halim
Thu 26 March 2015, 02:53 am GMT +0200
ATA AÖF
İslam İbadet Esasları
Ünite 7
Namaz V
Yanılarak namazın rükünlerinden birini tehir veya namazın vaciplerinden birini terk yahut tehir hâlinde namazın sonunda yapılan
iki secdeye sehiv secdesi denir.
Sehiv secdesi Hanefîler'e göre vacip; diğer üç mezhebe göre sünnettir.
Tilâvet secdesi, Kur'ân-ı Kerim’deki secde ayetlerinden birinin okunması veya dinlenilmesi sebebiyle yapılması gereken secdedir. Bu
secde Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelîler'e göre sünnet; Hanefîler'e göre ise vaciptir.
Bir nimete erişme veya bir sıkıntı yahut musibetten kurtulma neticesinde kıbleye yönelmek ve tekbir almak suretiyle yapılan secdeye
şükür secdesi denir
Bu secde Şâfiî ve Hanbelî mezheplerinde sünnet, Mâlikî mezhebinde mubah ve Hanefî mezhebine göre de müstehaptır.
Salâtü'l-havf namazı ise korku ve dehşet zamanlarında farz namazlarının farklı bir şekilde kılınmasından ibarettir.
Bir hasta, namazın şart ve rükünlerinden bazılarını yerine getiremezse imkanları ölçüsünde namazını kılar ve bu namaza salâtü’l-meriz denir.
Hanefîler'e göre, seferî olan kişinin dört rekâtlı namazları kısaltarak kılması vacip ve aynı zamanda azimettir.
Bu uygulama Mâlikîler de müekked sünnet,Şâfiî ve Hanbelîler'e göre de kısaltmak daha faziletlidir
Farz namazları vaktinde kılmaya eda, vaktinden sonra kılmaya da kaza denir
Vaktinde kılınamayan beş vakit namazın farzlarının kazası farz,vitir namazının kazası ise vaciptir
Sünnetler kaza edilmezler.
Cenaze namazı, ölen müslüman için yapılan bir dua mahiyetinde olup,“farz-ıkifâye”dir.
Iskât-ı salât, bir kimsenin namaz sorumluluğunun düşürülmesi temennisi ile vefatından sonra fidye ödenmesidir
Kalan mal varlığının borcunu ödemede yeterli olmaması durumunda yapılan özel bir işleme de devir denir
Şehîd-i hakikî, Allah yolunda savaşırken öldürülen kişidir; hem dünya hem ahiret hükümleri bakımından şehit sayılır.
•
Dış görünüşü itibariyle müslüman olduğuna hükmedilen ve müslümanların saflarında bulunduğu sırada düşman tarafından öldürülen
münafıklar "şehîd-i dünya" dırlar; sadece dünya hükümleri bakımından şehit sayılırlar
Allah yolunda savaşırken yaralanmakla beraber daha sonra vefat edenler ve hadislerde zikredilen birtakım kişiler şehîd-i hükmî olarak
isimlendirilirler ve sadece ahiret hükümleri bakımından şehitsayılırlar.