hafız_32
Mon 4 October 2010, 06:20 pm GMT +0200
Dördüncü bölüm
HRİSTİYANLAR VE BAZI GELENEKLERİ
A) Taharet:
Asr-ı Saadette, Pavlus'un emrine girmemiş, Musevilikle irtibatım koparmamış bazı Hristiyan tarikatları vardı. Bunlar Muse-vi-Hristiyanlar olarak da adlandırılmaktadır, işte bu tarikat mensupları, ibadetlerinden önce abdest almaktaydılar.[560] Gusül abdesti ise başlangıçta Hristiyanhkta da mevcut olmasına rağmen, Hristiyan azizlerinden Pavlus'un tasarrufları sonucu kaldırılarak, yerine vaftiz uygulaması getirilmiştir, ilk Hristiyanlar-dan Ebonitler'de guslün mevcut olduğu kaydedilmektedir.[561] Halçn vaftizde su kullanılması, Doğu Kilisesinde, vaftiz edilen kimsenin tamamen suya batırılması, vaktiyle Hristiyanlarda da guslün var olduğunu gösteren hususlardandır.[562] Hz. Peygamber döneminde, vaftiz edilecek kimseler "Ma'mudiye" denilen sarımtırak bir suya batırılır ve buna ta'mid (vaftiz) denirdi. Gerçekten Hristiyan olmayı da buna bağlarlardı. Bu husus Kur'ân-ı Kerim'de de haber verilmiştir.[563]
B) Namaz:
Ashab-ı Kehf le ilgili olarak Kur'ân'da geçen "Mescid" kelimesi ilk Hristiyanların namaz kıldıklarını göstermektedir.[564] Lût Gölü nde bulunan ve Essenîler'e ait olan bazı vesikalarda "Mescid" kelimesi kullanılmaktadır. Bu vesikalarda "Bizim ibadet ettiğimiz yer, Tanrı için başımızı koyduğumuz yerdir1' denilmektedir.[565]
Nabatî ve Süryanî dillerinde, tapınılan ve kutsal varlıklar önünde diz çökülen yer anlamında "Masgeda" kelime kullanılmıştır.[566] Ayrıca, Doğu Hristiyanları, kendi ibadetlerine "Salat" adım vermekteydiler. Bundan hareketle bazı müsteşrikler, islâm'daki namazın Doğu Hristiyanları'ndan esinlenerek tanzim edildiğini ileri sürmüşlerdir.[567] A. J.Wensinck ise, namazla Yahudi ve Hristiyanla-ruı dini âyinleri arasında benzerlik kurmakta ve Aramice'de Selo-ta kelimesinin katlamak, bükmek anlamında olup, namaz gibi âyin şeklindeki dua manasına kullanıldığını söylemektedir.[568] Bu durum, namaz ibadetinin Hristiyanlara da emre dil diğini ve Hz. Peygamber'in çağında Doğu Hristiyanlarmın tahrif edilmiş şekliyle de olsa, bunu devam ettirdiklerim göstermektedir. Nitekim Hristiyanlarm ibadetinde de namazda olduğu gibi, kıyam, secde ve kade durumları göze çarpmaktadır.[569] Süryanilerin ise rüku ve sücudlu namazları olduğu nakledilmektedir.[570] Asr-ı Saadette Hristiyanlar da Yahudiler gibi Kudüs'e dönerek ibadet etmekteydiler. [571]
C) Yıllık İbadet Ve Bayram Günleri:
1- Noel Bayramı
Hristiyanhğm en büyük iki bayramından birisidir ve ilk olarak 336'da kutlanmaya başlanmıştır. Ortaçağ başlarında Doğu Hristiyanları, Noel'i 6 Ocak'ta kutluyorlardı. Daha sonra Gregori-us'un teklifi üzerine 25 Aralık'ta kutlanmaya başlandı. Hz. isa'nın doğumu vesilesiyle kutlanılan bu bayramın, miladî takvim yılı başlangıcı olan Yılbaşı ile bir ilgisi yoktur.[572] Bu bayramda kiliselerde âyin yapılır, Eski Ahid ve Inciller'den parçalar okunurdu. [573]
2- Paskalya
Hz. isa'nın dirilişini sembolize eden bu bayram Hristiyanlı-ğın en büyük bayramıdır. Nisan ayının 15'inden so "aki pazar'a tesadüf etmektedir. Bu bayram bir hafta sürerdi. Bu süre içinde Hz. isa'nın çektiği cefaları dile getiren incil metinleri okunmaktaydı.[574] Pazar günü ise Kiliselerde törenler düzenlenir, Paskalya çörekleri hazırlanır, Paskalya yumurtası pişirilir, dualar edilirdi. [575]
3- Meryem Ana Günü
Ağustos'un 15'ine yakın Pazar günü kutlanır ve bu günde kadınlara kızlara Hz. Meryem'in iffeti temsili olarak anlatılırdı. Bütün Hristiyan mezhepleri, Hz. isa'nın annesi Hz. Meryem'in göklere çıktığı günü törenlerle kutlayıp bayram düzenlerlerdi. [576]
D) Cenaze İle İlgili Gelenekler:
ilk devir Hristiyanları cenazelerini yıkıyorlar, kefenliyorlar, daha sonra da toprağa defnediyorlardı. Bu husus indilerde ve Hristiyanlığm diğer kutsal metinlerinde belirtilmektedir.[577] Hristiyan cenazeleri, ölünün başı Kudüs'ü gösterecek şekilde mezara defnedilirdl Papazın ölünün mezarı başında bir konuşma yapması bir gelenekti. Kutsal metinlerden bazı kısımlar okunması, dualar yapılması da âdetti. [578]
E) Oruç:
Oruç ibadeti Hristiyanlık'ta da mevcut olup, Kilise'nin üçüncü emridir.[579] Ancak oruçla perhiz aynı manada mütalaa edilmiştir. Kur'ân-ı Kerim'deki, orucun daha Önceki milletlere de farz kılındığından bahseden ayetten, vaktiyle bu ibadetin Hristiyanlara da farz kılınmış olduğunu anlıyoruz.[580] Kaydedildiğine göre Hristiyanlara da Ramazan orucu farz kılınmıştı. Fakat daha sonra onlar, çeşitli sebeplerle bu orucun vaktini değiştirip, sayısını elli güne çıkarmışlardı. Orucun keyfiyetini de değiştirerek, perhize dönüştürmüşlerdi.[581] Inciller'de de Hz. Isa ve ilk Hristiyanlarm tuttukları oruçtan bahsedilmektedir.[582]
Hristiyanhğm ilk asırlarında, Hz. isa'nın çarmıha gerildiğine inanılan "ızdıraplar Cuması"nın orucu halk arasında yaygındı. Ayrıca bir çok ülkede her Çarşamba ve her Cuma günü oruç tutulmaktaydı.[583] Hristiyan inancına göre Hz. îsa Çarşamba günü ele verilmiş, Cuma günü haça gerilmiş, cumartesi günü de gömülmüştü. Bu sebeple bu günler, tevbelerin kabul edildiği günler sayılır ve bu günlerde oruç tutulurdu. Hristiyanlar Asr-ı Saadet'te bu geleneği sürdürmekteydiler. Bu yüzden Hz. Peygamber, onlara muhalefet etmek maksadıyla, sadece Cuma, Cumartesi ve Çarşamba günleri oruç tutulmasını yasaklamıştı.[584] Bunun dışında Hristiyanlar Çareme (Büyük Perhiz) denilen "Kırk Günlük" bir süre boyunca da oruç tutmaktaydılar. Bu, Paskalya Günü'nde sona eren bir perhiz süresiydi. Bu oruç, Hz. isa'nın tuttuğu kırk günlük orucu taklid etmek gayesiyle tutulurdu. Miladî III. asırdan sonra ortaya çıkmıştı.[585] Perhiz ise, et ve et sularına, süt ve tereyağma karşı yapılırdı. Hristiyanlarm tuttuğu diğer bazı oruç günleri de vardı.[586]
F) Hac:
Ortodokslar tarafından, Kudüs'e yapılan ziyaret için kullanılan "Hagia-Hadg" kelimesi, Hristiyanlarm hac ibadetiyle olan ilgilerini göstermektedir. Orta Çağ'da Hristiyanlar, günahlarım affettirebilmek için hac yaparlardı. Hac ise, Hz. isa'nın hayatına ait hatıraların bulunduğu mukaddes yerlere, Roma'daki dini liderlerin bulunduğu mukaddes merkezlere, bazı din büyüklerine nisbet edilen kutsal yerlere gitmekle ifa edilirdi. Hristiyan Mezhepleri haccın farz oluşu konusunda ittifaka varamamışlardır. Genel manada düşünülecek olursa, Hristiyanlık'ta haccı ifa edebilmek için Kudüs'e gidilirdi. II. Asırdan itibaren Beytü'l-Lahim (Betlehem) ve Zeytindağı esas hac yerleri olarak kabul edilmiş ve ziyaret mahalli haline getirilmiştir.[587]
Hristiyanlık'ta, Hz. isa'nın çarmıhını taşıyarak Golgota'ya kadar yürüdüğüne inanılan yola "Hac yolu" denilmektedir.[588] Bu açıdan Kudüs, Yahudi ve Hristiyanlarca hac için mühim bir ziyaret yeridir. İnançlarına göre, Hz. isa'nın çarmıha gerildiği Golgota tepesi, Hz. İsa'nın mezarı, Kamame Kilisesi vs. yerler önemli mekanlardır. Kudüs, 4. Asırdan beri aralıksız olarak hac merkezliği yapmaya devam etmiştir. Konstantin zamanında Çarmıh Tepe-si'nde bazı kiliseler inşa edilmiş, Hz. isa'nın gömülü olduğu ileri sürülen bir mağara keşfedilmiştir.[589]
G) Sünnet Olma:
Luka incil'inde kaydedildiğine göre, Hz. Isa doğumunun 8. günü sünnet edilmiştir.[590] Katolik Hristiyanlar da 4. asra kadar Hz. İsa'nın sünnet olduğu 1 Ocak tarihini bayram olarak kutlamışlardır.[591] Latin Kilisesi'nde kutlanması mecburi olan yortular arasında Hz. isa'nın Sünneti (Sirkonsizyon) de bulunmaktaydı.[592] Hz. Isa zamanında ilk hristiyanlardan bir grub, "Sünnet, kalbi bü-rüyen perdeyi atmaktır" diyerek, bu geleneği terketmişlerdir. Halbuki Pavlus, kendisi de sünnet olmuştu.[593]
Sünnek geleneği, Musevî Hristiyanlar veya Sünnet Kilisesi diye adlandırılan Hristiyanlar tarafından devam ettirilmiştir. Bu Musevî-Hristiyanlara göre Pavlus, hain ve iki yüzlü bir düşmandı. Onlardan kalan belgeler bu hususa işaret etmektedir. Musevî-Hristiyanlar, Batı'da çok çabuk erimiş, ancak Doğu'da Filistin, Arabistan, Doğu Ürdün, Suriye ve Mezopotamyada 4. asra kadar varlıklarım devam ettirmişlerdir. Bazı izleri, Sami kültürünü yitirmeden Büyük Kilise geleneğine yetişmiştir. Habeşistan ve Kaide Kiliselerinde onların izleri devam etmiştir.[594] Hristiyanlarda sünnet olmayı emreden tek kilise ise Habeşistan Kilisesi idi.[595]
Barnaba İncilinde de sünnetten bahsedilmekte, sünneti kaldıran Pavlus ve arkadaşları küfür taliminin müjdecileri olarak suçlanmaktadır.[596] Musevî Hristiyanlar'dan olan Mısır'daki Hristiyanlar arasında da sünnet devam etmişti.[597] Ancak bu Kilise'ye bağlı olmayan diğer hristiyanlar, sünneti terketmişlerdi. Arap şairlerinden Îmruul-Kays, bir defasında Bizans İmparatoru ile hamama girmiş ve onun sünnetsiz olduğunu görmüştü.[598] Hadis kaynaklarımızın naklettiği bir rivayetten de Hz. Peygamber çağında Rumlar'm sünnet olmadığını anlamaktayız. Buna göre Bizans İmparatoru Hirakl, gökyüzüne bakmış, "Sünnetlilerin Hükümdarının" zuhur ettiğini görmüş ve tebaası arasında kimlerin sünnet olduğunu sormuş, kendisine Yahudilerin sünnet oldukları bildirilmişti.[599] Hz. Hasan, Hz. Peygamber zamanında Rum ve Habeş asıllı olan bazı kimselerin müslüman olduklarını, ancak bunlara sünnet olmalarının emre dilmediğini söylemiştir.[600] Guseym b. Kelib ise, dedesinin Hz. Peygamberin huzurunda müslüman olduğunu ve Hz. Peygamberin dedesine, "Sünnet olmasını emrettiğini, nakletmiştir.[601] Bu durum, Hz. Peygamber döneminde sünnet olanlar ve sünnet olmayanlar diye iki grup hristiyan topluluğunun mevcut olduğunu göstermektedir. Bu dönemde sünnet olan Hristiy ani arın, Musevî-Hristiyan geleneğinin izlerini taşıdıkları açıktır. [602]
H) Nikâh :
Hristiyanlık'ta evlilik bir Tanrı buyruğu, dini bir görev olarak kabul edilir. Evlenme papazın idaresinde gerçekleşir. Evlilik anlaşması, Hz. İsa tarafından bir sır haline getirilmiştir. Nikah töreni esnasında İncil'den parçalar okunur, ilahiler söylenir ve yeni evlilerin mutlu olmaları için dualar edilir.[603] İlk dönem hristiyan-larında düğün ziyafeti de verilirdi.[604] Biraz şekil değiştirmiş olarak mehir uygulamasına benzer bir gelenek de mevcuttu ve buna "Drahoma" denilmekteydi.
Hz. Peygamber döneminde Hristiyan Rumlar, "Gıyle" denilen bir uygulamaya başvuruyorlardı. Gıyle, bir kimsenin emzikli olan hanımıyla cinsel ilişkide bulunmasıydı. Hz. Peygamber bunu yasaklamak istemişse de sağlık açısından zararsız olduğu gerekçesiyle vazgeçmiştir.[605]
Hristiyanlarda, yasak olan günlerde evlenme töreni yapılamazdı.[606] Ayrıca Rahiblik ve Rahibelik adı altında evlenmeme teşvik edilmiştir. Bu hususu da Pavlus yerleştirmiştir. Ruhbanlık, aslında Hristiyanlık'ta olmayan bir meslektir.[607] İslâm'ın geldiği dönemde de yürürlükte olan bu uygulamayı Hz. Peygamber reddetmiştir.[608]
Inciller, evlenilmesi yasak olan kimseler konusunda Tevrat'ı izlemektedirler. Bu sebeple, yakınlar arası evlilik Hristiyanlarda da yasaktır. Anne-baba, kardeş, süt kardeş, hala, teyze gibi kan yakınlığı, kızkardeşi yaşarken baldız, üvey çocuk gibi aile yakınlığı olan kimselerle evlenilmezdi. Bir baba üvey kızıyla evlenemedi-ği gibi, üvey kardeşle de evlenilemezdi.[609] Evli bir kadınla da evlenilmezdi. Hristiyanlık'ta boşanma olmadığı için, evli bir kadının kocasını bırakıp bir başkasıyla evlenmesi de söz konusu olamazdı ve bu bir zina sayılırdı.[610] Vaftiz anne-babası ile vaftiz evladı arasında da evlenme yasaktı. Yabana din mensupları ile de evlenilemezdi. Kilise'nin ilk yıllarında buna izin verilmişse de,,sonraları bu kesin olarak yasaklanmıştır.[611] Orta Çağ'da yabancı din mensuplarıyla evlenen hristiyanlara çok sert davramlmış, bunlar yakılarak idam edilmişti.[612]
Orta Çağ ve daha sonraki devirlerde hristiyanlar arasında çok evlilik yaygındı. Eski ve yeni Ahid'in hiç bir cümlesi bunu yasaklamamıştı. İlk asırlarda hiç bir konsil veya din işleri kurulu da buna karşı çıkmamıştı. Orta Çağ'da papazlar bile çok kadınla evlenebilmekteydi. Üstelik Hristiyan din büyüklerinden Saint Chrisostum, Saint Ağustm, Papa Gregoir vs. kimseler, çok evliliğin caiz olduğunu söylemekteydiler. Büyük Konstantin'in oğlu Velenintanus, Frank Kralı Clother ve oğulları, Pepin ve Charla-gamne, Alman İmparatorları çok kadınla evlenmişlerdir. Romalılarda çok kadınla evlilik fiilen çok yaygındı. Bu gelenek Hristiyan-lık'tan sonra da devanı etmişti. Roma imparatoru II. Valentinien çok kadınla evliliği mubah sayan bir emir çıkarmış, ancak hiçbir hristiyan din adamı itiraz etmemişti. Bu durum, imparator Jüsti-nien zamanına kadar böyle devam etmiş, Jüstinien iktidara gelince çok evliliği yasaklamıştı. Ancak bu yasak da hristiyanlardaki çok evlilik geleneğini değiştiremedi ve bu husus 19. asra kadar devam etti.[613] Bundan sonra tek eşlilik yerleşmeye başladı. [614]
I) Boşanma:
Elde mevcut indilerde yer alan ifadelerden, Hıristiyanlık'ta boşanmanın caiz olmadığını anlamaktayız. Hz. isa'ya isnad edilen bu sözlerde, boşanan kimselerle evlenenlerin zina yapmış olacakları belirtilmektedir.[615] Pavlusun da boşanmaya karşı çıktığı, yazdığı mektuplarından anlaşılmaktadır.[616]
Hz. İsa'dan nakledildiğine göre, eşlerden birisinin zina yapması durumunda boşanmaya cevaz verilmiştir.[617]
Hristiyanlığa göre, meşru ve kutsallanmış bir evliliğin bozulması imkansızdır. Yalnız ölüm evlenme anlaşmasını bozabilir. Eşlerden birinin Hristiyanlık'tan çıkması ya da ayrı bir dine mensup olması da sebep olması da ayrılık sebebi sayılmaktadır.51 Fakat zina durumunda boşanmaya cevaz verdiği kaydedilen Hz. isa'nın, mutlak anlamda boşanmayı kaldırdığını söylemek doğru olmamalıdır. Ayrı dinden olma durumunun da boşanma sebebi sayıldığı Hristiyanlıkta, aslında şiddetli geçimsizlik sebebiyle de boşanmaya izin verildiği, fakat bunun sonraki kimselerin tasarrufları sonucu ortadan kaldırıldığı düşünülebilir.[618]
İ) Yiyecek - İçecekler:
Hıristiyanlık'ta, kan, putlara kurban edilenler ve boğulmuş olanları yemek yasak kılınmıştır.[619] Cuma ve diğer perhiz günlerinde de et yemek yasaktı. Bu perhiz, et suları, süt ve tereyağını da kapsamına almaktaydı.[620]
Domuz eti yemek ise Hristiyanlık'ta helal sayılmıştır. Ancak ilk Hristiyanîık (Musevi Hristiyanlar), domuz etini pis olduğu gerekçesiyle haram saymaktaydılar.[621] Hristiyan azizlerinden Pet-rus da ilk önceleri domuz etini murdar saymaktaydı.[622] Bütün bu hususlardan, domuzun Hz. Isa zamanında haram kılındığını, ondan sonra Pavlus ve Petrus gibi kimselerin faaliyetleri sonucu helal sayıldığım anlamaktayız. Petrus'un Yafa şehrinde gördüğü bir rüya delil gösterilerek, domuz helal sayılmıştır.[623] Pavlusun mektuplarında da domuz etine cevaz verdiği görülmektedir.[624]
Hristiyanlığın ilk kaynaklarında içkiden sakmdınldığı görülmektedir. Pavlus, "Şarapla sarhoş olmayın, onda edebsizlik vardır" demiştir.[625] Luka Incili'nde ise, Hz. Yahya'nın vasıfları anlatılırken 'Rabbin meleğinin, onun şarap ve içki içmeyeceğini haber verdiği' anlatılmaktadır.[626] Ancak daha sonraları içki, Hristiyan ibadetinin içine dahil edilmiştir. Kilise, şarabın Hz. isa'nın kam olduğunu ileri sürmüştür. Çeşitli kiliselerde ekmek ve şarabla ko-münyon âyini yapılır olmuştur.[627]
BİBLİYOGRAFYA
Ahmed Emin, Yevmü'l-îslâm, Kahire 1958
Ahmed b. Hanbel, Müsned, I-VI, istanbul 1982A402
Alûsî, Ebu"l-Fadl Şihabüddin es-Seyyid Mahmûd (v. 1270), Ruhu'l-Meanî fi Tefsîri'l-Kurâni'l-Azîm ve's-Sebil-Mesânî,
I-XXX, Beyrut tarihsiz. Atar, Fahrettin, İslâm Adliye Teşkilâtı,Ortay a Çıkışı ve işleyişi,
Ankara 1979
Ateş, Ali Osman, Sünnet'in Kabul ve Reddettiği Cahiliye ve Ehl-i Kitab Örf ve Adetleri, Basılmamış Doktora tezi, izmir 1989
Aynî, Bedrüddîn Ebu Muhammed Mahmud b. Ahmed (v. 855),, Umdetü'l-Karî li Şerhi Sahîhi'l-Buharî, I-XXV, Beyrut tarihsiz (el-Müniriyye baskısından ofset).
Barnaba (Barnabas), încil-i Barnaba (Arapçaya tercüme: Halil Seâde), Mısır 1905
Barnaba (Barnabas), The Gospel of Barnabas, Karachi 1974
Bayat, Ali Haydar, Tarihte Sünnet ve Tarihimizde Folklorumuzda Sünnet ve Sünnet Şenlikleri, Basılmamış Doçentlik
Tezi, izmir 1979 Belâzurî, Ahmed b. Yahya (v. 279), Ensâbü'l-Eşrâf, Tahik: M. Hamidullah, Mısır 1959. Beyhakî, Ebu Bekr Ahmed b. el-Hüseyn (v. 458), es-Sünenü'l Kübra, I-X, Haydarabad-Dekkan 1344-1355 Bilmen, Ömer Nasûhî, Hukûk-ı îslâmiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu, I-VIII, istanbul 1967-1970. Brockelmann, C, İslâm milletleri ve Devletleri Tarihi, Tercüme:
N. Çağatay, Ankara 1954 Bucaille, Maurice, Müsbet İlim Yönünden Tevrat-lnciller ve Kur'ân, Tercüme: M. Ali Sönmez, Ankara 1984
Buharı, Ebu Abdillah Muhammed b. ismail (v. 256), el-Câmiu's-Sahlh, I-VIII, istanbul 1979
Buharî, el-Edebü'1-Müfred, 2. baskı, Kahire 1379.
Buhl, Fr. MEB islâm Ansiklopedisi, Tavaf Maddesi
Cerrahoğlu, ismail, Kur'ân-ı Kerim ve Hanîfler. (Makale), Ankara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi sayı:XI, Ankara 1963
Cevheri, İsmail b. Hammad (v. 393), es-Sıhah Tacü'l-Lüğa ve Sıhahi'l-Arabiyye, I-VI, 2. baskı Beyrut 1399
Cilacı, Osman, İlahî Dinlerde Oruç, Hac ve Kurban, izmir 1980
Cohen, A., Le Talmud, Paris 1950
Çağatay, Neşet, İslâm'dan Önce Arap Tarihi ve Cahiliye Çağı, 4. baskı, Ankara 1982
Darekutnî, Ebul-Hasen Ali b. Ömer (v. 385), Sünen, Tahkik: Abdillah Haşim Yemanî, I-IV, Kahire 1386
Darimî, Ebu Muhammed Abdillah b. Abdirrahman (v. 255), Sünen, I-II, Dımaşk 1349
Descuffı, Gluseppe, Hristiyan Dini, 2. baskı 1955
Descuffı, Gluseppe, Dinler Tarihi Ansiklopedisi, I-IIÎ.
Ebu Davud, Süleyman b. el-Eş'âs es-Sicistanî (v.275), Sünen, Tahkik: izzet Ubeyd ed-De'âs-Adil es-Seyyid, I-V, Hıms 1388-1394
Epstein, Isidore, Judaism, Penguin Books, Londonl960.
Ezrakî, Ebu'l-Velid Muhammed b. Abdillah (v. 244), Ahbâru Mekke ve Mâ Câe fıhâ mine'l-Âsâr, Tahkik: Rüşdî es-Salih Melhas, I-II, 3. baskı Mekke 1399; Kabe ve Meke Tarihi, Tercüme: Y. Vehbi Yavuz, istanbul 1974
Fayda, Mustafa, İslâmiyet'in Güney Arabistana Yayılışı, Ankara 1982
Hâkim, Ebu Abdillah Muhammed b. Abdillah en-Nisaburî (v. 405), el-Müstedrek ale's-Sahîhayn, I-IV, Beyrut, tarihsiz.
Halebî, Ali b. Burhaneddîn (1044), İnsanü'l-Uyûn fi Sîreti'l-Emîn ve'l-Me'mûn, I-III, Mısır 1384
Hamidullah, Muhammed, İslâm Peygamberi, Tercüme: Salih Tug, I-II, 4. baskı, istanbul 1980
Hamidullah, Muhammed, Rasûlullah Muhammed, Tercüme: Salih Tuğ, istanbul 1973
Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet'te İslâm 2 / 303
Hamidullah, Muhammed, İslâm Müesseselerine Giriş, Tercüme: ihsan Süreyya Sırma, istanbul 1984.
Hatiboğlu, M. Said, Batıdaki Hadis Çalışmaları Üzerine, (Tebliğ), Uluslararası Birinci islâm Araştırmaları Sempozyumu, izmir 1985, s. 81-94.
Ibnü'l-Cevzî, Ebu'l-Ferec Abdurrahman b. Ali (v. 597), Kitâbü'l-Vefâ bi Ahvâli'l-Mustafâ, Mısır 1382
Îbnü'1-Esîr, Mecdüddin Ebü's-Seâdet el-Mübârek b. Muhammed el-Cezerî (v. 606), en-Nihâye fi GarlbVl-Hadls, Tahkik: Tâhir Ahmed ez-Zâvî-M. Muhammed et-Tanahî, I-V, Beyrut, tarihsiz.
Ibnü'1-Esîr, Izzüddîn Ebu'l-Hasen Ali b. Muhammed el-Cezerî v. 630), Üsdü'l-Ğâbe Fî Ma'rifeti's-Sahâbe, Tahkik: M. ibrahim el-Bennâ, Ahmed Âşûr, I-VII, 1970
Îbnü'1-Esîr, el-Kâmilu FVt-Târih, I-XI, Beyrut 1385
Ibn Habîb, Ebu Ca'fer Muhammed (v. 245), Kitabü'l-Muhabber, Beyrut tarihsiz, (Haydarâbâd 1361 baskısından ofset).
Ibn Habib, Kitabü'l-Munammak fi Ahbâri Kureyş, (Tahkik: Hur-şid Ahmed Faruk), Beyrut 1405
Ibn Hacer, Şihabüddîn Ahmed b. Ali el-Askalânî (v. 852), Fethu'l-Barî bi Şerhi Sahihi'l-Buharî, I-XIII, Beyrut tarihsiz (Bulak 1300 baskısından ofset).
Ibn Hişam, Ebu Muhammed Abdülmelik (v. 218), es-Sîretü'n-Ne-beviyye, Tahkik: Mustafa es-Sakka - ibrahim el-Ebyarî, Abdülhafzz Şelebî, I-IV, 2. baskı, Beyrut 1391
Ibn tshak, Muhammed (v. 151), es-Sîretü'n-Nebeviyye, tahkik: M. Hamidullah, Konya 1401
îbn Kayyım el-Cevziyye, Şemsüddîn Ebu Abdillah Muhamed b. Ebî Bekr (v. 750) Zadü'l-Mead fl Haca Hayri'l-Ibad, I-IV, Beyrut 1392.
Ibnül-Kelbî, Ebü'l-Münzir Hişam b. Muhammed es-Saib el-Kelbî (v. 204), Kitabü'l-Asnam, Tercüme: Beyzâ Düşüngel, Putlar Kitabı, (Metin ve tercüme birlikte neşir), Ankara 1961.
tbnü Kesîr, Ebu'1-Fidâ ismail (v. 774), el-Bidaye ve'n-Nihaye, I-XIV, Kahire 1351. Ibn Mace, Ebu Abdillah Muhammed b. Yezid el-Kazvinî (v. 275),
Sünen, Tahkik: M. Fuad Abdülbâkî, I-ÎI, Kahire 1372-1373. tbn Sa'd, Ebu Abdillah Muhammed (v. 230), et-Tabakâtü'l-Kübrâ, I-IX, Beyrut 1388 el-Kalî, Ebu Ali İsmail b. el-Kasım el-Bağdadî (v. 356), Kitabü'l-
Emalî, I-III, 2. baskı, Mısır tarihsiz. Karaman, Hayrettin, Mukayeseli İslâm Hukuku, istanbul 1974
Kardavî, Yusuf, İslâm'da Helal ve Haram, Tercüme: Ramazan Nazlı, 4. baskı, istanbul, tarihsiz.
Kastallanî, Ebu Bekr Muhammed b. Ahmed (v. 686), İrşâdü's-Sârî li Şerhi Sahihi'l-Buhart, I-XII, Kahire, 1326
Kitab-ı Mukaddes, Eski ve Yeni Ahit, istanbul 1949
Kirmanı, Ebu Abdillah Muhammed b. Yusuf (v. 786), el-Kevaki-
bü'd-Dürari Fî Şerhi Camii's-Sahih li'l-Buharî, I-XXV,
Beyrut 1981 Koksal, M. Asım, islâm Tarihi, (Mekke Devri, Hz. Muhammed ve
islâmiyet) istanbul 1981 Koksal, M. Asım, islâm Tarihi, Medine Devri, Hz. Muhammed ve
islâmiyet), I-XI, istanbul 1980-81 Kurtubî, Ebu Abdillah Muhammed b. Ahmed el-Ensârî (v. 671),
el-Câmi li Ahkami'l-Kur'ân, I-XX, 3. baskı, Kahire
1387. Kutub, Seyyid, Fî Zılali'l-Kur'ân (Tercüme: Emin Saraç, ismail
Hakkı Şengüler-Bekir Karlığa), 2. baskı, istanbul 1971 Kuzgun, Şaban, Hz. İbrahim ve Haniflik, Ankara 1985 Lewis, Bernard, Tlıe Arabs in History, (Arapçaya tercüme: Nebiye
Emîn Fâris-Mahmud Yusuf Zayid), "el-Arab fi't-Tarih",
Beyrut 1954 Malik b. Enes, imam (v. 179), el-Muvatta, Tahkik: M. Fuad
Abdüibakî, I-II, Kahire 1370. Mâverdî, Ebu'l-Hasen Ali b. Muhammed b. Hasen (v. 974), Kitâbü
Ahkâmi's-Sultaniye, Tercüme: Ali Şafak, istanbul
1976. Mergmanî, Burhânüddin Ali b. Ebî Bekr (v. 593), el-Hidaye, I-IV,
Kahire 1384 Meydan Larousse, I-XII, istanbul 1969-1973.
Miras, Kâmil, Sahih-i Buhar' Muhtasarı Tecrid-i Sarih Terceme-si, 4. baskı, Ankara 1976.
Moberg, A., MEB, islâm Ansiklopedisi, Nesî Maddesi. Mu'allaka-tü's-Seb'a, Tercüme: Şerafeddin Yaltkaya, "Yedi Askı", istanbul 1985
Müslim, Ebu'l-Hüseyn Müslim b. Haccac el-Kuşeyrî (v. 261), el-Câmiu's-Sahih, Tahkik: M. Fuad Abdülbâkî, I-V, Mısır 1374-1375
Neciramî, Ebu Ishak ibrahim b.Abdillah, Eymanü'l-Arab fi'l-Ca-hiliyyeti, 2. baskı, Mısır 1382.
Nedvi, Ebu'l-Hasen Ali Hasenî, Dört Rükün, Tercüme: ismet Er-söz, Konya 1969.
Nedvî, Seyyid Süleyman, Asr-ı Sadet, Tebligat ve Talimat, Tercüme: Ali Genceli, istanbul 1967.
Nesaî, Ebu Abdirrahman Ahmed b. Şuayb (v. 303), Sünen, (C. Suyûtî'nin Şerhi ve Sindî'nin haşiyesi ile birlikte), I-VIII, istanbul 1401.
Nevevî, Ebu Zekeriyyâ Yahya b. Şerafüddin (v. 676), el-Minhac fi Şerhi Müslimi'bni'l-Haccac, I-XVIII, 2. baskı, Beyrut 1392
Olgun, Tahir (Mevlevi), Müslümanlıkta İbâdet Tarihi, 2. baskı, istanbul 1963
Örs, Hayrullah, Musa ve Yahudilik, istanbul 1966
Özkuyumcu, Nadir, Hz. Peygamber Devrinde Yahudilere Karşı Güdülen Siyaset, izmir 1985, Neşredilmemiş Yüksek Lisans Tezi.
Razı, Fahrüddin Ebu Abdillah Muhammed b. Ömer (v. 606), Me-fatihu'l-Ğayb Tefsîru Kebîr), I-XXXII, Tahran, 2. baskı. (1937 Mısır baskısından ofset).
Rodinson, Maxime, Hz. Muhammed, Tercüme: Atilla Tokatlı, istanbul 1968
Sarıkçıoğlu, Ekrem, Başlangıçtan Günümüze Dinler Tarihi, istanbul 1983
Sendubî, Hasan, Şerhu Divan-ı îmruVl-Kays, 5. baskı, Kahire, tarihsiz.
Serahsî, Ebu Bekr Muhammed b. Ebî Sehl Ahmed (v. 483), Kitâbü'l-Mebsut, I-XXX, 2. baskı, Beyrut, tarihsiz
Seydişehrî, Mahmud Es'ad, Tarih-i îlm-i Hukuk (Medhal), Dersaadet, 1327-1329. Suyutî, Celalüddîn Abdurrahman b. Ebî Bekr (v. 911), el-Camiu's-Sahih fi Ehadisi'l-Beşîri ve'n-Nezîr, I-II, 5. baskı,
Kahire 1383
Sübkî, Mahmud Muhammed Hattab (v. 1352), el-Menhelü'l-Az-bü'l-Mevrud Şerhu Süneni'l-lmam Ebî Davud, I-X, 2. baskı, Mısır 1394
Süheylî, Ebu'l-Kasım Abdurrahman b. Abd el-Endülüsî (v. 581), Ravdu'l-Unuf fi Şerhi SîretVn-Nebeviyyeti li'bni'l-Hi-şam, Tahkik: Abdurrahman el-Vekil, I-VII, Kahire 1387
Şehristanî, Ebu'1-Feth Muhammed b. Abdilkerîm (v. 584), el-Mi-lel ve'h-Nihal, Tahkik: Muhamed Seyyid Gaylanî, I-II, Mısır 1381
Şevkanî, Muhammed b. Ali es-San'anî (v. 1250), Neylü'l-Evtar Şerhu Münteka'l-Ahbar, I-VIII, Mısır tarihsiz
Taberî, Ebu Ca'fer Muhammed b. Cerîr (v. 310), Camiu'l-Beyan an-Te'vîl-i Ayi'l-Kur'ân, I-XXX, 2. baskı, Mısır 1373
Taberî, Târihu'l-Ümem ve'l-Mülûk, Tahkik: M. Ebu'1-Fadl Ibra-him, I-XI, 2. baskı, Beyrut 1387.
Tirmizî, Ebu Isa Muhammed b. îsa (v. 279), Sünen, Tahkik: A. Muhammed Şakir - M. Fuad Abdülbakî - İbrahim Adve Avad, I-V, Kahire 1356
Tirmizî, Tesmiyetü AshabVn-Nebî, Tahkik: Ali Yardım, DEÜ, ilahiyat Fak. Dergisi, sayı: II, s. 291-348, izmir 1985.
Tümer, Günay, Dinler Tarihi, Ankara 1988
Uğur, Müctebâ, Hicrî LAsırda İslâm Toplumu, istanbul, 1980.
Wensinck,A. J., MEB, İslâm Ansiklopedisi, Kıble Maddesi.
Wensinck,A. J., MEB, İslâm Ansiklopedisi, Teyemmüm Maddesi.
Wensinck,A. J., MEB, İslâm Ansiklopedisi, Niyet Maddesi
Wensinck,A. J., MEB, İslâm Ansiklopedisi, Salat Maddesi
Yazır, Elmalılı Muhammed Hamdi (v. 1358/1942),Hak Dini Kur'ân Dili, Yeni Mealli Türkçe Tefsir, I-IX, istanbul 1979. Zebidî, Muhammed Murtaza el-Hüseynî el-Vasıtî (v. 1206)
Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet'te İslâm 2 / 307
Yazır, Eîmalılı M. Hamdi, Tacü'l-Arûs, I-X, Beyrut, tarihsiz, Mısır 1306 baskısından ofset.
Zevkenî, Kadı Ebu Abdillah el-Hüseyn b. Ahmed v. 486), Şerhu Muallakati's-Seb'a, Beyrut 1382.
Zeydan, C, İslâm Medeniyeti Tarihi, Tercüme: Zeki Megamiz, I-V, istanbul 1974. [628]
[560] Brockelmann, İslâm Milletleri ve Devletleri Tarihi, s.17.
[561] Sankçıoğlu, Dinler Tarihi, s.227.
[562] A.O.Ateş,a.g.e. s. 13-17
[563] Bakara, 2/138; Yazır, Hak Dini, I, 515.
Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateş, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam, Beyan Yayınları: 2/291.
[564] Kehf, 21.
[565] Hamidullah, İslâm Müesseselerine Giriş, s.47.
[566] Rodinson, Hz. Muhammed, s.143.
[567] Rodinson, a.g.e., s.140.
[568] Wensinck, ÎA, Salât Maddesi, X, 112.
[569] Wenksinck, a.g.m., X, 115.
[570] Tiimer-Küçük, Dinler Tarihi, s.165.
[571] Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateş, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam, Beyan Yayınları: 2/291-292.
[572] Tümer-Küçük, a.g.e., s. 157-158; Dinler Tarihi Ansiklopedisi, II, 331
[573] Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateş, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam, Beyan Yayınları: 2/292.
[574] Tümer-Küçük, a.g.e.,s.158.
[575] Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateş, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam, Beyan Yayınları: 2/292-293.
[576] Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateş, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam, Beyan Yayınları: 2/293.
[577] Yuhanna, 11/43-44; Luka, bab: 23; Resullerin İşleri 5/5-6.
[578] Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateş, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam, Beyan Yayınları: 2/293.
[579] Descuffı, Hristiyan Dini, s.179.
[580] Bakara, 2/183-184.
[581] Taberî, Camiu'l-Beyan, II, 129; A.O. Ateş, a.g.e. s. 72.
[582] Matta 6/16-18; Markos 2/18-22; Luka 5/33-38.
[583] Nedvi, Dört Rükün, s.190.
[584] Buharı, Sahih, II, 248; Müslim, Sahih, II, 801; Ebu Davud, Sünen II, 805; Tirmizî, Sünen, III, 120.
[585] A.O. Ateş, a.g.e. s. 74.
[586] A.O. Ateş, a.g.e. s. 77.
Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateş, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam, Beyan Yayınları: 2/293-294.
[587] Cilacı, a.g.e., s.53-54.
[588] Meydan Larousse, V, 490.
[589] Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateş, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam, Beyan Yayınları: 2/294-295.
[590] Luka, 2/21.
[591] Bayat, Tarihte Sünnet, s.16.
[592] Des'mffi, Hristiyan Dini, s.175.
[593] Filipinlilere Mektup, 3/5-6.
[594] Bucaille, Tevrat înciller ve Kur'ân, s.93-96.
[595] Meydan Larousse, XI, 660-661.
[596] Barnaba, İncil, Mukaddime, s.2.
[597] A.O. Ateş, a.g.e. s. 225.
[598] Sendubî, Şerhu Diuan-ı Îmrui'l-Kays, s.111, beyit: 31.
[599] Buharı, Sahih, VII, 56; Müslim, Sahih, I, 221-222.
[600] Buharî, Edebü'l-Müfred, s.428, No:1251.
[601] Ebu Davud, Sünen, I, 253; A.B. Hanbel, Müsned, III, 145.
[602] Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateş, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam, Beyan Yayınları: 2/295-296.
[603] Dinler Tarihi Ansiklopedisi, II, 304.
[604] Yuhanna, 2/1-10.
[605] Müslim, Sahih, II, 1066-1067.
[606] Descuffi, a.g.e., s.173.
[607] A.O. Ateş, a.g.e. s. 258-260.
[608] Buharî, Sahih, VI, 116-117; Müslim, Sahih, II, 1018-1019; îbn Mace, Sünen, I, 592.
[609] Dinler Tarihi Ansiklopedisi, II, 304.
[610] A.O. Ateş, a.g.e. s. 264.
[611] I. Korintoslular, 7/12-15; Descuffî, Hristiyan Dini, s.304-305.
[612] A.O. Ateş, a.g.e. s. 274.
[613] A.O. Ateş, a.g.e. s. 282-284.
[614] Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateş, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam, Beyan Yayınları: 2/296-298.
[615] Matta 19/9, 5/31-32; Luka 16/18.
[616] I. Korintoslulara 7/10-39.
[617] Matta 5/31-32. (51)1. Korintoslular 7/15.
[618] A.O. Ateş, a.g.e. s. 313.
Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateş, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam, Beyan Yayınları: 2/298.
[619] Resullerin İşleri 15/13-29; I. Korintoslular 10/27.
[620] Descuffi, Hristiyan Dini, s.173.
[621] Barnabas, The Gospel of Bamabas, s.2.
[622] Resullerin İşleri, 10/14,11/8.
[623] Resullerin işleri, 10/9-16,11/5-9.
[624] Romalılara Mektup 14/14-20.
[625] Efesoslulara Mektup 5/18.
[626] Luka 1/13-15.
[627] A.O. Ateş, a.g.e. s. 420.
Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateş, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam, Beyan Yayınları: 2/298-299.
[628] Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateş, Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet’te İslam, Beyan Yayınları: 2/301-307.