- İmam Gazali nin İslami Hareketi

Adsense kodları


İmam Gazali nin İslami Hareketi

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
seymanur K
Thu 22 September 2011, 05:01 pm GMT +0200
İmam Gazali'nin İslami Hareketi (1058-1111)


Hicri 450 yılında Meşhed'de doğan İmam Gazali eği­tim ve öğretimini herkes gibi cahili bir ortamda yapmıştır. Bu cahili ortamda önce onların kurallarını bilmesi açısın­dan İslam dünyasının başında bir kabus gibi çöken Yunan felsefesini öğrenmekle tecdide başladı. Çünkü, felsefeyi tanımadıkça filozoflara karşı koyması, onları eleştirmesi beklenemezdi. Gazali'nin felsefeye ağırlık vererek onları eleştirmesi neticesinde felsefeye karşı oluşan anlamsız ve saçma çıkışlar, yerini rasyonel tenkide bıraktı. Yıllardır İslam filozofu olarak ün salmış bilginlere, iman esasları­nın mahiyetini ortaya koyarak, hangi noktaya kadar yo­rumlanabileceğini, hangi noktadan sonra loifre kayılabileceğini öğretti. Diğer taraftan İslam'ın esaslarına bağlı kal­mak suretiyle fıkhi meselelerdeki teferruata ait farklilıkların ve tali meselelerin fazla önem taşımadığını belirterek, mezhep mensupları arasındaki kavgaların son bulmasına çalıştı. Bunların yanı sıra, saf İslam inancına yerleştiril­mek istenen bid'at ve hurafelere karşı savaş açmış, imanın kaynağının Rasulullah (a.s)'ın getirdiği esaslar olduğunu, bunlara muhalif olan her şeyin yanlış olduğunu belirtti. İçtihad ruhunu yeni baştan oluşturarak, tüm mezheplerin zayıf taraftarlarını ve İslam'a ters düşen noktalarını gösterip bu alanda tecdid hareketlerine büyük fonksiyon ka­zandırdı.

Öte yandan etkinliğini kaybetmiş eğitim ve öğretim sistemini de yeniden düzenleyerek, arası tefrik edilmiş di­ni ve beşeri ilimleri bir araya cem ettirmiş ve büyük kat­kılarda bulunmuştur.

İmam Gazali, başını kitaplar arasında bırakarak prob­lemleri terketmezlik yapmamıştır. Aksine İslam dünyası­nın bir çok yerlerini dolaşarak müslümanların sorunlarını bizzat yerinde tetkik etmiş, hükümdarların, yöneticilerin ve ulemanın yaşantılarını ve yaptıklarını inceleyerek müs­lümanların temel sorunları ile olan ilgisini tesbit etmiş, ona göre çözüm yoluna gitmiştir.

Cahiliyeye dayalı olan yönetim biçimini eleştirerek, yönetimi ellerinde tutanlara şiddetle karşı çıkmıştır. Bu eleştiriyi İhya'sına şöyle yansıtmıştır:

"Hiç kimse bu yö­neticilere yüz vermemelidir. Çünkü, zamanın yöneticileri­nin sahip olduğu bütün servetler gayrı meşru yollardan kazanılmıştır. Onlarla, onları destekler mahiyette hiç bir ilişkiye girmemelidir. Onlara itaat edilmemesi de unutul­maması gereken bir gerçektir. Onların zulmünden nefret edilmeli, kendilerinden rahatsız olunmalıdır. Onlan se­vindirecek hiç bir şey yapılmamalı, güçleri tamamen red­dedilmelidir. Hatta onları kabul ve onlara itaat eden kişi­lerle bütün ilişkileri kesip, aradaki dostluğu silmek gere­kir."

Sultanlara, yönetici kadroya zaman zaman mektuplar yazarak, içinde bulundukları cahiliyeyi onlara hatırlatmış ve yaptıklarının hesabını bir gün mutlaka vereceklerini bildirmişti. Fırsatı kolladığında da sultanlara "sürdürdü­ğünüz zevku sefa aleni gerçekleri görmenize engeldir. Ama şunu unutmayın ki, ağır yükler altında ezilen halk bir gün olup bitenin farkına varacaktır" gibi sözleri onlar­dan esirgemiyordu.

Allame Mevdudi'nin ifadesine göre, Gazali'nin İs­lam'ı hakim kılmasındaki başarısızlığı üç noktada teksif edilir: Hadis ilmindeki yetersizliği, Felsefi ve rasyonel bi­limlerle zihnini ve ömrünü fazlasıyla meşgul etmesi ve tasavvufa olan aşırı ilgi ve eğilimidir. [186]

Ama her ne şekilde olursa olsun o büyük İmam, gö­revini idrak etmiş ve bu bilinçle gecesini gündüzüne kata­rak (özellikle ilmi yönden) İslam'iyemden diriltmiş ve görevini ifa ederek ayrılmıştır. [187]



[186] Bakınız: İslam'da İhya Hareketleri.

[187] Beşir İslamoğlu, İslami Hareketin Tarihi Seyri, Denge Yayınları, İstanbul, 1993: 204-206.