- İsa(a.s)'ın Hikmeti

Adsense kodları


İsa(a.s)'ın Hikmeti

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
derya
Wed 30 December 2009, 05:03 pm GMT +0200
İsa´nın (a.s.) Hikmetine Dâir Haberler

390. Hişâm ed-Dustuvâî şöyle diyor: "İsâ b. Meryem´in (as) hikmetinde şu vardır: ´Siz, hiçbir karşılık olmaksızın rızıklandı-rıldığımz dünyada, dünya için çalışıyorsunuz da, karşılık olmadan rızıklandırılmay a cağınız âhiret için çalışmıyorsunuz. Yazıklar ol­sun size, kötü bilginler; hiçbir iş yapmıyorsunuz, ama ücret alıyor­sunuz. Yakında dünyadan çıkıp, kabrin darlığına ve karanlığına düşeceksiniz. Allah size oruç ve namazı emrettiği gibi, sizi mâsiyetlerden de men etmiştir. Dünyada kendisine rağbet edilecek en faziletli kimse iken, nasıl olur da dünya ilim ehline âhiretten daha değerli olabilir? Dünyaya yönelmişken ve kendisine zarar ve­recek olan şeyler, faydası dokunacaklardan daha cazip gelirken, o nasıl âhiret yolcusu olan ilim ehlinden sayılabilir? (Bulunduğu mevkinin) Allah´ın (cc) ilim ve kudretinden olduğunu bilip durur­ken, makamını küçük gören, kendisine verilen rızka kızan bir kim­se nasıl ilim ehlinden olabilir? Allah´ı (yaptığında) isabet etme (noktasında) itham eden birisi nasıl ilim ehlinden olabilir? Ve sözü amel etmek için değil de, konuşmak için arzu eden bir kimse nasıl ilim ehlinden olabilir?"

391. Sabit el-Bünânî diyor ki: "Duyduğumuza göre şeytan Yahya b. Zekeriya´ya (as) gözükmüş. Ve Zekeriya (as) şeytanın üzerinde her şey için bir askı görmüş. Bunun üzerine şeytana: ´Bu üzerinde gördüğüm askılar nedir?´ diye sormuş, o da: ´Bunlar ken-dişiyle Ademoğullarma iliştiğimiz şehvetlerdir´ demiş. Yahya (as): Teki, benim için orada bir şey var mı?´ diye sormuş, o da: ´Hayır´ demiş. Yahya (as): Teki, bana da ilişebileceğin bir şey var mı?´ di­ye sormuş, o da; ´İyice doyduğun vakit, sana bir ağırlık verip na­maz ve zikirden seni ahkoyarız´ cevabını vermiş. Yahya (as): ´Bundan başka bir şey var mı? diye sorunca, ´Hayır´ demiş. Yahya da: ´Allaha yemin olsun ki, bundan sonra asla tok olmayacağım´ de­miştir."

392. Hüseyin diyor ki: "Yahya ve Isâ (as) karşılaştılar. îsâ (as) ona: ´Sen benden daha hayırlısın, benim için bağışlanmamı isteyi-ver´ dedi. Yahya (as) da ona: ´Sen benden daha hayırlısın, sen be­nim affımı dileyiver´ dedi. îsâ (as) ona: ´Sen benden daha hayırlı­sın, ben kendi kendime selam verdim, Sana Allah selâm verdi´ de­di. Böylece Allah (cc) her ikisinin de faziletini bilmiştir"

393. Saîd b. Cübeyr diyor ki: "Yahya (as) öldürüldüğü vakit, ashabından birisi, diğerine: ´Allahm Peygamberi Yahya´nın (as) gömleğini bana gönder de bir koklayayım. Çünkü ben öleceğimi bi­liyorum.´ demiş. O da gömleği göndermiş, bir bakmış ki gömlek enine boyuna lifle dikilmiş."

394. Ebû´l-Hûzeyl diyor ki: "isa´ya (as) zina etmiş bir adam ge­tirilmiş. O da insanlara onu recmetmelerini emretmiş. Onlara: ´Onun yaptığı işi yapmış olan hiçbir kimse onu taşlamasın´ demiş. Yahya b. Zekeriya (as) hariç, hepsi ellerindeki taşları yere atıvermişlerdir."

395. Ma´mer diyor ki: "Çocuklar, Yahya b. Zekeriya´ya (as): ´Gidelim de oyun oynayalım´ demişler, o da: ´Oyun için yaratılma­dık´ demiştir."

396. Abdüssamed b. Ma´kıl, Vehb b. Münebbih´in şöyle dediği­ne şahit olduğunu söylüyor: "Gökten bir münâdî, Yahya b. Zekeriyâ´nm bütün insanların efendisi olduğunu, şehitlerin efendi­sinin ise Corcis olduğunu nida etmiştir."

397. Yahya b. Ca´de (ra), Resulûllah´ın (as) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Yahya b. Zekeriya hiç günah işlemeyi düşünme­miş ve hiçbir kadın da onun gönlünü meşgul etmemiştir."

398. Hasan´dan şu rivayet edilmiştir: "Lokman oğluna: Tav-rum, doyduktan sonra yeme, çünkü onun bir nebzesini bir köpeğe vermen senin için daha hayırlıdır´ demiştir."

399. Ebû Zer (ra) diyor ki: "Dostum (Peygamber) bana yedi şe­yi tavsiye etti: (Madden) kendimden aşağı seviyede olanlara bakıp benden daha iyi durumda olanlara bakmamamı. Fukarayı sevip, onlara yakın olmamı. Acı da olsa, hakkı söylememi. Hiç kimseden asla birşey istemememi. Sıla-i Rahim (yakınlarımı ziyaret) etme­mi. Allah yolunda kınayanın kınamasından korkmamamı, ve ´Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi´l-aliyyil-azîm´ sözünü çokça tekrarla­mamı."[37]

400. Hasan b. Hasan b. Ali b. Ebû Talib, Allah´ın kulu Fâtıma binti Hüseyn´in, Resulullah´ın (sav) şöyle dediğini kendisine rivayet ettiğini haber veriyor: "Ümmetimin:, nimetler içersinde yü­zenlerinin en şerirleri, çeşit çeşit yiyecek ve giyecek isteyen, konu­şurken de ağzını doldum doldura konuşanlardır"[38]

401. Muhammed b. Uleyye´den, şu rivayet edilmiştir: "Resulullah (sav), (bir gün) Bilâl'in (ra) yanma girmiş, yanında bir miktar hurma olduğunu görmüştür. Bunun üzerine ona: ´Bu ne?´ diye sor­muş. O da: ´Saklayıp (bir kenara koyduğum) bir miktar hurma´ cevabını vermiş. Resulullah: ´Cehennem ateşinin senin için (hazır­lanmış) buhar olmasından korkmuyor musun? Onu infak et, ey Bilâl! Arşın sahibinin seni yoksul bırakacağından endişelenme!´ demiştir."

402. Abdullah b. Amr´dan şu rivayet edilmiştir. O: "Allah Azze ve Celle´ye en sevimli olan kimseler gariblerdir," demiş. Kendisine; "Garipler kimdir?" diye sorulunca, "Onlar, dinlerini (kurtarmak için cemiyetten) kaçanlardır. Kıyamet gününde İsâ (as) ile birara-da olacaklardır" demiştir.

403. Velîd, Şu´be b. Abdülaziz ya da başka birinden şöyle bir rivayette bulunmuştur: "Dâvûd (as)´un duaları arasında şu da var­dı: ´ihsan sebebiyle şükrü, belâlar sebebiyle de duayı halkeden (Al­lah) ne yücedir.´"

404. Evzâî´den şu rivayet edilmiştir: "Aziz ve Celil olan Allah Teâlâ, Davud´a (as) vahyederek, ´Ey Dâvûd! Sana yaptığın zaman insanların gönlünü kazanıp, Benim de rızama kavuşacağın iki amel öğretmedim mi?´ demiş. O da: ´Evet öğrettin, ya Rabbi´ ceva­bım vermiştir. (Bunun üzerine) Rabbı, ´Benimle senin arandaki hususlarda vera´ ile sığın, insanlara da ahlakları ile imtizaç et.´ buyurmuştur."

405. Muhammed b. Cahhâde´den şöyle dediği rivayet edilmiş­tir: "Allah Teâlâ, Davud´a (as) vahyederek: Benim zikrimden ve mescidlerimde oturmaktan (yüz çeviren), nefislerine zulmedenler var ya! İşte Ben, kendi kendime yemin ettim ki, kim Beni zikreder­se Ben de onu anacağım ve zâlim bir kimse Beni zikrettiği vakit te ona lanet edeceğim ´ buyurmuştur"