meryem
Sat 7 May 2011, 10:50 pm GMT +0200
Hz. Nuh, Hz. Hud ve Salih Döneminde Tuzakçı Tavır
Hz. Nuh'un içinde yaşadığı toplum, davet hareketini başarısızlığa uğratmak, insanların kalplerine giden yolları tıkamak için tuzaklar kurdular ve halkın içinde yüzdüğü cahiliye hayatını, sapıklığı ve küfrü çekici kılmak için entrikalar düzenlediler. Bu düzenlerden biri de halkı, tanrı diye isimlendirdikleri putlara sarılmaya teşvik etmekti. Bu amaçla,
“Büyük büyük tuzaklar kurdular.” [1032] Nuh'un toplumunun tuzaklarından kasıt, önder ve ileri gelenlerinin Hz. Nuh'a karşı halkı kandırmak için kullandıkları hilelerdir. Kötü kimseler, kendilerini günahlarından dolayı suçlayan doğru yoldaki kişiyi uzaklaştırmak için tuzak kurarlar. Bir süre için tuzakları muazzam görünebilir ve başarı görüntüsü verebilir ancak ilahî hedefi asla yenilgiye uğratamaz. [1033]
Hz. Hud'un toplumu olan Âd toplumu da kendilerini Allah'ı birlemeye çağıran peygamberlerine,
“Ancak şu kadarını diyebiliriz ki; tanrılarımızdan bazısı seni fena çarpmış.” [1034] dedi. Burada bazısı demelerinin sebebi, putlardan her birine başka başka özellikler vermiş olmalarından ve “Şu filan hususun tanrısı, bu filan işin tanrısı gibi” isimler uydurmalarından dolayıydı, Bu kimseler tevhid dininin insanlar tarafından benimsenmemesi için Hz. Hud'a ve davetine karşı tuzaklar kurdu. Risaleti engellemeye çalıştı. Hz. Hud ilahî görevine uygun olarak, şirke açıkça karşı çıkıp onların tuzaklarına meydan okudu:
“O'ndan başka her şeyden uzağım, artık hepiniz toplanın bana istediğiniz tuzağı kurun, sonra hiç bekletmeyin.” [1035] Yani, “Haydi siz ve tanrılarınız bana eziyet vermek için uğraşın. Elinizden gelirse bana hiç göz açtırmayın, mühlet vermeyin.” [1036] Size ve tuzağınıza aldırmıyorum. Siz daha güçlü olsanız da bana karşı birleşseniz de eziyetinizden korkmuyorum. Zarar ve fayda vermekten uzak cansız ilahlarınız bana nasıl zarar verir? [1037] Benim de sahibim sizin de sahibiniz olan Allah'a dayandım. Bana bir kötülük yapmanıza karşı O'na güveniyorum. Doğrusu Rabbim hak yol üzeredir. İyi işler yapanlara iyi ve güzel karşılık verir. Hiç kimseye haksızlık etmez. Davetimden yüz çevirirseniz, ben Rabbimizin risaletini size tebliğ ettim. Elçinin görevi sadece tebliğdir. Allah, isterse sizi yok ettikten sonra yerinize O'nu birleyen ve O'na ihlasla kulluk eden başka bir toplumu getirerek sizinle değiştirir. Sizi helak ettiği takdirde siz O'na bir zarar veremezsiniz. Bana bir kötülük yapmanıza karşı beni koruyacak olan da O'dur.” Hud'un bu sözleri onun onlardan da ilahlarından da korkmadığını gösterir. Nuh peygamber de tuzak konusunda bu tür ifadeler kullanmıştı. [1038]
Hz. Salih'in kavmi olan Semud'da kalpleri bozgunculuk ve bozukluk ile dolup taşmış dokuz kişi vardı. Hz. Salih'in çağrısından ve davasından rahatsız oldular. Kendi aralarında bir komplo hazırladılar. Hayret ki onlar kötü olduğu kadar çirkin de olan bu planlarını yaparken birbirlerini Allah'ın adına yemin etmeye çağırıyorlardı. Bu çirkin plan da, kendilerinin sadece Allah'a kul olmaya çağırmaktan başka suçu olmayan Hz. Salih ve ailesinin gece karanlığında öldürülmesiydi:
“O şehirde dokuz çete vardı ki, bunlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, iyilik tarafına hiç yanaşmıyorlardı. Allah'a and içerek birbirlerine şöyle dediler: Gece ona ve ailesine baskın yapalım; sonra da velisine, 'Biz o ailenin yok edilişi sırasında orada değildik, inanın ki doğru söylüyoruz' diyelim. Onlar böyle bir tuzak kurdular, biz de kendileri farkında olmadan onların planlarını altüst ettik.” [1039] Allah'ın tuzağı, onları farkına varmadıkları yerden yok etmesidir. [1040] Allah Hz. Salih'e onların tuzağını haber verdi ve onu onlardan korudu. Bu Allah'ın onlara yönelik tuzağıydı. [1041] Dokuz kişi yeryüzünde fesat çıkarıyor ama ıslah etmiyordu. İfsatları Allah'ı inkâr etmeleri ve ona karşı gelmeleriydi. [1042] İnanmayanların planı en alçakça plandı çünkü gizliydi, geceydi ve kurbanlarının haberi olmayacaktı. Bu sayede sağ kalırlarsa Hz. Salih'in mirasçılarının ya da kabilesinin intikam almaması için hiçbir şey bilmediklerine dair tüm yalanları söyleyeceklerdi. Bu suikast planı Hz. Peygamber için hazırlanan ile neredeyse aynıydı. [1043] Planları Allah tarafından bilinirken onlar, Allah'ın adaleti ve O'nun iyi planları hakkında bir şey bilmiyorlardı. [1044] Semud toplumunun kıssası, doğru yola girmeleri için yapılan çağrının, güçlü ve mağrur ya da tersine zayıf ama anlamsız, amaçsız tutkulara tutsak olan insanlarda ya da toplumlarda uyandırdığı husumete, dikkati çekmektedir. [1045]
[1032] Nuh: 71/22.
[1033] Ali, a.g.e., s. 1616.
[1034] Hud: 11/54.
[1035] Hud: 11/55.
[1036] Taberî, VII/2, 77.
[1037] Zemahşerî, II, 388-389.
[1038] Meraği, a.g.e., XII, 50.
[1039] Neml: 27/48-50.
[1040] Zemahşerî, III, 361.
[1041] Râzî, VIII, 561.
[1042] Taberî, XI/l, 209.
[1043] Ali, a.g.e., s. 990.
[1044] A.g.e., 991.
[1045] Esed, a.g.e., s. 772. Murat Kayacan, Kur’an’da Peygamberler ve Karşı Tavırlar, Ekin Yayınları: 164-167.