- İslami değerlerimiz ve bizler

Adsense kodları


İslami değerlerimiz ve bizler

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
Sevdacık
Thu 2 September 2010, 09:18 pm GMT +0200
İslami Değerlerimiz ve Bizler
 
Biz müslümanların her zaman oldugu gibi, dini degerlerin insanlar arasında zaaf içerisnde oldugu zamanımızda da hikmetli düşünceye ihtiyacımız vardırHikmetli düşünce öyle boş sözler toplulugu, zamanımız tabiriyle laf salatası dedikleri cinsten malayani gevezelik degildir

Hikmetli düşüncede genellikle sağlam, kısa, kesin ve net anlaşılır bilgiler bulunur Bu tür ilmi eserleri genelde bütün İslam alimlerinde görmekle beraber özelde; Abdulkadir Geylani, İmamı Gazali, İmamı Rabbani gibi alimlerde sık sık görürüzAyrıca bu yazımızda bu alimlerin yanısıra Skösmene ve Msevket eygi dende yararlandık ALLAH onlardan razı olsun

Hikmetli düşüncenin kaynağı Kutsal kitabımızdır,vahiydirKur'ân Kerim hikmetli düşüncenin temel hüküm ve ilkeleriyle doludur Sonra Peygamber efendimizin hadîsleri Üçüncü olarak da büyük İslam âlimlerinin, bilginlerinin, din büyüklerinin fikirleri hikmetli sözlerin temel ve özünü teşkil eder

Hikmetli düşüncede ilke ve hükümler nelerdir kısaca bazılarını sayalım

1) Bir toplum ne halde ise öyle idare olunur Bu bir hadîstir Peygamber ne söylemişse kati surette doğrudur Bir toplum kendini düzeltmek için,ıslah için çalışmazsa, idare şeklinde bir iyiye yöneliş olmaz Bunu kafamıza iyice yerleştirmeliyizİşe önce kendimizden başlamalıyız Peygamber Efendimizin güzel bir duası vardır o da: ALLAHım acizlikten, tembellikten, korkaklıktan sana sıgınırım şeklindedir

Düşmanlarımıza karşı mücadele etmek ve Yüce Dinimizi, İnancımızı korumak cesur olmamız şarttır Bilinmelidir ki; Korkak olanlar hiç bir hakkı müdafaa edemezler İnsanlara emanet edilen hak Dinin korunması ancak CESARET ve çalışma ile mümkündür Korkaklık ise baştan maglubiyeti kabul etmenin, yıkılışın baş sebebidir Böyle bir hastalıktan Allaha sıgınırız Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan olmamak için, Cesaret ve şecaat elbiselerini giymek durumundayız

Büyük İslam Alimi İmam Şafii (Rha) Diyorki: * Sert davranmak, şecaatli hareket etmek gerekli olan yerde korkaklık gösteren kimse eşege benzer Çünkü davasına sahip çıkıp HAKKI savunmak gayretin yoklugunu gösterir Gayret ise İmandandır Veya Hamiyetin (Mukaddesatına düşkün olma hali, Dini gayretlilik hali) yoklugunu ortaya koyar Hamiyetsizlik te tehlikelidir Korkak kimse Zevcesine yani Eşine ve akrabasına karşı gayretsizlik ve hamiyetsizlik gösterir (Yani onların gerektigince namusunu koruyamaz) Zillete ve zulme kolayca boyun eger Haram işleyeni görünce susar Bütün bunlar ise kötü olan hasletlerdendir*

Şahit oldugumuz Hakkı veya haksızlıgı, insanlardan korktugumuz için gizleyemeyiz Hakkı tesbitten,Hakkı ikameden yani yerine getirmeden, ve Hakkı yaşamaktan gerçekleri ifade etmekten söylemekten geri duramayız Zira bütün bunlar, Hak ehli olmamızın gerektirdigi hususlardır Hakkın Hakimiyeti için, Firasetli, Cesaretli korkak olmayan nesil yetiştirmek zorundayız Şunu unutmayalım korkularımızın esaretinden, Cesaretimizle kurtuluruz Zira inanıyoruz ki; Korku ve Cimrilik Müslüman bireyde olmaması gereken şeylerdir

2) İnsanın içinde hem meleklik, hem şeytanlık vardır Kurtulmak, iyi olmak, ebedî mutluluğu kazanmak isteyen kişi mutlaka meleklik tarafını güçlendirmesi icab eder,aynı zamanda da şeytanlık,iblislik ve kötülüge meyilli tarafını dizginlemeye çalışmalıdır Kişinin en büyük düşmanı kendisidir, yâni nefsi duygularıdır Kişi ne yaparsa kendisine yapar denilmiştir

İnanıyoruz ki; Her şey kendisinin zıddı ile kaimdir Mesela Fucur da Takvanın zıddıdır Takva, Muttaki, İnanmış, İhlaslı insanların vasfıdır özelligidir Yani biz İnanmış insanlar kendi nefislerimizi ALLAHın Haram kıldıgı her şeyden korumakla sorumluyuz, yükümlüyüz, vazifeliyiz eger böyle davranrsak İnşaalla Muttaki yani Takva ehli Mü�minlerden oluruz

Diger bir anlatımla Mü�min kişi bu vasfını devamlı korumaya kararlı ise Haram, günah, Fısk, fücur, Günah sahalarına ayak basmamalıdır Kendi kendisini bu türlü olumsuz hallerden mutlaka koruyucu tavırlarıyla Muttaki yani Takva ehli taraflarını sevk etmelidir Tabi bu durum Tavrı, davranışı, düşüncesi ve Amelleriyle olacak bir hadisedir

Müslümanlar olarak bu gün zamanımızda olumsuz yönde yüregimizi kanatan, içimizi acıtan ve bizleri üzüntüye sevk eden hal ve hareketler oldugu bir aşikardır Lakin fikri açıdan baktıgımızda seviyelerimizinde iyi bir durumda oldugunu inkar edemeyiz Ama unutmayalım ki, ALLAH katında bizi Nebiler, sıddıklar, Şehidler ve Salihler katına yükseltecek ola da Salih amellerimizdir

Fikri yapılanmalarla birlikte eger Manevi yapılanmaların şart oldugunu ve eksikligini hissediyorsak bu konuda zaman kaybetmeden kendi kendimize çeki düzen vermeli, aklımızı başımıza toparlamalı ve ALLAH baglanmalı ALLAH Rasulünün Heybetül İslam adını verdigi Müslüman ve Mü�min kimliklerimizi, kişiliklerimizi yeniden gözden geçirmenin hesabını yapmalıyız İnanmış insanların sözleriyle birlikte hareketleri ve tavrı da bir Davettir, Tebligdir, İslama yöneliştir, İslama çagrıdır

Kısaca fısk ve fücur ehli isek bundan kısa zamanda vaz geçmeli, bu kirli hayatı reddetmeli ve terk etmeliyiz Eger tarafımız Ehli Takva yönü ise Takvamızı dinde hassasiyetimizi daha da artırmanın yollarını araştırmalı Manevi kuvvetlerimizi artırmanın çarelerini araştırmalıyızYani Kıyametimiz kopmadan ve büyük hesap günüyle yüz yüze gelmeden kendi kendimizi hesaba çekmenin hesabını yine bizler yapmak zorundayız Şuna kesinlikle inanıyorun ki, bizler bildiklerimizle amel edersek, ALLAH (cc) bizlere bilmediklerimizi ögretecektir

3) Peygamberler dışında hiç kimse ismet sıfatıyla sıfatlı değildir Yani sadece Peygamberler tertemizdir, günah işlemezler Peygamberlerin dışında en faziletli insanlar bile yanılabilir Hiçbir Alim,Hocaefendi, Şeyh, Mürşid, Efendi mâsum değildirGünah işlemeyede,günahtan kaçınmayada insanlar meyillidir

Ehli Sünnet inancında ve İtikadında büyük günahları haram olduklarını tasdik ettigi, halde işleyen kişi kafir olmaz Çünkü, Amel İmandan bir cüz olarak kabul edilmemiştir Ama şu husus hiç bir zaman unutulmamalıdır ki; gerek küçük günahlarda ve gerekse büyük günahlarda ısrar etmek sanki küfre açılan bir pencere gibidir Haram ve günahlarda ısrar etmek İnançsızlıga açılan bir kapı konumundadır Şayet onu işleyen insanlarTevbe ederek etkisiz hale getirmezlerse, bu günahlarda ve haramlarda ısrar etme hali aynı saatli birer bomba gibidirler zamanı gelince saatli bomba gibi patlayacagınını hesap etmemiz zaruridir

Günahın küçük ya da büyük oluşuna bakmamak gerekir Önemli olan hadise bu günahı işlerken ve bu İsyanın yapıldıgında kime ya da kimlere karşı yapıldıgıdır İşte bu nedenle Haramlara ayarlı olan bir toplum bütün kollarıyla, bütün dallarıyla, topyekün bütün şubeleriyle Allaha karşı isyan ettigini bilmek durumundadır Allaha karşı isyan eden bir toplumun da hiç bir zaman iflaf olmadıgını da bilmemiz icab eder

Eger öyle bir durum olsaydı her halde bizlere bir Nuh Aleyhiselamın, bir Lüt Aleyhiselamın, bir Şuayb Aleyhiselamın toplumları örnek olarak anlatılmazlardı Tabidir ki Mü�minler bu mücrim, sapık ve zavallı toplumların başına gelenlere sebep olan fiillerden ibret almasını bilmelidirler Bizler günah işlememeye dikkat ederiz, işledigimiz günahlar ve kötülükler içinde tevbe etmek zorundayızTevbe kapısının devamlı açık olması Müslümanlar için büyük bir müjde oldugunu bilenlerdeniz elhamdulillah

4) Dünyaya güven olmaz, dünyaya bel bağlanmaz Dünya fânilikler yeridir Gençlik, güzellik, sağlık, servet, makam, mevkii, çoluk-çocuk, dayalı döşeli evler,saraylar, meskenler Bunların hepsi de bir varmış, bir yokmuş kabilindendir Akıllı, hikmetli, sağlam inançlı kimseler mümkün mertebe dünya tuzaklarına düşmemeye gayret ederler Dünya hayatı kısadır Ama bizler bu kısa dünya hayatından hesaba çekilecegiz

Dünya, gelip geçilen bir köprüdüruzantısı Berzah alemi (Kabir alemi) ve devamlı olan Ahiret alemidir Bizler sorumlu oldugumuz dünya alemi için en güzel bir şekilde yaşantılarımızı sürdürerek, haramlara, helallere, İbadetlere, Günahlara, sevaplara Dinimizin emri dogrultusunda uyacak olursak inşaallahu teala bu Dünya hayatında iyi bir İmtihan vererek ebedi aleme hazırlanmış oluruz En büyük arzumuz ve devamlı olan duamız bu Dünya hayatından İman ile göç etmektir

5) Bizler bu dünyanın görünümüyle, aklımız ve tasavvurumuzla Cenneti gerektigi gibi anlayamayız, kavrayamayız Dünyayı sahte ve yalancı bir cennet haline getirmek büyük gaflet ve ahmaklıktır Cennet başka bir âlemdir Bu dünyayı cennet yapmak için uğraşanlar asıl hakikî cenneti kaybetmek tehlikesine mâruz kalırlar Bizler emrolundugumuz şeyleri yapalım, yasaklardandan, haramlardanda kaçınalım ve gerisine karışmayalım Zaten istesekte elimizden bir şey gelmeyecektir

6) Mallar, zenginlikler, çoluk çocuk, makam mevkii, hepsi birer imtihandır mal, mülk, para ve diger maddi şeylerin sarhoşları bir gün gelir, feci şekilde ayılırlar O gün gelmeden hâl, hareket ve tavırlarımıza azami dikkat gösterirsek kaybedenlerden olmayız inşaallah

İnanıyorum ki; Sıratı Müstakim yani İstikamet üzerine olan ve hakka taraftar olan, sonunda daima kazanır Günün fırtınaları, rüzgarları, tayfunları ne yönden eserse essin, Mü�minler yüzlerini Hak yönden başkasına çevirmezler Hadiselerin olayların şiddeti yüzünden şüphelere düşüp te hakka taraftarlıkta tereddüt göstermeyenlerin vasfı İnanmış insanların degişmeyen vasfıdır İstikametini kaybedenler ise, Güneş altında kalan buz parçaları gibi erimeye kaybolmaya mahkum olanlardır

Bu insanlar başkalarına degil, ancak kendi kendilerine zarar verirler İnanmış insanların en büyük koruyucu kalkanı İnanıyoruz ki; İman ve Kuran Hakikatleriyle devamlı meşgul olmak, Peygamber Efendimizin Sünnetine sımsıkı sarılmak, İman hakikatlerini Ruhumuza, kalbimize, aklımıza sindirmek bu hakikatleri yaşamaya çalışmak ve bu konuda Azimle, Sabırla yaşama gayretlerimiz bizlerin tutunacagımız en kuvvetli ve kopmayan iplerimiz olacaktır inşaallah


7) İslam Alimleri demişlerdirki başkan olma,emir olma,idare etme, yönetme sevdası ve hırsı, cinsel şehvetten 360 derece daha şiddetli bir hırstır, sahibini yakar, mahv eder Akıllı ve hikmetli insanlar başkanlığa tâlip olmazlar İslâm dininde başkanlığa talip olmak haramdır Kendisi talip olmasa, birileri onu istese, çagırsa eğer ehil değilse,ehliyetli olmadıgını biliyorsa başa geçmeyi kabul etmesi yinede haram olur demişlerdir

Günümüzde ben şöyle yapacagım, ben böyle yapacagım diyerek iş başına gelenler, makam, mevkii, rütbe, başkanlık peşinde koşanlar degil toplumun hak ve hukukunu, neredeyse kendi hak ve hukukunu koruyamamanın ezikligi ve Dininden taviz vere vere zillet içerisinde hayatlarını sürdürmenin gayret ve çabası içerisindeler ALLAH taşıyamayacagımız makamı, mevkiyi, liderligi ve sorumsuzlugu bizlere yükletmesin Üzerimize düşen vazifelerimizi de en güzel bir şekilde yerine getirmemizi nasip ve müyesser eylesin Mutlaka İslami gelişmeler ve İslami hizmetler için Davasını bilen, Davasına gönül veren, bu Manevi yükü üstlenme cesaretini kendinde bulan, yeri ve zamanı gelince malını, canını verme şuurunda olan yüksek karakterli, her haliyle bilgili ve olgun, gözü ve sözü pek Müslümanlara her zaman ÜMMET olarak ihtiyacımız vardır

8Ahmaklara verilecek en güzel cevap sükûttur denilmiştir Bazı insanlar vardırki manasız, lüzumsuz hiç durmadan her meselede ahkam keser durmadan konuşur çogunluklada etrafa sataşırlar En iyisi o tipleri muhatap almamaktır Söz gümüşse sükut altındır denilmiştir Bazı yerde susmak malayani, boş ve faydasız olacaksa konuşmaktan tabiidirki daha güzeldir Hatta yerinde ve zamanında konuşmak esas kabul edilmeli, zamanı gelince konuşmalı, yeri gelince de susmayı bilmeli diye düşünüyoruz

Lüzumsuz ve çok konuşmak hakikatte Müslümanın itibarını zedeliyor diye inanıyoruz Müslümanın şiarı şudur ki bilmedigi konular gündeme gelince susacak ve dinleyecek Bildigi, malumatı olan konular gündeme geldiginde ise az ve öz konuşacak Müslüman konuşmalarında yapıcı, kararlı güven ve itimat telkin edici konuları seçip aynı zamanda çevresine de her yönüyle güven verecek Müslüman her yerde ve her zaman Emin kişi oldugunu her haliyle belli edecek

9) Her derdin, illetin devası vardır Sadece ölümün çaresi yoktur Müslüman ölüme her an hazırlıklı olmak durumundadırlar Eger ölüm hali - ecel kapıyı çalarsa İnsan inanıyorsa mahzun olmaz Bizler hiç bir zaman aklımızdan çıkaramayacagımız bir inancın sahibiyiz Müslümanlar olarak gaybe İman ediyoruz Bizim varlık sebebimiz odur ki; Öncelikle İslamın hizmetkarı olacagız Rabbimize kul olmanın en güzel yolunu araştıracagız Gaye ve hedefimiz Allaha iyi bir kul olmak ve Peygamber efendimize ÜMMET olmaktır İslami bir hayat şeklinin hesaba katılmadıgı anı düşünmek dahi istemiyoruz

İslami hizmetlerin varlıgını hesaba katmayanların hayatı hayvanların yaşadıgı hayattan da beter dir diye itikat ediyoruz Çünkü hayvanlar yerler, içerler, çogalırlar ve ölürler yalnız insanların durumu sonuç itibariyle farklı olacaktır Müslümanlar Kadere ve Kazaya itikad edip inandıklarından dolayı Allahtan gelen her hali tevekkülle karşılarlar Ama inançsızlar, kafirler, müşrikler öyle degildir Kafir için yüz yaşında da ölüm gelip çatsa ani oldu diye ödü patlar O yüzdendir ki; Kafirin ölümü ani olur denilmiştir

10) Mideler doldukça kalpler kararır ve boşalır Onun için az yemek tavsiye edilmiştir Son zamanlarda çogu hastalıkların kaynagı şişmanlık olarak anlatılmaktadır ve Tıp çevrelerinde zararları yeterince anlatılmaktadır Karnı tok sırtı pek kimseler çevresiyle gayet az ilgilenirler ama aç, acın hâlinden anlar, merhamet duyguları dahada hassas olur, kendinden başkalarını da düşünür Peygamber efendimiz (sav) Bir Hadisi şerifinde: ** Oruç tutki sıhhat bulasınız ** buyurmuşlardır Ramazan orucunda veya ara sıra tutulan oruçlarda midelerimize ne kadar iyilik ettigimizi günümüzde doktorlarda sık sık ifade eder oldular

11) Sana yapılmasını istemedigin şeyi sende başkasına yapma Aslında bu güzel kural her mesele için geçerlidir Önce kendi nefsimize ölçüp, biçip iyi görüyorsak uygulamalı, kötü görüyorsak kaçınmalıyız Cenabı hak Enfal Suresi Ayet53te mealen şöyle buyuruyor:*** Bir toplum kendi nefislerinde olanı degiştirmedikçe, Allahta onlar hakkındaki hükmünü degiştirmez *** Bilmeliyiz ki; Kopukluk ve uzaklık başladıgı zaman kardeşlik ortadan kalkar ALLAH yolunda kardeşlik, yüz yüze olmayı ve yüz yüze söylemeyi gerektirir

İki kardeşten biri digerine karşı bir kötülügü veya ondaki begenmedigi bir davranışı gizledigi veya o hatayı giderinceye kadar arkadaşını ikaz etmedigi- uyarmadıgı ve bu kötülügün giderilmesi için gerekli çareye baş vurmadıgı zaman, ona yüz yüze davranmamış, aksine kendi kardeşine sırtını dönmüş olur Bu misalde oldugu gibi Bir Müslüman ne kendi karındaşına ne de başka Din kardeşlerine karşı duyarsız davranamaz, Sırtını dönemez inandıgımız Din kimseye bu hakkı vermemektedir vesselam


12) Akıllı, bilgili, olgun ve samimi Müslümanlar her zaman elinden, dilinden, hâl ve hareketlerinden diger insanların güvende, selamette olduguna inandıgı ve emin vasfını taşıyan insanlardır Peygamber efendimizin bu konudaki örnek davranşları hayatımıza ışık tutmaktadırMüslümanlar her zaman ve zeminde * Bizler sözümüzü söyleriz, sonra da çekip gideriz * düşüncesinde ve uygulamasında olmamalıdırlar

Bu durum aynen bir tarlaya tohumları atıp meyveleri toplamayanların haline benzer ki bu hareketin meşru ve güzel bir tarafı olamaz Bizler her yerde ve her zaman dogru bildigimizi söyleyecegiz ve hareketlerimizle de sözlerimizi teyit edecegiz-yerine getirecegiz yanini özümüz ve sözümüz her zaman bir olacak yamuk, egri bügrü degil dosdogru olmaya gayret edecegiz

13) İnsanoglu mala, mülke, paraya, dünya zenginliklerine ve servetine doymaz *Bir vadi dolusu malı olsa, ikincisini ister Onun gözünü ancak toprak doyurur(Hadis) *Biz müslümanlar mümkün oldugunca cömert olmalıyız, paylaşmasını bilmeliyiz Veren elin alan elden üstün oldugunu ilke edinmeliyiz Cimriliktende mümkün mertebe kaçınmalıyız çünkü cimrilik küfre yakın kötü bir huydur Avucunu sıkıp öbür tarafından yalayan adamdan fayda gelmez demiş büyüklerimiz

Müslüman ne kadar servet sahibi olursa olsun, malı, mülkü parası ne kadar çok olursa olsun Evinde ve evi dışında sadeligi tercih edecek ve sadelikten ayrılmayacak Müslüman birey Zenginligi İslama hizmet noktasında tercih edecek kendisie ve zevklerine hizmet etmek için degil Denilmiştir ki; Çocugunuza mal bırakmak Miras demek degildir ALLAH Rasulü (sav) Evlada bırakılacak en güzel miras güzel terbiyedirbuyuruyor

14) ALLAHı ve Onun Peygamberini candan sevenlerin başları belâ ve imtihanlardan, musibetlerden kurtulmaz denilmiştir Bazı zalimlerin eza ve cefalarından kalplerimizin sıkıştıgına şahit oluyoruz elimizdende pek bir şey gelmiyor Sonra imdadımıza imanımız yetişiyor ve diyoruzki; Bizim şer olarak gördügümüz şeylerde hayır olabilir ama biz bilemeyiz diyor sabır kalesine sıgınıyoruz Ve inanıyoruzki; Kurtuluş dogruluktadır Ve kesinlikle inanıyoruzki; ALLAH (cc) İnananların yardımcısıdır

-merve-7d-
Mon 17 November 2014, 07:14 pm GMT +0200
Paylaşım için allah razı olsun ödevimi yapmamda yardımcı oldu :)

ceren
Mon 17 November 2014, 07:30 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşım dan kardeşim.Rabbim bizleri İslamiyete ve İslami değerlere sahip çıkan kullarından eylesin inşallah....

rabiayldz
Thu 11 February 2016, 01:33 pm GMT +0200
Ve aleykümselam.
AMİN AMİN AMİN.İnşAllah sahip çıkarız ve kimseye de kötü davranmayız. (AMİN).
Allah c.c razı olsun.