- İsa Aleyhisselâm Ve Kıssası

Adsense kodları


İsa Aleyhisselâm Ve Kıssası

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
saniyenur
Thu 30 August 2012, 08:39 am GMT +0200
İsa Aleyhisselâm Ve Kıssası

Mugire b. Şube rivayet etmiştir: "Ben ve İbn-i Mâlik, Bizans kralı Mukavkıs'ın sarayına vardık. Kral bize Muhammed bizim ara­mazdayken nasıl Bizans'a varabildiğimizi ve Muhammed ve ashabının bizim kendisine gelmemizi engelleyip engellemediğini sordu. Biz de aynı korkuyla sürekli deniz kıyısını ta­kip ederek geldiğimizi söyledik. Daha sonra bize peygamberlik vazifesi ile zuhur eden Muhammed hakkında soru sordu. Biz de henüz içimizden hiç kimsenin onun davetini kabul etmediğini söyledik. 'Niçin?' diye sor­duğunda, 'o alalarımızca malum olmayan ye­ni bir din getirdi bizlere' dedik. Kral ve bizler atalarımızın dinine bağlı idik.

Mukavkıs daha sonra, kendi halkının (Kureyş) Muhammed'e nasıl muamele ettiğini sordu. Biz de 'genç kimseler onu takip et­mekte; ona muhalefet edip savaşanlar ise ba­zen yenmekte ve bazen yenilmektedirler de­dik.

Mukavkıs onun gerçekten ne öğrettiğini söy­leyip söylemeyeceğimizi sordu. Biz de kısaca söylemek gerekirse 'vazettiği tebliğ çok sade, yalnızca eşi ve benzeri olmayan bir Allah'a İbadet etmemizi ve atalarımızın putlanna tap­mamamızı ve namaz kılıp zekât vermemizi istiyor' dedik.

Mukavkıs, 'bu namaz ve zekat nedir?' dedi. Biz de ona vakit isimleri ile birlikte günlük beş vakit namazı ve yirmi miskal altının kırkta biri olan zekatı anlattık.

Mukavkıs çok meraklıydı. Yine sordu: 'Bu zekatı nerelere sarfediyor?' Biz şöyle cevap­ladık: 'Paralaı aramızdaki fakir ve muhtaçla­ra sarfetmektedir.' Bİz ona ayrıca peygambe­rin akrabalık bağlarını birleştirmeyi ve kişi­nin sözüne sâdık olması gerektiğini tavsiye ettiğini de söyledik. Faizin, zinanın ve şara­bın yasaklandığım, Allah'tan başkasının adı­na kesilen hayvanların ona haram olduğunu da söyledik.

Mukavkıs haykırdı: 'Hakikaten o bir pey­gamberdir. Kıptilere ve Bizans'a erişince on­lar da tabiî ki onu kabul ve takip edecek. Çünkü İsa, onlara (kitap vasıtasıyla Kıpti ve Bizanslı âlimlere), gelecek bir peygamberin bu vasıflarından bahsetmiştir. Başarı onun olacak ve yaşayan hiç bir kul onu yenemeye­cektir. Onun dini, develer ve atlarla ulaşılabi­lecek bütün memleketlere yayılacaktır. Onun halkı onu her tür silahla savunacaktır.'

Biz, 'hayır biz ona bütün insanlık tâbi olsa bile asla katılmayacağız!' dedik, Mukavkıs başını Öfkeli bir şekilde sallayarak: 'Siz kan dökülmesini istiyorsunuz!' dedi.

Daha sonra Mukavkıs Hz. Muhammed'in so­yu ile ilgili somlar sordu. Ona Muhammed'in soylu bir kabileye mensup olduğunu söyledik Mukavkıs: 'Bütün peygamberler tıpkı İsa Mesih gibi hep soylu ailelere mensupturlar' dedi.

'O daima doğru mu konuşur?' diye sordu Mukavkıs. Bİz ona 'Evet, zaten doğruluğu sebebiyle Araplar arasında el-Emîn diye bili­nir' dedik. Bunun üzerine Mukavkıs bize me­seleyi bîr kere daha düşünmemizi tavsiye etti ve 'herkese doğru konuşan bir kimse Allah Teâlâ'ya yalan isnad etmez!' dedi.

Daha sonra bize Muhammed'i kimin takip et­tiğini ve kimin takip etmediğini sordu. Ken­disine 'onu genç kimseler takip ediyorlar' de­diğimizde, Mukavkıs: 'O tıpkı İsa Mesih ve geçmiş peygamberler gibi' dedi.

Mukavkis, 'Tevrat ehli Yesrib Yahudileri onları nasıl karşıladı?' diye sordu. Biz de: 'Onlar mukalefet ettiler. Onlara karşı savaşıldı, Ve bazıları öldürüldü, bazıları esir edildi, ba­zıları ise yurtlarından sürüldü.' dedik.

Mukavkıs: 'Onlar kıskançtır. Hasetlerinden dolayı muhalefet etmişlerdir. Yoksa biz Hı­ristiyanlar gibi Yahudiler de peygamberlerin Özelliklerini bilirler' dedi.

Mugire daha sonra şunları ekledi: Gitmemize izin verince ayağa kalktık. Ondan öyle ikna edici ifadeler duymuştuk ki, neredeyse Muhammed'e itaat eder hâle gelecektik. Birbiri­mizle konuşup şöyle dedik: 'Şu işe bak! Bu sâdık olmayan ve peygamberlerden çok çok uzakta yaşayan kral bile onun vazifesinin hak olduğuna şehadet ve bunu ispat edip ondan korkarken, ona bu kadar yakın yaşayan, onun akrabası olan bizler Allah'ın tebliğini ulaştırmak için kapımıza bir kaç kere gelmiş olan Allah'ın peygamberinin inanç ve dinini reddettik!'

Mugire daha sonra şunları da söyledi: 'Daha sonra ben İskenderiye'de kaldım ve Kıptî ve Bizans papaz ve keşişlerinden Muhammed'in alâmetleri ile ilgili kitaplarında neler bulunduğunu sormak için her kilise ve ma­nastıra gittim.

Ebu Gani, halkın çok değer verdiği bir Hıris­tiyan âlim idi. Hastalara şifa vermesi için dua ettirmek üzere insanlar sürekli ona ziyarete geliyorlardı. Onu izledim. Büyük bir huşu içinde beş kez namaz kılıyordu. Ona, 'gele­cek yeni bir peygamber daha kaldı mı? diye sordum. O da 'Evet. O peygamberlerin so­nuncusudur. Meryem oğlu İsa ile onun ara­sında başka peygamber yoktur. O hakikaten peygamberdir. İsa (zuhur ettiğinde) ona iman etmemizi söylemiştir. Ahmed isimli ümmî bir Araptır. Yapı itibariyle ne çok kısa ne de çok uzun olacaktır. Gözlerinde hafif bir kırmızılık bulunacaktır..." (Ebû Nu'aytn, Delâil, ss. 20-21).

Mukavkıs, 'onlar kıskançtırlar' demişti. Bu ifadeler ve diğer din adamlarının söyledikleri zihnimde yer etli. Daha sonra Hz. Peygamber'e gelerek bütün hadiseyi naklettim ve İslâm'la müşerref oldum. Bunun için Allah'a hamd ediyorum."

Nakledilen bu hâdisenin iki satırına özellikle dikkat edilmelidir; bu iki satırda nübüvvetin sona ereceği ve bizim peygamberimizden sonra devam etmeyeceği açıkça belirtilmiştir.

Bilal b. Haris şöyle nakletmektedir: "Suri­ye'ye ticarî bir sefere çıkmıştım. Şam yakın­larına vardığımda ehl-İ kitaptan birine rastla­dım. Bana 'aranızdan peygamberlik iddia eden biri çıktı mı?' dedi. Ben de 'evet!' dedim. Bana peygamberin simasını hatırlayıp hatırlamadığımı sordu. Ben olumlu şekilde cevap verdim. Daha sonra beni evine götürdü ve evinde peygamberin bir resmini buldu. Resimde peygamberin arkasında duran başka bir adam daha gördüm. Ona, 'Peygamberin arkasında duran bu adam kim?" diye sordum. O da şöyle cevapladı: 'Bundan başka bir pey­gamber gelmeyecektir ve bu kimseden sonra yeni bir peygamber daha olmayacaktır; ardın­daki kimse ise ondan sonra gelecek olan hali­fedir." (Taberanî, Kem, c. VI, s. 281).

Bilal b. Haris daha sonra şunu eklemiştir:

"Resme daha yakından baktığımda onun Ebu Bekr-i Sıddık olduğunu gördüm."'


ceren
Sun 3 May 2015, 01:45 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.Hz.İsa kendi havarilerine Peygamber efendimizi bildirmiş.Ve ona iman etmelerini söylemiştir.Hakiki Hristiyanlar da Peygamber efendimizi bilip ona iman ettiler.

besiye7A
Sun 3 May 2015, 02:34 pm GMT +0200
hakiki hristiyanlarda peygamber efendimizin bilip ona iman ettiler paylaşım için teşekkürler

Lal-i Hal
Fri 8 April 2016, 09:32 pm GMT +0200
Ve aleykumusselam verahmetullah.bu kissayi daha once okumamistim.Allah razi olsun payalsim icin.Efendimizden oncwki peygamberlwr ve kitaplar Onun gelecwgoni mujdelemistir elbette.

Bilal2009
Fri 8 April 2016, 10:04 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah . Peygamberimiz in büyüklüğünü yine böylece anlıyoruz. Rabbim bizleri Efendimizin yolundan gidenlerden eylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun.

Hatice Akdağ 8
Fri 8 April 2016, 11:15 pm GMT +0200
Ve Aleyküm Selam:
Her peygamberin ayrı ayrı özellikleri var. Hz.İsa2da onu anacğımız ve onn yolundan gideceğimiz peygamberlerimizden.
Paylaşım için Allah Razı Olsun...

✿ Sevgi ✿
Fri 8 April 2016, 11:44 pm GMT +0200
  Aleyna Ve Aleykümüsselăm. Bu bilgiler için Rabbim Razı olsun. Vesileniz yeni bir bilgi daha edindim elhamdülilah.