- İslam ve küreselleşme

Adsense kodları


İslam ve küreselleşme

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Tue 19 June 2012, 04:05 pm GMT +0200
İslam ve küreselleşme
Mustafa Fuat ER • 70. Sayı / EDİTÖRÜN NOTU


11 Eylül’ün ardından ve küreselleşmeyle birlikte sadece Amerika’da değil, tüm Batı coğrafyasında İslamofobi sorunu ortaya çıktı ve sorun giderek yayılmaya devam ediyor. Sorun büyüdükçe de Batı’nın öne sürdüğü evrensel değerlerin giderek içi boşalıyor. Zira “farklı olanı kabul” ve öteki’yle yüzleşme gibi kavramlar Avrupa’da yaşayan Müslümanlar için bir işlerliğe sahip değil. Sözü edilen “fark”ı, o fark’ın sınırlarını aynı aktörler belirledikçe de sorun çözüleceğe benzemiyor. Halihazırdaki yüzleşme de “benim belirlediğim, tanımladığım öteki”nin çerçevesinde gerçekleşen zorlama bir ilişkiden ibaret.

Önceki sayılarda da yer verdiğimiz ve gündemde tutmak istediğimiz bu soruna, Avrupa’nın İslam’la yüzleşmesi meselesine bu ay da temas ediyoruz. Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinden Ayhan Kaya’nın Mostar’ın bu sayıdaki sayfalarında yer alan sözleri konuyu ve konunun önemini daha yakından kavramamıza yardımcı olacak seviyede. Kaya, özelde Avrupa’da, genelde tüm dünyada İslam’ın artık küresel kapitalizme karşı direnişe imkânlar sunan küresel bir muhalefet dili olduğunun altını çiziyor.

Bu ay kapağa taşıdığımız dosyanın da Mostar için önemli olduğunu ve aslında birarada yaşama sorunuyla da bir bakıma kesiştiğini düşünüyoruz.

İbn Battuta’yı öne çıkarmamızın nedeni onun eserini tüm ayrıntılarıyla ele almak değil. Ki seyahatnamede çeşitli hatalar veya abartılar olduğu biliniyor. Ayrıca dosyadaki yazısında Hüseyin Yazıcı da bu konuya temas ediyor. Oysa bizim İbn Battuta’yı ele almaktaki asıl niyetimiz onun özgüveni tam bir Müslüman olarak ve inanılmaz bir tabiilik içinde gerçekleştirdiği dünya yolculuğunu vurgulamak. Daha doğrusu İbn Battuta’nın, o yolculuktan ve seyyahlığından öte bir anlama sahip olduğunu göstermeye çalışmak istedik.

Yusuf Kaplan’ın derinliğine ve genişliğine bir medeniyet perspektifiyle İbn Battuta’yı ele alan yazısı tam da böyle bir bakışın imkânlarını sorgulamak için var. Kaplan, İbn Battuta’da tecessüm eden Müslüman seyyahın keşif yolculuğunun çift yönlü olduğunu söylüyor: “aynı anda hem kişinin/seyyahın kendini keşfetmesine hem âlemi ve Yaratıcı’sını keşfetmesine yol açan bir mükâşefe yolculuğu”…

Şüphesiz şu anda yaşadığımız birarada yaşama sorunuyla İbn Battuta’nın tecrübesini karşılaştırmanın handikapları açık. Ancak Kaplan’ın yönelttiği bakış İslam’ın her zaman ve mekân için geçerli olan anlayışından nasipleniyor ve bize öteki’ni anlamanın ipuçlarını veriyor.

İbn Battuta’yı hakkıyla bilen nadir isimlerden olan ve seyahatnameyi Türkçe’ye kazandıran A. Sait Aykut’un bu konuda söyledikleri aslında İbn Battuta’ya nasıl ve niçin bakılması gerektiğini de Mostar’ın onu gündeme getirmesinin nedenlerini de veciz bir şekilde özetliyor: İbn Battuta “bize dünyanın bir zamanlar kendine özgü bir küreselleşmeyi tecrübe ettiğini, milletler, dinler, ırklar ve dinlerin henüz kaybolmadan iç içe nasıl yaşadığını gösterebilir.”

Önümüzdeki sayıda görüşmek dileğiyle…