neslinur
Thu 13 May 2010, 02:58 pm GMT +0200
İBADETLE DOLU BİR GÜN
Âlimlerin tarif ettiği şekilde ibadet: Şeyhul İslam İbn
Teymiye der ki: “İbadet, bütün Allah’ın sevdiği ve razı
olduğu sözler, gizli ve açık amelleri kapsayan bir isimdir.”
Eğer bu tanımı iyi kavrarsak, insan hayatında ibadet için
ayrı bir vakit, ibadet dışındaki şeyler için ayrı bir vakit
olmadığını anlarız. Zannedilir ki, ibadetin vakti, beş vakit
namazın vakitleri veya Allah’ın orucu farz kıldığı Ramazan
ayı yahut haccı eda etme vakti yahut da islamın rüknü olup
belirli vakit tayin edilen amellerini zamanından ibaretdir.
Onlar ibadeti yalnız bu şekilde anlarlar. Onlar yanlış
anlamışlardır. Evet, bu sayılanlar dinin esası olan şeylerdir.
Lakin ibadet kelimesinin kapsamı bundan daha geniştir.
İbadet kavramının doğru anlamı: Kişi namazın içinde
veya dışında, gizlide veya açıkta, topluluk içindeyken ve
yalnız iken daima Allah’ın kulu olduğunu düşünürse,
Müslüman o zaman Allah’a kulluk içinde olduğunu anlar. Bu
yüzden yaptığı her amelde, Allah’ın tarafını gözetmeye
devam ettikçe, Allah Teala’yı murakabe şuuru devam
ettikçe Allah’a kulluk (ibadet) içinde sayılır. Hatta eşine
verdiği nafaka, şehvetini helal yoldan eşiyle gidermesi bile
Allah’a ibadet dâhilindedir.
İşte o zaman ibadet kelimesini doğru şekilde anlar,
vakitlerimizi fayda veren amellerle değerlendirmeyi
başarabiliriz. Hatta işte o zaman faydasız şeylerle zayi
ettiğimiz vakitlerimizi, doğru ibadet anlayışının süzgecinden
geçirebiliriz.
Sen Ey Müslüman Kadın!... Evinde, kocanın sana
bıraktığı emanet malında, şerefinde, çocuklarının
terbiyesinde ve evde üzerine düşen diğer hususlarda
Allah’ın senden riayet etmeni istediği şeyleri muhafaza
etmeye devam et! İşte o zaman sağlıklı, seçkin bir hedefin
olur, yaptıkların da birer ibadete dönüşüp bunlardan sevap
kazanırsın.
(“Müslüman Kadın Vaktini Nasıl Değerlendirir?” adlı
risaleden)
Âlimlerin tarif ettiği şekilde ibadet: Şeyhul İslam İbn
Teymiye der ki: “İbadet, bütün Allah’ın sevdiği ve razı
olduğu sözler, gizli ve açık amelleri kapsayan bir isimdir.”
Eğer bu tanımı iyi kavrarsak, insan hayatında ibadet için
ayrı bir vakit, ibadet dışındaki şeyler için ayrı bir vakit
olmadığını anlarız. Zannedilir ki, ibadetin vakti, beş vakit
namazın vakitleri veya Allah’ın orucu farz kıldığı Ramazan
ayı yahut haccı eda etme vakti yahut da islamın rüknü olup
belirli vakit tayin edilen amellerini zamanından ibaretdir.
Onlar ibadeti yalnız bu şekilde anlarlar. Onlar yanlış
anlamışlardır. Evet, bu sayılanlar dinin esası olan şeylerdir.
Lakin ibadet kelimesinin kapsamı bundan daha geniştir.
İbadet kavramının doğru anlamı: Kişi namazın içinde
veya dışında, gizlide veya açıkta, topluluk içindeyken ve
yalnız iken daima Allah’ın kulu olduğunu düşünürse,
Müslüman o zaman Allah’a kulluk içinde olduğunu anlar. Bu
yüzden yaptığı her amelde, Allah’ın tarafını gözetmeye
devam ettikçe, Allah Teala’yı murakabe şuuru devam
ettikçe Allah’a kulluk (ibadet) içinde sayılır. Hatta eşine
verdiği nafaka, şehvetini helal yoldan eşiyle gidermesi bile
Allah’a ibadet dâhilindedir.
İşte o zaman ibadet kelimesini doğru şekilde anlar,
vakitlerimizi fayda veren amellerle değerlendirmeyi
başarabiliriz. Hatta işte o zaman faydasız şeylerle zayi
ettiğimiz vakitlerimizi, doğru ibadet anlayışının süzgecinden
geçirebiliriz.
Sen Ey Müslüman Kadın!... Evinde, kocanın sana
bıraktığı emanet malında, şerefinde, çocuklarının
terbiyesinde ve evde üzerine düşen diğer hususlarda
Allah’ın senden riayet etmeni istediği şeyleri muhafaza
etmeye devam et! İşte o zaman sağlıklı, seçkin bir hedefin
olur, yaptıkların da birer ibadete dönüşüp bunlardan sevap
kazanırsın.
(“Müslüman Kadın Vaktini Nasıl Değerlendirir?” adlı
risaleden)