- İsrailiyatta Talut Öyküsü

Adsense kodları


İsrailiyatta Talut Öyküsü

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
meryem
Fri 10 December 2010, 03:40 pm GMT +0200
İsrailiyatta Tâlût Öyküsü

Tâlût öyküsü, Israiloğullarının bildiği bir olaydır. Tevrat'ta ve îsrailoğullannın diğer kitaplarında ayrıntılarıyla anlatılmaktadır.

Îsrailoğullannın kitaplan, Tâlût'tan önce Israiloğullarının içinde bulunduğu durumu, Tâlût'un nasıl işe başladığı, halkı düşmana karşı savaş için nasıl yönlendirdiği, Hz.Davud'un ortaya çıkışı ve Câlût'un Öldürülmesinden sonra kendisi ile Tâlût arasında nelerin geçtiği uzun uzun anlatılmaktadır.

Bu israiliyyat haberler sayfaları doldurmaktadır. İsrailiyyatı rivayet edenler bu haberleri nakletmiş, onları nîüslümanlara anlatmış, haber meraklısı kimi müslümanlar bu haberlere bayılmış, böylece tefsir, tarih, kıssa ve ahbar kitaplarına geçirmişlerdir. Kur'anın âyetlerini bu israiliyyat haberlerle tefsir etmişlerdir.

Bu kitapta geçen diğer öykülerde yaptığımız gibi, kendisinden sakındırmak amacı dışında bu tür israiliyyat haberleri nakletmeyi uygun görmüyoruz. Çünkü alabildiğine uzun olup naklettiğimiz taktirde sayfalar tutacaktır. Sadece kendisine karşı dikkat çekmek ve uyarmak için kısaca işaretle yetineceğiz.

"Anlattıklarına göre Israiloğuları Filistin'e girmiş, Hz.Musa'm yanında olan Yuşa Ibn Nun komutasında savaşarak halkını yenmiş, kendileri Filistin'in kuzeyinde ve ortasında yerleşirken, halkını güneyde Askalan ve Ğazze'de yerleşmeye mecbur etmişlerdir.

Israiloğulları 460 yıl egemenliği, gücü ve üstünlüğü ellerinde tutmuşlardır. Çünkü Allaha kulluk etmişlerdir.

Ama ondan sonra kafir olmuşlar, azgınlaşıp zulmetmişler.Bundan dolayı düşmanları olan Filistinlileri Allah onlara musallat etmiş, onları yenmişler, hükümdarlarının çocuklarını esir ederek sandıklarını ellerinden almışlardır.

Derler ki; Tuhaf bir olaydan sonra onlardan bir çocuk dünyaya gelmiş, adı Samuel veya Şemun imiş, bir de münafık ve yalancı Iliya adında bir kahinleri varmış, Allah Samuel'i onlara peygamber seçmiş ve kahin Iliya ölmüş.

îsrailoğullarından bir heyet peygamber Samuel'e gelmiş ve Allah yolunda savaşmak için kendilerine bir hükümdar göndermesini istemişler. O da itaat edeceklerine dair kendilerinden söz almış. Sonra eline bir baston ve içinde kutsal yağ bulunan bir boynuz alarak "size seçilecek hükümdarın boyu asanın boyu kadardır" demiş.

Kur'anın Tâlût diye andığı Şavul adında halktan bir adam peygambere gelmiş, bu adam deri dabaklığı yaparmış, eşeği kaybolmuş, aramaya çıkmış, Samuel'in yanına girince boyunu asa ile ölçmüş ve sözü edilen hükümdar olduğunu anlamış, halka dönünce, Allah size Tâlût'u hükümdar seçiyor, demiş. Halk böyle bir şey olamaz, çünkü ne kralların soyu olan Yahuda'nın, ne de peygamberlerin soyu olan Lavi soyundandır, demişler. Hükümdar olduğunun delili ise, kendilerine sandığın gelmesi olmuş.

Sandık   Hz.Adem'le   beraber   cennetten   inmiş   ve israUoğulları peygamberlerine gelinceye kadar peygamber den peygambere geçmiş, onlar da sekineti içine koymuşlar, sekine kedi büyüklüğünde bir hayvan olup savaş anında düşmana bağırır ve hezimete uğratırmış.

Filistinliler   yahudileri   yenip   sandığı   ülkelerine götürünce, onlar için lanete dönüşmüş ve sandık sebebiyle başlarına azap inermiş, sandığı götürdükleri her yerin halkı azaba uğrarmış,  onun için sandığı Israiloğullarına geri vermeye karar vermişler, bir arabaya koymuşlar, arabaya iki öküz koşmuşlar, öküzler arabayı İsrailoğularına çekip götürmüşler. Sandığın kendilerine geri geldiğini görünce Tâlût'a boyun eğmişler.

Tâlût, ordusunu donatmış ve Câlût yahut yahudilerin adlandırdığı gibi Juliyet'ie savaşa gitmiş, Ürdün nehrine gelmişler, sayılan dörtbin imiş,bir avuç almanın dışında nehirden içmelerini yasaklamış, fakat emre itaat eden ticyüz onüç kişi dışında nehirden içmişler. Sadece bunları alıp Câlût'a karşı savaşa gitmiş.

Askerler arasında sessiz küçük bir delikanlı olan Davud varmış, Davud'un yanında bir sapan varmış, onunla kime vursa isabet edermiş ve vurduğu her insanı ve hayvanı öldürürmüş.

İri yapılı bir kahraman olan Câlût düşman askerlerin arasından çıkmış, düello istemiş, ama Tâlût'un askerleri korkmuş ve kimse düelloya çıkmamış. Allah, ordunun içinde küçük bir koyun çobanı Davud İbn İsa'nın olduğunu Samuel'e bildirmiş, bunun Câlût'u öldüreceğini, hükümdarlık ve paygamberliğe sahip olacağını söylemiştir.

Uzun bir araştırmadan sonra Tâlût, Davud'u bulmuş, aralarında bir konuşma geçmiş, sonra Câlût'la düelloya girmiş, yolda üç taş görmüş, taşlar kendisiyle konuşarak ve Câlût'u   kendilerinin   öldüreceğini   söyleyerek   yanına almasını söylemişler, o da onlan sapanı içinde taşımış.

Câlût onu görünce küçümsemiş ve geri çevirmiş, ama Davud düelloda ısrar etmiş ve üç taşı sapanına koymuş, bismillah demiş, üç taş bir olmuş, sonra Câlût'a atmış, başının üstündeki yumurtayı kırmış, kafataşına girmiş ve beynini dağıtarak arkadan girmiş, arkasında duran adamlara çarparak otuz kişi öldürmüş, sonra taş ufalanmış ve her parçası Câlût'un ordusundan bir askere isabet ederek öldürmüş

Bu şekilde Tâlût ve ordusu, Davud ve kuvveti, hatta sapanı ve taşları sayesinde galip gelmiş.îsrailoğullarımn yanında Davud'un değeri büyümüş, onu sevmişler ve bağlanmışlar.

Câlût'u Öldürdüğü için evlendirmiş olan Tâlût, halkın ona teveccühünü görünce kıskanarak kendisine kin beslemiş.Ondan sonra Davud'u öldürme girişimlerinde bulunmuş, ama hepsinde başarısız olmuş, Davud ise, birkaç kere Öldürmeye güç yetirdiği halde onu öldürmemiş, bu şekilde Tâlût ile Davud arasında çetin mücadele sürüp gitmiş.

Fakat Davud kaçmayı tercih etmiş, Tâlût'u bırakarak bir dağ başında Allaha ibadet edenlerle beraber ibadete çekilmiş,Israiloğulları bilginleri Davud'a karşı bu tavrından dolayı Tâlût'u kınamaya başlamışlar, ama Tâlût azgınlaşmış ve bozgunculuğa başlamış, kendisini kınayan binlerce kişi öldürmüş.

Sonra Tâlût tevbe etmiş ve yaptıklarına pişman olmuş, çok göz yaşı dökmüş, halk ona acımış, o da yaptıklarının kefaretini ödemek istemiş, bunun üzerine kendisine Allahın Azam ismini bilen bir kadın söylemişler, kadın onunla beraber Peygamber Samuel'in kabrine gitmiş, Allaha dua etmiş, Allah onu diriltmiş ve kabrinden diri kalkmış, Tâlût ona tevbesinin geçerli olup olmadığını sormuş, o da "Düşmanla savaşarak on oğlunla beraber ölebilir misin?" demiş, o da on oğlu ile beraber düşmanla savaşmış ve öldürülmüşler.

Sonra Davud israil oğullarına hükümdar olmuş, Davud, hükümdar  ve   peygamber   olmuş.   Davud'un   Câlût'u öldürmesiyle   peygamber   olması   arasında   yedi   yıl geçmiş.[358]

Israiliyat kaynaklarında geçtiği ve onlardan kimi tarih ve tefsir kitaplarının naklettiği şekliyle Tâlût, Câlût ve Davud öyküsünün özeti budur. Dikkat çekmek, insanları uyarmak ve ondan sakındırmak, terkedilmesi, iltiifat ve İtibar edilmemesi için uyarıda bulunmak amacıyla öyküyü bu şekilde özetledik.[359]



[358] Bu israiüyyat için mesela bakınız; Taberi Tefsiri,5/291-378; Suyuti, ed-Ourru'l-Mensur,1/749-764; Salebi, Araisu'l-Mecalis, 232-244.

[359] Dr.Salah Abdulfettah Halidi, (Çeviren: Prof.Dr.İbrahim Sarmış), Kur'an Öyküleri, Kitap Dünyası Yayınları,  (2.Baskı) Konya 2005: I/312-317.



kaan 7A
Tue 16 December 2014, 03:16 pm GMT +0200
Îsrailoğullannın kitaplan, Tâlût'tan önce Israiloğullarının içinde bulunduğu durumu, Tâlût'un nasıl işe başladığı, halkı düşmana karşı savaş için nasıl yönlendirdiği, Hz.Davud'un ortaya çıkışı ve Câlût'un Öldürülmesinden sonra kendisi ile Tâlût arasında nelerin geçtiği uzun uzun anlatılmaktadır.

melda 6D
Sun 21 December 2014, 01:28 pm GMT +0200
ALLAH hutalanın emriyle Tabut u melekler getirmişler ve Talut un evinin önüne bırakmışlardır Kuran şavul adında halktan bir adam peygambere gelmiş eşeği kaybolmuş aramaya çıkmış Samuel in yanına girince boyunu asa ile ölçmüş ve sözü edilen hükümdar olduğu anlaşılmış