- İddialarına Göre Teşbih İfade Eden Hadis 4

Adsense kodları


İddialarına Göre Teşbih İfade Eden Hadis 4

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
meryem
Sat 23 October 2010, 01:22 pm GMT +0200
64- İddialarına Göre Teşbih İfade Eden  Hadis  

İddia:Ebû Zerr ve Ebû Hurayra'dan (R.A) ,Rasûlullahın şöyle dediğini rivayet et tiniz: "ALLAH (C.C.) ,Kim bana bir kanş yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım. Kim bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak gelirim. [147]buyurmuştur.

Cevap: Biz deriz ki: Bu, bir misal ve benzetme­dir. ALLAH ancak şunu kastetmiş: "Kim bana süratle taat getirirse, ben ona, onun getirişinden daha sü­ratle sevabını gönderirim." ve bundan kinaye olarak yürüme ve koşmayı zikretmiştir.

Tıpkı bunun gibi: "Fulan sapıklıkta hızlıdır (=fulân mûdıun fî'd-dalâl)" denilince, bununla, ada­mın hızlı yürüdüğü kasdolunmuş olmaz. Sadece, onun süratle sapıklığa gittiği kastedilmiş olur.

(Buradaki "mûdıun" kelimesinin kökü olan) "elvad, süratle yürümekten kinayedir.

"Ayetlerimiz (i red ve İbtal için) İçin koşuşan­lar..." (22. el-Hacc: 51) âyeti de böyledir. Âyetteki essa'y, süratle yürümek, koşuşmak manasındadır. Bu­rada onların devamlı olarak yürüdükleri kasdolun-muş değildir. Ancak onların, niyyetleri ve amelleri ile sürat gösterdikleri kasdolunmaktadır. -Vallâhu a'lem[148]

 
65-Dedıklerıne Göre Icma Ve Kur'an ın İptal Ettiği Hadis

Iddia : Ununu Mektum'un oğlunun,Rasûîullah (S.A.V) iki hamrruyla beraber iken,onun huzu­runa girmek için izin ist ediğini, Rasûlullahm da o iki hanımına örtünmelerini emrettiğini,hanımla­rının:" Yâ Rasûlullah o âmâdır (gözü görmez)" de­diklerini .bunun üzerine Rasûlullahm iki hanımı­na: kör ise) siz de mi körsünüz? dediğini. [149]rivayet ettiniz.

Ulemâ, örtündükleri takdirde kadınların erkek­lere bakmasının haram olmadığına icmâ etmişler­dir. Rasûlullah (S.A.V) zamanında kadınlar mescid'e gider ve erkeklerle (onların arkasında} namaz kılar­lardı. [150]

Bir de siz: "Zilletlerini açıp göstermesinler. An­cak bunlardan görünmesi zarurî olan (yüz.eller ve ayaklar) müstesnadır.."(24.en-Nûr:31) âyetinin tef­sirinde; (zînetten maksadın) sürme ve yüzük olduğu­nu söylediniz.

Cevap: Biz deriz ki:Şüphesiz ALLAH (C.C),Rasû­lullahm hanımlarına örtünmeyi emretmiştir. Bize. on­larla ancak perde arkasından konuşmamızı emret­miş ve :"Bir de (peygamberin) hanımlarından gerekli birşey isteyeceğiniz vakit de,perde arkasın­dan  isteyin."(33.el-Ahzâb:53) buyurmuştur.

Onların yanma arada perde olmaksızın giren ârnâ olsun veya olmasın-müsavidir.Âmâ olsa da.ol-masa da ikisi de Allaha âsi olmuş olurlar. Hanımlar da ,yanTarına girmeleri için (ama olsun veya olmasın) onlara izin verdikleri  takdirde ALLAH'a âsi olmuş olur­lar.

(Rasûlullahm hanımlarının) nikâh edilmeleri­nin müslümanlara haram kılınışı gibi, bu da sadece Rasûlullahm hanımlarına has bir hükümdür.

Rasûlullahm hanımları Hac ve diğer farzlar için veya zaruri olarak dışarı çıkmalarını gerektiren ihti­yaçları için evlerinden çıktıkları vakitperde (arkasın­dan konuşma) farzı ortadari kalkar.Çünkü o takdir­de onların huzuruna kimse girmiş olmamaktadır .Yol­culukta da,açıkta bulundukları vakit örtünmeleri ge­rekir. (Perde ile tesettür) farzı sadece onların (Rasû­lullahm hanımlarının) oturmakta oldukları evler için vâkî olmuştur. [151]

 
66-Çelişkili Olduğunu Söyledikleri İki Hadis

İddia:Siz,Rasûlullahm: "Gelir .risk karşılı-ğındadır." diye hükmettiğini [152]rivayet etti­niz.

Rasûlullah şunu kasdetmiştir:Bir müşteri bir köle satın alır,ve bir müddet onu çalıştırarak gelir el­de eder.Sonra kölede bir kusur olduğunu görür ve onu bu kusurundan dolayı geri verir.Fakat kölenin hizmetinden elde ettiği geliri yani harac'ı geri vermez.Çünkü o.köle hakkında riski göze almıştı ve eğer köle ölseydi alanın malından (bir köle) ölmüş olur­du.

Sonra da Rasûlullahm: "Kim (şişkin görünsün diye) sütü memesinde bırakılmış bir hayvan (=el-musarrât) satın alırsa üç gün muhayyerdir, dilerse hayvanı geri verir ve hayvanla birlikte bir sa' (öl­çek) yiyecek de verir." [153]dediğini rivayet etti­niz.

İşte bu,birinci hadisin hükmüne aykırıdır.Çün­kü hayvanı satın alanın,hayvandan aldığı süt.onun gailesi(= ürünü,geliri) dir.Keza alıcı aynı şekilde riski göze almıştır.Eğer koyun ölseydi onun malından (bir koyun) ölmüş olurdu.Binaenaleyh bu hadisle "Gelir.risk karşılığıdır."hadisi aynıdır,aralarında fark yoktur.

EBÛ MUHAMMED:Biz deriz kirîki hadisin ara­sında açık bir fark vardır. Çünkü elmusarrat ile el-muhaffele aynı şeydir ki sütü sağılmayıp memesinde biriktirilen hayvan demektir. Günlerce süt sağılmaz ve neticede içinde süt toplandığı için hayvanın me­mesi büyür.Müşteri bu hayvanı satın aldığı zaman.memesindeki sütü sağar.Bir iki sağışta meme­deki sütü tamamen ahr.Bundan sonra süt kesilince.hayvanın memesinin sunî olarak şişirildiğini anlar ve hayvanı geri verir.Hayvanı geri verirken bir sa'föl-çek) yiyecek de verir.Çünkü hayvanın memesinde (fazladan) toplanan sütsatıcının mülkünde idi.ahcı-nın mülkünde değildi.Bu yüzden o, sütün kıymetini (bir sa yiyecekle) öder.

(Fakat) Kusurlu bir köle kusuru belirtilmeden satıldığı zaman (kölenin çalışmasından elde edilen) geliri ile beraber satılmış değildir.Ğalle(=gelir) sadece alıcının mülkünde olur ve bu gelire karşılık satıcıya hiçbir şey ödenmez... [154]

 
67- Çelışıkılı Dedikleri Ikı Hadis

İddia:Amr b.eş-Şerîd'in;Ebû Râfi'İn Rasûlul-lahtan:"(Şuf a hakkı bakımından) en haklı olan,bir kimsenin komşusudur.[155] sözünü işittiğini riva­yet ettiniz.

Katâde'den.b el-Hasen (el-Basrî)r den ,o da Raşûlullahtan,O'nun (S.A.V):,Komşusunun evi ve­ya arazisi üzerinde en fazla hak sahibi olan dip kontşusudur. [156]  dediğini de rivayet ettiniz.

Sonra da ez-Zuhrî'den,onun:"Rasûlullah şufa hakkım,ancak taksim edilemiyen mallar için ge­çerli kıldı.Lâkin sınırlar belirlenip yollar ayrıldığı zaman şufa hakkı yoktur[157] buyurduğunu riva­yet ettiniz.

İşte bu,birinçi hadise aykırıdır.

Cevap:Biz bu ikinci hadis hakkında deriz ki:Burada,Câbir'in(R.A) Rasûlullahın bu hadisini.kendisinden işittiğine dair bir delil yoktur..

Görmüyor musun Câbir, "Rasûlullah şufa hak­kını ancak taksim edilemeyen mallar için geçerli kıl­dı." diyor.Demekki bu sadece Câbir'in buna hükmet­mesi veya  böyle olduğunu zannetmesi veyahut da

Rasûlullahtan rivayet eden birini işitmesinden iba­rettir.

İlk iki hadis ise,ikisi de muttasıldır ve üstelik iki-sininde manası aynıdır.

Birincisine gelince,manası: "Komşu, dip kom­şusunun evi üzerinde en fazla (satın alma) hakkına sahiptir." demektir.

Hadisteki es-sakb(=dip komşu )kelimesi,dip di­be yakınlık demektir. (Bu hususta)şâir der ki:

"Kûüyyetun nazihun mahalletuhâ Lâ ememun dâruhâ ve lâ SAKABUN" (Oturduğu yer uzak olan Kûfeli bir kadın Evi ne yakındır,ne de bitişik).,

"Lâ ememun dâruhâ" sözü ile "yakın değildir." ve "lâ sakabun" sözü ile de "bitişik değildir" demek isti­yor.

İkinci hadise gelince:Rasûlullah şuf a hakkını

sadece taksim edilemeyen mallar için geçerli kıl-dı.Lâkin sınırlar belirnenip.yollar ayrıldığı zaman şuf a hakkı yoktur." (buyurmuştur.)

Sanki içersinde evler bulunan bir mahalle (var).Bu evler (ayrı ayrı değil) müştereken on kişiye aittir.Eğer onlardan birisi,bu evlerden hissesini sata­cak olsa o hissenin şuf a (satın almada öncelik) hakkı­na diğerleri hepbirlikte sahip olurlar,ve herbiri evin dokuzda birini satın alır.

Eğer bu evler, onlardan birisi evini satmadan ön­ce taksim edilmişse,o takdirde herkesin kendi müs­takil evi olmuş olur. Bunlardan birisi evini satmak is­tediği zaman, diğerleri için şuf a hakkı olmaz.Şufa hakkına sadece.onun dip komşusu sahip olur.

Böylece bu hadis bize, taksimat yapılınca tak­sim edilmemiş yer hükmünün ortadan kalkacağını göstermektedir. [158]



[147] BUH: 97/5O; HAN: 2/ 251,316,413; 3/40,127

[148] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 347-348.

[149] HAN: 6/ 296.

[150] BUH: 10 / 163.

[151] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 348-349.

[152] HAN: 6 / 49r208,237;er-Risâle,s: 518-19,mı: 1503

[153] BUH:34 / 64.HAN : 1 / 430 ; 2 / 248,460,481.

[154] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 349-351.

[155] BUH: 36 / 2.HAN: 6 / 10,390.

[156] HAN: 4 / 388,390; S / 8.

[157] BUH:90 / 14.

[158] İbn Kuteybe, Te’vilu Muhtelifi’l Hadisi Müdâfaası, Kayıhan Yayınları: 351-353.