hafiza aise
Thu 29 September 2011, 02:00 pm GMT +0200
HER ŞEYE RAĞMEN, ÇOCUKLARIM İÇİN…
Ekim 2009 49.SAYI
Ben beş senelik evli iki çocuk annesiyim. Eşimle aynı yaştayız. Ben lise mezunuyum, onun okumuşluğu yok. Eşimin aşırı telefonda konuşma alışkanlığı var. Telefonda annesi ile ve de yabancı kadınlarla konuşmayı seviyor. Normalde evde benimle hiçbir şey paylaşmıyor ve beni hiç umursamıyor. Her yere para harcıyor, sağa sola borçlanıyor. Sigarasına ve kontörüne para buluyor ama ekmek parası bırakmıyor. Neden böyle yaptın dediğim zaman beni çılgınca dövüyor. Yaptığı borçları babamın ödemesini söylüyor. Beni de babanın evine git diye kovuyor. Resmen bana zulüm yapıyor. Aslında ben de bu durumda gitmek istiyorum ama iki tane yavrum var. Onları bırakmak istemiyorum. Çünkü eşimin annesi ve babası ayrıymış. Eşimi babaannesi büyütmüş. Öbür kardeşleri yurtta büyümüşler. Ben böyle yapmak istemiyorum. Yasemin Hanım sizin düşünceleriniz benim için çok önemli. Sizce ne yapmam lazım?
AÇMAYAN GÜL / KAYSERİ
Öncelikle içinde bulunduğunuz zorlu koşullardan dolayı Allah yardımcınız olsun. Evlilik her iki tarafın fizyolojik, sosyolojik ve psikolojik olarak ihtiyaçlarının karşılandığı önemli bir kurum. Eşiniz kocalık sıfatının gerektirdiği koruma ve maddi ihtiyaçları karşılama konusunda kendini hiç de sorumlu görmeyen bir erkek sanırım. Oysa evlilik içerisinde kadın ve erkek kendi payına düşen sorumlulukları üstlenmediği taktirde bir çok aksaklıklar meydana gelmekte.
Eşinizin çalışıp çalışmadığından hiç söz etmemişsiniz. Bir erkeğin harcamasının sadece sigara ve kontöre yönelik olması bana çalışmıyor intibaını verdi. Sanırım evlilik sorumluluğu ve bir aileye sahip olmak eşinize oldukça zor geliyor. Zira kendi borcunu kayınpederinin ödemesini beklemesi oldukça saçma. Tüm bu saçmalıklarının üzerine sizi dövmesi ne kadar aciz olduğunu gösteriyor.
Eğer eşiniz evliliğin gerektirdiği sorumlulukları üstlenemiyorsa aile büyüklerinizle konuşup işin vehametini görüşmeniz gerekiyor. Kayınvalideniz tüm bu olup bitenlerden ne kadar haberi var bilmiyorum ama bir an önce ailesini durumdan haberdar edip neler yapılması konusunda mutabakata varabilirsiniz. Zira eşiniz değişmediği taktirde ömür boyu pozitif bir beklenti içine girerek size koca, çocuklarınıza baba olmasını beklerseniz belki de bu beklentiniz defalarca hüsrana uğrayacaktır.
Tüm çiftlerin evlilikte iyi ya da kötü huyları vardır. Fakat rolünün gerektirdiği sorumluluğu yerine getirmemek başlı başına patolojik bir durumdur. Eğer eşiniz ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum sebebiyle iş bulamama gibi bir sebeple evine bakamıyorsa bu ayrı bir durum, fakat başkalarından borç aldığı parayı sadece kendi ihtiyacına harcıyor olması inanılır gibi değil. Gerekirse bir uzmandan destek alıp neden böyle davrandığını ilmi bir teşhisle öğrenebilirsiniz. Hiç değilse hayatınız boyunca pasif bir şekilde yaşamım ne olacak diye sorularla ömrünüzü geçireceğinize bir an önce durumunuzun gerçekliğinin farkına varıp neler yapmanız konusunda gereken adımları atabilirsiniz.
Sizin için en önemli karar bir an önce ne yapmanız konusunda fikir birliğine varabilmeniz. Lütfen bu durum karşısında geçer diye beklemeyin. Mesleki tecrübemle biliyorum ki tedavi edilmeyen her patoloji büyüyerek tüm ailenin fertlerine bulaşır. Buradaki bulaşmaktan kastım asla bir hastalığın bulaşması değil fakat sorumluluğu olan bir kocanın ve de babanın bunu üstlenmeyerek ailedeki herkesi zor durumda bırakması ve bunun neticesinde yaşanacak olumsuz sonuçlara sebep olmasıdır. Unutmayın ki çocukların biyolojik bir babadan fazla sağlıklı bir babaya ihtiyaçları vardır. Allah yardımcınız olsun.
Yasemin UÇAL ABDULLAH