- İlk duyduğu ezan olsun

Adsense kodları


İlk duyduğu ezan olsun

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
aysegul999
Thu 30 July 2015, 04:17 pm GMT +0200

İLK DUYDUĞU EZAN OLSUN

Selim UĞUR

Mayıs 2015 116.SAYI


Her anne baba çocuğunun hayırlı bir evlat, salih bir kul olmasını gönülden ister. Evlatlarının terbiyesiyle iftihar eder. Yanlışları ve hatalarıyla mahzun olur. Peygamber Efendimiz (s.a.v) “İnsanlar madenler gibidir” (Buhari, Enbiya, 2) buyurmuştur. Yavrularımız en kıymetli madenimiz ve en değerli varlığımızdır. Şayet onları bir sarraf titizliğiyle işleyip bezeyebilirsek evlatlarımıza da topluma da en büyük iyiliği yapmış oluruz. Bu güç bir iştir ancak Fahr-i Kainat Efendimiz’in (s.a.v) rehberliğinde güçlükler kolaylaşır. Çocuklarımızı yetiştirirken hayatımıza dahil oldukları andan itibaren Allah Rasulü’nü model alarak yetiştirmeye çalışmalıyız. O, kitabımızda buyrulduğu üzere biz müminlerin en güzel örneğidir.
Allah Rasulü’nün (s.a.v) yeni doğan yavrulara karşı uygulamalarının başında; sevinip hayır dua etmenin ve tahnik yapmanın geldiğini bir önceki yazımızda işlemiştik. Hz. Peygamber’in (s.a.v) önemli bir diğer uygulaması da bebeğin kulağına ezan ve kamet okumaktır.

KULAĞA EZAN VE KAMET OKUNMASI

Ülkemizde yaşatılan bu uygulama her müminin, yeni doğan evladına karşı önemli sorumluluklarından biridir. Bizzat Efendimiz’in (s.a.v) kendi uygulamasından alınmıştır. Sünnet-i Seniyye’dendir. Fatıma Annemiz (r.a) ilk evladı Hz. Hasan’ı (r.a) dünyaya getirdiğinde bebek, Rasulullah’a getirilmiş; Allah Rasulü burada bebeğin sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okumuştur. Böylelikle bu uygulama ilk defa Hz. Hasan’la başlamıştır. Bir süre Fahr-i Kainat Efendimiz’in yakın hizmetine bakmakla şereflenmiş kıymetli sahabi Ebu Rafi (r.a) daha önce benzerini görmediği bu olaya şahit olmuş ve tebessüm ettiren bir ifadeyle bize nakletmiştir: “Ben Allah Rasulü’nü, Hasan’ın kulağına namaza davet için okunan ezanı okurken gördüm.” (Tirmizi, Edahi, 15)
Ezan-ı Muhammedi’nin hayata henüz gözlerini açmış, anne sütünden başka bir şey yiyip içmeyen bir masumun tertemiz kalbinde, ruhunda hangi manalara geldiğini; ona neler anlattığını tam olarak bilemiyoruz. Ancak Allah Rasulü’nün (s.a.v) her uygulamasının insanı dünya ve ahiret iyiliğine, kurtuluşa götürdüğüne inanıyoruz. Ezan muhteva olarak tekbir, tehlil ve Rabbimiz’e tazimdir. İman kelimeleri olan Kelime-i Tevhit ve Kelime-i Şahadet’in her ikisi birden ezanda yer alır. Ezan-ı Muhammedi her okunduğunda Allah’ın büyüklüğü ve kendisinden başka mabud olmadığı, Efendimiz’in peygamber ve namazın kurtuluş yolu olduğu gibi dinimizin en temel esasları ikrar edilir. Bu aynı zamanda bir davettir ve Allah’ın rahmetini celbeder, şeytan-ı laini defeder. Sürekli olarak işittiğimiz bu mübarek sözler bize çok tesir vermiyor olabilir. Bu, kişinin hassasiyetleriyle ve gönül dünyasıyla ilgilidir. İtiraf etmeliyiz ki biz bir bebeğin masumiyetini taşımıyoruz. Evet, Ezan-ı Muhammedi’nin yüksek tesiri vardır. Bu tesir nedeniyle ezan okunurken Sahabe-i Kiram’ın gözlerinden yaşlar süzülüp sakallarına karışırdı. Ayrıca hepimiz ülkemizi gezmeye gelen turistlerin Ezan-ı Muhammedi’yi işiterek Müslüman olma hikayelerini duymuşuzdur. Bu da Ezan-ı Muhammedi’nin ruhta meydana getirdiği yüksek tesirin tezahürüdür. Gurbette, ezansız diyarlarda yaşayan Müslümanların ülkemizde ezanı ilk işittiklerinde yaşadıkları duygu yoğunluğu hangi kelimelerle ifade edilebilir? Hatırlamakta fayda vardır: Geçmişte bir dönem Ezan-ı Muhammedi yasaklanmıştır. Bir müddet sonra yeniden okunmaya başlanır. O gün, ezanı yıllar sonra yeniden işitenlerin şükür secdelerine gidişleri, kurbanlar kesmeleri, gözyaşları, kucaklaşmaları gibi hatıralar da ezanın hissettirdikleri ve taşıdığı anlamlar açısından oldukça önemlidir.

EZAN VE KAMET UYGULAMASININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

İlahi kanun gereği vefat ettiğinde her mümin için cenaze namazı kılınır. Hasılı ezan ve kametle başlayan şu kısacık hayat namazla son bulmuş olur. Ezan ve kamet uygulaması; hal diliyle, sonu 4 tekbirli bir namazla bitecek imtihanı masuma fısıldamaktır. Zorlu dünya hayatının kılavuzunu ve kurtuluş reçetesini daha yolun başında sunmaktır. Ezanın mukaddes kelimeleriyle karşılanan yavrunun Kuran ve Sünnet üzere bir hayat sürmesi için Cenab-ı Hakk’a ilticadır. Anne, baba ve yakınları için ise ibrettir. Dün kucaklara alınıp kulağına ezan ve kamet okunan kimselerken bugün kendi çocuklarına ezan ve kamet okunmaktadır. Bu samimi bir ikazdır.
Asr-ı Saadet’ten itibaren günümüze kadar bebeğin kulağına ezan ve kamet okunması devam etmiştir. Bu sünnettir. Bebeğin ismi belli olduktan sonra abdest üzere sağ kulağına ezan ve sol kulağına kamet okunmalıdır. Din görevlisine, ilim ve takva sahibi salih bir mümine okutulabileceği gibi ilim ve takva sahibi olan aile büyüğüne, babaya hatta genç abiye de okutulabilir. Günahsız, tertemiz masumların Ezan-ı Muhammedi’den istifade edeceğinden şüphemiz yok. Bizlerin de istifade etmesi duasıyla…