fakir
Wed 18 March 2009, 10:36 pm GMT +0200
Sâlih Peygamber Semud kavmine gönderilen peygamber olup Nuh aleyhisselamın oğullarından Sam'ın neslinden olup Hz.Âdem'in 19. kuşaktan torunudur. Âd kavmi helâk olduktan sonra felaketten kurtulanlardan Semud, Sam ile Hicaz arasındaki Hicr denilen yere yerleşti. Semud'un torunları Ad'ın helâk olduğu yere gidip yerleştiler.Reisleri de Cenda bin Amr isminde birisi idi. Zamanla bolluğa kavuşup Ad kavmi gibi azdılar. Taşlardan yaptıkları putlara taptılar. Işte bu diyarda Hz. Sâlih doğup büyüdü. Kücük yastan itibaren putlara tapmazdı, ve ileride kendisinin Semûd'e lâzim olabileceği icin ona kimse birşey diyemezdi. Azgınlıklarından dolayı Allahü Teâlâ onlara Sâlih aleyhisselamı peygamber olarak gönderdi : « Biz Semûd kavmine kardeşleri Salih'i (gönderdik) » . Hz.Sâlih onları putlara tapmaktan men'edip azgınlıklarından sakındırdı. Onları imâna davet edip Hz. Nuh'un dinini tebliğ etti. Bircok kavim gibi Semud'un coğu Sâlih peygambere isyan, azi imân etti : «Dediler ki: Sen, olsa olsa iyice büyülenmis birisin! Sen de ancak bizim gibi bir insansın » . Bütün hakaretlere rağmen Hz.Sâlih onları tatlı dille imâna cağırdi ise de Semud peygamberini büyülenmiş yalancı ve büyüklenen diye itham etmeyi bırakmadı. Yüce Allah taşkınlıklarından dolayı Semud'un kadınlarını kısır bıraktı. Ağaclar kuruyup meyve vermedi, hayvanlar yavrulamaz oldu. Bu durum karşısında Sâlih âleyhisselama hâkâret edip onu ölümle tehdit ettiler. Peygamberliğinin kanıtı icin ondan bir mucize isteyip, mucize gösterdiği takdirce ona inanacaklarına söz verdiler. Kayadan bir deve meydana gelmesini istediler. Deve olmasını istedikleri kaya büyüyüp gebe bir deve şekline döndü. Deve'nin yavrulaması üzerine bazıları imân etti. Devenin memesinden akan sütten Semudlular kaplarını doldurdular. Sâlih aleyhisselam devenin kayadan cıkması üzerine kavmine: « Ey kâvmim, Allah'a kulluk ediniz! O Allah ki, sizin icin O'ndan baska ibâdet edecek hic bir ilâh yoktur. Onu kendi hâline bırakınız! Sakın ona bir fenalık etmeyiniz! Sonra sizi cok elemli bir azap yakalar. Iste su deve peygamberliğimin doğruluğuna bir delildir. Bu kuyunun suyunu nöbetle muayyen bir gün devenin icme hakkı vardır. Muayyen bir gün de sizin icme hakkiniz vardir. Sakin bu deveye fenâlik dokundurmayınız! Sonra sizi büyük bir günün azâbi yakalar » . Ama Semudlular bunu dinlemeyip devenin ayaklarını kesip öldürdüler: «Buna rağmen onlar deveyi kestiler; ama pisman da oldular» . Bu - iğrenc - işi başlarının Kudar bin Sâlif isimli 9 kişilik bir grup yaptı . Hz.Sâlih ile alay edip:'Eger hakikaten peygamber isen bize vâd ettiğin azâbı getir' dediler : « Büyüklük taslayanlar dediler ki: 'Biz de sizin inandiğınızı inkar edenlerdeniz. Derken o dişi deveyi ayaklarını keserek öldürdüler ve Rablerinin emrinden dişarı cıktılar da: Ey Sâlih! Eğer sen gercekten peygamberdensen bizi tehdit ettiğin azabı bize getir, dediler» . Devenin bastığı yerden kan fışkırdığını, ağacların yapraklarının kızardığını, kuyulardaki suyun kan kırmızısı, yüzlerinin sapsarı olduğunu gördüler ve birbirlerine haber verdiler. Allahü Teâlâ Sâlih âleyhisselama o beldeyi terk etmelerini ve bir siddetli azabin geleceğini vahyetmesi üzerine Hz.Sâlih ve kendisine imân eden 4000 kisi ile birlikte orayı terk ettiler.