neslinur
Tue 18 May 2010, 02:16 am GMT +0200
İSLÂMDA SELAMLAŞMANIN ÖNEMİ
Muhterem Müslümanlar!
Dinimiz, Müslümanları kardeş ilan etmiş ve bu kardeşliği imandan kaynaklanan bir sevgi ve saygı esasına bağlamıştır. Bu esasın bozulmaması için de onları karşılıklı birtakım vazifelerle mükellef kılmıştır. Bu vazifelerden biri de, selamlaşmadır. Kuran-ı Kerimde, müminlerin birbirlerine selâm vermeleri istenmiş ve şöyle buyurulmuştur:
Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı ile karşılık verin. Şüphesiz Allah her şeyi hesap eder1
Selâmlaşmak, Müslümanlar arasında sevgi ve saygıyı geliştirir, barışı sağlar, samimiyeti artırır.
Sevgili Peygamberimiz: Amellerin hangisi daha hayırlıdır diye soran kimseye Yemek yedirmen ve tanıdığına-tanımadığına selam vermendir2 cevabını vermişlerdir.
Bir başka mübarek sözlerinde de: İnsanların Allah nezdinde en makbul olanı, önce selam verendir3 buyurmuşlardır.
Selamlaşma; tanışmamıza, kaynaşmamıza vesile olmakta; aramızdaki kırgınlık ve dargınlıkları kaldırarak, birbirimize yaklaşmamızı sağlamaktadır. Nitekim bir gün Peygamberimiz: Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de gerçek mânâda iman etmiş olmazsınız; ben size yaptığınız takdirde, birbirinizi sevebileceğiniz bir şeyi söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız4 buyurmuşlardır.
Selam vermek sünnet, almak farzdır. Müslümanların buna riayet etmemesi ise günahtır.
Kıyamet gününde, Rabbimizin rahmetine ermek ve cennetine girmek için, bu güzel duayı, yani selamı birbirimizden esirgemeyelim. Peygamberimiz: Asıl cimri, selamlaşmada cimrilik edendir5 buyurmuşlardır.
Cennetin kapıları açıldığında, müminlerin, selamla karşılanacaklarını açıklayan bir âyet meâli şöyledir:
Rablerinden korkup sakınanlar, bölük bölük cennete götürülür; oraya geldiklerinde cennet kapıları açılır. Oranın bekçileri onlara derler ki; selam size olsun. Gönül huzuru buldunuz. Ebedi kalıcılar olarak, girin cennetlere.6
1 Nisa, 86
2 Riyazüs-Salihin terc. Cilt. 2, s.226.
3 Aynı eser cilt, 2 s.234.
4 Tac, c.5, s.244, Beyrut 1962.
5 Buhari, Edebül-Müfred, s. 268.
6 Zümer, 73.
Muhterem Müslümanlar!
Dinimiz, Müslümanları kardeş ilan etmiş ve bu kardeşliği imandan kaynaklanan bir sevgi ve saygı esasına bağlamıştır. Bu esasın bozulmaması için de onları karşılıklı birtakım vazifelerle mükellef kılmıştır. Bu vazifelerden biri de, selamlaşmadır. Kuran-ı Kerimde, müminlerin birbirlerine selâm vermeleri istenmiş ve şöyle buyurulmuştur:
Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı ile karşılık verin. Şüphesiz Allah her şeyi hesap eder1
Selâmlaşmak, Müslümanlar arasında sevgi ve saygıyı geliştirir, barışı sağlar, samimiyeti artırır.
Sevgili Peygamberimiz: Amellerin hangisi daha hayırlıdır diye soran kimseye Yemek yedirmen ve tanıdığına-tanımadığına selam vermendir2 cevabını vermişlerdir.
Bir başka mübarek sözlerinde de: İnsanların Allah nezdinde en makbul olanı, önce selam verendir3 buyurmuşlardır.
Selamlaşma; tanışmamıza, kaynaşmamıza vesile olmakta; aramızdaki kırgınlık ve dargınlıkları kaldırarak, birbirimize yaklaşmamızı sağlamaktadır. Nitekim bir gün Peygamberimiz: Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe de gerçek mânâda iman etmiş olmazsınız; ben size yaptığınız takdirde, birbirinizi sevebileceğiniz bir şeyi söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız4 buyurmuşlardır.
Selam vermek sünnet, almak farzdır. Müslümanların buna riayet etmemesi ise günahtır.
Kıyamet gününde, Rabbimizin rahmetine ermek ve cennetine girmek için, bu güzel duayı, yani selamı birbirimizden esirgemeyelim. Peygamberimiz: Asıl cimri, selamlaşmada cimrilik edendir5 buyurmuşlardır.
Cennetin kapıları açıldığında, müminlerin, selamla karşılanacaklarını açıklayan bir âyet meâli şöyledir:
Rablerinden korkup sakınanlar, bölük bölük cennete götürülür; oraya geldiklerinde cennet kapıları açılır. Oranın bekçileri onlara derler ki; selam size olsun. Gönül huzuru buldunuz. Ebedi kalıcılar olarak, girin cennetlere.6
1 Nisa, 86
2 Riyazüs-Salihin terc. Cilt. 2, s.226.
3 Aynı eser cilt, 2 s.234.
4 Tac, c.5, s.244, Beyrut 1962.
5 Buhari, Edebül-Müfred, s. 268.
6 Zümer, 73.