Eslemnur
Fri 1 October 2010, 04:56 pm GMT +0200
Hilâfet Nazariyesi ve Bunun Altındaki
Siyasi Meseleler
Siyasi Meseleler
Ben şimdi size, İslâmî hükümetin teşkilatını ve bunun çalışma tarzını biraz olsun açıklıyacağım. Şu meseleyi de müteaddit defalar söylemiştim. İslâm'da yegâne ve tek Hâkim Allahu Taalâ'dır. Bu temel usulü gözönünde bulundurarak, şimdi siz şu sual üzerinde düşünebilirsiniz. Yeryüzünde Hak Taalâ'nın kanununu hükümran kılmak için, çalışma yolunu tutanların mevkileri nedir? Ne olmalıdır ve bu mevkileri nasıl elde etmelidirler? O zaman siz yine kendi zihninizde şu şekilde düşünmeniz lâzım gelir: Bu İlâhî kanunu tatbik etmek istiyenlere elbetteki Cenab-ı Hak tarafından bir vekalet, bir tâyin suretiyle selâhiyet verilmiş olması lâzımdır. Sahih ve doğru olarak bu mevkileri ancak islâm onlara vermiştir. Nitekim, Kur'an-ı Kerim'de buyrulmuştur ki:
"Sîzin içinizden, iman edip de sâlih amel tutan kimseleri, Allah yeryüzünde halife tayin etmeyi vaad eder. Nitekim sizden evvelkiler de halife tayin etmişti."
(En – Nur: 55)
İşte bu âyet-i kerime islâm hükümet nazariyesini: (Theory of state) gayet açık ve belirli bir şekilde ortaya koymaktadr. Burada iki esaslı nokta vardır:
Birincisi: İslâm'da hâkimiyet ve hükümet yerine hilâfet kelimesi kullanılmıştır. İslâm nazariyesine göre, Hâkimiyet Allah Taalâ'ya mahsustur. Madem ki, Rabb-ül-alemîn her mekânda ve her yerde hükümran olduğuna göre, islâm hükümetinin başındaki idareci olsa olsa Hâkim Alâh'ın bir halifesi: (Viegerent) olabilir. Bu kimse de ancak kendisine emanet edilmiş olan yetkiler dahilinde (delegated powers) icrai hükümet etmeye müsadelidir.
İkincisi de şu husustur ki, âyet-i kerime'de Halife tayin edilmek vaadi, bütün müminlere verilmiştir, Herhangi bir hususî şahsın halife olabileceği söylenmemiştir. Bundan şu anlaşılır ki, her mümin halife olabilir. Hak Taalâ tarafından müminlere vaad edilmiş bulunan halifelik de umumî hilâfettir. (Popüler vicegererency) Herhangi bir muayyen şahsa, yahut da aileye, hanedana, soya, silsileye, zümreye ve sınıfa mahsus değildir. Her mümin kendi yerine göre, Allah Taalâ'nın halifesidir. Halife olmak hasebiyle, bu müminlerin herbiri de fert fert ve tek tek Allah Taalâ'ya karşı sorumludur.
"Sizlerden her biriniz birer çobansınız ve her biriniz de kendi sürünüzden sorumlusunuz."
(Hadis-i Şerif)
Bu halifelerden herbiri diğer halife karşısında halifelik bakımından hiçbir aşağılık ve seviyesizlik durumunda, değillerdir.