- İbadiye

Adsense kodları


İbadiye

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Wed 23 February 2011, 10:11 pm GMT +0200
 

İbadiye

 

Harici Mezhebinin zamanımıza kadar gelen yegane kolu olup, bu mezhebin en makul görüşlü grubudur. Kurucusu Abdullah bin İbad et-Temîmî (ö. 141/757)'ye nisbetle İbadiye adını alan bu fırka mensupları kendilerine “Şurât”, özellikle “Ehlu-l-Adl ve'l- İstikâmet” ile “Ehlu'l- İstikâmet ve'l- İman” adlarını verirler.

Başlangıçta, Basra'da sakin bir hayat süren ve mezhep­lerini yaymak için etrafa propagandacılar gönderen İbadîler, Kuzey Afrika'da Kayravan'da, Libya ve Tunus'ta geçici hükü­metler kurabilmeyi başarmışlardır. Arab Yarımadası'nda Umman'da kurdukları idare günümüze kadar gelmiştir. Yirminci asır başlarında, LiDya'da kurmaya çalıştıkları “Trablus Cumhu­riyeti”, 1921 yılında İtalyanlarca ortadan kaldırılmıştır. Günü­müzde siyasî etkinlikleri kalmamış olan İbadiye'nin, Arap Yanmadası'nın bazı bölgelerinde, Umman, Libya, Madagaskar ve Cerbe adası ile Libya, Tunus, Cezayir gibi Kuzey Afrika ülkelerinde mensupları bulunmaktadır. Zamanla yumuşayan görüşleri ile Ehl-i Sünnet'e yaklaşmış olmalarına rağmen, bazı hususlarda önemli ayrılıklar gösterirler.

İbadiye'nin itikadî görüşlerindeki temel esasları, Kur'ân'ın lafzına sımsıkı sarılmak ve onun Hz. Peygamber ile Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer devirlerinin tamamını, Hz. Osman'ın ilk altı yıllık dönemi ve Hz. Ali'nin de hakem olayına kadarki devrinde tatbik edilen şeklini benimseyerek, bunların dışında kalan veya o anlayışa ters düşen bütün tefsirleri, açıklamaları reddet­mektir. İbadîlere göre, iman ve İslâm bir bütündür, amel imandan bir cüzdür. Kur'ân'ın yasakladığı bir işi yapan kimse, İslâm'dan çıkmış sayılır. Bu kişi, ölmeden önce tövbe ederek imana dönebilir, ancak nimet küfrü işlediğinden cezadan yine de kurtulamaz. Allah'ın sıfatları konusunda Mutezile ile aynı görüştedirler. Onlara göre, Allah'ın yegane sıfatı “Kıdem”dir. Kur'an mahluktur. Günahkar için şefaat sözkonusu değildir. Allah'ın dünyada ve ahirette görülemeyeceğini ileri sürerler. Büyük günah işleyen nimet küfrü içindedir. Tövbe etmeden ölürse, şirk küfrü işlemiş olur. Kendilerinden olmayan müslümanlar, nimet küfrü içindedirler. Bu bakımdan onlarla savaş yapıldığı takdirde, savaş alanında ele geçirilen silah ve diğer malzemeler dışında, kadınlar, çocuklar ve mallan haramdır. Adaiet, ancak iyiliği emretmek ve kötülüğü önlemekle gerçekleşir. Bu, başta imam olmak üzere, her müslümanın vazgeçil­mez dinî vazifesidir.

İmamet konusunda ibadiye, cemaatın işlerini yürütecek ve etrafında toplanılabilecek bir imamın seçim yoluyla başa geçirilmesi şeklindeki görüşleri ile Ehl-i Sünnet'e yaklaşır. Ancak onlar, imamet için soyun hiç önemli olmadığını ve Allah'ın kitabı ve elçisinin sünnetini ayakta tutacak adil, alim ve zahid bir müslümanın köle dahi olsa imam olabileceğini kabul ederler. Allah'ın kitabından ayrılan ve halka zulmeden imamın görevden alınması zaruridir.

Fıkhî hükümleri, Şafiî mezhebine yakındır. İbadiye, savundukları görüşler itibarıyla İslâm dairesi dışında bulunma­makla birlike, özellikle kendi mezheplerinden olmayan müslümanları nimet küfrü içinde bulunmakla suçlamaları İslâm dün­yasında bir ayrımcılık unsuru oluşturmaktadır.

İbadiye fırkası da zamanla Hafsiye, Yezîdiye, Hârisiye ve Rabia kollarına ayrılmış olup, bunlardan çok değişik inançları bulunan Yezîdîlik hala çeşitli bölgelerde yaşamakta­dır.



halim
Sun 6 September 2015, 12:01 am GMT +0200
Esselamu aleykum ; Farklı bir mezhebi daha öğrenmiş olduk inşaallah daha da öğrenmek nasip olur .

Allah razı olsun