saniyenur
Fri 22 June 2012, 05:17 pm GMT +0200
İdeal Bir Tacir Olarak
Peygamber bir tüccar olarak gönderilmemiştir. O, bir hadislerinde "Bana servet toplamam için veya tacir olmam için vahiy inmedi." buyurmuştur.
Ticarette başarı; doğruluk ve müşterilerle dürüst ilişki kurmaya bağlıdır. Bu prensip etrafında Peygamber başarılı bir tacir olmanın en iyi yollarını göstermiştir. Hz.Hatice ile evlenmeden önce Suriye, Yemen ve benzeri bir kaç yere onun temsilcisi olarak gidip, oha, umulmadık bir servet kazandırmıştı. Daha önce Hatice ile pek çok mümessil çalışmış olmasına rağmen hiç birisi Hz. Muhammed kadar tatmin edici şekilde çalışmamıştı. O, Hz. Muhammedın dürüstlüğü, namusluluğu, iyi davranışları ve iş kabiliyetinden o kadar memnun kaldı ki, bu özellikleri onun muhabbetini ve alakasını çekerek genç Muhammed'e evlilik teklifinde bulunma neticesini getirdi. Peygamber dürüstlük ve güvenilirlik prensiplerine bağlı kalarak ticarette nasıl muvaffakiyete erişilebileceğini göstermiştir.
Ticaret refahın ve zenginliğin temel unsurlarıdır. Bu yönüyle de endüstri, tarım ve hizmet sektörüne üstünlüğü vardır. Milletler tarihi, ticaret ile uğraşan insanların nasıl güçlenip geliştiklerini göstermektedir. Bu sebepten dolayı Peygamber; "Ticaret yapın, zira rızkın onda dokuzu ticarettedir." buyurmuştur. Kur'an'da "Gündüzü geçim(iniz için çalışıp kazanma) zamanı yaptık." ifadesi yer alır. (78:11).
Bu emir, insanların şu veya bu şekilde çalışarak azıklarım kazanmaları ile ilgili bir emirdir. Kur'an, ayrıca insanları ticarete teşvik de etmektedir: "Rabbinizden zenginlik istemeniz de bir günah yoktur."-"Namaz kılındıktan sonra yeryüzüne dağılm ve Allah'ın lûtfundan (nasibinizi) arayın... "(62:10),"Allah, ahş-verişi (ticareti) helâl, faizi haram kılmıştır." (2:275).
Peygamber: "Helâl kazanç peşinde koşmak farzdır" buyurmuştur. İslâm devletinin ilk Halifesi olan Hz. Ebubekr, kumaş ticareti yapardı. Mü'minlerin emîri Pers ve Bizans ülkelerinin fatihi Hz. Ömer hububat ticareti, Hz. Osman ise kumaş ticareti yapardı. Yine, bilindiği gibi Ebu Hanife de kumaş işinden rızkını sağlamaya çalışırdı.
Medine'ye hicret edenlere Peygamber ticaret ile uğraşmalarım tavsiye etmiş, onlar da bu yolla kısa zamanda maddî durumlarını düzeltmişlerdi. Dinleri sebebiyle hicret etmiş insanların ticaretle uğraşarak günlük nzıklarmı temin ettiklerini gösteren sayısız Örnekler vardır. Bu sebeple Peygamber ticarete ve İş hayatına büyük önem vermiştir.
Dürüstlük ve İyi Muamele: Peygamber ticarette dürüst ve müşterilere karşı nâzik olunması için kurallar bırakmıştır. Bunlar ticarette başarının anahtarı ve temel prensipleridir. Uzun vadede, bütün sahtekârlar kaybeder, doğrular kazanır. Bu prensiplere uymadıklarından dolayı pek çok ferdî veya kollektif iş ve ticarî teşebbüs yara almış, veya batmıştır. Bir tacir için en önemli şey iyi niyettir. İyi niyete, dürüstlük ve müşterilere karşı nâzik olmakla ulaşılır. Bu, insanlar için dünyadaki refahın yanında Kıyamet Günü'de de büyük mükâfat vardır. Peygamber'e göre ticaret hayatında dürüstlük ve iyi muamele yanında şu prensiplere de yer verilmelidir:
1- Satıcı malını methetmemeli, alıcı da kötülememelidir. Bu mevzuda yine Peygamber'ı dinleyelim: "Malını satarken medhetmeyen, alırken de zemmetmeyen tacirin kazancı, kazançların en temizlerindendir." Mal sahibi, müşterisine malı hakkında yalan söylememeli, hile yapmamalıdır. Peygamber: "Bir satış yaparken 'aldatma yok' deyin," buyurmuştur.
2- Alış-veriş ve alacakların tahsilinde müsamahalı olunmalıdır. Nakit Ödeyemeyen müşteriye süre verilebilir, ödemeye güçleri olmayanların borçlarının tahsilinden vazgeçilebilir. Bir hadiste, bir kişinin dünyada ticaret yaparken insanlara nezaketle muamele ettiği, onlara zaman tanıyıp ihtiyacı olanlara borcunu bağışladığı için Cennet'e girdiği bildirilmişti.
3- Alış-verişte lüzumsuz yeminden kaçınılmalıdır. Rasulullah'ın bu husustaki hadisleri şöyledir: "Yemin kazancı arttırır, fakat bereketi yok eder." "Allah; kıyamet gününde, çok yemin eden satıcının yüzüne bakmaz. "Yemin müşteriyi tesir altında bırakır. Kendi iradesiyle malın en uygununu seçme imkânından mahrum eder. Lüzumsuz yemin, yeminin inandırıcılık vasfını da kaybettirir.
4- Alış-verişte taraflardan birisi pişman olursa, onun isteğine uymak iyi olur. "Kim alış-verişte, müslümanm akdi bozma isteğine uyarsa, Allah da onu kıyamet gününde kayıp düşmekten korur.".. Satım işi karşılıklı rıza ile veya teklif ve kabul ile sona erer. "İki kişi karşılıklı rızaları olmadan ayrılmasın." buyurulmuştur.
5- Satıcı ölçü ve tartıya son derece dikkat etmelidir. Bu konuda Kur'an'da Mutaffifîn Suresi'nde şunlar zikredilir: "Ölçü ve tartıda hile yapanların vay hâline! Onlar, insanlardan bir şey ölçüp aldıkları zaman ölçüyü tam yaparlar. Kendileri onlara bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman (ölçü ve tartıyı) eksik yaparlar. Onlar, tekrar diriltileceklerini sanmıyorlar mı?" (83:1-4). Allah rasulü de ölçü ve tartı kullananlara hitaben şunları buyurmaktadır: "Ölçüden ve tartıdan eksilttiğinden dolayı rızkı kesilmeyen hiç kimse yoktur." "Şüphesiz ki, sizlere, önceki milletlerin onlarla cezalandırıldıkları işler emanet edilmiştir."
6- Bir kimse, bir malın parasını önceden ödemiş olsa bile, mal kendisinin eline geçmeden o malı başkasına satm amalidir. Peygamber: "Bir kimse henüz kendi mülkiyetine girmeyen bir malı başkasına satmasın." buyurmuştur.
7- Ticarî hayatta, başkalarının iş ve gelir sahalarını daraltmaktan ve rekabetten kaçınılmalıdır. Aksi halde ticarî hayat kıskançlık ve düşmanlık üzerine bina edilmiş olur. Meslek-daşlannı kötüleyerek, müşterileri sadece kendisine çekme gayretleri, müslüman için düşünülmesi bile çirkin olan hareketlerdir. Rasulullah: "Haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin, alâkayı kesmeyin. Ey Allah'ın kulları! Allah'ın emrettiği gibi kardeş olun!"ve "Ateşin odunu yeyip bitirdiği gibi haset de iyi amelleri öylece yer bitirir." buyurmuştur,
8- Karaborsadan sakınılmalıdır. İnsanlar için hayatî önemi olan İhtiyaç maddelerini, piyasada darlık meydana getirmek, daha pahalı satabilmek için depo etmek demek olan karaborsa (ihtikâr) dinen ağır bir suçtur. Bu hususta Peygamber şöyle buyurmuştur: "Bir yiyecek maddesini kırk gece saklayan Allah'tan uzaklaşmış olur. Bir beldede bir kişi aç olarak sabahlarsa Allah'ın himayesi onlardan uzak olur."
9- Malların fiyatları sabitleştirilmemelidir. Enes (r.a), bir gün fiyatların çok yükseldiğini ve Peygamber'e "Ey Allah'ın rasulü! Bizlere sabit bir fiyat belirle, "dediklerini rivayet etmiştir. Bunun üzerine Peygamber: "Şüphesiz ki fiyatları yükselten, indiren, bolluk veren, maişetimizi temin eden Allah'tır." buyurdu. Bu ise ticarî hayata dair meseleler için önemli bir konuyu izah etmektedir. Fiyatların sabitleştirilmesİ durumunda, ticarî teşebbüsler yapılamayacak, iş dünyası durgunluğa düşecektir.
Endüstri: Endüstriyel teşebbüsler konusunda da, O'nun getirdikleri en güzel ve isabetli prensiplerdir. Peygamber; "Hiç kimse elinin emeğiyle kazandığından daha hayırlısını yememiştir, "buyurmuştur.
Günlük hayatımız için bir çok şeye ihtiyacımız vardır; gıda, elbise, kapkacak, alet-edevat vb... Kendimizin ve ailemizin giyim ihtiyacını karşılamamız gerekecektir, kapkacaklanmızı kendimiz hazırlamalıyız, ekmek için ürünlerimizi yetiştirmek, toprağı işlemek zorundayız. Kısaca kendi ellerimizle yapmamız gereken yüzlerce şey vardır. Bunun böyle ifade edilmesi sınaî teşebbüsler için ne büyük bir Öğretidir. Her ferdin bu tür girişimlere yönelmesi, toplu olarak sonuçta ülkenin refahını artıracaktır. Peygamber: "Muhakkak ki yediklerimizin en temizi, kendi elimizle kazandığımızdır." buyurmuştur. Bu hadis endüstriyel faaliyetler, fabrikalar, işletmeler kurmak için temel etken olan kendine güveni de teşvik etmektedir.
Yukarıda görüldüğü gibi Muhammed en ideal bir iş adamı olarak, ferdin ve ülkenin gelişmesini sağlayacak olan ticaret ve iş kurallarını getirmiştir.