seymanur K
Thu 20 October 2011, 07:17 pm GMT +0200
Hüküm (Karar Vermek)
Kadı yukarıdaki on durumda hüküm vermekten uzak durur. Ayrıca ahlakı çirkinleştiren ve düşünmeyi zedeleyen her durumda da hüküm vermek mekruhtur. Ama verilen hükümler yine de geçerlidir.
Hakim (Kadı)'in kendisi ortağı, ana baba ve dedeleri, çocuk ve torunların lehine hüküm vermesi caiz değildir, verdiği bu kararlarda geçersizdir, ancak bu hallerde aleyhte hüküm verirse geçerli ve caiz sayılır.
Hakimin kendi düşmanı aleyhine vereceği hüküm de caiz değildir, fakat düşmanın lehine olsa caizdir.
Hakimin vereceği hükümler haramı hellaştırmaz. Hakimin hükmü ancak yargı itibirayla geçerlidir bu nedenle vereceği hükümler ayet ve hadis ışığındadır.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Ben ancak bir beşerim. Siz de davalarınızı bana getiriyorsunuz, olur ki biriniz delil getirmekte diğerinden daha da usta olabilir (davasını dahada savunabilir). Ben ise işittiğim söze ve ifadeye göre hüküm veririm. Şu halde bir kimseye kendisine ait olmadığı halde bir kardeşinin hakkını alıp verirsen o bilsin ki kendisine cehennemden bîr parça ayırıyorum demektir" [1]
Hakimin vereceği hükmün sonuçları:
1. Haksız bir iddiada bulunan bir kimse görünürde delillere göre hakim kendisine hakkı verirse de günahkar olur. Bu yolla hak ettiği haramdır, ona helal olamaz.
2. Haksız bir yolla herhangi bir şeyin kendisine ait olduğunu ispatlar ve hakimde lehte hüküm verirse asıl olarak o şey yine ona helal olmaz. Hakimin hükmü günahı kaldırmaz, haramı helal etmez. Çünkü hakim ifadelere göre hüküm verir.
3. Hakimin hükmü gerçek manada Allah katında her ne kadar haramı helal kılmıyorsada bütün gücünü sarfederek hüküm vermekte hata ederse günahkar olmaz, üstelik Allah katında yine de bir sevap alır. Nitekim bunun hükümleri geçti.
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Buhari, 6748; Müslim, 1713