sumeyye
Fri 6 May 2011, 11:43 am GMT +0200
A- HZ. SÜLEYMAN'IN AİLESİ
1- Hz. Davud (As) Ve Peygamberliği
Hz. Davud (a.s.) Hz. Nuh'un (a.s.) soyundandır [42] ve İsrailoğullarına peygamber olarak gönderilmiştir. Onun adı da diğer peygamberlerle beraber anılmakta, bir peygamber olarak ona verilen mucizelerden bahsedilmektedir.[43]
Hz. Davud (a.s.)un peygamber oluşunun bir başka delili ise ona Zebur isimli dört büyük ilahî kitaptan birinin verilmesidir.[44]
Hz. Musa'dan (a.s.) sonra israiloğulları kendi zamanlarındaki peygambere; 'Bize bir melik (yönetici) gönder de onunla Allah yolunda savaşalım dediler. Çünkü onlar yurtlarından zulmen çıkarılmışlar, çocuklarından ayrılmışlardı. Ancak Allah (c.c.) onlara Allah yolunda cihadı farz kılınca bir çoğu bu emirden yüz çevirdiler.
Peygamberleri onlara Tâlut'un melik olarak gönderildiğini açıkladı. Onlar ise Tâlut'un zengin olmadığını ileri sürerek onun yöneticiliğini kabul etmek istemediler ama, peygamberin, 'Allah (c.c.) kimi isterse mülkünü ona verir' uyarısıyla buna razı oldular.
Tâlut'un melikliğinin belgesi, israiloğullarına ait 'Tabut'u bulup getirmesiydi. Tâlut, Tabut'u getirdi. Düşmanla savaşmak üzere ordusunu topladı. Sonra onları üzerinden geçtikleri bir ırmağın suyu ile denedi. O ırmağın suyundan doyasıya içenler Tâlut'a bağlı olmayanlar, azıcık ya da bir avuç içenler ise ona itaat edenlerdi.
Tâlut denemeyi kazanan az ama imanlı ve cesur bir ordu ile düşmanla savaştı. İşte o ordu içinde asker olarak bulunan Davud (a.s.), düşman ordusunun meliki olan Câlut'u öldürdü. Böylece Tâlut'un ordusu galip geldi, mü'minler sevindiler, sürgünden kurtuldular ve izzetlerine kavuştular.[45]
Kur'an bu konuda şöyle diyor:
"Onlar, Câlut ve askerlerine karşı meydana (savaşa) çıktıklarında, dediler ki: "Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır, adımlarımızı sabit kıl (kaydırma) ve kafirler topluluğuna karşı bize yardım et."
Böylece onları, Allah'ın izniyle yenilgiye uğrattılar. Davut Câlut'u öldürdü. Allah ona mülk ve hikmet verdi; ona dilediğinden öğretti. Eğer Allah'ın, insanların bir kısmı ile bir kısmını defi (engellemesi) olmasaydı, yeryüzü mutlaka fesada uğrardı. Ancak Allah, alemlere karşı büyük fazl (ve ihsan) sahibidir." [46]
Davud (a.s.) bundan sonra israiloğullarımn hükümdarı (yöneticisi) oldu. Kendisine peygamberlik ve ilâhî kitap verildi. Onun ne zaman peygamber, ne zaman hükümdar olduğunu, önce peygamber mi, yoksa hükümdar mı seçildiğini bilmiyoruz. Kur'an bu konuda bir şey söylemiyor.
Davud (a.s.) da tıpkı diğere peygamberler gibi Allah'tan aldığı vahyi insanlara tebliğ etti. Onları Allah'a kulluğa ve O'na şükretmeye çağırdı. Kavmini kendisine bildirilen ilâhî hükümlerle yönetti. Yönetimde adaletli hareket etti.
Hz. Davud (a.s.) yeryüzünde halife olmak sıfatıyla övülmektedir. Bu, onun bir yönetici olduğuna, diğer peygamberlere her bakımda mirasçı olduğuna ve yönetimde adil olması gerektiğine işarettir.
"Ey Davud, gerçek şu ki, biz seni yeryüzünde bir halife kıldık. Öyleyse insanlar arasında hak ile hükmet, istek ve tutkulara (hevaya) uyma; sonra seni Allah yolundan saptırır. Şüphesiz Allah yolundan sapanlar, hesap gününü unutmalarından dolayı onlar için şiddetli bir azap vardır." [47]
[42] En’am: 6/84.
[43]Nisa: 4/163, Sad: 38/17.
[44]İsra: 17/55, Nisa: 4/163.
[45] Bakara: 2/246-252
[46] Bakara:2 /250-251
[47] Sad: 38/26. Hüseyin K. Ece, Hz. Süleyman, H. Ece Yayınları: 43-45.