- Hz. Muhammedin Yaşayışı

Adsense kodları


Hz. Muhammedin Yaşayışı

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
saniyenur
Thu 26 July 2012, 09:45 am GMT +0200
HZ. MUHAMMED'İN YAŞAYIŞI

Hz. Muhammed çok yüksek faziletlerle, mükemmel ahlak ve güzel davranışlarla dolu, sözü ve ameli birbirini tutan bir insan olarak yaşadı; fakat hayat tarzı son derece sâde idi. Hurma ağacının lifleriyle doldurulmuş bir ya­tak, deriden mamul bir su kırbası ve yine hur­ma yaprakları ile doldurulmuş yastığından başka hiçbir mefruşatın olmadığı basit bir odada yaşadı. Yemeği de sade idi, çok zaman su ve hurma, veya arpa ekmeği ile keçi sütün­den ibaretti. Elbisesi, vücudun üst tarafı için bir gömlek ve hırka ile alt tarafı için ise kalın­ca bir örtüden ibaretti.

Bu sade yaşayışına rağmen, hayatı örnek bir hayattı. Hayatın her sahasında ve her yönüyle son derece mükemmel bir insan olarak yaşa­dı. Evlendi, çocukları oldu, ailesi ile huzurlu ve mutlu bir hayat sürdü, her insan gibi o da hayatın neşe ve sevincini, elem ve zorlukları­nı yaşadı. Hayatı boyunca herhangi bir insa­nın karşılaşabileceği bütün durumlar ve deği­şik meseleler ile yüzyüze geldi. Fakat bunları soğukkanlılık, cesaret ve kararlılık ile karşıla­yarak başarıyla çözüme kavuşturdu.

Bu sadelik gündelik hayatın en ufak ayrıntıla­rında bile mükemmeldi. Yiyecekleri, giyecek­leri, konuşması, davranışları, uyku zamanı, evdeki ve dışarıdaki hayatı, ibadeti, hanımları ve başkaları ile olan diğer münasebetleri sîret, hadîs ve tarih kitaplarında kaydedilmiş­tir. Hz. Muhammed'in günlük hayatının ayrıntıları hakkında yapılan bir çalışma, onun hayatınm manevî, ahlâkî ve sosyal sahalarda­ki üstün niteliklerini gözler önüne serecektir.

Giyimi: Hz. Muhammed giyim konusunda gösteriş ve ihtişamdan olduğu kadar, şekilci­lik ve süsten de hiç hoşlanmazdı. Bazen paha­lı elbiseler giydiği vâki olmuşsa da bu hâl çok nâdirdir. Abdullah b. Abbas, Haruriye taifesinin yanına elçi olarak gtitiğinde Yemen ku­maşlarının en güzelinden bir elbise giymişti. Onlar "bu elbise nedir?" dediler. Abdullah b. Abbas; "bu elbisenin nesini kınıyorsunuz? Ben Rasulullah'i elbiselerin en güzelini giymiş olarak gördüm" dedi (Ebu Davud).

Abdullah b. Ömer bir keresinde Yemen işi bir elbise satın aldı, fakat eve gidince elbisede kırmızı bir şerit gördü; onu geri verdi. Bir şa­hıs bu olayı Hz. Aişe'nin kızkardeşi Hz. Es-ma'ya anlattı. O da, Hz. Peygamber'in ce­bi, yenleri, etekleri ipekten işlenmiş cübbesİni getirip gösterdi (Ebu Davud).

Bazı krallar ve kabile reisleri Hz. Muhammed 'e pahalı elbiseler gönderirdi. O da onları kabul eder ve bazen giyerdi.

Ümmü Seleme Hz. Peygamber'in elbisele­rinin içinde en çok gömleği sevdiğini söyle­miştir (Şemail-i Tirmizi). Hz. Enes, Hz. Mu­hammed'in renkli Yemen cübbesini çok sevdiğini söylemiştir ve yine, Hz. Peygam-ber'in hastalığı sırasında Üsame b. Zeyd'e tu­tunarak dışarı çıktığında renkli Yemen cübbe-sine bürünmüş olduğunu rivayet etmiştir (Şe­mail-i Tirmizî).

Hz. Peygamber soluk renkte elbiseler giymiş olmasına rağmen en çok beyaz rengi severdi. Ebu Derda, Peygamber'in şöyle buyurdu­ğunu rivayet etmiştir: "Kabirlerinizde ve mescidlerinizde huzur-u İlâhi'ye çıkmanız için en güzel renk beyazdır." (İbn-i Mace) Hz. Peygamber soluk renkli giysileri de severdi, bazen sarığı dahil bütün giysileri so­luk renk olurdu. (Ebû Davud). Siyah bezden mamul sank da takmıştır (Şemail-i Tirmizi ve İbni Mace). Elbisesi, biri vücudunun üst kıs­mını, diğeri de alt kısmını örtmek için daima iki parçadan müteşekkildi. Ve Ebû Derda'ya göre, Hz. Peygamber bu iki parça elbise içinde vefat etti (Şemail-i Tirmizi). Kırmızı renkte elbise giydiği de vâkidir. Kışın yünden mamul elbise giyinir veya battaniye sarardı (İbn Sad, Tabakat).

Büreyde, Necâşfnin Hz. Peygamber'e bir çift siyah mest hediye ettiğini, O'nun da bun­ları giydiğini, abdest aldıktan sonra bir defa da bunların üzerlerine meshettiğini rivayet et­miştir (Şemail-i Tİrmizi).

Dihye b. Halife el-Kelbî de Hz. Peygamber'e bir çift mest hediye etmiş, O da onları es-kiyinceye kadar giymiştir. İki meşin tasmalı ayakkabı da giymiştir. Hz. Aişe, Peygamber'in saçlarını taradığım, ayakkabı giydiğini ve mümkün olduğu kadar abdest almaya sağ el (veya ayak)inden başladığını rivayet etmiş­tir (Şemail-i Tirmizi).     

Hz. Peygamber genellikle vücudunu kap­layan bir kaftan giyerdi. îbn-i Abbas, Hz. Peygamber'i tek parçadan müteşekkil bir elbise içinde namaz kılarken gördüğünü riva­yet etmiştir. Enes, Hz. Peygamber'in ce­maatle kıldığı son namazda tek parça bir elbi­se giymiş olduğunu rivayet etmiştir. Bu na­maz Hz. Peygamber'in imamlık yapan Hz. Ebu Bekr'in arkasında olduğu namazdır. Örtü bir tarafta omuzlarının üstünden, diğer tarafta koltuk altından geçiyordu (İbn-i Sad).

Enes de Hz. Peygamber'in tek parça elbise ile namaz kıldığım rivayet etmiştir. Ümmü'l-Fadl hastalığı esnasında Hz. Muhammed 'in akşam namazını bir tarafı omuzlarının üstün­den geçen diğer tarafı koltuk altından geçen bir tek parça elbise ile kıldırdığım rivayet et­miştir. Ömer b. Seleme, Câbir b. Abdullah, Ömer b. Yaser, Ebû'd-Derda, Ebû Saîd el-Hudrî ve diğerleri Hz. Peygamber 'in tek parça elbise içinde namaz kıldığını rivayet et­mişlerdir (Tabakat İbn-i Sad). Enes b. Mâlik'in rivayetine göre, Hz. Peygamber 'e en sevimli elbise bürd-i yemânî (pamuk veya ketenden dokunma çubuklu) elbise giymekti. Hz. Aîşe'den yapılan rivayette de Rasûlullah vefat ettiğinde beyaz bürd-i yemânî deni­len örtüyle örtülmüş (kefenlenmiş) olduğu be­lirtilir. (Buharı vq Müslim).

Hz. Peygamber hayatı boyunca değişik renklerde elbiseler giymiştir. Doğrusu ne bul­muşsa onu giymiştir: Keçi kıllarından yapıl­ma renk renk bir elbise (Müslim), dar kollu bir Bizans kaftanı (Buhari ve Müslim); yama­lı bir elbise ve kaba bir altlık (Buhari ve Müs­lim) siyah keçi kıllarından yapılma şeritli bir kaftan (Müslim). Semûre b. Cündeb'den riva­yetle Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Beyaz elbiseler giyiniz, çünkü o giyimlerini­zin hayırlısı ve iyisidir, ölülerinizi de beyaz kefene sarınız." (Ahmed, Tirmizî, Nesei, İbn-i Mace).

Câbir'den rivayetle Allah'ın Rasulü şöyle bu­yurmuştur: "Bir döşek adam içindir, bir döşek kendin içindir, üçüncü döşek misafir içindir, fakat dördüncüsü şeytan içindir." (Müslim). Yine Câbir, Allah Rasûlünün sol elle yemek yemeği, tek ayakkabı ile yürümeyi, kendini elbiseye tamamen sarmayı, veya tek bir elbise içinde elleri dizinde oturarak edep yerlerini göstermeyi yasakladığını rivayet etmiştir (Müslim).

Hz. Peygamber kibir şiarı olarak elbiseyi iki topuktan aşağı sarkıtarak sürümeyi de ya­saklamıştır (Buhari ve Müslim). Hz. Ali'den rivayetle: Peygamberimize Sİyeta diye anılan ipekli kumaştan yol yol san çubuklu, altlı üst­lü bir elbise hediye edilmiştir. Peygamber bu elbiseyi Ali'ye gönderdi. Daha sonra onu Ali'nin üzerinde görünce kızgınlık alâmeti be­lirdi: "Onu giymen için değil, başörtüsü ol­mak üzere kadınlar arasında parçalayasın di­ye gönderdim" buyurdu (Buhari ve Müslim)..

Hz. Ebu Bekir'in kızı Esma Sâsânilere ait önünün kenarı bastırılmış, arkası sırmalı bir kaftan getirip "Bu Allah Rasulü'nün Aişe'de bulunan kaftanıdır. Aişe ölünce bana miras kaldı. Hz. Peygamber bunu giyerdi" dedi. (Müslim). Yine Esma, Peygamberin göm­leğinin kollarının bileklerine kadar geldiğini rivayet etmiştir (Tirmizî ve Ebû Davûd). Hz. Peygamber'in elbise giymeye sağ taraftan başladığı da rivayet edilmiştir (Tirmizî).

Hz. Peygamber, sarık takar ucunu da omuzlarının arasına salardı (Tirmizi). Bazen önüne bazen de arkasına atardı (Ebu Davud). Ve şöyle buyurmuştur; "bizimle müşrikler arasındaki fark başlıklarımıza sarık sarmamızdır." (Tirmizî).

Ebû Said el-Hudrî'den rivayetle Hz. Peygam­ber yeni bir giysiyi ilk defa giyerken on­dan adlı adınca bahseder ve "Ya Rabbi, Hamd Sanadır. Bunu bana sen giydirdin, bu­nun haynnı ve bunun kullanıldığı iyi işin hay­rını senden isterim. Bunun şerrinden ve kulla­nılacağı kötü işin şerrinden de sana sığınırım" derdi. Yine Rasûlullah şöyle buyurmuştur: "Kim yeni bir elbise giyinir ve 'benim hiçbir güç ve kuvvetim olmaksızın bunu bana giydiren Allah'a hamdolsun1 derse onun geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır." (Ebu Davud).

Hz. Aişe, Hz. Peygamber 'in kendisine şöy­le buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ey Aişe! Şayet bana katılmak istersen, dünyevî şeyler­den bir yolcunun azığı kadar azıklan. Zengin­lerle oturmaktan kaçın ve yamayana kadar bir elbiseye eski deme." (Tirmizi). Ebû Ümâme İyâz b. Salabe'den rivayetle Allah'ın Rasulü şöyle buyurmuştur: "Dinleyin, dinleyin, eski giymek imandan bir cüzdür, eski giymek imandan bir cüzdür." (Ebû Davûd).

Ibni Ömer'den rivayetle Rasûlullah şöyle buyurmuştur; "Bu dünyada iyi elbise giyenle­re Allah diriliş gününde kötü elbise giydire­cektir." (Ebu Davud, Ahmed ve îbn-i Mace).

Yine şöyle buyurmuştur: "îyi giyinebileceği halde (tevazusu sebebiyle) iyi giyinmeyen kimseye Allah izzet elbisesi giydirir." (Ebu Davud ve Tirmizi).

Hz. Ali üç dirheme bir elbise satın aldı ve onu giyerken, "beni bu güzel giysilerle bezeyen ve çıplaklığımı Örten Allah'a hamd olsun" de­di. Ve sonra "Allah Rasulünün böyle dediğini duydum" dedi (Ahmed). Ebu Ümâme'den rivayetle: Hz. Ömer yeni bir elbise giydi ve "çıplaklığımı örten ve hayatımda beni beze­yen bu elbise ile beni giyindiren Allah'a hamd olsun" dedi ve daha sonra Rasûlullah'dan böyle işittiğini nakletti. Yine Rasûlullah'ın "bir kimse bir elbiseyi eskiyene kadar giyer ve sonra onu sadaka olarak verirse sağken ve öldükten sonra Allah'ın koruması ve gö­zetmesi altında olur" dediğini rivayet etmiştir (Ahmed, Tirmizi ve İbni Mace)

Rasûlullah; "Allah kuluna bir nimet bağış­ladı mı eserini kulunun üzerinde görmek is­ter" buyurmuştur (Ahmed). Hz. Peygamber yine şöyle buyurmuştur: "İsraftan ve kibir­den kaçındığımız müddetçe istediğinizi yiyin ve giyin." (Buhari) ve: "Yiyin, için, sadaka verin, giyinin ama israf etmeyin ve gururlan­mayın." (Ahmed, Nesei ve İbni Mace).

İnce Zevk: Hz. Peygamber sâde fakat son derece temiz ve tertipli giyinirdi. Temizlik ve itinadan çok hoşlanırdı. Koku kullanır ve kendisine koku ikram edildiğinde hiçbir za­man reddetmezdi. Sokaktan geçtiğinde bütün sokak koku içinde kalırdı. Erkekler İçin, ko­kusu yayılan fakat rengi olmayan kokular sür­melerini, kadınlar için ise, rengini gösteren fakat kokusu yayılmayan kokular sürümeleri­ni tavsiye buyurmuştur (Şemail-i Tirmizi).

Giyim konusunda son derece ince zevk sahibi İdi, elbiselerin temizliğine ve mükemmelliği­ne önem verirdi. Bİr keresinde bir adamı kirli elbiseler içinde görünce "elbiselerini yıkaya-mıyor mu?" diye sormuştur (Ebû Davud). Bir başka defa da kendisine kötü (ve yırtık) elbi­seler içinde gelen bir kimseye Hz. Peygamber herhangi bir geliri olup olmadığını sordu. O kişi "Evet" dedi. Hz. Peygamber "Allah sana nimet vermişse, üzerinde izi görünsün" buyurdu (Ebu Davud). Arabistan halkı pek medenî ve kültürlü değildi ve namaz esnasın­da sıklıkla duvarlara veya yere tükürürlerdi. Hz. Peygamber  bundan hoşlanmaz ve du­vardaki lekeleri eli ile temizlerdi. (Nesei). Ba­zen havayı temizlemek için tütsü yakılırdı (Nesei). Çoğu defalar misk ve amber kullanı­lırdı.

Bir keresinde Hz. Peygamber saçları dağı­nık bir adam gördü, ve "bu adam saçlarını düzeltemez mi?" diye sordu (Ebu Davud). Bir keresinde yün bir elbise giyince terlemiş ve elbiseyi çıkarmıştı (Ebu Davud).

Bir başka defa da Mescid-i Nebevi'de topla­nılmıştı. Kalabalığa göre Mescid dardı ve herkes işinin-gücünün başından üzerindeki el­biseleriyle geldiğinden içeriyi ter ve kir ko­kusu sarmıştı. Hz. Peygamber, "mescide gelmezden evvel yıkanmanız daha iyi olur" buyurdu (Buhari). Bu günden itibaren Cuma günü yıkanmak şer'î bir emir haline geldi. Arabistan'da yol kenarlarına küçük su dök­mek olağan bir davranış idi. Hz. Peygamber bundan hoşlanmazdı ve bunu yasak etti.

Bir keresinde mescide geldiğinde duvarlarda boydan boya leke ve izler gördü. Eline bir hurma dalı aldı ve duvarlardaki bütün izleri onunla kazıdı ve Öfke içinde insanlara şöyle seslendi, "sizler birinin önünüze gelip yüzü­nüze tükürmesinden hoşlanır mısınız? Bir kişi namaz kılarken Allah onun önündedir ve me­lekler de sağındadır. Bunun için önünüze ve sağınıza tükürmeyin."

Namaz kılmakta olan bir sahabî tükürdü; Hz. Peygamber bunu gördü ve "Şimdi bu adam namaz kılmamalı" buyurdu. O kişi namazdan sonra Hz. Peygamber'e gelerek kendisini mi emrettiğini sormuştur. Hz. Peygamber "Evet, sen Allah'ı ve O'nun Rasulü'nü incit­tin" buyurmuştur (Tergib ve Terhib).

Soğan, sarımsak, turp gibi kötü kokulu yiye­ceklerden hoşlanmaz ve bunları yedikten son­ra insanların mescide gelmemelerini buyurur­du (Buhari).

Yeme âdabı: Hz. Peygamber zühd ve tak­vanın eseri ölçülü ve az yemek yemiştir. Ye­diği belirtilen gıdalar hemen hemen çevresin­de bulunanların hepsine şâmildir: Et, süt, arpa ve buğday ekmeği, kabak, zeytinyağı, bal, helva, sirke, hurma ve iliği severdi. Yemeğin­de ilik buldu mu, parmakları ile diğer parçala­rını da araştırırdı. Sirke bulunan eve fakir de giremeyeceğini belirtmiştir. Hz. Peygamber hats denen hurma, peynir ve tereyağından yapılan bir yemeği de severdi.

Hz. Aişe'nin rivayetine göre Hz. Peygamber balı ve tatlıyı severdi. (Buhari ve Tabakat İbn-i Sad). Câbir, Hz. Peygamber'in aile­sinden katık istediğini ve katık olarak evde sadece sirke bulunduğu cevabını aldığını rivayet etmiştir. Hz. Peygamber onu istedi ve yemeğine koyarak "sirke iyi katıktır, sirke iyi katıktır" buyurdu (Buhari ve Müslim). Abdullah b. Cafer, Rasûlullah'ı taze hurma ve hıyar yerken gördüğünü rivayet etmiştir (Buhari ve Müslim).

Enes, bir terzinin Hz. Peygamber'i hazırla­dığı yemeğe davet ettiğini, kendisinin de Pey­gamber ile beraber gittiğini rivayet etmiş­tir. "Davette arpa ekmeği ve ilikli, çorba ile kurutulmuş et verildi. Ben Hz. Peygamber'in tabakta ilik aradığını gördüm ve o gün­den sonra da iliği çok sevdim" (Buhari ve Müslim). Abdullah b. Haris, "Allah'ın Rasûlü mescidde iken ekmek ile et getirdi ve yedi, biz de onunla birlikte yedik. Sonra kalktı ve namaz kıldı, biz de elimizi taşlarla sildikten sonra onunla beraber namaz kıldık." dedi (İbni Mace).

Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'e et getirildi­ğini ve kendisine hoşlandığı etin but kısmı ik­ram edildiğinde ondan bir parça yediğini riva­yet etmiştir (Tirmizi ve îbn-i Mace).

İbni Abbas, Rasûlullah'ın en çok sevdiği yiyeceğin ekmekten yapılan tirit ve hais hur-masıyla tereyağının karışımından yapılan ti­rit olduğunu rivayet etmiştir. Hz. Peygamber "zeytin yağı yiyiniz ve kendinizi onunla yağlayınız, çünkü o bereketli bir ağaçtandır" buyurmuştur (Tirmizİ, İbn-i Mace ve Darimi).

Ümmü Hani şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Pey­gamber  bana geldi ve yiyecek birşeyler olup olmadığım sordu. Ben biraz kuru ekmek ve sirke dışında birşey olmadığını söyleyince 'getir onu, içinde sirke bulunan eve katıksız denemez' buyurdu." (Tirmizi). Bir keresinde Hz. Peygamber bir parça arpa ekmeği aldıve arasına hurma koyarak "bunun katığı bu­dur" buyurdu ve onu yedi (Ebu Davud). Hz. Aişe'den, Hz. Peygamber'in taze hurma ile kavun yediği ve "birinin harareti diğerinin se­rinliği ile kırılır" buyurduğu rivayet edilir (Tirmizi). Ebu Hureyre'nin rivayetine göre Hz. Peygamber hiçbir yiyeceği reddetmez-di; eğer arzu ederse yerdi, hoşlanmazsa bıra­kırdı (Buhari ve Müslim).

Câbir, Hz. Peygamber'in; "bereketin ye­meğin hangi kısmında olduğunu bilemezsi­niz" buyurduğunu rivayet etmiştir (Müslim).

Yine Câbir'den rivayetle Hz. Peygamber; "Şeytan her işinizde daima sizinle bareberdir; yemeğinizi yerken bile. Onun için şayet siz­den birisi bir lokma düşürürse onu alsın, Üze­rini temizlesin ve yesin; onu şeytana bırakma­sın. Yemeği bitirdiğinde parmaklarını yalasın, çünkü bereketin yemeğin hangi kısmında ol­duğu bilinmez" buyurmuştur (Müslim).

Sehl b. Sad, Allah Rasûlü'nün peygamberliğe nail olduktan vefatına kadar buğday ekmeği ve elek görmediğini rivayet etmiştir. Kendisi­ne Hz. Peygamber'in elenmemiş arpa unu­nu nasıl yediği sorulduğunda, onu öğüttükten sonra üflediklerini ve çerçöpün bir kısmı git­tikten sonra ıslayıp kalanı yediklerini söyle­miştir (Buhari).

Ebu Cuhayfe Hz. Peygamber'in "ben yas­lanarak yemem" buyurduğunu rivayet etmiş­tir (Buhari).

Enes de, Hz. Peygamber'in masa gibi yük­sek bir yerde ve küçük bir kâsede hiçbir za­man yemek yemediğini rivayet etmiştir.

Hz. Peygamber: "Yemeğe başlarken Al­lah'ın adım anın, sağ elinizle ve önünüzden yiyin" buyurmuştur (Buhari ve Müslim). Enes'den rivayetle Hz. Muhammed "Sânı yüce Allah, bir kişinin birşey yedikten sonra O'na şükretmesini sever" buyurmuştur (Müs­lim).

Hz. Aişe'den rivayetle Peygamber "sizden biriniz yemeğe başlarken bismillah demeyi unutursa bismillah vel evveli, vel ahiri (başı­na ve sonuna bismillah) desin" buyurmuştur (Tirmizi ve Ebu Davud).

Ebu Said el-Hudrİ'den rivayetle Hz. Peygam­ber yemeğini bitirdiğinde "bize yediren ve içiren ve bizi Müslümanlardan kılan Allah'a hamdolsun" diye dua ederdi (Tirmizi, Ebu Davud ve İbn-i Mace). Ebu Eyyub'dan riva­yetle Allah Rasulü yedikten ve içtikten sonra "yediren, içiren, onları hazmımızı kolaylaştı­ran ve çıkarmamızı sağlayan Allah'a ham­dolsun" diye dua ederdi (Ebu Davud).

Ebu Hureyre'den rivayetle Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Eğer bir kimse geceyi yağlı elleriyle onu yıkamadan geçirirse, başı­na gelen belâdan ötürü yalnız kendisini suçla­sın." (Tirmizi, Ebu Davud ve İbni Mace).

Yemek âdabı ile ilgili Hz. Peygamber'in tavsiyelerini şöylece hülasa edebiliriz: Yeme­ğe başlamadan önce ve yedikten sonra ellerin yıkanması, besmele ile başlayıp dua ile biti­rilmesi, sağ elle, önünden ve tabağın kıyısın­dan alınması, ellerin sağa sola dayanmaması, bağdaş kurup oturulmaması, yüzü koyun yatarken yenilmemesi, sofraya konan yemek hoşa gitmediği takdirde tenkid edilmemesi, ekmeğin küçük parçalara bölünmesi, kırıntı şeklinde düşen parçaların atılarak israf edil­memesi, sarımsak soğan gibi kokulanyla baş­kasını rahatsız edici gıdaların çiğ yenilmeme­si.

Hz. Peygamber; "Allah nazarında yemek­lerin en hoşu, üzerine uzanan ellerin çok ol­duğu yemektir" (et-Tergîb) ve "Hep beraber yiyin, dağılıp ayrılmayın, zira bereket cema­atledir" buyurdu. (îbni Mace).

İçme adabı: Enes, Rasûlullah'in bir şeyi içerken üç kere nefes aldığını rivayet etmiştir (Buhari ve Müslim). Bir diğer rivayette Müs­lim Hz. Peygamber'in "böyle içmek susuz­luğu daha çok giderir, daha sıhhatlidir" bu­yurduğunu eklemiştir. İbni Abbas, Hz. Pey­gamber 'in, su kabının ağzına dudakları da­yayarak su içilmesini yasakladığını rivayet et­miştir (Buhari ve Müslim).

İbni Abbas, Hz. Peygamber 'in yemek ve su kaplarının içerisine (içerisinde çer-çöp olsa dahi) üflenmesini yasakladığını rivayet etmiş­tir (Ebu Davud ve İbni Mace).

Yine İbni Abbas'dan gelen bir rivayette Pey­gamber "develer gibi hiç durmaksızın iç­meyin, iki veya üç kerede için. İçmeye baş­larken bismillah, içtikten sonra elhamdülil­lah deyin" buyurmuştur (Tirrhizi).

Bunlara, suyu bardağın kırık kısmından içil­memesi, kapların ağzının açık bırakılmaması, su üzerindeki yabancı maddenin dökülerek çıkarılması gibi tavsiyeler de ilave edilmiştir

İbni Abbas Rasûlullah (5)'in şöyle buyurduğu­nu rivayet etmiştir: "Sizden biriniz yemek ye­diği vakit şöyle desin: 'Ey Rabbimiz! Bu taa­mı bize bereketli kıl, bize ondan daha hayırlı­sını tattır.' Süt içtiği vakit şöyle desin: 'Ey Rabbimiz! Bu sütten bize bereket ver ve onu bize ziyâde eyle, çünkü yiyecek ve içecekler­den hiçbiri sütten daha doyurucu değildir." (Ebu Davud ve Tirmizi).

 


Zeynep7/A
Tue 13 January 2015, 03:52 pm GMT +0200
hz. muhammed

Zeynep7/A
Tue 13 January 2015, 03:59 pm GMT +0200
hz.muhammedin yaşam tarzı çok sade idi .bütün insanlar gibi yaşadı. çok fazla malı ve mülkü yoktu. mükemmel bir insandı. o en çok beyazı severdi.bence beyaz temizlik olduğu içindir.hz. muhammed hayatında çok renkte kıyafet giymiştir.o çok temizdi ve kıyafetleride çok temizdi.

bahrişan 8/b
Thu 15 January 2015, 01:49 pm GMT +0200
insan yaratılış icabı övülmekten başkalarını kendisini methetmesinden haşlanırdı ama HZ Muhammed övülmekten hoşlanmazdı

yunus emre 7/B
Thu 15 January 2015, 03:20 pm GMT +0200
peygamber efendimiz bile soluk elbise giyiyormus o biz simdi en ufak bi solma yirtilma ile yeni alinmis olmasina ragmen kenara koyar yada atarz allahim herkese tutarli olmayi nasip etsin .

Liyla
Thu 15 January 2015, 03:26 pm GMT +0200
Hz. Muhammed her yönüyle normal insanlardan üstündür
.O bütün kainata gönderilmiş bir peygamberdir.
Allah 'ın gönderdiği en son rehberdir.
Hz.Muhammed (s.a.v) yaşayış tarzıyla,davranışlarıyla ,adaletiyle ,güzel ahlakıyla vb. en iyi ve kusursuz bir insandır.

RAMAZAN 7/D
Tue 27 January 2015, 09:35 pm GMT +0200
Peygamber Efendimiz sade bir hayat geçirmiştir. Hayatı boyunca güzel ahlaklı ve yardım sever olmuştur. Herkes gibi evlenmiş ve çocukları olmuştur. Mükemmel bir insan olarak herkese örnek olmuştur. Cömert zeki akıllı iyi ve güvenilir bir insandır. ALLAH herkese Peygamber Efendimiz gibi bir hayat geçirmeyi nasip etsin.

[Muhammed]
Tue 27 January 2015, 11:41 pm GMT +0200
Ve aleykumselam
Hz.muhammedin sevgili peygamberimizi hayatından örnek alīp onun hadislerinden bir şeyler cıkarmayı onun yolundan gitmeyi onun dediklerini yapıp ona hayırlı ümetler olmayı nasip etsin...

Rukiye Çekici
Sat 21 February 2015, 11:42 am GMT +0200
Hz. Muhammed'in hayatı yaşayışı gerçekten de çok güzeldi.... O bu yönüyle herkese örnek olurdu..

selinay 7b
Thu 26 February 2015, 02:20 pm GMT +0200
HZ. Muhammed son derece sade bir hayat yaşamıştır.HZ. Muhammed soluk renkte kıyafetler giymiş olasına rağmen en çok beyaz rengi severmiş.HZ. Muhammed hayatı boyunca güzel ahlaklı, iyi hulu ,yardım sever ve davranışlarınya bizlere örnek bir insandır. Ve herkesin HZ. Peygamberimizi örnek almalıdır...

Allah sizden razı olsun bizi bilgilendirdiğiniz için

ikranur 7d
Thu 26 February 2015, 03:56 pm GMT +0200
Peygamber Efendimiz sade bir hayatyaşamıştır. Hayatı boyunca   yardım sever ve güzel ahlaklı olmuştur. Herkes gibi evlenmiş ve çocukları olmuştur. Peygamberimiz davranışıyla ve ahlakıyla  bir insan olarak herkese örnek olmuştur. Zeki cömert iyi huylu güvenilir ve ahlaklı bir insandır. Allah herkese HZ. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz gibi bir hayat geçirmeyi nasip etsin. (AMİN)

8c nazlı
Mon 9 March 2015, 09:50 pm GMT +0200
HZ. MUHAMMED`İN YAŞAYIŞI her zaman fazlası iyisi deyil ne varsa oydu

selçuk 8-B
Mon 16 March 2015, 02:14 pm GMT +0200
A

selçuk 8-B
Mon 16 March 2015, 02:30 pm GMT +0200
Hz Muhammed Mustafa (s.a.v)her şeyin güzellik ve itam olduğundan bahsetmiştir.Bunlardan en büyük örneği ise Kuranı Kerimdir.örneğim bir kişi camiye kirli elbiseyle giriyorsa Peygambrerimiz o adamı uyarmış ve o adam bundan sonra hiç bir camiye kirli elbiseyle gidememiştir.

Liyla
Wed 18 March 2015, 01:56 pm GMT +0200
Hz. Muhammed verilen hediyeleri kabul eder ve onları kullanırdı.
Allah'ın verdiği tüm rızıklar için şükrederdi

Kaan8/B
Tue 14 April 2015, 10:06 pm GMT +0200

Hz. Peygamber soluk renkte elbiseler giymiş olmasına rağmen en çok beyaz rengi severdi. Ebu Derda, Peygamber'in şöyle buyurdu­ğunu rivayet etmiştir: "Kabirlerinizde ve mescidlerinizde huzur-u İlâhi'ye çıkmanız için en güzel renk beyazdır." (İbn-i Mace) Hz. Peygamber soluk renkli giysileri de severdi, bazen sarığı dahil bütün giysileri so­luk renk olurdu. (Ebû Davud). Siyah bezden mamul sank da takmıştır (Şemail-i Tirmizi ve İbni Mace). Elbisesi, biri vücudunun üst kıs­mını, diğeri de alt kısmını örtmek için daima iki parçadan müteşekkildi. Ve Ebû Derda'ya göre, Hz. Peygamber bu iki parça elbise içinde vefat etti (Şemail-i Tirmizi). Kırmızı renkte elbise giydiği de vâkidir. Kışın yünden mamul elbise giyinir veya battaniye sarardı

damla6d
Sun 6 March 2016, 05:24 pm GMT +0200
#Esselamu aleykum..Peygamber efendimiz bazı zorlukları olsa da Rabbim'in de yardımıyla mutlu bir hayat yaşamıştır..Giyinişinden de söz edilirse örnek bir giyinişi vardır..Sade,süssüz bir giyinişi varmış..Yani buradan şu da çıkarılabilir:Bu dünyada birilerine hoş görünmek için Allah a.c. ye kötü görünmeyelim.. Rabbim razı olsun..#

mevlüde06
Sun 6 March 2016, 05:25 pm GMT +0200
Son derece sade, boylesine mutevazi bir hayat yasamis olan Efendimizin ummeti olarak bu hayatlar, yasantilarmesyalar, kiyafetler bize yakisiyormu bi durup dusunmek gerek ...