saniyenur
Wed 25 January 2012, 09:54 am GMT +0200
Helaktan önceki azab
Yunus kavminin iman etmesine neden olan azabın helakten önce bir ayet, bir alamet niteliğinde tecelli eden bir azab olduğunu belirtmiştik. Bir uyarı niteliğinde olan bu gibi ayetlerin tecelli edebileceği, Kur'an'ı Kerim'in bir çok yerinde beyan edilmektedir.
Andolsun ki, biz onlara belki dönerler diye o büyük azabtan önce yakın azabtan da taddıracağız. Secde 21
Artık onları kendisinde çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar bırak. O gün, ne hileli düzenleri kendilerine bir yarar sağlayacak, ne de kendileri yardım göreceklerdir. Muhakkak ki o zulmedenlere bundan önce de bir azab vardır, ancak onların çoğu bilmezler. Tur 45. .47
Andolsun, senden önceki ümmetlere de peygamberler gönderdik de onları (isyanlarından dolayı) dayanılmaz zorluklar ve sıkıntılarla çeviriverdik. Olur ki yalvarırlar. (Tevbe ederler diye). Onlara böyle şiddetimiz geldiği zaman yalvarmaları gerekmez miydi? Fakat onların kalpleri katılaşmış, şeytan da yapmakta olduklarını kendilerine süslü göstermişti. Böylece kendilerine hatırlatılanı unuttuklarında, onların üzerlerine her şeyin (nimet, ferah ve zevkin) kapılarını açıverdik. Nihâyet kendilerine verilen şeylerle (sevinip, şımarıp) ferahlandıkları sırada, kendilerini ansızın yakalayıverdik. Artık onlar (o vakit) bütün umutlarından mahrum kaldılar. İşte böylece zulmeden o kavmin kökü kesilmiştir. Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'adır. En'am 42.45
Ayet-i kerimelerde beyan edildiği gibi İlahi davete isyan eden kavimler tehdit edildikleri Sünnetullah gereği helak edilmezden önce dayanılmaz zorluklar, sıkıntılar, kıtlıklar, hastalıklar, yoksulluklar ve birçok musibetler ile uyarılıp-ikaz edilmektedirler. Mesela Firavun kavmi, Sünnetullah gereği helak edilmezden önce böylesi alametler ve güç yetiremeyecekleri sıkıntılarla karşılaşmışlardır.
Biz onlara biri ötekinden büyük olmayan hiçbir ayet göstermedik. Belki dönerler diye onları azabla tuttuk. Onlar (azabı görünce) dediler ki: "Ey büyücü, bizim için Rabbine sana olan va'di (iman edersek azabın kaldırılacağı ahdi) adına dua et. Gerçekten biz hidayete gelmiş olacağız." Fakat biz onlardan azabı giderince, birde görürsün ki onlar verdikleri sözü bozuyorlar. Zuhruf 48.50
Firavun kavminin ve diğer geçmiş kavimlerin karşılaştığı helak öncesi alametleriyle, Kur'an'ı Kerim'e davet edilen ve Sünnetullah gerçeği ile uyarılan bu çağın insanları da karşılaşabileceklerdir. Kur'an'ı Kerim'de beyan edilen yeryüzüne inip yeryüzünü kuşatacak olan duman bu alametlerden bir tânesidir.
Hayır onlar, şüphe içinde eğlenip-oyalanmakta-dırlar. Öyleyse gögün aşikar bir duman getireceği günü gözle. (O duman) İnsanları sarıp-kuşatıverir. İşte bu, acıklı bir azabtır. (Diyecekler ki:) "Ey Rabbimiz, azabı üstümüzden açıp-gider, çünkü biz iman edicileriz." Onlarda düşünüp ibret almak nerede? Onlara (bu günü haber veren) açıklayan bir peygamber, gelmişti. Sonra ondan yüz çevirip: "Bir öğretilmiştir, bir mecnundur " dediler. Biz bu (duman) azabı(nı) biraz (bir müddet) açıp-kaldıracağız. Büyük bir şiddetle yakaladığımız gün, şüphesiz ki Biz intikam alıcılarız. Duhan 9. 16
Duman ayetine şahit olmalarına ve azabın kalkması için Allah'a söz vererek dua etmelerine rağmen azap kaldırılca tekrar isyana, tekrar inkara döneceklerdir. Temiz akıl sahibi kimseler bu duruma hayret edecekler ve "Nasıl olur? Nasıl dönerler?" diyeceklerdir. Hangi cahili değer ölçüsüyle ve hangi şeytani mantıkla dönebilecekleri ise Araf suresinde beyan edilmektedir.
Biz hangi memlekete bir peygamber gönderdiysek, onun halkım (isyanları nedeniyle tevbe etsinler) yalvarıp-yakarsınlar diye mutlaka onları dayanılmaz bir zorluk ve sıkıntıyla yakalamışızdır. Sonra bu sıkıntının yerine iyilik (selamet ve bolluk) verdik. Çoğalınca da şöyle dediler: "Atalarımız da sıkıntılı ve sevinci?günler yaşamışlardı." Bunun üzerine onları farkında değillerken ansızın yakalayıverdik. A'raf 94.95
Azabı gördükten sonra "Biz iman edicileriz" diyen kimselerin veya bu kimselere varis olanların küfre dönme nedeni "Atalarımız da sevinçli ve sıkıntılı günler yaşamışlardı" ifadesinde beyan edilmektedir. Bu ifadeyi söyleyenler; "Karşılaştığımız ve daha sonra kaldırılan azap, isyanımızdan dolayı bizi kuşatan İlahi bir azap değildi. Nitekim bu azap kalkmış, selamet ve refah gelmiştir. Bu gibi olaylar, geçmiş atalarımızın da yaşadığı tabi olaylardır." demektedirler! .
Yerden çıkacak olan Dâbbe'nin: "Siz Allah'ın ayetlerine kesin olarak inanmadınız" diyeceği sapıklar, işte bu sapıkların ta kendileridir.