fakir
Wed 18 March 2009, 11:12 pm GMT +0200
Hz. Ibrahim soyundan gelen bir peygamber.
Eyyûb (a.s.)'dan Kur'an'da dört yerde bahsedilir ve sabır örnegi olarak takdim edilir (en-Nisâ, 4/163; el-En'âm, 6/84; el-Enbiyâ, 21/83; Sâd, 38/41). Tevrat'ta da "Eyûb" adıyla müstakil bir kitap, Hz. Eyyûb'un kıssasına tahsis edilmistir.
Islâm kaynaklarına göre Havrân bölgesinde yasayan ve çok zengin olup, sayısız malı-mülkü, birçok oglu kızı bulunan Eyyûb (a.s.), kendi toplumuna peygamber olarak gönderilmistir. Sabah-aksam ümmeti ve Allah'a ibâdetle mesgul olan Hz. Eyyûb, Rabbinin bir imtihânina mârûz kalmis, bütün servetini, çocuklarını kaybettigi gibi seytanın kendisine musallat olmasi neticesinde kalbi ve dili hâriç bütün vücudunda çibanlar çıkmıs, iltihaplı yaralar açılmıs, yaralarına kurtlar dolmus ve vücudu bozulup kokmaya baslamıstı. Bu durumda kocasına hizmete sebât eden eşi "Rahmet" hariç hiç kimse onun yanına yanasmadığından cemiyetten çekilmek mecburiyetinde kalmış, fakat hiçbir zaman sabrini ve Cenâb-i Hakk'a baglılıgını kaybetmemistir.
Farklı rivâyetlere göre 3, 7, 13 veya 18 sene gibi epey uzun süren bu sıkıntılı dönemden sonra sabrıyla imtihânı kazanan Eyyûb (a.s.) Cenâb-i Hakk'ın lütfu ve emriyle ayağını yere vurmuş, fışkıran su kaynağından yıkanıp içerek eski sıhhati ve güzelliğine kavuşmuştur. Ayrıca kendisine yeniden birçok servet ve çocuk da ihsân edilmistir.
Genellikle kabul edildiğine göre bu imtihana uğradığı sırada yetmiş yaşında olan Hz. Eyyûb, şifâ bulduktan sonra yirmi yil daha yaşamis, diger bazi rivâyetlere göre ise hastalığından önceki kadar daha ömür sürmüştür. Kendisinden sonra Bisr adındaki bir oğlu, kavmine peygamberlik yapmıstır.
Eyyûb (a.s.)'dan Kur'an'da dört yerde bahsedilir ve sabır örnegi olarak takdim edilir (en-Nisâ, 4/163; el-En'âm, 6/84; el-Enbiyâ, 21/83; Sâd, 38/41). Tevrat'ta da "Eyûb" adıyla müstakil bir kitap, Hz. Eyyûb'un kıssasına tahsis edilmistir.
Islâm kaynaklarına göre Havrân bölgesinde yasayan ve çok zengin olup, sayısız malı-mülkü, birçok oglu kızı bulunan Eyyûb (a.s.), kendi toplumuna peygamber olarak gönderilmistir. Sabah-aksam ümmeti ve Allah'a ibâdetle mesgul olan Hz. Eyyûb, Rabbinin bir imtihânina mârûz kalmis, bütün servetini, çocuklarını kaybettigi gibi seytanın kendisine musallat olmasi neticesinde kalbi ve dili hâriç bütün vücudunda çibanlar çıkmıs, iltihaplı yaralar açılmıs, yaralarına kurtlar dolmus ve vücudu bozulup kokmaya baslamıstı. Bu durumda kocasına hizmete sebât eden eşi "Rahmet" hariç hiç kimse onun yanına yanasmadığından cemiyetten çekilmek mecburiyetinde kalmış, fakat hiçbir zaman sabrini ve Cenâb-i Hakk'a baglılıgını kaybetmemistir.
Farklı rivâyetlere göre 3, 7, 13 veya 18 sene gibi epey uzun süren bu sıkıntılı dönemden sonra sabrıyla imtihânı kazanan Eyyûb (a.s.) Cenâb-i Hakk'ın lütfu ve emriyle ayağını yere vurmuş, fışkıran su kaynağından yıkanıp içerek eski sıhhati ve güzelliğine kavuşmuştur. Ayrıca kendisine yeniden birçok servet ve çocuk da ihsân edilmistir.
Genellikle kabul edildiğine göre bu imtihana uğradığı sırada yetmiş yaşında olan Hz. Eyyûb, şifâ bulduktan sonra yirmi yil daha yaşamis, diger bazi rivâyetlere göre ise hastalığından önceki kadar daha ömür sürmüştür. Kendisinden sonra Bisr adındaki bir oğlu, kavmine peygamberlik yapmıstır.