardır* diyerek örümcek yuvası ve ağının evi mesabesinden yalandan uydurulmuş belerle kendisini mazur görmeye çalışır. Cenc-bu hak bütün müslüman kardeşlerimizle bizlere, olduğu gibi görünen ve göründüğü gibi olan, ciddi ve ehli namus insanların ihiası ile hareket etmeyi nasib buyursun; Amin.
Dünyadaki fenalık ve rezaleti kâfirlerdende eşed oıan münafıkların, ahiretde görecekleri cezalarını beyan eden ilâni hüküm meâllerininde bir ka-cını okuyalım.
Bir âyeti kerimede şöyle buyuruimuştur :
«Ailahü teâfa münafıklar!, ettrkleri istihzanın cezası île cezalandırır, ve akşınlıkları içinde başrboş dolaşmalarına mühlet verir.» Bakara sûresi, 15
Diğer âyeti kerime meali :
«Şüphesizki münafıklar, cehennemin en aşağı tabakasındadırlar (cehennemin dibinde dirler). (Habibim!) asla ve kafa onların azabım kaldırıp yok edecek bir yardımcı bulamazsın.» Nisa sûresi, 145
Evet müslümanlara, İki yüzlü münafıkların zarar ve kötülükleri, kâfirlerden daha eşed ve daha kötü olduğundan âhiretde görecekleri azabda kâfirlerin azabından daha eşed olacaktır. Zira ceza amelin cinsindendir. Amel ne derece ise, cezada o nisbet ve o derecede olur.
Küfrü açıkdan görülen kâfire, hiç bir mümin aldanip bel bağlamaz. Kendini ondan korumasını bilir. Fakat dışdan mümin ve müslüman görünüp içinde küfrünü saklayıp islam ve müslüman düşmanı olan münafık, mümini can evinden vurur. Çünkü onun görünüşüne ve sözüne mümin inanır, îtimad eder. Halbuki en azılı ve tesirli düşman imiş, zamanla onun ağına düşünce mümin çok ve çok zarar görür.
İşte bu yüzden iki yüzlü münafıkın zararı, kâfirden eşed olduğundan âhiretdede cehennem azabı, münafıklara kâfirlerden eşed olacaktır. Cenabu hak bizleri münafık alâmetlerinden uzak eylesin. Amin, [195]
[193] Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 1/176-178.
[194] Müslim
Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 1/179.
[195] Mustafa Uysal, İzahlı Mişkat El Mesabih Tercümesi, Uysal Yayınları 1/179-180.