- Hz. Dırar ibni Ezver

Adsense kodları


Hz. Dırar ibni Ezver

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sidretül münteha
Sat 7 May 2011, 02:54 pm GMT +0200
Hz. Dırar İbn-i Ezver (r.anh)


Hz. Dırar İbni Ezver (r.a.), Rasûlüllah (sav)'in sahâbelerinde-ndİr. Dırar İbni Ezver (r.a.) Rumlara esir düştü, türlü işkencelere maruz kaldı. Kılıç darbeleri arasında kan revan içinde baygın olarak yere yıkıldı ama davasından zerre miktarı taviz vermedi.

Dırar İbni Ezver (r.a.) korkusuz kahramanlardan... Cesaret ve secaatiyle meşhur bir yiğit kumandan... Ünlü atı Muhabber'in sırtında çeşitli savaşlara katılan ve arslanlar gibi düşmana hücum eden bir cengaver. Aynı zamanda her savaş için şiirler söyleyen bir şair...

O, Esedoğullarının zenginlerindendi. Bine yakın devesi ve bunları güden birkaç çobanı vardı. Babası eğri boyunlu" anlamına gelen Ezver lakabıyla tanındığı için o da Dırar İbni Ezver diye şöhret buldu. Asıl adı Dırar İbni Malik İbni Evs el-Esedi'dir.

Dırar İbni Ezver 630 m. senesinde kabilesinden bir heyetle Medine'ye geldi. Rasûlüllah (sav) efendimizin huzurunda "Lamiyye" kasidesini okudu.

Bu kasidesinde o, içki, kumar, eğlence gibi zevklen bıraktığım, ailesi­ni ve bütün servetini terkederek müşriklere karşı savaşmaya geldiğini ve bu alış-verişte zararlı çıkmayacağını ümit ettiğini ifade etti. Sevgili Peygamberimiz de kasideyi dinledikten sonra ona:

"Kârlı bir alışveriş yaptın Ey Dırar!" dedi. O da kelime-i şehadet getirerek İslam'la şeref­lendi.

Ne güzel teslimiyet ve ne kârlı alışveriş!.. Dünya zevklerinden vazgeçip ebedi zevklere ermek... Gönlünü İslâm'ın nuruyla aydınlatıp o nurla dünyaya veda etmek... Allah'ım bizlere de böylesi teslimiyet ve kârlı alışveriş nasib et!.. O nura sahib olarak huzuruna kabul et!.. Amîn.

Sevgili Peygamberimiz Dırar (r.a.)'daki bu samimi teslimiyeti görünce onu çeşitli kabilelere elçi olarak gönderdi. Kendi kabilesi Esedoğullarında çıkan Tuleyha İbni Huveylid diye birinin dinden dönerek peygamberlik iddiasında bulunması üzerine onu, Beni Esed yöneticilerini yakından gözetlemekle görevlendirdi. Dırar bu yöneticilerin Tuleyha'nın gücünden korktuklarını gördü ve Tuleyha'ya karşı harekete geçerek kabiledeki müslümanları bir araya topladı. Fakat bu sırada iki Cihan Güneşi (sav) efendimizin dar-ı bekaya irtihalleri haberi geldi. Bunun üzerine o, müslüman yöneticilerle birlikte Medine-i Münevvere'ye döndü.

Dırar (r.a.) çeşitli bölgelerin fethi sırasında Halid b. Velid (r.a.)'ın emrindeki orduda yer aldı. Temimoğuliarı üzerine gönderilen birliklerden birine kumandanlık yaptı. Zekât toplanmasına karşı çıkan Malik İbni Nuveyre ve adamlarıyla çarpıştı. Hepsini esir alarak Halid b. Velid (r.a.)'a teslim etti.

O, Kadisiye, Hire, Yermük, Şam ve Halep'in fethinde bulundu. Yemame'de büyük kahramanlıklar gösterdi. Şam civarında devam eden muharebelerde 100 kişilik keşif kolunda düşman kuvvetlerine yakala­narak esir düştü. Fakat arkadaşlarının şiddetli hücumlanyla kısa müddette kurtuldu. İkinci defa esir düştü. Bu sefer başından çok acıklı sahneler geçti. Türlü işkencelere maruz kaldı. Kılıç darbeleri arasında kan revan içinde baygın olarak yere yıkıldı ama davasından zerre miktarı taviz ver­medi. Onun esaret altında çektiği işkence tüyler ürpertir. Gösterdiği yiğit­lik de göğüs kabartır. O Hirakl'in karşısında eğilmedi. Daha gür imanla İslam'ı savundu. Bu karşılıklı konuşma şöyle gerçekleşti:

İmparator Hirakl üst üste alınan hezimetlerden dolayı çok üzgündü. Dırar ve arkadaşlarının esir alındığını işitince çok sevindi. Derhal geti­rilmesini emretti. Karşısına çıkarılınca:

"Arabların fırka kumandanı Dı­rar sen misin?" dedi. Dırar (r.a.) da:

"Evet! Peygamber yolunda sizin­le harbeden Dırar benim!" dedi. Hirakl:

“Kendini askerlerinin yanında mı sanıyorsun da öyle seri konuşuyorsun." dedi. Dırar:

"Her nerede olsam din düşmanlarına karşı göğsümü gere gere cevab vermekten çekinmem. Sen beni korkar mı zannediyorsun?" dedi. Hirakl:

"Kime güveniyorsun? Burasının askerlerimin merkezi olduğunu unutuyor mu­sun?" dedi. Dırar:

"İslamiyet, güneş gibi adaletiyle her tarafı kapla­mağa başladı. Hala sen kendine teselli vermek istiyorsun!" diye cevap verdi. Hirakl:

"Bilmiş ol ki, şu anda vücudunu paramparça yapmak be­nim için zor değil!" dedi. Dırar (r.a.) da:

"Huzuru Muhammed'i de bulunmuş bir müslüman yetmiş tane Hirakl olsa hiçe sayar, tehdidine aldırmaz. Senin son yapacağın öldürmek değil mi? Gideceğim yer huzur-u Rasûlüllah'tır. İslâm için terk-i hayat etmek bize her şeyden lezzetlidir." diye karşılık verdi.

Dırar (r.a.)'ın yiğitçe verdiği bu cevaplar Hirakl'in ümerasını gazablandırdı. Her birisi ellerini kılıçlarına götürdü ve bir ağızdan Hirakl'e:

"Bu arabı niçin böyle konuşturuyorsunuz? Hayatının lüzumu var mı?" dedi­ler. Hirakl de:

“İcabına bakınız” diye emretti. Bir anda otuz-kırk kılıç bir­den Dırar (r.a.)'ın vücuduna inmeğe başladı. Ağır şekilde yaralanarak kan revan içinde kaldı. Kininden kibrinden küplere binen Hirakl:

“Sağ bırak­mayınız!” diye bağırıyordu. Bu dehşetli hal karşısında daha önce İslam'ı kabul eden ancak gizli tutan General Mika ne yapacağını şaşırdı. Gönlü kan ağlıyordu. Din karındaşının helak olmasına engel olamıyordu. Ne çare ki sahiblense kendini de telef edeceklerdi. Bir tedbir olarak Hirakl'e:

“Ey Meliki Bunu burada telef etmek ne faide verecek. Onu tedavi edelim ve herkese ibret olsun diye halkın gözü önünde asalım." dedi. Bu teklif Hirakl'in hoşuna gitti ve:

"Öyleyse buradan kaldır. Evine götür. İyileşince asalım" dedi.

Bu müsaadeden pek sevinen General Mika, Dırar'ı evine götürdü. Orada gözlerini açan Dırar Mika'ya:

"Eğer müslümansan bana yardımını esirgeme. Hristiyan isen insani vazifeni yap." dedi. General Mika:

"Korkma ya Dırar! Muhammed'in aşkına sana her türlü yardımı yaparım. Yeter ki, sen iyileş. Askerinle birlikte firar bile ederiz" dedi.

Mika'nın bu hayat bahşeden sözlerinden pek memnun olan Dırar bir kaç hafta sonra sağlığına kavuştu. Kızkardeşi Havle binti Ezver'e bir mek­tup yazdı ve Mika vasıtasıyla gönderdi. Bu sırada Antakya müslümanlar tarafından muhasara altına alındı. Allahû Teâla herşeye kadirdi. General Mika bir fırsatını buldu ve Dırar İbni Ezver (r.a.) ile arkadaşlarını İslâm ordusu tarafına kaçırdı. Bu kahraman yiğit yeniden zırhını giydi ve rumlara karşı: "Ey ehl-i Salib!.. Evvelce esir tuttuğunuz Dırar benim. Hamran'ı Batros'u öldüren benim" diye meydana atıldı. Karşısına çıkan Istafanı şaşırtıp bir kılıçta yere serdi. Oradan Halid b. Velid (r.a.)'in üzerine  yürüyen  Vardan’a hücum etti. Onu da yere serdi. Vardan öldürülünce rumlar Şam'a doğru kaçışmaya başladılar.

Müslüman meydan insanıdır. Allah yolunda başına gelenlere taham­mül etmeyi ibadet bilir. En zor anlarda bile dini İslâm'dan aldığı izzeti korumasını bilir. Dırar İbni Ezver (r.a.) cihad meydanında izzet dersini okumuştur. O, hiç bir zaman Allah yolunda hayatını tehlikeye atmaktan çekinmedi. Onun nazarında en büyük tehlike, Allah yolunda olamamak­tır. Allah yolunda olmaktan başa gelenlere, taviz vermeden sabır etmesi­ni, direnmesini bilirsek, izzet ve şerefimiz artar. İşte Dırar İbni Ezver (r.a.) daima din uğruna feday-ı can etti. Bu savaşta onunla birlikte üç bin müslüman şehid oldu. Kabri Ürdün'de Dırar köyünde bir mescidin içinde bulunmaktadır. Cenab-ı Hak'tan şefaatlerini niyaz ederiz. Amin. [1]

Sahabeler, İslâm dininden aldıkları izzeti, zillete dönüştürmemenin kavgasını vermişlerdir. Sahabenin fıkhı, bir izzet fıkhıdır. Zillet, meskenet sahabenin hayat iügatmda bulunmayan kelimelerdir. İzzetin kavgasını verenlerin izzeti artar. Bugün İslâm aleminde müslümanlar arasında bir zillet yaşanmaktadır. Bu zilletten kurtulmanın yolu, sahabenin takib ettiği yoldur. Rasûlüllah (sav)'in devrinde sahâbe-i kiram ne ile izzet bulmuşsa, biz de ancak onunla izzet buluruz. Sahabelerin izinde gitmeyenler, zillet bulurlar.



[1] Hayatü's Sahâbe/M. Yusuf Kândehlevî; Hilyetü'l Evliya; El-İsabe Fi temyizi Sahâbe/İbn-i Hacerü'l Askalani; Suverun Min Hayatü's Sahâbe/Abdurrahman Ref'at el- Başa, Beyrut/ty.


ceren
Wed 2 January 2019, 02:46 pm GMT +0200
Esselamu aleyküm.Ömrünü islam yolunda ,Allah yolunda cihad ederek ,peygamber efendimizin sünneti tabi kalarak yaşayan ve şehadet mertebesine erişen Hz.Dırar'a binler rahmet ve binler selam olsun inşallah....

Bilal2009
Wed 2 January 2019, 04:13 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri doğruların yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun