sumeyye
Thu 22 September 2011, 12:03 pm GMT +0200
B. İbadetlerde Ölçüsüzlük
İkinci aşırılık, ibadetlerle ilgilidir. Sünnetin temelde öngörmediği birtakım ibadetlerin icat edilmesini buna örnek verebiliriz. Bu gibi uygulamalar, ulemânın ittifakla karşı çıktığı hakikî bidatlardır. Temelde sünnete dayanan; ancak keyfiyet ve nitelik bakımından sünnette yer almayan uygulamalar da aşırılığın bu kısmı içinde mütalaa edilebilir. Bu nevi uygulamalar, muhakkik alimlerin karşı çıktığı izafî bidatlardır. Aşırı derecede uykusuzluk, mübâh olan birtakım dünyevî lezzetleri herhangi bir şüphe veya harama vesile olma durumu söz konusu olmadığı halde haram kabul etmek ve acem mistisizminden esinlenerek şeriatın öner-mediği bir takım yöntemlerle nefse işkencede bulunmak bu aşırılığın zikredilebilecek diğer örnekleridir. Nitekim Peygamber döneminde de bazı sahâbîlerin bu türden bir zühd anlayışınayeltendiklerini ancak Peygamberin bunu nehyettiğini görmekteyiz.
Hz. Enes (r.a.)'den rivayet edildiğine göre ashabdan üç kişi Peygamber (SAV.) eşlerinin evlerine vartp Peygamber (SAV.)'in ibadetiyle ilgili soru sorarlar. Aldıklan cevaplar üzerine Peygamber'in ibadetini (kendilerine göre) az bulmuşçasına şöyle derler: "Biz nerede Allah Resulü (S.A.V.) nerede? Onun gelmiş ve geçmiş bütün günahlan bağışlanmıştır." Biri "Bundan böyle geceleri ibadetle geçireceğim" der. Bir diğeri, "Ben de bundan böyle bütün günleri oruç tutarak geçireceğim" der. Üçüncüsü "Ben de kadınlardan uzak durup ebediyen evlenmeyeceğim." der. Durum Peygamber (SA.V.)'e İntikal edince Peygamber (S.A.V.) şöyle buyurur: "Bunu diyen siz misiniz? Allah'a yemin ederim ki ben Allah'tan en fazla korkanınızım. Ancak bununla beraber hem oruç tutar, hem de iftar ederim. Hem uyurum, hem de kalkıp namaz kılanm. Kadınlarla da evlenirim. Kim benim yolumdan yüz çevirirse benden değildir.[29]
Yine Hz. Enes'in aktardığına göre bir gün Allah Resulü (S.A.V.) mescide girince iki sütün arasında uzatılmış bir halat görür. Bunun ne olduğunu sorunca halatın Zeynep'e ait olduğunu, geceleri ibadetten yorulunca buna tutunarak İbadete devam ettiğini bildirirler. Allah Resulü (SA.V.) şöyle buyurur: "Bunu çözün. Sizden biri rahaüık içinde namazını kılsın. Yorulduğunda otursun[30]
İbni Abbas anlatır: Bir gün Allah Resulü hutbedeyken adamın birinin ayakta beklediğini fark etti. Allah Resulü adamın neden hep ayakta beklediğini sordu. Şöyle dediler: Bu, Ebu İsrail'dir. Hiç oturmayıp daima ayakta kalmaya, gölgelenme-meye, konuşmamaya ve sürekli oruç tutmaya kendisini adamıştır. Bunun üzerine Allah Resulü şöyle buyurdu:
"Söyleyin konuşsun, gölgelensin ve otursun, orucunu da tamamlasın.[31]
Bu İki tür aşırılık daha ziyade rafızîlerde, ilimden ve İslam'ın safiyetinden uzaklaşmış bulunan [tarikat ismini hakketmedikleri halde bu isme bürünen] bazı çevrelerde bulunmaktadır. Bu aşırılıklar ya cehaletten ya da yabancı birtakım âmillerin etkisi sonucu oluşmaktadır. [32]
[29] Buharı, Nikâh, 1, hadis nr: 5063; Müslim, Nikâh, 1, hadis nr: 3389; Nesâî, Nikah, Bâb: en-Nehy ani't-Tebettü], hadis nr: 3217
[30] Buharı, Teheccüd, 18, hadis nr:1150; Nesâî, Kıyamu'1-Leyl, Bâb: el-İhtilâf aiâ Âişe fi ihyâi'1-Leyl, hadis nr:1643; İbni Mace, Salât, 184, hadis nr: 1371
[31] Buharı, eymân, 31, hadîs nr: 6704; Ebu Davud, el-Eymân ve'n-Nuzûr, 18, hadis nr: 3280; İbni Mace, Keffârât, 21, hadis nr: 2136
[32] Muhammed Salih Ekinci, Hüccet Değeri ve Tedvin Açısından Sünnet, Rağbet Yayınları: 25-27.