- İbadet

Adsense kodları


İbadet

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
hafız_32
Wed 10 November 2010, 11:42 am GMT +0200
B- İbadet
 
1- İbadetin Tanımı
 

Allah'a inancı ve bağlılığı simgeleyen bütün dav­ranışlar ibadet olarak isimlendirilebilir. İbadet, Allah'la kurulan tabiatüstü ilişkinin görünür var­lığı, belli sözler, jestler ve davranışlar sistemi şek­lindeki tezahürüdür. Genel olarak ibadet kavramı; “kutsal zaman ve mekânlara saygı”, “dünya düzeni ve Tanrı'nın iradesinin geniş bir yorumu so­nucunda girişilen bazı eylemler” ve “belli bir amaca ulaşmak için yapılan basit törenler (taharet, dua, kurban., gibi) [407] olmak üzere çok geniş bir dav­ranış ve uygulamalar sistemini dile getirir.

İnsanda tapınma eylemini gerçekleştiren asıl niyet, “bağmlılık şuuru”dan beslenmektedir. Kendi varoluş imkânlarıyla tam ve mükemmel olmayan insanın, herşeyini kendisine borçlu olduğu mü­kemmel ve yüce varlığa karşı itaat ve yakınlaşma is­teği, ibadetlerle anlam kazanmaktadır. Bağımsızlık duygusunun en üst planda tecrübe edildiği ergenlik ve gençlik dönemlerinde, ibadet görevlerinin yerine getirilişindeki ilgisizlik ve azalma açıkça müşahede edilebilmektedir. Eskiden dinî şuur içinde çok önemli bir yeri olan Allah'a karşı borç anlayışı, çağ­daş Batı kültüründe hemen hemen kaybolmuştur, înanç sahibi olduğunu söyliyen pekçok insanın, ibadetleri yerine getirme konusundaki isteksizliği, esas olarak bu dinî motivasyonun ortadan kalkmış olmasıyla açıklanabilir.

Sonuç itibariyle ibadet bir “itaat” davranışıdır. Allah'a bağımlılığın şuuruna ulaşmış insanın, bunun sonucuna içtenlikle, şükran ve minnettarlık duyguları içerisinde katılmasını simgeler. İbadet ve dinî uygulamalar vasıtasıyla inançlı insan, kendi psikolojik tabiatının ve gündelik şuurunun normal işleyiş düzeninin dışına çıkarak, üstün bir varlık tarzına ve yaşama modeline yükselmektedir. Çünkü ibadet, onu yerine getiren kişiye nazaran kendi ba­ğımsız varlığına sahiptir. Bu bakımdan ibadet psi­kolojiye indirgenemez ve psikoloji tarafından da izah edilemez. Ancak ibadetin insan üzerindeki et­kileri incelenebilir. [408]

 
2- İbadette Şekil ve Mânâ
 

İnanan insanın Allah'a bağlılığını ifade etmesi, buna uygun düşen kalıplaşmış hareket ve davranış sistemlerini gerekli kılmaktadır. Din, bu sistemleri bizzat düzenlemekle,  ferdin tapınma isteğine yön gösteren   model   davranış   şekli  ve uygulama  bi­çimleri oluşturmuş olmaktadır. Böylece her ibadet için    öngörülmüş    bulunan,    değişmez aslî un­surlardan oluşmuş bir şekil ve kalıp sözkonusudur. Çoğu zaman bu şekil ve kalıp kendi ötesinde çok derin ve gizli mânalar taşıyan sembolik bir tarzda düzenlenmiştir. Bu bakımdan, ibadetin şekli, onun mânâsının yaşanmasında doğrudan doğruya etkili olmaktadır. Bir ibadeti yerine getirmek, yalnızca bir sembolü yerine getirmek değil, bir tür varlık tar­zına, insanüstü ve küllî bir tarza en azından bilkuvve katılmak demektir. Yani inanan insan, bu kalıplar içerisinde dinî tecrübe ve tasavvurlarının gelişmesini  açıkça  izleme  imkânı  bulmakta,   ruh hallerinin  çok  şekilli  karmaşıklığının  boğucu et­kisinden sıyrılabilmekte  ve ilâhî şuuru   ya­şayabilmektedir. Böylece ibadetin anlamı, şeklinin varlık yapısıyla birleşmektedir.  İbadet, ancak an­lamına uygun bir niyetle yerine getirilirse meyvesini verir. Fakat bu, niyetin ibadetin şeklinden bağımsız olduğu anlamına gelmez. Çünkü, kişinin derûnî bir tavrı olan niyet, hem varlık yapısıyla ilgili hem de aklî gerçekliği açığa çıkaran bir özellikle birleşmekte ve böylece ibadet fiili ferdî psikolojimizin sınırlarının ötesine geçmektedir.

Demek oluyor ki, ibadette şekil ve mânâ un­surlarıyla bütünleşmiş, normal gündelik şuuru köklü değişime zorlayan bir yapı özelliği vardır. Bu noktada, Izutsu'nun gösterdiği gibi[409], dua ve namaz arasındaki yapı farkı, dinî şuurun gerçek ta­biatını anlamak bakımından önem taşır. Duadaki beden hareketleri namaza göre çok daha basittir. Ayrıca namazın gerek kalıbı ve gerekse ondaki sözlü rükünler (Kur'ân okuma, zikir, salavât..), kelimeler, ferdin isteği dışında objektif bir mahiyete sahiptir. Namazdaki beden vaziyeti ve sözlü rükünler, bir dinî merasim halinde icra edilir. Burada kullanılan bütün hareket şekli ve kelimelerin, namazın gereği olan bir yanı vardır. Halbuki duadaki hareket ve ke­limeler, insanın herhangi bir anındaki kişisel duygu ve düşüncelerini yansıtır. Kısaca, insan duada için­den geleni söyler, beden organlarını durumun ge­rektirdiği şekilde kullanır. Bu bakımdan dua büyük ölçüde sübjektif bir bütünlüğe sahiptir. Aynı za­manda duada ferdî yaratıcılığa da imkân vardır. Buna karşılık namazdaki beden hareketleri ve söz­ler, ferdin kendisinin icad ettiği şeyler değildir; bun­lar sembolik mahiyette olan ve dinî uygulamanın bir parçasını teşkil eden unsurlardır. Bundan do­layı namazdaki söz ve hareketler sıradan şeyler de­ğildir; bunlar kişinin dini tecrübe ve davranışlarını sınırlandıran bir kalıp ve çerçevedirler. Mümin ki­şinin dinî şuuru bu kalıp içerisinde, onun sı­nırladığı algı modeli ve telkin ettiği mânâlar çer­çevesinde şekillenir. Kişinin niyeti, ruhi hâlleri ve algılama imkânları bu kalıbın gerektirdiği mânâya uygun düşmesi ölçüsünde, namazın psikolojik et­kinliği de artmış olacaktır.

“Şu namaz kılanların vay hâline ki, onlar kıldıkları namazın mânâsından uzaktırlar” [410] anlamındaki âyet, ibadetteki bu şekil ve mânâ bütünlüğüne dikkat çeker. [411]

 
3- İbadetlerde Sembolik Anlatım
 

Duygu ve düşünceleri ifade etmenin çeşitli yol­ları vardır. Sembolik anlatım bunların en kapsayıcısı ve derin mânâlar taşıyıcı olanıdır.  Çoğu zaman dinî hayat içerisinde sembollerden ya­rarlanılmıştır. Çünkü din alanı, soyut gerçekliklerin en fazla dile getirildiği bir alandır. En başta, mü­minin varlığına ve yüceliğine inanıp bağlandığı Allah, görülen ve doğrudan algılanan bir gerçekliğe sahip değildir. Dua ve ibadet Allah'la kurulan bir ilişki, O'nun varlığı ve yüceliği hakkında bilgi ve şuur kazanmadır. Bir insan, lider ve otorite olarak kabul edip kendisine bağlandığı ve her bakımdan ona itaat ettiği bir diğer insan karşısında, kendisini alçaltan ve onu da yücelten birtakım söz, hareket ve davranışlarla ilişkisini ortaya koyar. İnanan insan ise, kendisini görmediği ve kendisine yak­laşamadığı Allah karşısında duygu ve düşüncelerini nasıl dile getirecektir? İşte diğer dinlerde olduğu gibi, İslâm'daki bazı ibadetler de, insan-Allah iliş­kisini dile getiren sembolik jestler ve bunlara eşlik eden sözlü formüller halinde düzenlenmiştir. Biz burada Namaz ve Hac ibadetindeki sembolik an­latımların tahlilini yapmaya çalışacağız. [412]

 
Namazdaki Sembolik Anlatım :
 

İslâm'ın namaz ibadeti, insanın bütün ifade imkân ve vasıtalarını bir bütün hâlinde faaliyete geçiren tam bir davranışlar sistemi olarak gözükmektedir. Dıhlevî'nin isabetle or­taya koyduğu gibi, namazın üç temel unsuru vardır:

a- Allah'ın ululuğu ve yüceliği tecrübesini ya­şayan insanın, O'nun karşısında kendi eksik, zayıf ve    yetersizliğini    farketmekten  ileri   gelen,  al­çakgönüllülük, huzur ve huşunun son derecesiyle “vaziyet alıp durmak”.

b- Güzel bir usûl ve uygun sözlerle Allah'ın bü­yüklük ve yüceliğini belirten ve kendisinin de zayıflık ve güçsüzlüğünü, Allah'a olan bağımlılığını, şükran ve minnettarlığını ortaya koyan “ifadeler kullanmak”.

c- Bu alçalma durumuna, saygı ve hürmete uygun düşecek şekilde “beden organlarını hareket ettirmek” ve belli bir düzen ve ölçü içerisinde bedeni kullanmak [413].

Böylece namaz, ciddî bir vaziyet alış, söz ve ha­reket  unsurlarından  oluşmuş  tam  bir  ifade   sis­temidir. Bu unsurları, kendilerine uygun düşen psi­kolojik muhtevalarından ayrı düşünmek te doğru olmaz.  Daha doğrusu, kişinin namaz anında ya­şadığı ruh hâlleri bu  davranışlarla uyum ve uy­gunluk içerisinde olduğu ölçüde ibadet, anlamına uygun olarak yerine getirilmiş olur. Bedenin herhangi bir  durumdaki vaziyet  alış  şekli,  kişinin  o anda    yaşadığı    duygu    ve    düşüncelerle   içten alâkalıdır. Normal olarak birisine saygı ve hürmet ifade etmek için ayakta durulur ve kendisine saygı duyulan   ve   kendisinden   yardım   umulan   şahsa karşı dönülür. İnsanın duygularını ve duygularının etkilerini dile getirmek bakımından, diğer organlara göre en uygunu “yüz”dür. Daha hürmetkar olarak, insan eğilir ve başını saygı ve tazimle indirir. Al­çakgönüllülüğün en son derecesi, başı hürmet edi­len şey karşısında eğerek, yere değdirmek şeklinde dile getirilir. Aynı zamanda bu hareket benliği ve şuuru en yüksek derecesinde teksif ettirir. Böylece, diz çökme  ve  secdeye   kapanma,  kendini   alçaltmanın son derecesi ve en tabii ifadesidir. Allah huzurunda benliğin,  kendi üzerinde tam bir yoğunlaşmadan sonra tevazu ile boyun eğişinin ger­çekleşmesinde, bütün bu beden duruşları ve ha­reketlerinin  büyük  etkisi  ve  önemi  vardır.  Namazdaki beden hareketleri hem ferdî benliğin tasdikini hem de Allah karşısında bu benliğin yok oluş ve boyun eğişini temsil eder. Kıyam, Allah karşısında insanî benliğin kabullenilmesidir, rükû ve secde ise bağımsız bir fert olarak Allah'a itaat ve teslimiyettir. Böylece namazdaki beden vaziyet ve hareketleri, zihinde oluşmaya başlayan dinî duygu, düşünce ve tasavvurların yönünü belirlemek su­retiyle, bedenin ruh üzerine etkisini sağlayıcı ve ar­tırıcı bir sistem olarak rol oynarlar. Namazdaki beden duruşları, kendileriyle birlikte zihnin dinî tu­tumunu doğurmak suretiyle faydalı bir etkide bulunurlar. Bu kısmen, bu beden duruşlarının ço­ğunun dikkati bir noktada toplamaya doğru yönelmesinden ileri gelmektedir. Sonuç olarak namaz, Allah karşısında insanın kendi benliğini hem yok etmesini ve hem de bağımsız bir fert sı­fatıyla kendisini ispat etmesini simgeler.

Bir başka açıdan namaz, insanın Allah'a doğru olan yolculuğunu sembolize etmektedir. Bu yol­culukta kullanılan vasıta, söz ve hareket şekilleri Allah tarafından belirlenmiştir; yani bunlar     “gayr-i beşerî” bir özelliğe sahiptir. Namazda özellikle beşeri olan, her insanın kendi kapasitesine göre Yaratıcısına yakınlaşma arzusudur. Bu arzunun şid­det derecesi, hem insanın büyüklüğü hem de Rabbi ile buluşma imkânının derecesiyle orantılı olarak, belirleyici bir rol oynar. [414]



Hatice 7/B
Wed 24 December 2014, 11:05 pm GMT +0200
ALLAH RAZI OLSUN sizin sayenizde ödevimi tamamlıyorum

Beyza 7/B
Tue 30 December 2014, 09:35 pm GMT +0200
Selamun aleyküm ;
Ödevimi yapmama yardımcı oldunuz

mücahit 8/c
Tue 30 December 2014, 09:48 pm GMT +0200
Odevimi bikere daha yapmama yardimci oldu ben bu siteyi cok seviyorum.Allah razi olsun bu siteyi kuranlara

Mon 18 April 2016, 06:03 pm GMT +0200
Selamun aleyküm  Yüce Allah cc. ,ye inancımızı  bağlılığımızı sevginizi simgeleyen bütün davranışlara İBADET , denir,. Allah,â emanet olun.