saniyenur
Sun 10 July 2011, 07:03 pm GMT +0200
Kültürü
Elimizde bulunan kaynaklardan öğreniyoruz ki, Imam-i Mâturîdî, asrının ünlü alimlerinden ilim tahsil etmiştir. Hocaları da, son halkası îmam-ı A'zam'da düğümlenen bilginler zincirini teşkil eden değerli alimlerden okumuşlardır. El-Kefevi, îmam-ı Mâturîdî'nin Ebu Nasr El-îyazî'-den icazet aldığını, Ebu Bekir Ahmed El-Cûzcânî'den fıkıh okuduğunu, O'nun da Ebu Süleyman El-Cûzcâm'den, bunun da Muhammed'den, Mu-hammed'inse Ebu Hanife'den okuduğunu ifade ederken[9], Zübeydi de îmam Ebu Nasr El-îyazî'den icazet aldığını söylüyor. Hocalarından biri de, El-Firak Vet-temyiz... isimli eserin sahibi imam Ebu Bekr Airmed bin îshak bin Salih El-CûzcânTdir. Hocalarından biri de Er-Rey kadısı Muhammed bin Mukâtil Er-Razi'dir.
Ebu Bekir El-Cûzcânî, Ebu Nasr Eî-îyazî ve Nuseyr bin Yahya ise îmam-ı Ebu Süleyman bin Musa bin Süleyman El-Cûzcânî'den fıkıh tahsil etmişlerdir. Ebu Süleyman bin Musa iki ünlü imam olan Ebu Yusuf ve Muhamme bin El-Hasan'dan okumuştur. Muhammed bin Mukâtil ile Nuseyr bin Yahya ayrıca devirlerinin iki imamı olan Ebu Muti' El-Hakem, bin Abdullah El-Belhi ve Ebu Mukâtil Hafs bin Müslim Es-Semerkandî'-den ders almışlardır. Yine Muhammed bin Mukâtil Muhammed bin El -Hasan'dan ilim tahsil etnıiştir. Bunların dördü de îmam-ı Hanife'den okumuşlardır."[10]
Ebu Nasr El-îyazî, Mâturîdî'nin hocalarının ilkidir. Soyu Yahya bin Kays bin Sa'd bin Ubâde El-Ensarî El-Hazreci'ye ulaşır.[11] Kendisi ilim ve cihad erbabındandı. Hepsi Mâturîdî'nin akranı olan kırk kişinin ardından Türk ülkelerinde Kâfirlerle savaşırken şehit düşmüştür.[12]
Tarihçiler, O'na ilimde, amelî hassasiyet ve takvada topyekün ülkelerin hiçbirinde, hiç kimsenin emsal olamayacağını zikrederler.[13]
Büyük imamlar diye isim alan oğullan Ebu Ahmed El-îyasd ve Ebu Bekir El-îyazî babalarının ilim ve takvasına varis oldular. Hatta oğlu Ahmed hakkında göyle deniyordu: «Ebu Hanife'nin mezhebinin dofruluğuna Ebu Bekir Ahmed El-îyazî'nin O'nun mezhebinden olması en büyük delildir. Eğer Ebu Hanife'nin mezhebi seçkin bir mezhep olmasaydı, Ebu Ahmed El-îyazî ona inanmazdı. Allah rahmet eylesin.»[14]
Ebu Nasr El-îyazî Mâturîdî'nin hocası olmasına rağmen O'nunla beraber Ebu Bekir Ahmed El-Cüzcâm'nin meclisinde otururdu. Onun halka-i tedrisinde bulunup beraberce İcazet almışlardır.[15]
El-Kefevi diyor ki: «Ebu Bekir Ahmed El-Cûzcânî usul ve furu'a ait tüm ilimleri elde etmiş, büyük bir alim ve yine her türlü ilmin en yüksek zirvesiydi.[16] Yine îmam Ebu Bekir Ahmed El-Cüzcânî, talebesi olan îmam Ebu Nasr Eî-lyazî ile beraber, Ebu Hanife'nin talebesi Muhammed bin El-Hasan'ın talebesi bulunan hocaları imam Ebu Süleyman El-CûzcânT-nin dersinde bulunurdu.'[17]
İbni Nedim şöyle diyor: «Ebu Süleyman El-Cûzcânî dini yönden büyük bir vara' ve takvaya sahip olduğu gibi, kendisi hem fakın ve hem de muhaddis idi.»[18]
îşte Öyle bir vara' ve takva sahibi olan doğru kişilerin meydana getirdiği müessesedir ki, îmam-ı Mâturîdî orada yetişmiş, o müesseseden çıkmıştır. Bu müesseseyi meydana getiren şahıslar, îmam-ı A'zam'a ait olan akaidin usûlünü ve esaslarının incelenmesini ihtiva eden kitaplan, risaleleri ve onun vasiyetlerini nakl ve rivayet etmek için çok büyük çaba harcamışlardır.[19]
îmam-ı A'zam Ebu Hanife'nin, El-Fikhu'1-Ekber, Er-Risâle, El-Fik-hÜ'1-Ebsat, El-Âlim ve'1-Muteallim, El-vasıyye adlı kitablan, Hanefi mezhebi alimlerinin Akaid usulünde temel kaynakları olup, bu kitapları incelemek için azamî çaba harcamışlardır.[20] îmam-ı Mâturîdî bunların hepsini okuyup, hocalarından rivayet etmiştir.?[21] Fakat Aküd Mâturîdî'nin elinde bambaşka bir §ekü almıştır. îmam-ı A'zam'm işbu eserleri, Ehl-i Sünnet akidesi ve delilsiz olarak kendisine inanılması sahih olan hususların «beyanı» mesabesinde idiler.[22] Fakat bu âkîde ve bu akidenin kapsamına aldığı esaslar akideden ilme dönüştü. Daha sonra da Îmam-ı Mâturîdî'nin elinde Kelâm ümi olarak ortaya çıktı. Çünkü Mâturîdî, o esasları kitaplarında kesin delillerle işledi. Bu esasların, feri'lerini yakını ve parlak delillere dayandırarak kuvvetlendirip tesbit etti.[23] O' Maverâü'n - nehir ülkelerinde ehli sünnet Vel-Cemaat'ın reisi ve Ebu Hanife'nin mezhebinin yegâne kelâmcısı idi.[24] Bunun içindir ki, bu mezhebe Mâturîdî'nin kendi ismi verildi. Böylece Maverâü'n-nehir ülkelerindeki Hanefî mezhebinde bulunan kelâmcüara Mâturîdîyye denmeye başlandı. Ebu Hanîfe'-nin ismi ancak Hanefî mezhebindeki fıkıh alimlerine söylenmekle iktifa edildi.
îmam-ı Mâturîdî dört büyük alim yetiştirmiştir ki, hepsi de îmam ismini almağa hak kapanmışlardır. Onlar şu bilginlerdir:
1– 340 H./951 M. yılında vefat eden, Semerkand'h filozof, ismi ile ün salan Ebu Ishak bin Muhammed bin îsmail.
2- îmam Ebu'l-Hasan Ali bin Said Er-Resteğfenî.
3- 390 H./999 M. yılında vefat eden îmam Ebu Muhammed Ab-dülkerim bin Musa El'Pezdevî. [25]
[9] El-Kefevi: Ketâib-ü A'lami'l-Ahyar varaka 129.
[10] Ez-Zübeydi: İthafü's-Sâdetü-î-Muttakin, C. 2, Sh- 5; ve yine El-Beyazı'nin îşaratül Merana s. 23, eserine bak.
[11] El Kefevi: Ketaibü'l A'lami'l-Ahyar varaka 13a
[12] Geçen kaynak varaka 130; Taşköprü Zade: Tabakatü'l Hanefiyye Taraka 72-
[13] Ei-Kefevi: Ketüib-u A'lâmi'l-Ahyâr varaka, 130.
[14] Et-Temimi: Et-Tabakatü'a Seniyye C 2 varaka, 558.
[15] El-Kefevi: Ketâib u A'lâmi'l-Ahyâr, varaka, 129-
[16] Geçen kaynak: varaka, 115.
[17] Ez Zübeydi: İthafüVSadetH-Muttekin C 2- Sh. 5.
[18] Ibn'i Nedim: El-Fehrist, Sh. 290.
[19] El-Beyazı, İşaratü'l-Meram, Sh. 21-23.
[20] Bu beyan'a uygun olarak Mısır'da Ehli Sünnetin İmamı olan ve 321 H. 933 M- Yılında vefat eden Et-Tahavi, « Beyan" üs-Sünneti Vel-Cemaatİ (Halep 1344) adında küçük bir risale neşretti. Nitekim Eş'arî de. «El-İbane an Usul'id Diyane (Kahire tarihsiz) adında bir eser yayımlamıştır.
[21] El-Beyazi <İşarat:ül-Meram Sahife; 23
[22] Taşköprüzade Miftâh-üs-Saâde ve Misbüh-üs-Siyâde C. 2, S. 21 Haydarabad H.
[23] El-Kefevi; Ketaibu A'Iâm'il-Ahyâr Varak 130; El-Lüknüvî: El-Fevâid-ül Bebiyye, S. 195; Eyyüb, Ali: El-Akîde; El-Mâturîdiyye, Varak 283.
[24] 508 H. 1114 M. senesinde vefat eden îmam bül-Muin en-Nesefî Mâturîdî mezhebini geliştirmek ve yaymak için çalışanların eti ileri glenlerinden biridir. Onun Maturi-diler arasındaki yeri El-Bakillanî ve El-Gazalİ'nin Eş'arîler arasındaki yerleri gibidir.
Hiç şüphe yoktur ki onun bu anadek el yazılı olarak muhafaza edilen «Tebaırat'ûl -Edille» ismindeki kitabı kendisinden donra gelen her Mâturîdî mezhebinden olana Kitâbü't-Tevhîd'den sonra ikinci önemli kaynaktır. Ömer'ün-Nesefİ'nln El-Akâi-dü'n Nesefiye» kitabı «Tebsıret'ül-Edüle» kitabı için bir fihristten ibarettir-558 H, 1184 M. yılında vefat eden Nureddİn Es-Sabûnî bize şöyle diyor: kendisi -Teb-sıret'ül-edille», kitabını okuyup iyi yetiştikden sonra Rfizî İle olan münazarasında diyor ki; «efendi efendi, ben Ebül-Muin En-Nesefi'nin Tebsırefül-Edille kitabını çok iyi okumuş olan biri olarak inanıyorum ki tetkik ve tahkik babında o kitabdan üstün bir kitab yoktur.» Şu eserime bak; A Etudy On Fahr al Din-al Râzî, PP-23-24, Beyrouth 1966.
Yakın bir zamanda Et-Tebsıre-En-Nesefiye kitabını neşre muvaffak olmamı tamen-ni ediyorum- Nureddin Es-Sabûnî'nin okuyup yetiştiği «Tebsıret'ün-Nesefî» için geçen sene şu kitabı neşretmiştim; .Kitabül-Bidâye Min'el-Kifâye Fil-Hidâye Fİ Usûlüddin, Darül Maarif Mısır 1969.
[25] İmam Matüridi, Tevhid, Hicret Yayınları: 13-15.