sumeyye
Tue 16 February 2010, 11:51 am GMT +0200
Hubeyb b. Adiyy İle Zeyd b. Desinne´nin Başlarına Gelenler
Hubeyb b. Adiyy ile Zeyd b. Desinne ve Abdullah b. Târik müşriklerin sözlerine kanarak bulundukları yerden yanlarına inip teslim oldukları zaman, müşrikler onların ellerini yay telleriyle sımsıkı bağladılar.[62]
Mekkelilere satmak için, Mekke´ye doğru götürdüler.
Mekke yakınındaki Zahran´a vardıkları zaman, Abdullah b. Tank, bağladıkları ipten elini çıkarıp kılıcına yapıştı.
Hüzeylîler geri çekildiler, onu taşa tuttular ve taşla şehit ettiler.
Kendisinin kabri Zahran´da bulunmaktadır.[63]
Yüce Allah ondan razı olsun!
Hüzeylîler, Hubeyb b. Adiyy ile Zeyd b. Desinne´yi Mekke´ye götürüp satılığa çıkardılar.
Hubeyb´i Huceyr b. Ebi İhab, öldürülmüş olan babasının karşılığı olarak öldürmek üzere, satın aldı.
Zeyd b. Desinne´yi de, babası Ümeyye b. Halefin karşılığı olarak öldürmek üzere, Salvan b. Ümeyye satın aldı.
Hubeyb b. Adiyy, Maviye adlı kadının evindeki bir hücrecikte; Zeyd b. Desinne de Salvan b. Ümeyye´nin kölesi Nıstas´ın evinde hapsedildi.[64]
Huceyr b. Ebi İhab´ın (sonradan Müslüman olan) kölesi Maviye Hatun der ki:
"Hubeyb, benim yanımda, evimde hapsolunmuştu.
Bir gün, Hubeyb´in yanına varınca gördüm ki, elinde adam başı gibi büyük bir üzüm salkımı bulunuyor ve o ondan yiyordu![65]
O zaman, Mekke´de,[66] hatta Allah´ın bütün yeryüzünde üzümün tanesi bile var mıydı, bilmiyorum ![67]
Kendisi zincirle bağlı olduğu halde, bunu ona nzık olarak ancak Allah veriyordu!
Ben Hubeyb´den daha hayırlı bir esir görmedim![68]
Hubeyb Kur´ân okur, teheccüd namazı kılardı.
Onun okuduğu Kur´ân´ı dinleyen kadınlar rikkate gelir, ağlarlardı.
Hubeyb´e:
´Ey Hubeyb! Senin herhangi bir ihtiyacın var mı?´ diye sormuştum.
´Hayır! Senin bana tatlı su içirin enden, putlar adına kesilen hayvanların etlerini tattırmamandan, bir de, öldürülmek istenildiğim zamanı bana haber vermenden başka birşeye ihtiyacım yok!´ dedi.
Haram olan aylar çıkıp kendisini öldürmeye karar verdiklerini bildirdiğim zaman, vallahi, onun bundan hiçbir korku ve kaygı duyduğunu görmedim.[69]
Öldürüleceği gün gelip çatınca, Hubeyb:
´Bana bir bıçak (ustura) gönder ki, onunla (ölüm için) etek temizliği yapayım?´ dedi.[70]
Bunun üzerine, üvey oğlum Ebu Hüseyn´e[71] bir ustura verdim ve:
´Bunu, şu evdeki adamın yanına gir de, kendisine ver!´ dedim.
Sonra da, kendi kendime:
´Ben ne yaptım?! Vallahi, adam bu çocuğu öldürmekle öcünü alır, böylece adama karşı adam öldürülmüş olur!?´ dedim.
Hubeyb usturayı çocuğun elinden aldı.[72]
Çocuğun Hubeyb´in dizine oturmuş ve usturayı da Hubeyb´in elinde olduğunu görür görmez, son derece korktum.
Hubeyb, korktuğumu anlayınca, bana:
´Çocuğu öldürürüm diye mi korkuyorsun?!
Korkma! İnşaallah, ben böyle birşey işlemem ![73]
Haksız yere cana kıymak bizim hal ve şanımızdan değildir!´ dedi.[74]
Bunun üzerine, ona:
´Ey Hubeyb! Ben sana Allah´ın emânıyla emniyet ettim.
Sana verdiğim usturayı senin İlâhın için verdim. Yoksa, oğlumu öldüresin diye vermedim!´ dedim.
Hubeyb:
´Ben senin oğlunu öldürecek bir kimse değilim! Dinimizde haksız yere cana kıymak bize helâl değildir!´ dedi.
Kendisini, hapisten çıkaracaklarını ve ertesi günü sabahleyin de, öldüreceklerini haber verdim."
Müşrikler; öldürmek üzere kararlaştırdıkları gün gelince, Hubeyb ile Zeyd´in zincirlerini çözdüler ve kendilerini Mekke Haremi dışında bulunan, Mekke´ye iki fersah uzaklıkta olan Ten´im´e götürdüler. Kadın, çocuk, köle.. Mekke halkının hemen hepsi, seyretmek için birlikte gittiler.[75] Hubeyb ile Zeyd Ten´im´e götürülürlerken, başlarına gelene karşı sabırlı olmayı, katlanmayı birbirlerine tavsiye ettiler.[76]
Müşrikler Ten´im´de bir çukur kazdılar, kuru ve uzun bir ağaç gövdesini o çukura diktiler.
Hubeyb´i onun yanına götürdüler.[77]
Hubeyb:
"İki rekat namaz kılmak için bana müsaade ediniz!" dedi.
Kendisini, namaz kılmak için, bıraktılar.
Hubeyb, hafifçe iki rekat namaz kıldıktan sonra:
"Vallahi, eğer hakkımda ölümden korktu da namazı bunun için uzatıyor diye zannetmeyecek olsaydınız, namazımı uzatırdım!" dedi ve:
"Bunların hepsini helak et, birer birer canlarını al! Hiçbirini sağ bırakma![78]
İlâhî! Ben şuracıkta düşman yüzünden başka yüz göremiyorum ![79]
İlâhî! Şuracıkta, Resûlüne elçi olarak gönderilecek bir kimse bulamıyorum! Resûlüne selâmımı sen tebliğ et![80]
İlâhî! Biz Senin Resûlünün elçiliğini tebliğ ettik.
Sen de bize yapılanı sabahleyin Resûlüne tebliğ et!" diyerek dua etti.[81]
Cebrail Aleyhisselam, gelip bunu Peygamberimiz Aleyhisselama haber verdi.[82]
Hubeyb´i darağacına kaldırıp sıkıca bağladılar.[83]
Urve b. Zübeyr ve Musa b. Ukbe´den rivayet edildiğine göre;[84] Bediide öldürülen müşriklerin oğulları darağacında bağlı olan Hubeyb´i silahlarıyla yarmaya, yırtmaya giriştiler.[85]
Hubeyb, okuduğu beyitlerde:
Her taraftan birçok halkın, çoluk çocukların kendisinin başına toplandığını,
Asılmak üzere uzun bir ağaç gövdesine yaklaştırıldığını,
Bağlı olduğu için herkesin elinden geldiği kadar kendisine düşmanlık ettiğini,
Hem çektiği mihnet ve meşakkat, hem de garipliğinden dolayı Cenab-ı Hakka şikayetlendiğini,
Din düşmanlarının yaptıkları, özellikle etlerini yarıp yırtmak suretiyle reva gördükleri işkencelerden dolayı kurtuluş ümidi kalmadığından Yüce Arş Sahibinden sabır istediğim,
Uğradığı bu musibetin Allah yolunda olduğu cihetle, kesilen, biçilen, yarılan, yırtılan uzuvlarından dolayı me´curolacağını,
Teklif ettikleri küfür ve irtidadı kabul etmektense, ölümün kendisine daha kolay olduğunu,
Her ne kadar bir ara gözleri yaşla dolar gibi olmuşsa da yaş akmadığını ve er geç öleceği cihetle, kendisinin ölümden çekincesi olmayıp ancak Cehennem ateşinin hararetinden korktuğunu, hiçbir suretle düşmanlara boyun eğmeyeceğini,
Sabırsızlık göstermeyeceğini,
Dönüş yerinin huzûr-u ilahî olacağını... dile getirdi.[86]
Beyitlerinin sonunda da:
[62] Zührî, Megâzî, s. 67, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 354, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 294, Buhârî, Sahîh, c. 4, s.29, Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 506, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 324, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 120, İbn Seyyid, c. 2, s.40, Zehebî, Megâzî, s. 187, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 62, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 199.
[63] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 180, Vâkıdî, c. 1, s. 357, İbn Sa´d, c. 2, s. 56, Taberî, c. 3, s. 30, Beyhakî, c. 3, s. 327, İbn Seyyid, c. 2, s. 42, Zehebî, s. 190, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 64-65.
[64] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s. 357, İbn Sa´d, Tabakât, c. 2, s. 56.
[65] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 181, Vâkıdi, Megâzî, c. 1, s. 357, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 302, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 331, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 65.
[66] Zührî, Megâzî, s. 68, Abdurrezzak, M usannef, c. 5, s. 354, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 41, Taberî, Târîh, c. 3, s. 31, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 440, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 121, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 325, Zehebî, Megâzî, s. 188, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 63.
[67] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 181, Vâkıdî, c.1, s.357, İbn Sa´d, c.8, s. 302, Beyhakî, c.3, s. 331, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 65.
[68] Zühri, Megâzî, s. 68, Vâkıdî, c. 1, s. 357, Abdurrezzak, c. 5, s. 354, İbn Sa´d, c. 8, s. 301-302, Ahmed b. Hanbel, Müsned,c. 2, s. 294, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 4, 1 Taberî, c. 3, s. 31, İbn Abdilberr, c. 2, s. 440, Beyhakî, c. 3, s. 325, İbn Esîr, c. 2, s. 121, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 41, Zehebî, s. 188, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 63.
[69] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s. 358, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 302.
[70] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 181, Vâkıdî, c.1, s. 358, İbn Sa´d, c. 8, s. 302.
[71] Vâkıdî, c. 1,5.358, İbn Sa´d, c. 8, s. 302.
[72] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 181, Vâkıdî, c.1, s. 358, İbn Sa´d, c. 8, s. 302.
[73] Zührî, Megâzî, s. 68, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 354, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 294, Buhârî, Sahîh, c. 5, s.41, Taberî, Târih, c. 3, s. 31, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 440, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 325, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 120-121, İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 41 , Zehebî, Megâzî, s. 188, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 63.
[74] Taberî, Târîh, c. 3, s. 31.
[75] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s. 358, İbn Sa´d, Tabakâtü´l-kübrâ, c. 8, s. 302.
[76] Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 362, Diyarbekrî, Târîhu´l-hamîs, c. 1, s. 456.
[77] Vâkıdî, Megâzî, c.1, s. 358, İbn Sa´d, Tabakât, c. 8, s. 302.
[78] Zührî, Megâzî, s. 68, İmam Muhammed, Siyer, c. 1, s. 227, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 355, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 294, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 29, c. 5, s. 41, Taberî, Târîh, c. 3, s. 31 , Ebu Nuaym, Delâilü´n-nübüvve, c. 2, s. 507, Beyhakî, Delâil, c. 3, s. 325, İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 121 , İbn Seyyid, Uyûnu´l-eser, c. 2, s. 41, Zehebî, Megâzî, s. 189, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 63, Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 200.
[79] İmam Muhammed, Siyer, c. 1, s. 226, Vâkıdî, Megâzî, c. 1, s. 360, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 326, İbn Seyyid, c. 2, s. 43, Heysemî, c. 6, s. 200.
[80] İmam M uhammed, Siyer, c. 1, s. 226, Vâkıdî, c. 1, s. 360, Ebu Nuaym, c. 2, s. 508, Beyhakî, c. 3, s. 326, 331, İbn Seyyid, c.2,5.43.
[81] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 182, Zehebî, s. 178, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 66.
[82] Vâkıdî, c. 1, s. 360, Ebu Nuaym , c. 2, s. 508, Beyhakî, c. 3, s. 326.
[83] İbn İshak, İbn Hişam, c. 3, s. 182, Vâkıdî, c.1, s. 360, Ebu´l-Fidâ, c. 4, s. 66.
[84] Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 66.
[85] Heysemî, Mecmau´z-zevâid, c. 6, s. 200.
[86] İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 3, s. 1 85-1 86, Beyhakî, Delâilü´n-nübüvve, c. 3, s. 328-329, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 441 , İbn Esîr, Usdu´l-gâbe, c. 2, s. 121 -122, Zehebî, Megâzî, s. 190, İbn Kayyım, Zâdu´l-mead, c. 2, s. 121 -122, Ebu´l-Fidâ, el-Bidâye ve´n-nihâye, c. 4, s. 67.